27 Kasım 2014 Perşembe

Hiperaktifler özel beslenmeli

Hiperaktifler özel beslenmeli

Hiperaktivite ve dikkat dağınıklığı hem aileler hem çocuğun kendisi için ciddi bir stres kaynağı. Bu rahatsızlıkları olan çocukların beslenmelerinin çok fazla önemli olduğunu söyleyen Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, “Hastalığı denetim edebilmek için iyi bir beslenme tedavisi de uygulamak lazım gelir ” diye belirtti .

Hiperaktifler özel beslenmeli
Çocuğunuzun çok fazla hareketli ve atak olduğundan, konsantrasyon bozukluğu yaşadığından şikayetçi iseniz öncelikle tanı için kesinlikle bir hekime danışın. Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, “Hastalıkta beslenme tedavisi etkilidir. Bu sebepten ötürü hiperaktivite hususunda uzman bir diyetisyene danışmalısınız. Özellikle çocuğunuz şekerli besinleri tükettikten akabinde daha hareketli olup yerinde duramıyorsa ve konsantrasyon bozukluğu yaşıyorsa bu tür besinlerin tüketimini sınırlandırmalısınız” diye belirtti . İşte Diyetisyen AK’tan hiperaktif çocuklara özel beslenme teklifleri …

SALİSİLATLARA DİKKAT

Hiperaktif ve dikkat dağınıklığı olan çocukların birçoğu, salisilatlar ve fenolik bileşiklere karşı çok fazla daha duyarlılık göstermektedir bu sebeple salisilat oranı düşük olan besinler tercih edilmelidir.

- Salisilat oranı düşük- olağan meyveler; muz, armut, şeftali, lime, sarı elma, nar, mango, incir, limon

- Salisilat oranı düşük- olağan sebzeler; lahana, nohut, bezelye, kereviz, kırmızı-yeşil mercimek, marul, şalgam, patates, Brüksel lahanası, karnabahar, kuşkonmaz, pırasa, soğan, patlıcan (kabuğu soyulmuş), kırmızı pancar, siyah zeytin, havuç, taze domates, mantar, balkabağı, mısır

- Salisilat oranı düşük- olağan yağlı tohumlar; kaju, fındık, pekan cevizi, ay çekirdeği, fıstık ezmesi, kabak çekirdeği, susam, ceviz

- Bunların dışında kalan tüm kurutulmuş ve taze meyveler, sebzeler ve yağlı tohumların salisilat oranı yüksektir.

ŞEKER VE KATKI MADDELERİ TETİKLEYİCİ

Yapılan bilimsel çalışmalar, katkı-koruyucu madde eklenmiş besinlerin ve aşırı şeker tüketiminden akabinde çocuklardaki hiperaktifliğin artığını kanıtlamıştır. Ayrıca çalışmalar yeterli ve sağlıklı beslenmeyen çocukların hiperaktif olduklarını ortaya koymakta.

Hiperaktif okul çocuğunun bir günlük misal beslenme mönüsü

Sabah

1 tane yumurta

1 dilim peynir

5 tane siyah zeytin ya da 3 tam ceviz

Domates, havuç gibi çiğ sebzeler

2 dilim tam buğday ekmeği

Ara

10 tane fındık+ 1 taze meyve (salisilat oranı düşük olanlar listeden seçilmeli)

Öğle

1 kase çorba

1 tabak etli sebze yemeği (salisilat oranı düşük olanlar listeden seçilmeli)

1 dilim tam buğday ekmeği

1 kase yoğurt

Ara

1 bardak yalın süt + 1 taze meyve (salisilat oranı düşük olanlar listeden seçilmeli)

Akşam

90-120 gr ızgara köfte/ et/tavuk/balık

3-4 kaşık bulgur pilavı / tam buğday makarna

Salata (salisilat oranı düşük olanlar listeden seçilmeli)

1 bardak ayran ya da yoğurt

Ara

1 taze meyve (salisilat oranı düşük olanlar listeden seçilmeli)

Yatarken

1 bardak yalın süt

TÜKETİMCE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN YİYECEKLER

Asitli içecekler ve hazır meyve suları, şekerlemeler ve boyalı besinler, ak şeker boya ilave edilmiş süt ve süt ürünleri, kahvaltılık gevrekler, çikolata, bisküvi, cips gibi atıştırmalıklar, konserveler, hazır çorba ve baharat karışımları, şarküteri ürünler (sucuk, salam, sosis gibi), et suyu-tavuk suyu tabletleri, hazır puding ve kekler gibi tüm koruyucu ve katkı maddesi içeren yiyeceklerin çok tüketiminden kaçınılmalıdır.
Kafeinli içeceklerden uzak durulmalıdır.

