27 Nisan 2015 Pazartesi

MAURİCE POROT AİLE ÇİZ TESTİ














MAURİCE POROT AİLE ÇİZ TESTİ
Maurice Porot tarafından geliştirilen ve psikanalitik verilere dayanan projektif bir resim testi­dir. Temel amacı, çocuğun ailesi ile olan çatışma­larını açığa çıkarmaktır. Testin tüm gereci: kâğıt, kalem, silgi ve boya kalemlerinden oluşur.
Resim yapmak için gerekli olanaklar verilen ço­cuğa: «Ailenin resmini çiz» talimatı verilir. Zaman kısıtlanmamıştır. Çocuğa dilediği gibi çalışma özgürlüğü tanınır Ancak tüm test süresince denek dik­katle gözlenir. Aileyi oluşturan bireylerin kâğıda dö­külüş sırası belirlenir. Çizim anında resme ve re­simdeki kişilere ilişkin söylediği sözler, mırıldanma­lar, anlamlı davranışlar, kendisine fark ettirilmeden kâğıda geçirilir. Çizimin bitiminde, kâğıtta yer alan kişilerin adlandırılması denekten istenir.
Testin yorumlanması fazla karmaşık değildir. Ancak tüm projektif testlerde olduğu gibi, yorumcu­nun objektif görüş sahibi olmasını gerektirir. Elde edilen sonuçlar tekrar tekrar gözden geçirilmeli, ke­sin bir yargıya varmadan önce genel bir değerlen­dirme yapılmalıdır.
Aile resimlerinde yer alan bireyler, ya bir, ya da iki yatay dizi içinde sıralanırlar. Çocuğun aile için­de en çok değer verdiği kişiler en ön sırada yer alır­lar. İkinci derecede önem taşıyanlar ise, arka planda bulunurlar. Bazen bir üçüncü sıra oluşturulur ki, bu daha çok kalabalık aileye sahip çocukların resimle­rinde görülür. Bütün bunlardan başka, kâğıda çizi­liş sırası da, bireylerin çocuk için taşıdığı önemi belirleyen bir değer taşır.
Çocuk çoğunlukla, aile içinde kendine örnek aldığı, özdeşleştiği kişiyi ilk olarak ve genellikle sayfanın en soluna çizer. Bu aynı zamanda bir onur basamağı sayılabilir. Kalabalık ailelerde en son ola­rak çizilen kişi, genellikle sayfanın en sağına yerleş­tirilir. Bu çoğu kez çocuk için en az değer taşıyan aile bireyidir. Kimi kere sayfaya yerleştirme işi karışık bir sıra izler. Böyle durumlarda resimlerin yapılış sıra­sını belirlemek önem taşır.
Aile bireyleri normal olarak gerçekte sahip oldukları boy orantılarıyla resimde yer almalıdırlar.
Çocuk aile içinde çatıştığı kişileri değişik biçimlerde dışa vurur. Kimi kere bunları aile boy oran­tısına uymayacak şekilde küçülterek, sayfanın en arkasına atar. Kimi kere ise çok çirkin çizer veya bazı öğelerini, kollarını, bacaklarını eksik bırakır. Ça­tışma eğer çok büyükse aile tablosunda ona hiç yer vermeyebilir. Buna karşın, çocuğun kendinin resimde bulunmayışı, her zaman ailesiyle çatıştığı anlamına gelmez. Çatışmayı güçlendirecek başka bir bulgu yoksa bu, bir ressamın yaptığı resme kendini katmayışındaki objektivizm olarak kabullenilmelidir. Yargıya varabilmek için konu üzerinde derinleme­sine araştırma yapmak gerekir. Çocuğun aile için­de kendine verdiği yer de büyük anlam taşır. Kişiler, çocuğa olan uzaklık ve yakınlıklarıyla da önem kazanırlar.
Boya kalemlerinin kullanılış biçimi de, aynı sembolik değerler açısından yoruma tâbi tutulur. Resim­de özenle boyanan kişi, deneğin en çok değer verdiği kişi olarak kabul edilir. Çirkin boyanan veya boyanmadan bırakılanlar daha az bir öneme ve değere sahiptirler çocuk gözünde.
Aşağıda izlediğiniz resim, altı yaşında küçük bir oğlan çocuğuna ait bulunmaktadır.
 
 Denek, büyükannesi, büyükbabası, ana - babası ile birlikte oturmak­tadır. Çalışan ana - baba, çocuklarının bakımını bü­yükanneye bırakmışlardır. Çizimde de, büyükannenin çocuk için taşıdığı önem hemen göze çarpmaktadır. Büyükanneyi simgeleyen resim sayfanın en soluna, ilk olarak ve diğer tüm aile bireylerinden büyük yapıl­mıştır. Bundan başka, büyükannenin dışında ailenin hiç bir bireyine kol takılmamıştır. Bu, büyük anne­ye verilen önemi vurguladığı kadar, onun aile için­deki işlevini de açıkça belirtmektedir. Büyükbaba, ço­cuk gözünde ailenin en az önem taşıyanıdır ve en arka plana bırakılmıştır. Baba en sağda çizilmiş ol­makla birlikte, çocuk kendisini onun yanında ve aşa­ğı ukarı eş büyüklükte çizerek özleştiği kişinin o olduğunu belirtmektedir. Bir bakıma kendini de en az baba kadar önemli görmektedir. Anneye resmin ağırlık merkezinde yer verilmiştir. Anneanneden son­ra en büyük olarak çizilen bireydir. Bu da onun önemlilik sıralamasında ikinci olduğunu göstermek­tedir.
Yine altta, altı yaş altı aylık bir kız çocuğunun çizdiği aile resmini görüyorsunuz. Çocuk annesiyle ve babasıyla birlikte oturmaktadır.    Ailenin tek çocuğudur. Resimde izlenen boy orantısı normale bü­yük bir uyum göstermektedir. Denek ilk olarak anne­yi yapmakla kendisine büyük önem verdiğini ve onunla özdeşleştiğini göstermektedir. Bu son derece doğal bir olgudur. Her hangi bir çatışma olmadığı zaman, anne, kız çocukların benzemek istediği, olmak istediği kişidir. Çocuk resimde ikinci olarak yer almıştır ve baba ile anne arasına girerek, aile için­deki yerinin önemini, kendinin ailenin ağırlık nokta­sını oluşturduğunu yansıtmak istemiştir. Resimdeki kişilerin ayaklarına bakarak bazı ipuçları elde etmek olası. Anne ve babanın ayakları merkezde yer alan çocuğa doğru bir yönelim içindedir. Bu da onun egosantrizmini, ailenin odağı ve ilgi noktası olma istek ve eğilimini vurgulamaktadır. Çocuğun ayakları ise babaya yöneliktir. Bu psikanalitik varsayım doğrultusunda bir görüntüdür. Kız çocuk anneyle özdeşleşmekte ve babaya yönelmektedir.