Bebeklerde 2 Yaş Sendromu
Bebeğimin İlk Özerklik Talebi :) -Nam-ı Diğer 2 Yaş Sendromu
Kendi kendine yürümek istiyor,
Kendi kendine yemek yemek istiyor,
Herşeye hayır diyor,
Bizimle sık sık inatlaşıyor,
Ağlama ve öfke nöbetleri başladı,
Daha saldırgan davranıyor,
O uyumlu, sakin bebeğimizin yerinde şimdi inatlaşan, dediğim dedik, her söylediğinize karşı çıkan, adeta sabrınızın sınırlarını zorlayan bir çocuk var…
Aslında bu davranışlara sevinmek mi lazım yoksa üzülmek mi ? :) Biz olaya iyi tarafından bakalım ve mutlu olalım . Çünkü çocuğunuz artık büyüdü, çevreyi algılama kapasitesi arttı, zihinsel gelişimi hızla ilerliyor, çevreyi merak ediyor, araştırmak, keşfetmek istiyor, kendi seçimlerini yapmak , kararlarını vermek istiyor, kendini bir birey olarak kabul ettirmek istiyor. Literatürde “negativizm” “erken ergenlik”, “terrible two” olarak da isimlendirilen ve 18. Ay civarında başlayıp, 42-46. Aya kadar devam eden , 2 yaş sendromu döneminde bebeğimiz “özerklik” dönemine giriyor.Bu dönem yaptıklarının etkisini test ettiği, sınırları zorladığı bir dönemidir.
Öncelikle bu dönemin tamamen normal ve her çocuğun geçirdiği gelişim dönemlerinden biri olduğunu kabul etmek gerekir. Ayrıca bu dönemin kalıcı olup olmaması yine bizim elimizde. Peki bu dönemde çocuğumuza nasıl yaklaşmalıyız. İşte size birkaç öneri :
· Seçme Şansı Verin: Ona isteklerinizi direkt olarak söylerseniz muhtemelen hayır cevabıyla ve dirençle karşılaşacaksınız . Bunun yerine isteklerinizi ona alternatifli biçimde sunun, seçenekleri siz belirleyin ama seçim ona kalsın J. Örneğin, “Boyama yapmak ister misin?” yerine , “kırmızıyla mı maviyle mi boyayalım ?” dediğinizde direnç riskinin daha düşük olduğunu göreceksiniz :)
· Ona ait bir alan sunun :Evin diğer kısımlarında eşyaları kurcalamasına ve karıştırmasına izin vermiyorsunuz belki, bu onu daha da öfkeli bir hale getirecektir. Çocuğumuza “hayır” derken ona alternatiflerde sunmalıyız, yoksa kendini ifade etme çabaları engellenen çocuk, kendini tamamen bir kıskacın içinde hissedecektir. Eğer imkanınız varsa dilediğince karıştırması, kurcalaması ve incelemesi için ona bir alan sunun, örneğin odasında bir köşe olabilir. Böylelikle “salondaki çekmeceleri karıştırmanı istemiyorum ama kendi odandaki çekmecelere bakabilirsin” diyerek ona bir alternatif sunmuş olabileceksiniz.
· Tutarlılık, tutarlılık, tutarlılık :
Çocuğuma hep yeşil ışık yaktım, büyüyüp de kırmızı ışıkla ilk karşılaştığında artık çok geçti ! (Dr. John Zanicchi)
İsteklerini ağlayarak elde etmesine izin vermeyin. En azından ağladığı sırada isteğini yerine getirmeyin, bunun için susmasını bekleyin ya da dikkatini başka bir yere yönlendirerek onu sakinleştirin. Ancak bunu tutarlı ve kararlı bir biçimde yapmanız çok önemli. Yani önce “hayır” deyip sonradan yine “evet”e dönüyorsanız bu durumda çocuğumuzun şiddetlenmiş olumsuz davranışını pekiştirmiş oluyorsunuz. Tutarlılık sadece sizinle sınırlı kalmamalı, aynı şekilde babası ve evdeki diğer kişilerde sizinle tutarlı şekilde davranmalı , yani sizin hayır dediğiniz bir şeye eğer babası ya da bir başkası (bakıcı,anneanne,babanne vs..) evet diyorsa bu durumda sıkıntı yaşamaya devam edersiniz.
· Sabır , sabır , sabır :): Bu dönemde göstereceğiniz sabır , uzun vadede sizin ve bebeğinizin hayatını kolaylaştıracak . Sabırsız davranıp ona her istediğini verirsek ileriki yaşlarında da bu durumu kullanabilecektir. Öte yandan sabırsız davranıp sözel ya da fiziksel şiddet göstermeniz durumunda çocuğunuz bunu model olarak alacak ve size karşı aynı şiddeti gösterecektir.
Psk. Ozlem TOKGOZ
www.zihinselgelisim.com
Kordonboyu Mah. Çınar Cad.
No: 22-24 Kartal - İstanbul
Tel: 0216.306.0.970 - 0533.697.10.64
e-mail:ozlemtokgoz@zihinselgelisim.com
1 Temmuz 2013 Pazartesi
1-5 YAŞ ARASI ÇOCUĞUN BESLENMESİ
1-5 YAŞ ARASI ÇOCUĞUN BESLENMESİ
Dokuz aydan sonra çocuğun temel gıdası olmaktan çıkan anne sütü 2 yaşına dek anne için uygun olan bir zamanda kesilebilir.