Et, tavuk, balık, yumurta, süt ürünleri ve tahıllarında salisilat oranı düşüktür. Fakat miktarlara dikkat edilmelidir çünkü çocuğunuz bu besinlere karşı da duyarlılık gösterebilir.

ANNELERE ÖNERİLER

- Bu çocukların az miktarlarda sık beslenmesi lazım gelir . Hiperaktif çocuklar boş enerji kaynakları verilmeden, katkı maddeleri katılmamış tabii gıdalarla beslenmelidir.

- Son senelerde gercekleşen araştırmalarda Omega-3 kullanımın pozitif etkisi olduğunu göstermektedir. Haftada 2 defa balık tüketimine itina göstermelisiniz.

- Hiperaktif ve dikkat dağınıklığı olan çocukların günlük diyetlerine çinko ve demir minerallerinin eklenmesiyle davranışlarda pozitif değişiklikler sağladığı görülmüştür.

- Çok fazla adrenalin salgılandığında sürat ile harcanan magnezyumun yetersizliğinin önüne geçilmesi için de ek magnezyum verilmesi önerilebilir.

- Protein ağırlıklı beslenme, genel uyanıklık ve dikkat düzeyini artırır.

- Yüksek oranda yağ içeren poğaça, açma, börek gibi yiyecekler çocuğun tedavisi için kullandığı ilaçların emilimini geciktirebilmektedir.

Çocuğunuzun başka çocuklara göre daha hareketli ve konsantrasyonun sağlam olmayan olduğunu kabul edip beslenmesinden eğitimine, egzersizinden davranışlarına kadar her şeyi ile yakından ilgilenmelisiniz.

Serda KIVILCIM- BUGÜN GAZETESİ
Hiperaktifler özel beslenmeli
Kaynak: bugun

6 Kasım 2014 Perşembe

ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ
Özgül Öğrenme güçlüğü kesinlikle zeka geriliği değildir.
Özgül öğrenme güçlüğü, psikiyatrik hastalıkların sınıflandırıldığı DSM IV te, genellikle ilk kez bebeklik, çocukluk ya da ergenlik döneminde tanısı konan bozukluklar kategorisinde yer alan, belli kriterlere dayanan psikiyatrik bir tanıdır. Özgül öğrenme güçlüğü, bir çocuğun zekası normal yada normalin üstünde olmasına rağmen dinleme, düşünme, anlama, kendini ifade etme, okuma-yazma veya matematik becerilerinin birinde, birkaçında ya da tamamında kısmen ya da önemli derecede güçlük nedeniyle, yapılan standart akademik eğitimde yaşına ve zekasına oranla yaşıtlarına göre düşük başarı göstermesidir. Birçok çocuk için öğrenme güçlüğü okula başladıklarında ve akademik beceriler kazanmakta başarısız olduklarında göze çarpar. Çünkü, çocuğun zihinsel yeteneği olmasına rağmen, akademik açıdan gerilik göstermesi, öğrenme güçlüğünün en çarpıcı özelliğidir. Ama aynı zamanda öğrenme güçlüğü olan bir çok çocuk, yaşadığı güçlüğün derecesine, karşılaştığı tutumlara göre de belli ölçüde kendini ifade etme, sosyal algılama ve etkileşim sorunlar da yaşayabilmektedir.
Öğrenme güçlüğünün nedenleri kesin olarak bilinmemekle birlikte, bazı olası nedenler belirtilmektedir. Bunlar arasında;

1- Genetik etmenler: Bazı araştırmalara göre öğrenme güçlüğü olan çocukların % 25-60’nda sorunun genetik olduğu bildirilmiştir. Özgül öğrenme güçlüğü olan çocukların anne-babalarında benzer sorunlar olma olasılığı normal populasyondan 5-12 kat fazladır. İkizlerde ve diğer kardeşlerde özgül öğrenme güçlüğü olma ihtimali yüksektir.   

2- Beyin hasarı: Hafif düzeyde hasarın öğrenme bozukluğuna, gelişimsel sapmaya, hiperaktiviteye neden olabileceği öne sürülmektedir.

