Tiklere sık rastlanır; çocukların %20'sinin belli dönemlerinde tikler görülür. Çoğunlukla göz kırpma ve gırtlak temizleme şeklinde tekrarlayıcı bazı basit davranışlar olarak görülürler. Çoğu insan bunların ''huy'' olduğunu düşünür. Tikler bazen daha ağır da olabilir. Her yüz çocuktan bir tanesinde çok sayıda motor tik (hareketler) ve vokal tik (sesler) görülür ve yıllarca kalabilir. Başka bir sağlık sorunu olmadığı saptanan bu çocuklarda tourette sendromumu vardır.
Bunlar, hızlı ya da yavaş, ama kasıtlı olarak yapıldığı izlemini veren bükülmeler, sıçramalar ve seslerdir. Saatler, günler ve haftalar içerisinde değişkenlik gösterseler bile isteyerek yapıldığı izlenimini yaratırlar. Çocuk ''sinirli'' olarak isimlendirilir ve rahat durması istenir. (koprolali veya kompulsif davranışlar tourette sendrom'da görülebilir, ancak sık değildir.) T.S 'lu pek çok kişinin değişik zamanlarda çok sayıda ve değişik tiki oluşursa da birçoğunda tikler birbirine benzer. Bu, beynin sinirsel iletimi ve kimyasının ortak paydasına işaret eder.
Tourette Sendromu çoğunlukla genetik bir bozukluktur fakat bundan sorunlu olan gen hala bilinmemektedir. Araştırmalar beynin derin bölgelerindeki bir grup hücrenin biçiminde ve işleyişinde farklılıklar olduğunu göstermiştir. Beyin hücreleri nöron-transmitterler adı verilen kimyasal haberciler ile iletişim kurarlar ve Tourette Sendorumu olan kişilerin beynindeki bazı nöro-transmitterler olağandışı miktardadır. Beyindeki olağandışı iletişimin sonucunda Tourette Sendromu'nun belirtileri oluşur. Ancak kan incelemelerinden veya beyin görüntülemelerinden Tourette Sendromu tanısı konulamaz.
Takıntı (Obsesif) düşünceler, tekrarlayıcı (kompulsif) hareketler ve diğer sıkıntı ve gerginlik belirtileri oluşabilir. Tourette Sendromu olan çocuklarda aynı zamanda Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri de bulunabilir.
Tourette Sendromu olan herkeste bu belirtilerin hepsi bulunmayabilir. Belirtileri hafif olanlar doktora hiç gitmemiş bile olabilirler. Çocukluk döneminde tikler zaman zaman çoğalıp azalırlar. Özellikle kız çocuklarında olmak üzere erişkenlik döneminin başlangıcında çoğunlukla düzelir.
Tourette Sendromunun kesin bir tedavisi bulunmayabilir. Bütün belirtilere iyi gelen tek bir mükemmel ilaç yoktur. İlaç tedavisi ile tikler kontrol edilirse de tüm tiklerin tedavi edilmesi gerekir ne de her ilaç her insanda işe yarar. Aileleri. Öğretmenleri ve yaşıtların bilgilendirmek Tourette Sendromu ile baş etmede daha çok işe yarar. Tourette Sendromu Derneğinin internet sayfası (http//www.tsa.usa.org) bu konuda en iyi kaynaktır.
Tourette Sendromu hakkında yanlış bilgiler ve önyargılar onu anlama ve kabul etmeyi engeller. Bu, migren, nöbet veya otizm gibi nörolojik bir bozukluktur. Tourette Sendromu ne kadar ağır olursa olsun, kişiyi meslek sahibi olmak, ilişki kurmaktan ve yaşamını istediğini gibi sürdürmekten alıkoyamaz.
DURDURAMIYORUM
Tourette Sendromunun Hikayesi
Tourette Sendromunun Hikayesi
Bu eğitici ve öğretici kitap Bulut Yayınlarının bir yan kuruluşu olan Bumerang Yayınlarında çıkmıştır. Daha fazla bilgi ve kitaba ulaşabilmek için 0216 330 59 24 numaralı telefondan, dizi editörü Dr. Pakize Nevin Sütlaş'a ulaşabilirsiniz.
