3 Mart 2014 Pazartesi

Montessori ve Konsantrasyon

 Montessori ve Konsantrasyon

Dikkatin yoğunlaşması (polarizasyonu) Montessori pedagojisinin kilit olayıdır (mucizesidir). Çünkü ona göre bunun üzerine çocuksu iş kurulmaktadır.
Montessori’nin birçok eserinde de bahsettiği bu yansımanın keşfi yeni bir eğitim anlayışının kaynağı olarak görülmektedir. Montessori dolaylı birçok müdahaleye rağmen, silindirler ile ilgili uğraşından vazgeçmeyen üç yaşındaki bir kız çocuğunu gözlem altına almıştır. 40’ı aşkın denemeden sonra uğraşına son vermiş ve çocuğun hiç de yorgun olmadığını gözlemiştir.
Aksine çocuğun çok da neşeli bir halde etrafındakilere baktığını ve sanki uykudan aniden uyanmış gibi zinde ve neşeli olduğunu tespit etmiştir.
“Odaklanma kendiliğinden kendi kendine eğitimin gerçek başlangıcını oluşturur ve çocuğu özgürleştirir” Montessori’ye göre; “ konsantrasyon yaşamın bir parçasıdır, bir eğitim metodunun sonucu değildir.
Montessori bu durumu “sanki doymuş bir çözeltide bir kristalleşme noktası oluşmuş ve bu noktanın çevresindeki tüm karmaşık ve düzensiz madde, harika bir kristalin oluşumu için birleşiyormuş gibi görünüyordu.” diye ifade edecektir.
Bu önemli gözlemin öyküsü tüm dünyada yayılır ve önceleri bir mucize öyküsü gibi görünmektedir. Sonra, değişik ülkelerdeki denemelerin sayısı artınca, bu zihinsel “tedavi“nin basit ve açık ilkeleri yavaş yavaş ortaya çıkartılır.
Bu işlem bir kapalı çalışma devresi olarak tanımlanmaktadır ve üç aşamadan oluşmaktadır.
Bu konsantrasyonun ilk basamağı hazırlık basamağı, ikinci basamağı büyük çalışma basamağı, üçüncü basamağı ise çocuğa açıklık ve mutluluk veren basamak olarak ifade edilmektedir.

Montessori Materyalleri Örnekler


Montessori Eğitiminin temel taşlarından birisi hazırlanmış çevredir. Bu çevrede çocuğu anlık çalışmaya davet eden Montessori Materyallerini buluruz. Her materyalin belirli bir yeri vardır. Bu da çocuklara güven ve sağlam bir yapı duygusu kazandırır. Çocuklar bağımsız olarak onların yardımıyla benimseyecekleri bilgilere ulaşacakları bir materyal seçerler. Bunu bireysel eğilim ve ilgiler takip eder.
Materyal çocuklara öğrenmenin eller aracılığı ile gerçekleştiğini öğretir. Zihinsel kavramlar ellerle kavramaktan gelir. Bu yaşlarda çocuklar soyut kavramların somut nesnelerde yattığını sezerler. Çocuklara istedikleri kadar tekrar etme imkanı sunulur. Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır.
Çalışmalar yerde, ayakta ya da masada yapılabilir. Bu özgürlük çocuğun içinden gelen hareket etme isteğinin bastırılmamasını sağlar. Çocuklar materyallerle tek başlarına çalışabildikleri gibi ikili ya da daha büyük gruplarla çalışabilirler.Bu sayede büyük bir odaklanmayla ve çoğunlukla hayret uyandıracak kadar uzun çalışırlar.
Bütün bu materyaller çocuğun ruhsal düzenini oluşturmasında ona yardımcı olur. Düşünsel materyaller objelerin tanınmasını sağlamaktadır ve böylece çocuğun daha yüksek bir zeka icraatında bulunmasını sağlar. Çocuğun bu materyalleri kendi başına kullanmasını öğrenmesi kendi başına hedef koymasını ve bu amaç doğrultusunda çalışmasını sağlayacaktır.
Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasını gerçekleştirerek birilerinin onu uyarmasına ya da düzeltmesine gerek bıraktırmayarak, kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar. Böylece yetişkinden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.
Kendi başlarına deneyimler ve keşifler sağlayan bu materyaller çocuk için dünyayı keşfetmelerini sağlayan anahtarlar görevini görür.












Montessori Pedagojisi

“Kendim yapabilmem için bana yardım et.”



Bu cümle Montessori Pedagojisinin ana fikridir. Bu, çocuğa kendi deneyimlerini yapması için fırsat tanımak ve bunu gerçekleştirebilmesi için de gerek duyduğu olanakların sağlanması anlamına gelir.
Her çocuk öğrenmek ister. Bu durumda eğitim sürecinin özü bir “kendi kendini eğitme” sürecidir. Bunun yanında bir de içsel inşa planı vardır. Bu nedenle Montessori pedagojisi doğrudan ve kararlı bir şekilde çocuk ve ihtiyaçları konusunda bilgi edinir.
Hazırlanan bir çevrede çocuk Maria Montessori’nin geliştirdiği öğretici materyallerle deneyimler yapar ve çevreyi kavrar. Bu çevrede özel olarak eğitilmiş eğitimciler dikkatli ve saygılı bir şekilde çocuğa refakat ederler. Eğitimciler her bir çocuğun duyarlı evrelerinde belirli bir öğrenme içeriğine karşı hassas olduğunu bilirler. Yani hazırlanan bu ortamın şekillendirici elemanları yetişen bireyin gelişim düzeyine uygundur ve sürekli öğrenme işlemini sürdürmesinde teşvik edicidir.
Serbest çalışma Montessori pedagojisinin can alıcı noktasıdır. Burada çocuk neyle meşgul olmak istediğine, ne kadar ve kiminle olmak istediğini kendisi seçer. Serbest karar vermek çocuğu içinden gelen bir disipline sokar ve bu eğitimci tarafından belirlenmemiştir. Bunun sonucunda sakin ve gergin olmayan bir atmosfer oluşur.
Montessori Pedagojisi bireysel zekaya dayalı ve yaratıcı problem çözme becerisini teşvik ve talep eder. O, kendi ayaklarının üzerinde durmayı ve bağımsızlığı eğitir. Amaç güçlü bir kişilik ve öz denetimin oluşmasıdır.

Onun rehberliğinde dünya genelinde anaokulları ve okullar kurulmuştur. Montessori okulları başarılı okullardır çünkü; bütün çocuklar onları teşvik eden bir şeyler bulduklarında ve kendi başlarına çalışma imkanına sahip olduklarında bir şeyleri başarmak isterler.
Yüz yıldır uygulanan bu eğitim sisteminde, günümüzde Maria Montessori’nin kararlarının ve keşiflerinin doğruluğunu her gün daha çok ortaya çıkmaktadır.