3- Nörolojik fonksiyonlarda bozukluk: Öğrenme için gerekli olan bazı aşamalardaki sorunlardır.

    a) İnput(girdi): Gelen bilgilerin duyu organlarıyla beyne girmesi, algılanmasıdır. Bu durumda, kişi harfleri ters algılayabilir. Ör: b harfini d gibi, 6 rakamını 9 gibi algılayabilir.

    b) İşlem: Gelen bilginin kaydedilip, organize edilmesi, anlaşılması, yorumlanmasıdır. Bu alanda sorun olması, günlerin, ayların, alfabedeki harflerin yerlerinin karıştırılması gibi sorunlara yol açabilir.

    c) Bellek: Bilginin tekrar kullanılmak üzere depolanmasıdır. Öğrenme güçlüğü olan çocuklarda kısa süreli bellekte sorunlar görülür. Bu nedenle de hızlı bir unutma olur.

    d) Çıktı: Bilginin kullanılmasıdır. Öğrenme güçlüğü olan çocuklar, kendini ifade ederken, okurken, yazarken, ip atlarken vb. güçlükler yaşarlar.


ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ BELİRTİLERİ

Not: Belirti kümesinde yer alan maddelerin hepsi ÖÖG tanısı almış bütün çocuklarda bulunmak zorunda değildir. Yani tanı almış bütün çocuklarda aşağda yazılı belirtilerin hepsi olmayacatır. Belirtiler ve belirtilerin şiddeti ÖÖG nin türüne göre farklılaşabilir.

Okuma becerisi
Okuması yaşıtlarından geridir.
Okurken yerleri kaybeder, satır atlar ya da aynı satırı tekrar okur.
Bazı harfleri öğrenmekte zorlanırlar. Harfin şekli ile sesini birleştiremez.
Okurken hece ekleyip çıkartabilirler. Uydurabilirler.
Ters okuyabilirler.( ev/ve – en/ne vb.)
Okuduğu parçanın anlamını anlamakta ve parçayla ilgili sorulara cevap vermekte zorlanırlar.

Yazma becerisi
Bazı harf/hece ya da sayıları ters yazar/karıştırır.(b-d/en-ne/ ve-ev/12-21/6-9/ 2 ile 5 i / 4 ile 7 yi vb.. )
Sınıf düzeyine göre yazısı çirkindir.
Sınıf düzeyine göre daha yavaş yazar.
Büyük küçük harflerle karışık yazar.
Yazarken harf/hece eksik bırakır.
Yazarken kelime aralarında boşluk bırakmaz ya da heceleri ayrı ayrı(sil gi, ka lem vb.) yazar.
Sınıf düzeyine göre imla ve noktalama hataları yapar.
Yaşıtlarına göre insan resmi çizimleri kötüdür.

Matematik becerisi
İşlem yaparken eldeyi unutma, sayıları yanlış yerleştirme, toplama yaparken çıkarmaya geçme vb.. hatalar yapar.
İki ve ya daha fazla basamaklı sayılarla çarpma işlemi yaparken basamak kaydırmayı unutur. Sayıları yanlış yere yerleştirir.
Problem çözerken soruyu anlamakta zorlanır.
Soruyu çözerken uygun bir sıra izlemekte zorlanır. Hangi işlemi hangi sırada yapacağını unutur.
İşlem yaparken sembolleri karıştırır.
Çarpım tablosunu ezberlemekte zorlanır.

Özgül Öğrenme Güçlüğü olan çocukların özellikleri ve diğer belirtiler

Çalışma Alışkanlığı; Ev ödevlerini almaz, eksik alır, ev ödevlerini yaparken yavaş ve verimsizdir, ders çalışırken yavaş ve verimsizdir, ders çalışırken sık sık ara verir, çabuk sıkılır.
Organize Olma Becerisi; Odası, çantası, eşyaları ve giysileri dağınıktır. Defter ve kitaplarını kötü kullanır ve yırtar, yazarken gereksiz satır atlar, boşluk bırakır, sayfanın belirli bir kısmını kullanmaz, zamanını ayarlamakta güçlük çeker, düşüncelerini organize edemez.
Oryantasyon(yönelim) becerileri; Sağ- sol karıştırır,yönünü bulmakta zorlanır, doğu-batı, kuzey-güney kavramlarını karıştırır. Alt-üst, ön-arka kavramlarını karıştırır, zamana ilişkin kavramları (dün-bugün önce-sonra gibi) karıştırır. Gün ay, yıl, mevsim kavramlarını karıştırır. Saati öğrenmekte zorlanır.

