Vücudumuzdaki hemen her fonksiyon ve ruh halimizdeki değişimler, iç salgı (endokrin) bezlerinden salgılanan hormonlar sayesinde gerçekleşir. Herhangi bir sebepten bozulan salgı sistemi ise günümüzde giderek daha sık karşılaştığımız metabolizma hastalıklarının başlıca sebebi.
Çocuk Endokrinolojisi Uzmanı Prof. Dr. Nesibe Andıran, günlük hayatımızda sürekli kullandığımız pek çok üründe, salgı sistemini bozan "endokrin bozucular" bulunduğuna dikkat çekerek, çocuklarını bu zararlılardan korumaları konusunda aileleri uyardı.
İç salgı bezlerinin oluşturduğu sistem, endokrin sistem olarak adlandırılır. İç salgı bezleri üreme, büyüme, gelişme gibi hayati öneme sahip metabolizma olaylarının gerçekleşmesini sağlayan hormonları üretir ve salgılar. Hormonlar vücudumuzdaki biyolojik olaylarla birlikte duygusal ve tepkisel davranışlarımızı, yani psikolojimizi de yönetir. Hipotalamus, hipofiz, tiroid, paratiroid, pankreas, yumurtalıklar, böbrek üstü bezi endokrin sistemi oluşturan salgı bezlerinden bir kısmıdır. .
Endokrin Bozucular
Salgı bezlerinin işleyişini bozan, hormonlar ve sistemin fonksiyonlarını değiştiren kimyasallar "endokrin bozucu" olarak tanımlanır. Bu kimyasallar çoğunlukla endüstriyel olarak üretilen sentetik ürünlerdir ama doğada da bulunabilirler. Doğal endokrin bozucular dokularda birikmediği ve vücuttan kolayca atıldığı için kalıcı hasara sebep olmazlar. Fakat sentetik endokrin bozucular dokularda birikir, organizmanın gen yapısını bozar, kalıcı ve nesilden nesle aktarılan hasarlara sebep olurlar.
Endokrin bozucuların vücutta yarattığı tahribatın boyutları, onlarla hayatımızın hangi döneminde karşılaştığımızla yakından ilgilidir. En büyük ve kalıcı tahribat, bebek anne karnındayken meydana gelir. Etkilenme süresi ve dozu arttıkça tahribatın boyutları da artar. Yani, bu zararlı sentetik kimyasallarla ne kadar geç karşılaşırsak, endokrin hastalıklardan korunma şansımız o kadar yüksek olur. Günlük hayatımızda sürekli olarak kullandığımız ürünler ve hatta yiyeceklerimiz zararlı kimyasal maddeler içerebilir. Üstelik bunların çoğunu çok sık ve sıradan eşyalar olarak, çocuklarımızın oyuncakları, giysileri, kırtasiye malzemeleri, kişisel (şampuan, parfüm, duş jeli, krem….) ya da çevre temizliğinde ya da mutfaklarımızda kullanıyor, hormonlarla/kimyasallarla yetiştirilen bitkisel ve hayvansal gıdalarla, hatta soluyarak alıyoruz. Çocuklarda gelişme bozukluklarına, erken ergenliğe, obeziteye, kısırlığa, çeşitli kanserlere, diyabete, hiperaktiviteye sebep olabileceği gösterilen endokrin bozucu kimyasallar, maalesef bize ve sevdiklerimize sandığımızdan çok daha yakın.
Son yıllarda endokrin hastalıklardaki artış ve rastlanma yaşının da giderek küçülmesi mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Eskiden "yaşlı" insanları ilgilendirdiğini düşündüğümüz pek çok hastalık bugün artık küçük çocuklar için de birer tehlike olarak karşımızda duruyor. Şüphesiz bunun en önemli sebebi, beslenme alışkanlıklarımız ve yaşam tarzımızla doğadan giderek uzaklaşmamız. Bugünden sonra -belki bizim için geç olabilir ama- endokrin bozuculardan uzak durmalarını sağlayarak çocuklarımızın ve torunlarımızın sağlıklı bir hayat yaşamalarını sağlayabiliriz.
http://www.milliyet.com.tr/gunumuzun-sorunu-endokrin-pembenar-detay-cocuksagligi-2626842/