''Bana göz kırpmayı kes!''dedi Cem
''Ama sen de bana göz kırpıyorsun.'' diye karşılık verdi kız kardeşi.
''Cem, bunu yapmayı bütün hafta sürdürdün.'' dedi babası.
Sesinde ''Bunu yapmayı hemen kessen iyi olur genç adam,'' uyarısı vardı.
Cem gözlerini yumdu, ancak tekrar açtığında gözkapakları bir kelebeğin kanatları gibi kırpıştılar.
Annesi ve babası birbirlerine baktılar.
''Seni bir göz doktoruna götüreceğim.'' dedi annesi ''Neyin varmış anlarız.''
Cem göz doktoruna gidene kadar göz kırpmaları durmuştu ama şimdi de burnunu çekiyordu. Doktor alerjiden olabileceğini düşündü. Ertesi gün Cem'in burun çekmeleri dışında sınıf çok sessizdi.
''Öğretmenim!'' diye seslendi Cansu ''Cem'in burun çekmeleri yüzünden kafam karışıyor.''
''Burnunu silmeyi dene.'' diye önerdi Melike Öğretmen Cem'e bir kağıt mendil uzatarak.
''Teşekkür ederim.'' derken utanmıştı. Burnunu sildi ama burun çekmesi daha da kötüleşti. Cem bunu yapmak istemiyor ama durduramıyor.
Birkaç hafta içinde burun çekmeleri de durdu. Cem mutluydu. Birkaç gün sonra kantinde en iyi arkadaşı Ali ile oturuyordu.
''Kafanı ne yapıyorsun öyle?'' diye sordu Ali. Cem bazı çocukların gözünü ona diktiğini ve kendisine güldüklerini gördü.
Cem, sanki kulağı omzuna değmek istermiş gibi başının yana eğildiğini fark etti. Bu konuda bir şey yapamıyordu. Başını diğer tarafa da aynı biçimde eğerek durumu saklamaya çalıştı. ''Sadece boynumu esnetiyorum'' dedi.
''O zaman kes şunu,'' dedi Ali '' beni gıcık ediyorsun.''
Cem başının hareketini durdurmayı denedi çünkü hareket canını acıtıyordu.
Ancak durdurmak kendisini rahatsız hissetmesine sebep oldu. Rahatsızlık hissi kaybolmuştu ama insanlar tekrar ona başlamışlardı. Kendini korkunç hissetti.
Neden vücuduma söz geçiremiyorum?
Okul sonrası Cem'in annesi onu arabasıyla yüzme yarışına götürdü.
Cem ''Bugün kazanacak mıyız?'' diye Ali'ye sordu.
Ali deliye dönmüştü. ''Kafanı böyle savururken nasıl kazanabiliriz?''
''Durdurmak istiyorum!'' diyerek dolabının kapısını çarptı Cem.
''Ama durduramıyorum!''
Yarışlar sırasında Cem sadece yüzmeyi düşündü. Kafası, o ne zaman nefes almak isterse o zaman hareket etti, tam da olması gerektiği gibi.
Ve onun takımı yarışı kazandı.
Havuzdan ayrıldıklarında annesi, ''Şunu yapmayı kes!'' dedi
''Durduramıyorum..''
''Bu doğru değil,'' dedi annesi sinirli bir biçimde ''yarışma sırasında yapmadın!''
Cem gözlerinden yaşlar döküldüğünü hissetti. Farklı olmak istiyordu.
Ailesi ona kızgındı. Çocuklar ona gülüyordu. Ali bile onu anlamıyordu.
''Anlamıyor musun anne?'' derken Cem yumrukların sıkmıştı
''Vücudum beni dinlemiyor.''
''Endişelenme.'' diyen annesi omzunu okşadı. ''Bu durumun nedenini anlayacağız.''
Cem'in anne ve babası onu konunun uzmanı bir doktora götürdü.
Dr. Hulki Bey'e göz kırpmaları, burun çekmeleri ve kafa eğmelerini anlattılar.