Sıraya koyma becerisi; Haftanın günlerini, ayları, mevsimleri doğru saysa bile, aradan sorulduğunda (...........dan önce hangi gün gelir, marttan sonra hangi ay gelir, haftanın dördüncü günü hangisidir(gibi) yanıtlamakta zorluk çeker ya da yanlış yanıtlar.

Sözel ifade becerisi; Duygu ve düşüncelerini sözel olarak ifade etmekte zorlanır. Serbest konuşurken düzgün cümleler kuramaz, heyecanlanır, takılır, şaşırır, sınıfta sözel katılımı azdır, bazı harflerin seslerini doğru olarak telaffuz edemez.

Motor Beceriler; Top yakalama, ip atlama gibi hareket ve oyunlarda yaşıtlarına oranla başarısızdır. Sakardır, düşer, yaralanır, istemeden bir şeyler kırar. Çatal-kaşık kullanmakta, ayakkabı-kravat bağlamakta zorlanır, ince motor becerilere dayalı işlerde (düğme ilikleme, makas kullanma, boncuk dizme gibi) zorluk çeker.
İlkokulun ilk üç yılında sık rastlanan özel öğrenme güçlüğü belirtileri şunlardır:
Ana okulunu bitirdiğinde ev telefonunu hâlâ ezberleyememiş olabilir.
Çabalamasına rağmen bebek ninnilerini ezberleyip tekrarlayamaz.
Öyküleri dinlerken dikkatini toplamakta ve kavramada güçlük çeker.
Öykünün ayrıntılarını hatırlamada zorlanır.

Birinci sınıfta iken harfleri seslendirmede öğrenmekte ya da sayı ve harfleri yazmakta zorlanır. Buna bağlı olarak duygusal açıdan çok çabuk kırılır, çok çabuk sinirlenir, kâğıtları yırtar, ağlar, okula gitmek istemez aptal ya da akılsız olduğunu söyler.
Sınıfta davranış problemi vardır; dikkat çekici, düşüncesiz hareketlerde bulunur
 Sınıf ödevlerini bitirmez.
Öğretmeninden ya da ana-babasından sürekli yardım ister.
Bir gün öğrendiğini ertesi gün unutur. Örneğin sözcükleri hecelemeye çalışır, öğrenmiş gibi gözükür ama testte başarısız olur, unuttuğunu söyler. Aynı şey okumada da olur; kalın sesli bir harfle örneğin “a” ile başlayan bazı sözcükleri gayet güzel okur, ancak bir sonraki hafta aynı sözcüklerle karşılaştığında, yeniden öğretmeniz, çalıştırmanız gerekir.

İkinci sınıfta basit toplamaları yapmakta zorlanır. Üçüncü ve dördüncü sınıfta çarpım tablosunu, her gece birlikte tekrar ettiğiniz hâlde ezberleyemez.
Düşüncelerini kâğıda dökmekten kaçınır ya da güçlük çeker.
Soruları sesli olarak yanıtlar, ancak bunları yazmaya çalıştığında aynı başarıyı gösteremez.
Konuşurken kelime dağarcığı yeterli olduğu hâlde yazarken çok basit bir dil kullanır. Çünkü uzun sözcükler yazmak daha zor gelir.
Okula gitmek istemez.
Okul ödevlerinin çok zor olduğunu söyler.


Not: Öğrenme güçlüğü belirtileri farklı alanlarda kendini gösterebilir. Öğrenme güçlüğü, çocuğun günlük yaşamındaki bir çok alanda(okul- ev- sosyal ilişkiler vb.) kendini güçlüğün türüne ve şiddetine göre farklı derecelerde (hafif, orta ve ya ağır düzeyde)  gösterebilir. Belirtilerin bir bölümü çok yüzeysel ya da hiç görülmeyebilir. Yani bazı çocuklar, okuma yazmada daha başarısız, bazıları sadece matematikte daha başarısız olabilirler ya da okulda ciddi düzeyde akademik başarısızlığa neden olabilecek derecede ağır bir öğrenme güçlüğü yaşamayabilirler. Ancak, hem okulda hem evde hem akademik anlamda hem sosyal anlamda hem duygusal anlamda ciddi sorun da yaşayabilirler.

ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ TÜRLERİ

Okuma-yazma güçlüğü-Gelişimsel okuma bozukluğu- Disleksi: Okuma güçlüğü olan çocukların, kronolojik yaş, zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda okuma başarısı beklenenin önemli ölçüde altındadır.

Yazılı anlatım bozukluğu-Gelişimsel yazma bozukluğu-Disgrafi: Yazmagüçlüğü olan çocukların, kronolojik yaş, zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda yazma başarısı beklenenin önemli ölçüde altındadır.

Matematik bozukluğu-Gelişimsel aritmetik bozukluk-Diskalkuli: Metematik bozukluğu olan çocukların, kronolojik yaş, zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda matematiksel becerileri beklenenin önemli ölçüde altındadır. 

Başka türlü adlandırılamayan öğrenme güçlüğü: Bu kategori özgün bir öğrenme güçlüğü türü için tanı ölçütlerini karşılayamayan öğrenme bozukluğu için kullanılır. Belirtiler yüzeysel olabileceği gibi her üç alanda birlikte sorun olabilir.(okuma-yazma-mat..)

Sözel olmayan(non verbal) öğrenme güçlüğü: Bu çocuklar, zaman kavramını öğrenme, yön bulma, sıralama, zamanını planlama, isimleri hatırlama, sayıları zihinde canlandırıp görsel olarak sıraya koyma, para hesabında çok zorlanırlar. 

Not: Özgül öğrenme güçlüğü olgularının çoğu okuma ve yazma güçlüğüdür. Yaş ilerledikçe okuma konusundaki eksiklikler daha çok giderilirken, yazım hataları görece daha kalıcı olur. Yaşla birlikte okuduğunu anlama da gelişir.  

ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNE EŞLİK EDEN BOZUKLUKLAR VE ÖZELLİKLER

Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu
Karşıt Olma-Karşı Gelme Bozukluğu
Davranım Bozukluğu
Depresyon
Anksiyete
Gelişim koordinasyon bozukluğu
Dil gelişiminde gecikmeler
Düşük benlik saygısı, toplumsal becerilerde eksiklikler, okulu bırakma


TEDAVİ

Özgül öğrenme güçlüğünün tıbbi bir tedavisi yoktur. Ancak bu sorunun yanı sıra dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, deprasyon, kaygı bozukluğu gibi başka psikiyatrik bozukluklar eşlik ettiğinde bu problemlere ilişkin ilaç verilebilmektedir.

Özgül öğrenme güçlüğü tedavi bağlamında psiko-eğitsel olarak ele alınır. Çocuk normal bir okulda eğitimine devam ederken bireysel ya da gurup halinde özel bir eğitime alınır.
Çocuğun gerek akademik gerek günlük yaşamında ve ilişkilerinde sorun yaşamasına yol açan alanlarda destek sağlanır. Bu alanlar: dikkat ve görsel, işitsel, dokunsal, kinestetik algı, bellek, ardışıklık, planlama, organizasyon, izleme, sıralama, motor koordinasyon, dinleme, ifade etme, okuma-yazma, dil becerileri, kavram ve düşünme gibi psikolojik süreçleri ve diğer becerileri içerir. Bunun dışında öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarda sıklıkla rastlanan, özgüven eksikliği, sosyal uyumda bozulma, duygusal açıdan zorluk çekme vb. durumlara yönelik psikoterapi uygulamalarına da tedavi de yer verilir. Ayrıca özel eğitim desteğiyle akademik olarak da desteklenirler.

Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar gerekli psiko-eğitsel desteği almazlarsa, düşük benlik saygısı, özgüven eksikliği, değersizlik gibi duygusal problemlerle birlikte, akademik başarısızlık, okula ve eğitime yönelik isteğin azalması, okuldan kopma, sosyal ilişkilerinde bozulma, davranış bozuklukları, iş ve sosyal yaşamında belirgin zorluklar, gibi tüm yaşamlarını etkileyecek sorunlarla ve sonuçlarla karşılaşırlar.


