16 Şubat 2013 Cumartesi

Zihinsel engelli kızların aşçılık başarısı

Zihinsel engelli kızların aşçılık başarısı

 

Kocaeli'deki Cemal Doğan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'nde kalan zihinsel engelli 5 kız, bir yıllık çalışmanın ardından katıldıkları Kıtalararası İstanbul Gastronomi Festivali'nde kategorilerinde birinciliği elde ederek altın madalya kazandı.

Şef aşçı Ayten Saner, Kocaeli'deki bir rehabilitasyon merkezinde kalan zihinsel engelli kızlara yemek eğitimi vererek, bu kişilerin topluma kazandırılması sağlandı.
Bu kapsamda rehabilitasyon merkezindeki zihinsel engelli 20 kıza eğitim veren Saner, yaklaşık bir yıllık eğitimin ardından zihinsel engelli 5 kızla İstanbul'da düzenlenen ve 18 ülkenin katıldığı Kıtalararası İstanbul Gastronomi Festivali'ne katıldı.
Festivalin engelliler kategorisinde birinci olan 5 kız, altın madalyayla ödüllendirildi.
Şef Ayten Saner, gazetecilere yaptığı açıklamada, sosyal sorumluluk projesinde yer almaya karar verdiğini ifade ederek, bu kapsamda rehabilitasyon merkezi yetkilileriyle görüşerek çalışmalara başladığını kaydetti.
Saner, ilk olarak 20 zihinsel engelli kızın yemek yapmak isteyip istemediğini sorguladığını dile getirerek, ''Onların gönüllerini en çok etkileyen yemekti. Daha sonra onlarla birlikte haftada bir gün, merkeze gelerek kızların bize alışmasını sağladım. İlk olarak mutfakta küçük işlerle başladık. Patates ve soğan soyma gibi davranışları kazandırmaya çalıştım. Zamanla kızlarımızın ellerinin çok becerikli olduğunu fark ettim. Güzel yemekler yapmaya başladık. Daha sonra kızlarımızı yemek yapma yarışmasına katılmasına karar verdik'' diye konuştu.
İlk yarışmada 4 altın madalya kazandılar
Saner, Antalya'da düzenlenen ve birçok Avrupa ülkesindeki ünlü şef aşçıların katıldığı bir yarışmaya katıldıklarını ifade ederek, burada kızların ünlü şeflere yardımcı olarak verildiğini kaydetti.
Bu durumun kızlara katkı sağladığını dile getiren Saner, söz konusu yarışmada en başarılı ekip ödülüyle birlikte 4 altın madalya elde ettiklerini söyledi.
Saner, kazanılan bu başarının kendilerini motive ederek İstanbul'daki Kıtalararası İstanbul Gastronomi Festivali'ne hazırlandıklarını anlatarak, İstanbul'daki yarışmaya merkezdeki 5 zihinsel engelli kızla katıldıklarını bildirdi.
Tarifleri belirleyerek yarışmaya hazırlandıklarını ifade eden Saner, ''Kızlarımız yarışmada tariflerini yaptılar. Yemeklerinin yapılmasının ardından sonuçların açıklanması öncesinde çok heyecanlıydık ve kızlarımız birinci oldu. Kızlarımız kürsüye çıktıklarında madalyalarını aldılar. Şu anda bir mutfakta rahatlıkla çalışabilecek durumdalar. Bu başarı bana mutluluk verdi. 20 yıllık aşçılık kariyerimde hiç bu kadar mutlu olmadım'' şeklinde konuştu.
''Başarıları sevgi sayesinde elden ettik''
Başarının karşılıklı olarak birbirlerini sevme sonrasında elde edildiğini belirten Saner, ''Bir sonraki hedefimiz, yeterli desteği alırsak Dünya Aşçılık Olimpiyatları'na katılmak ve burada başarı elde etmek'' dedi.
Rehabilitasyon merkezi yöneticilerinin kendilerine her türlü desteği verdiğini dile getiren Saner, ''Yarışmada, 5 yemek yaptık, yaptığımız yemeklerden 5 madalya elde ettik'' ifadesini kullandı.
Kaynak: AA

3 Şubat 2013 Pazar

Ekolali İçin PratikÇözümler

Değerli okuyucular bildiğiniz gibi otizmli çocukların, konuşmayla ilgili bazı problemleri vardır.
Bunlar;
Konuşulanları anlamada güçlük,
Edatların uygun yer ve zamanda kullanılmaması.
Bu yazımda ekolali üzerinde duracağım.
Norm içi bebeklerde konuşma diğer bireylerin ses ve dil hareketlerini taklitle başlar. 18 aylıkken bebekler diğerlerinin konuşmalarını tekrar ederler. Bu sözcükleri tekrarlama 2,5-3 yaşına kadar devam eder.
Norm içi çocuklarda belli bir süre sonra kaybolan ekolali otistik çocuklarda uzun süreli olarak devam eder.
Ekolali, çocuğun duyduklarını aynı ses tonuyla tekrar etmesidir. Ekolali, konuşma becerisi olan otistik çocukların çoğunda görülür. Yaşın ilerlemesi ve eğitimle ekolalide azalma görülür.
Otistik çocuklarda ekolali, anında ekolali ve gecikmiş ekolali olarak ayrılabilir.
Anında ekolali konuşma sırasında söylenenlerin tekrar edilmesidir. . Örneğin, “Adın ne?” diye sorulduğunda çocuk, “Adın ne? diye karşılık verir, “Günaydın Ali” denildiğinde, o da “Günaydın Ali” diye aynı cümleyi tekrarlar.