Bir yaşından sonra 13-14 aylık olan çocuğa, çatal kaşık kullanma alıştırmaları yapılabilir. Ailenin diğer fertleriyle birlikte sofrada oturan çocuğun ayrı tabağı olmalı, neyi ne kadar tükettiğine dikkat edilmelidir.
Bu dönemde de çocuklar günde dört öğün beslenmeli, temel besin gruplarından (süt ve sütlü gıdalar; etler, yumurta ve baklagiller; sebze ve meyveler; unlu ve nişastalı besinler) yeterli ve dengeli tüketmelidirler.
Ülkemizde en sık yapılan hatalardan biri çocuğu yemek suyuyla beslemektir. Hiç bir besleyici değeri olmayan bu beslenme biçimi uygulanmamalıdır.
Her gün yarım litre süt çocuklara verilmelidir. Süt her şekilde verilebilir. Sütün içerdiği kalsiyum çocukların gelişimi için çok önemlidir. 25 gram peynirde de 200 gram sütteki kadar kalsiyum vardır.
Her gün et ve baklagillerden bir ikisi beslenme listesinde bulunmalıdır.
Her gün bir yumurta yedirilmelidir. Düzenli et verilen çocuklara gün aşırı olabilir.
Günde bir ya da iki kez sebze verilmelidir.
Günde bir iki kez meyve yenmelidir. Fazladan bir öğün meyve vermek sebzenin yerini tutabilir. Meyve suları da meyvenin yerine geçebilir.
Günde bir iki kez nişastalı besinler ve üç dilim ekmek beslenme listesinde bulunmalıdır.
Çocuklara olabildiğince erken dönemde kendi kendilerine çatal kaşık kullanarak yemeleri öğretilmelidir.
Her çeşit şekerleme, pasta, kek, dondurma sık sık verilmemesi gereken yiyeceklerdir. Öğünler arasında çocuğa şekerleme vermek iştahı azaltarak yetersiz beslenmeye yol açtığı gibi diş çürüklerinin de önde gelen nedenidir.
Çay ve kahve verilmesi içerdikleri uyarıcı maddeler nedeniyle sinirliliğe yol açtığından bu içecekleri çocuklara hiç tattırmamak en iyisidir.
Bu dönemde çocuklar ağız ve diş sağlığı konusunda eğitilmelidirler. 1,5 - 2 yaşına gelen çocuğun bir diş fırçası olmalı, macunsuz olarak fırçalama eğitimi verilmelidir. Üç yaştan itibaren diş macunu kullanmaya başlanabilir.
Dokuz aydan sonra çocuğun temel gıdası olmaktan çıkan anne sütü 2 yaşına dek anne için uygun olan bir zamanda kesilebilir.
Bir yaşından sonra 13-14 aylık olan çocuğa, çatal kaşık kullanma alıştırmaları yapılabilir. Ailenin diğer fertleriyle birlikte sofrada oturan çocuğun ayrı tabağı olmalı, neyi ne kadar tükettiğine dikkat edilmelidir.
Bu dönemde de çocuklar günde dört öğün beslenmeli, temel besin gruplarından (süt ve sütlü gıdalar; etler, yumurta ve baklagiller; sebze ve meyveler; unlu ve nişastalı besinler) yeterli ve dengeli tüketmelidirler.
Ülkemizde en sık yapılan hatalardan biri çocuğu yemek suyuyla beslemektir. Hiç bir besleyici değeri olmayan bu beslenme biçimi uygulanmamalıdır.
Her gün yarım litre süt çocuklara verilmelidir. Süt her şekilde verilebilir. Sütün içerdiği kalsiyum çocukların gelişimi için çok önemlidir. 25 gram peynirde de 200 gram sütteki kadar kalsiyum vardır.
Her gün et ve baklagillerden bir ikisi beslenme listesinde bulunmalıdır.
Her gün bir yumurta yedirilmelidir. Düzenli et verilen çocuklara gün aşırı olabilir.
Günde bir ya da iki kez sebze verilmelidir.
Günde bir iki kez meyve yenmelidir. Fazladan bir öğün meyve vermek sebzenin yerini tutabilir. Meyve suları da meyvenin yerine geçebilir.
Günde bir iki kez nişastalı besinler ve üç dilim ekmek beslenme listesinde bulunmalıdır.
Çocuklara olabildiğince erken dönemde kendi kendilerine çatal kaşık kullanarak yemeleri öğretilmelidir.
Her çeşit şekerleme, pasta, kek, dondurma sık sık verilmemesi gereken yiyeceklerdir. Öğünler arasında çocuğa şekerleme vermek iştahı azaltarak yetersiz beslenmeye yol açtığı gibi diş çürüklerinin de önde gelen nedenidir.
Çay ve kahve verilmesi içerdikleri uyarıcı maddeler nedeniyle sinirliliğe yol açtığından bu içecekleri çocuklara hiç tattırmamak en iyisidir.
Bu dönemde çocuklar ağız ve diş sağlığı konusunda eğitilmelidirler. 1,5 - 2 yaşına gelen çocuğun bir diş fırçası olmalı, macunsuz olarak fırçalama eğitimi verilmelidir. Üç yaştan itibaren diş macunu kullanmaya başlanabilir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)