KAYNAŞTIRMA EĞİTİMCİLERİNE ÖNERİLER

Daha önce de belittildiği gibi öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar, zekalarının normal olması nedeniyle daha çok okula başladıktan sonra akademik becerilerindeki düşüklük nedeniyle farkedilirler. Bu nedenle öğrenme güçlüğünün tespiti ve sonrasında verilecek destek konusunda özellikle ilkokul öğretmenlerinin rolü çok önemlidir. Peki öğretmenler ne yapmalıdırlar?

Öncelikle,

Eğer yukarıda yer verilen belirtileri gözlemlediğiniz bir çocuk sınıfınızda varsa, hemen rehberlik servisini bilgilendirin.

Rehberlik servisiyle birlikte aile ile görüşüp, aileyi çocuk ruh sağlığı ve hastalıkları bölümü olan bir hastaneye yönlendirin.

Öğrenme bozukluğu tanısı konulduktan sonra, çocuğun özel eğitim alması konusunda aileyi bilgilendirin.

Siz de özgül öğrenme güçlüğü hakkında güvenilir kaynaklardan bilgi alın.
Öğrencinizin kişisel özelliklerini tanımaya çalışın. Bunu yaparken aileden de yaralanın. Ancak, ailesinin çocukla ilgili olumsuz bilgileri çocuğun yanında vermesini engeleyin. (çok tembel, yaramaz, sözümü hiç dinlemiyor vb.) Bu nedenle çocukla ilgili bilgi alırken özellikle ilk görüşmelerde mümkün ölçüde çocuğun olmadığı bir ortamı tercih edin.
Etiketlenmelerine ve aşağılanmalarına izin vermeyin (yaramaz, tembel, dikkatsiz vb.)
Sıklıkla hata yapacaklarını ve başarısız olabileceklerini unutmayını. Başarısızlıkları karşısında  onlara “hayır, olmadı, yanlış vb.”  duygusal açıdan olumsuz etkileyici bildirimler yerine, “hadi tekrar deneyelim, bir daha bakalım vb.” teşfik edici ve cesaretlendirici bildirimler verin. Diğer öğrencilerinizle kıyaslamayın ve onlara saygı duyun.
Sonra,
Çocukların ilk ve en çok ihtiyaç duydukları şey, saygı, kabul ve anlayıştır. Çocukların öğrenme hızlarını dikkate alarak onlara saygı ve kabul gösterebilirsiniz. Onları ellerinde olmadan ortaya çıkan bazı eksikliklerini ve hatalarını görmezden gelerek anlayışlı davranabilirsiniz.
 Geç ve güç öğrendiklerini unutmayınız ve beklentilerinizi çocuğun öğrenme hızına göre ayarlayabilirsiniz. Çocuğun hızına göre öğretmek öğrenme güçlüğü olan çocuklar için hayati derecede önemlidir.

Çocuğun çalışma hızını da göz önünde bulundurabilirsiniz. Ödevlerini alması, tahtada ve ya defterinde söyleneni yazıya geçirmesi gecikebileceği için ona yeterli süre tanıyabilirsiniz. Sınavlar konusunda da esnek davranabilirsiniz. Gerekirse ek süre verebilirsiniz.

Onun hızına göre öğretmenizin yanı sıra ona ufak tefek görevler vererek onu farkettiğinizi ve ona değer verdiğinizi gösterebilirsiniz.

Kural/sınır koyarken net ve kararlı olabilirsiniz ama bir şey yaparken ya da yaptırırken/öğretirken son derece sabırlı olmalısınız. ÖR: tenefüsten sonra sınıfa girmesi konusunda net ve kararlı bir tavır koyabilirsiniz ama sorduğunuz sorunun cevabını alırken son derece sabırlı ve anlayışlı olmalısınız.

Ev ödevleri başarabileceği sınırlar içerisinde verebilirsiniz. Başaramayacağı ödev ve sorumluluklar vermeyin.

Kolay anlaşılan, kısa kelimelerden oluşan, detaysız kısa yönergeler verebilirsiniz.

Okutulacak metinleri evde çalışma olanağı verebilirsiniz.

Öğrencinin güçlü yönleri vurgulayarak, başarabileceği ödevlerden başlayarak motivasyonunu artırabilirsiniz.

Onu sosyal aktivitelere katılması konusunda yönlendirebilir, cesaretlendirebilirsiniz.