Gecikmiş ekolali ise çocuğun günler, aylar önce duyduğu sözleri tekrarlamasıdır.
Kimi çocuk, bağımsız olarak tek bir kelime söylemezken, yüzlerce şarkıyı ezbere bilir ve istediği an şarkıyı söyler. Gecikmiş ekolali, Asperger sendromlu çocuklarda da sık görülür. Örneğin, Yasin Asperger sendromlu, dokuz yaşında çok sevimli bir çocuktur. İhtiyaçları dışında karşılıklı konuşma görülmez; fakat sorulara cevap verir, uzun ve düzgün cümleler kurar, birileri güldüğü zaman katılır. Annesinin kendisini tesseli etmek için söylediği bütün cümleleri sıkıldığında tekrar eder. Annesi yanında olmadığı halde annesiyle karşılıklı konuşuyormuş gibi, hem kendi hem de annesinin söylediklerini hep aynı ses tonuyla tekrar eder:

Yasin: Anne otobüs gelecek mi?

Yasin: Birazdan gelecek oğlum.

Yasin: Bak otobüs geliyor cici oğlum.

Yasin: Anne otobüs ne zaman gelecek?

Yasin: Şimdi gelir, ağlama oğlum, bak beni üzüyorsun vb konuşmalar dakikalarca devam eder.
Ekolaliyi azaltma: Otistik çocuklarda ekolali uzun süreli devam ettiği için spontan konuşma ortadan kalkmaktadır.
Bu yüzden çocuğun sözel iletişiminin geliştirilmesi için ekolalinin azaltılması gerekmektedir. Bunun içinde çocuğun ifadelerin de uygun sözcük kullanımları yoksa bunlar öğretilmelidir. Uygun sözcüklerin öğretiminde ödül kullanılmalıdır.
Ekolaliyi azaltabilmek için öncelikle ifadelerdeki uygun olmayan durumlar görmemezlikten gelinmesi gerekmektedir. Eğer bunu başaramazsak çocuk bizim ilgimizi çekmek için bunu kullanabilir.
Böylece uygun olmayan konuşmalar görmemezlikten gelinip doğru konuşmalar ödüllendirilirse çocuğun ekolalisi azalacak ve spontan konuşması artacaktır.
Beraber çalıştığımız G. S de yoğun biçimde ekolali görülmekteydi. Öncelikle çocuğu (gözlemleyip) ekolaliyi hangi durumlarda daha yoğun kullandığını tespit ettik. G.S ekolaliyi daha çok çevresindeki olanları ya da anlatılanları anlamadığında kullanıyordu. Biz bu konuyla ilgilendikçe ekolalisi artarak devam etti. Ayrıca isteklerini tek kelimeyle ve yüksek bir ses tonuyla istiyordu. Örn: “Su” diye bağırıyordu su istediğinde. Biz de ekolalisini kullanarak ondaki bu bozukluğu giderme yoluna gittik. “Su” diye bağırdığında “Su istiyorum” kalıbını söyleyerek onun tekrar etmesini sağladık. Bunu her söylediğinde ikincil ödüllerle ödüllendirdik. Bir süre sonra G.S su isterken “su istiyorum” kalıbını öğrendi ve kullanmaya başladı. Bunu genellemek için ailesiyle görüşüp çalışmanın evde de devam ettirilmesini sağladık.

Ekolali otistik kişilerin çok belirgin bir özelliğidir. Bazı kelimeler, cümlenin bir bölümü ya da bir deyim hiç değiştirilmeden tekrar edilir. Ekolalinin otistik kişiler için birçok işlevi olabilir. Örneğin dikkat çekme, konuşmayı sürdürme ya da belirli bir ifadeyi anlama gibi. Bundan dolayı ekolalinin öğrenci için nasıl bir işlevi olduğunun saptanması çok önemlidir. Eğer ekolali cümleyi anlama işlevini görüyorsa, bazı durumlarda buna izin vermek gerekir. Ancak kelimelerin daha sessiz tekrarlanması sağlanabilir.

Öğrenciye sürekli tekrar ettiği bir ifadeyi gerçekten anlayıp anlamadığı sorulur. Eğer anlamadıysa bu ifade tekrarlanmayacak duruma gelene kadar bu adım tekrarlanır. Terapist çalışma yaptığı cümlelerin listesini çıkartıp sağlanan başarıyı sürekli kontrol etmelidir.

Eğer ekolaliler dikkat çekmek amacıyla yapılıyorsa, konuşma içinde onları duymazlıktan gelerek azaltmak mümkündür. Hiçbir zaman ekolali sonucu çocuğa ilgi gösterilmemelidir. Ancak bu durumda öğrenciye başka bir alanda (örneğin bir oyun teklifinde bulunarak) ilgi göstermek gerekir.

Ekolali sterotip davranışa dönüşüp kendi kendini rahatlama amacıyla yapılıyorsa onu görmezlikten gelerek, oyunla dikkati başka yere çekebilirsiniz.

Berat Çelik