''Bunlar tik'' dedi Dr. Hulki Bey. ''Bazen onları yapmak zorunda hissedersin ve bazen de tikin olduğunu bilmezsin''
Cem'e bakarak gülümsedi ''Bir çocukta bu durum var. Eğer bu durum uzun süre devam ederse, Tourette Sendromu'u veya T.S. olarak adlandırılır.
Fakat bazen de çekip giderler.''
''Umarım giderler.'' dedi Cem. ''Bazen canımı acıtıyorlar. Çocukların benimle dalga geçiyor ve .'' Cem anne ve babasına baktı ''Annemi ve babamı bile çıldırtıyorlar!''
''Özür dilerim Cem.'' Dedi babası kolunu ona sararak ''Bunu isteyerek yaptığını düşünmüştük.'' ''Özellikle de.'' diye ekledi annesi ''Yüzme sırasında kafanı eğmediğin için.''
''Tikler böyledir'' dedi Dr. Hulki Bey ''Beyin başka şeylerle meşgul olduğunda, tikler oluşmayabilir. Kimi zaman bir ikisini tutabilirsin, fakat sivrisinek ısırığına benzerler. Bir süre görmezden gelsen de eninde sonunda kaşıman gerekir''
''İşte tam böyle bir his.'' dedi Cem ''Peki neden oluyorlar?''
''Vücudun herhangi bir kısmını hareket ettirmek istediğinde, beynindeki bir bölge diğerine mesaj yollar.''dedi Dr. Hulki Bey
''Bu mesajı bazı kimyasal maddeler taşır''
''Tikleri olan kişilerde bu kimyasal maddelerde bir fazlalık vardır ki bu da hareketleri başlatır.'' Dr. Hulki Bey, raftan bir kap dolusu misket aldı. Misketlerin içinden birini alarak kabın içine geri bıraktı
''Misketi bırakmak hareketi başlatmaya benzer, ama çok sayıda başlatacak olursam.'' Dr. Hulki Bey daha çok misket alıp kabın içine bıraktı.
''Her tarafa dağılırlar'' dedi Cem, yere dökülen misketleri toplarken.
''İşte T.S. da böyle olur.'' dedi Dr. Hulki Bey. '' Çok fazla hareket başlar ve bunları durduramazsın.''
''Cem'e nasıl yardım edebiliriz?'' diye sordu annesi
''Tiklerin bir yıl boyunca sürüp sürmediğine bakacağız. Cem'i gerçekten rahatsız etmeye başlarsa, ilaç kullanmayı düşünebiliriz.''
Dr. Hulki Bey misket kabını büyük bir kâsenin içine koydu ve üstüne daha
fazla misket ekledi. Kap dolduktan sonra misketler kâseye dökülmeye başladılar.
''Tıpkı kâsenin misketleri tuttuğu gibi, seninde tiklerini kontrol etmek için yapabileceğin şeyler var.''
Tikleri kontrol etmek kolay değildi, özellikle de her an yeni bir tanesinin çıkma ihtimali varken. Ancak Cem çocukların gözlerini ona dikmesinden nefret ediyordu.
Anne-babası tikler ile başa çıkmanın yolunu arıyorlardı.
Tikleri takip etmek için bir çizelge yaptılar. Cem yorgun, kızgın veya canı sıkkın olduğunda tiklerinin arttığını fark ettiler.
Cem tiklerin hemen öncesinde oluşan huzursuzluk duygusunu fark etmeyi öğrendi. Bu sayede tikleri tutabilmek veya insanların fark etmeyeceği bir davranışa dönüştürmek için fırsat bulabiliyordu.
''Belki de.'' dedi Cem. Bir gece aynada kolunun hareketini izlerken ''Bir kol tiki geldiğini hissettiğimde elimi pantolonumun cebine sokabilirim.''
''Bu iyi bir fikir!'' diye not aldı annesi ''Yumruk sıkmayı da deneyebilirsin.
Gerginliğin bir kısmını alabilir, böylece tiki geçiştirebilirsin''
Bu Cumartesi günü Cem ve Ali beraberce kütüphaneye gittiler.