Öğrenme güçlüğü yaşayan bir çocuğun uzman-eğitimci ve aile işbirliğiyle desteklenmesi en ideal yoldur. Çünkü, öğrenme güçlüğü olan çocukların hem bilgi işleme süreçleri açısından ve duygusal açıdan psikolojik olarak hem akademik açıdan öğretimsel olarak hem de sosyal açıdan aynı anda bütünleştirici bir şekilde desteklenmesi gerekir. Aksi taktirde, çalışmalar ya yetersiz kısmı bir başarı ya da başarısızlıkla sonuçlanır. Tek başınıza konunun üstesinden gelemezsiniz. Bu nedenle ihtiyacınız olan desteği ve işbirliğini gerekli yerlerden talep ediniz. Tek başınıza, hem siz çok yorulursunuz hem de öğrenciniz  başarısız olur ve duygusal açıdan yıpranır.
Akademik becerilerinin desteklenmesi konusunda da, özellikle destek eğitimi aldığı eğitimcileriyle birlikte, aileyi de işin içine katarak mutlaka ortak hadefler doğrultusunda, yöntem birliği içerisinde çalışmalar sürdürülmelidir. Aksi takdirde öğrenme güçlüğü hafif düzeyde olan çocuklar dışında öğrenme güçlüğü daha ağır olan çocukların akademik açıdan da sosyal ve duygusal açıdan da beklenen başarıya ulaşabilmesi zordur.

Unutmayınız ki, bu çocuklar yapmıyor değil, yapamıyorlar. Bu çocuklar tembel, haylaz ya da yaramaz oldukları için başaramıyor değiller, başaramadıkları için bu tür negatif tutumlarla varolduklarını göstermek zorunda kalabiliyorlar.

Akademik konularda nasıl yaklaşılmalı?

-          Çocuğun hali hazırda yapabildiği/başarabildiği konulardan başlanmalı ve daima öğretilenlerin, ödevlerinde yapabildiği/başarabildiği konulara da yer verilmeli.

-          Çocuğun özel eğitim öğretmeni ve ailesiyle mutlaka konu, yöntem ve tutum birliği içerisinde çalışılmalı. Bunu için tek bir plandan hareket edilmesinde yarar vardır.

-          Mutlaka çocuğun hızına uygun çalışılmalı.

-          Çocuğun kapasitesi/sınırları yavaş yavaş zorlanmalı. Yeni öğretilen konularda bol miktarda model olunmalı, yardımdan kaçınılmamalı. Yardımlar yavaş yavaş geri çekilmeli.

-          Negatif (olumsuz) bildirimler yerine, destekleyici-cesaretlendirici ifadeler kullanılmalı. “Hayır, olmadı, yanlış vb.” yerine, “tekrar deneyelim, tekrar bakalım, yeniden yapalım vb.”

-          Çocukla iyi bir ilişki için ortak bir ilgi alanı oluşturun.




AİLEYE ÖNERİLER

Öğrenme güçlüğü olan çocukların ihtiyaç duydukları en önemli şey; kendi hızlarına uygun bir şekilde çalışmak, çalıştırılmaktır. Öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların duygusal ve davranışsal özelliklerine baktığımızda; çoğunlukla benlik sagılarının ve özgüvenlerinin son derece düşük, okulu, dersleri sevmeyen, ders yapmak istemeyen, okul konusunda yılgın ve bıkkın olduklarını görürüz. Bunun nedeni, ailelerin ve eğitimcilerin bu çocukları; yaramaz, tembel, çalışmak istemeyen, çalışmadığı için başarısız olan çocuklar olarak düşünüp, çocuklar üzerinde baskı oluşturarak bu çocukları çalışmaya, öğrenmeye yönlendirme çabaları yatmaktadır. Oysa bu çocuklar, tembel, yaramaz, haylaz ya da çalışmadıkları için başarısız olan çocuklar değil, öğrenme güçlüğü yaşamaları nedeniyle öğrenmekte zorluk çektikleri için yani bu konuda başarısız oldukları için, derslerden uzaklaşmakta, çalışmayı istememektedirler. Çünkü öğrenme konusunda ellerinde olmadan yaşadıkları zorluk onlar üzerinde baskı(stres) yaratmaktadır. Bu strese ailelerin ve eğitimcilerin baskısı da eklenince çocuklar hem içten hem dıştan baskıya maruz kalmakta, giderek derslerden ve okuldan daha fazla uzaklaşmakta, aynı zamanda duysal ve davranışsal açıdan çok fazla yıpranmaktadırlar.
Bu nedenle öğrenme güçlüğü çeken çocukların ihtiyaç duydukları en önemli şey; kendi öğrenme hızlarına uygun bir şekilde çalışmak ve çalıştırılmaktır. Çocuklar yapmıyor değiller, yapamıyorlar, yapmakta zorlanıyorlar. Bundan dolayı onlara birşey öğretirken, ders çalıştırırken gerekli anlayışı ve sabrı göstermelisiniz. Çünkü çok sık hata yapabilir, çok çabuk unutur vb. Şayet gerekli sabrı ve anlayışı gösteremeyecekseniz çocuklarınıza ders çalıştırmamanızı tavsiye ediyorum. Çünkü bağırıp çağırmak okul açısından başarı getirmediği gibi çocuğun iç dünyasının da zedelenmesine neden olmaktan başka bir işe yaramaz. Ders çalıştırırken çocuk çok fazla hata yapıyorsa ya da ilerleme kaydedemiyorsanız ve sinirlenmeye başladığınızı hissediyorsanız hemen ara verin. Sakinleşirseniz devam edin, sakinleşmekte zorlanıyorsanız devam etmeyin. Siz çalıştırmakta zorlanıyorsanız, özel eğitimden, diğer öğretmenlerinden ya da olanağınız varsa, özel ders aldırarak destek alın.
Bu noktada bir şeyi açıklığa kavuşturmakta yarar var. Çocuğunuzun ders çalışması konusunda yeri geldiğinde otoritenizi kullanabilirsiniz. Ama ders çalıştırırken, anlayışlı ve sabırlı olmaya özen göstermelisiniz.
Okul konusunda yapabilceğinin üstünde beklentilere girmeyin. İyi yaptığı ve yapmaktan keyif aldığı bir meslek ya da iş edinmesi konusunda yönlendirici ve destekleyici olun. Bunu için birinci sınıftan itibaren çocuğunuzu sadece dersler açısından değil bütün olarak takip edip yönlendirin.

Nasıl ders çalıştırabilirsiniz?

-            Çocuğun hali hazırda yapabildiği/başarabildiği konulardan başlanmalı ve daima öğretilenlerde yapabildiği/başarabildiği konulara da yer verilmeli.

-          Çocuğun özel eğitim öğretmeni ve okul öğretmeniyle mutlaka konu, yöntem ve tutum birliği içerisinde çalışılmalı. Bunu için tek bir plandan hareket edilmesinde yarar vardır.

-          Mutlaka çocuğun hızına uygun çalışılmalı.

-          Çocuğun kapasitesi/sınırları yavaş yavaş zorlanmalı. Yeni öğretilen konularda bol miktarda model olunmalı, yardımdan kaçınılmamalı. Yardımlar yavaş yavaş geri çekilmeli.

-          Negatif (olumsuz) bildirimler yerine, destekleyici-cesaretlendirici ifadeler kullanılmalı. “Hayır, olmadı, yanlış vb.” yerine, “tekrar deneyelim, tekrar bakalım, yeniden yapalım vb.”

-          Çocukla iyi bir ilişki için ortak bir ilgi alanı oluşturulmalı.



Çocuğunuzu kesinlikle ve kesinlikle ne okul durumu ne de başka bir açıdan hiç kimseyle kıyaslamayın.

Spora yönlendirin. Sevdiği bir sporla uğraşmasına destek verin.

İlgisi olan ya da ilgi duyabileceği faaliyetler konusunda teşvik edici olun. Çeşitli kurslara katılabilir.

Çocuğunuzun disiplini konusunda diğer çocuklarınızdan herhangi bir ayrıcalığı yoktur. Ders konusundaki uyarılar bazen diğer konulara da bir şekilde yansımakta ve gereğinden fazla bir hassasiyet anne-babaları aşırı tavizkar yaparak hatalara neden olabilmektedir.

Daha bir çok öneride bulunulabilir elbette, ama yukarıda söylenenlerin hayata geçirilmesi diğer bir çok konuya da destek sağlayacaktır.

Unutmayınız! Bu çocuklar yapmıyor değiller, yapamıyorlar, yapmakta zorlanıyorlar. Eleştiri ve kınamaya değil, anlayış, destek, teşvik ve doğru yönlendirilmeye ihtiyaçları var.

                                                                                                         Psikolog
 Hüseyin Abay

http://www.organikcocuklar.com