''Projeyi bitirebilecek miyiz?'' diye sordu Ali.
''Elbette'' dedi Cem ve şaşkınlık içinde kendini havlarken buldu.
''Köpekler giremez!'' diye gülümsedi Ali
Cem tekrar havladı, Ali kaşlarını çatarak ''Cem kes şunu!'' dedi
Kütüphane görevlisi ''Köpek sesi duydum!'' diyerek yaklaştı
''Burada köpek yok.''dedi Cem, fakat kütüphane görevlisi geri dönerken yeniden havladı.
Kütüphane görevlisi durdu ''Siz ikiniz hemen kütüphaneden dışarı çıkın.''dedi
Ali ''Yetti artık!'' diyerek kitaplarını sırt çantasına tıktı ve yürüyerek uzaklaştı.
''Her zaman garip davranıyorsun. Melike Öğretmen'den yeni bir proje ortağı isteyeceğim''
Cem onun peşi sıra kapıdan dışarı koştu ''Bekle!'' diye seslendi.
''Sana bir şey söylemem gerek. Bende Tourette Senromu var.''
Ali durdu ve Cem'e baktı ''O da ne?''
''Bana daha önce söylemeliydin'' dedi Ali, Cem sendromu anlattıktan sonra.
''Ben senin en iyi arkadaşınım. Öyle değil mi?''
Cem kendini daha iyi hissetti''En iyisi'' dedi
Cem Ali'ye T.S.'nu söyledikten sonra annesi ile
Beraber bütün sınıfa da söylediler.
Çocukların pek çok sorusu vardı. ''Ben bunu duymuştum!''
dedi Deniz: ''Kötü laflar söyleyebilir ve bundan paçayı sıyırabilirsin!''
Bütün sınıf güldü.
''T.S. olan pek çok kişi kötü kelimeler söyleyemez.'' Dedi Cem'in annesi
''Ama televizyonda bu tür tikleri göstermekten hoşlanıyorlar''
''Pek çok kişinin Tourette Sendromu var.'' diye ekledi Melike Öğretmen
''Yine de pek çok şey yapabilirler. Doktor, futbolcu, hatta öğretmen olabilirler.
''Cem önce burnunu çekiyordu sonra kafasını eğmeye başladı,''
Diye konuşmaya katıldı Cansu ve ''tikler niye değişiyor?'' diye sordu.
''Tiklerin neden değiştiğini bilmiyorlar,'' dedi Cem'in annesi
''veya neden tik sayısının günden güne değiştiğini de.''
''Bazen,'' diye ekledi Cem ''tik çok artmadan yeni bir tik olduğunu bile fark etmiyorum!''
''T.sendorumun hep olacak mı?'' diye sordu Burak.
Cem annesine baktı.
Annesi başını salladı. ''Belki. Ayrıca yaş ilerledikçe çoğu kişide tikler azalıyor.''
Cem'in tikleri her değiştiğinde, onlarla başa çıkmak için yeni bir yol bulması gerekiyordu.
''Tükürmeye başladım.'' Dedi Ali'ye ''Şimdi de bunu değiştirmenin bir yolunu bulmaya çalışıyorum.''
''Onun yerine yutmayı deneyemez misin?'' diye sordu Ali
''İşe yarayabilir!''
Cem yutmayı denedi. Aniden tükürdü ''Bunun için üzgünüm.
Tikleri değiştirmek için alıştırma yapmam gerekiyor.''
''Sorun değil.'' dedi Ali ''Ben kelimeleri doğru söylemek için her gün alıştırma yapıyorum ve hala hatalarım oluyor.''
Cem artık kendini daha rahat hissediyordu. Hiç değilse ailesi ve sınıf arkadaşları bu tikleri kasıtlı yapmadığını biliyorlardı. Tikleri kontrol etmek için uğraşıyordu fakat kimi zaman okuldaki ve evdeki bazı şeylerin de değişmesi gerekiyordu
Elindeki kalemi sıranın üstüne aralıksız vurma tiki başladığında, Melike Hanım sessizce vurabilirsin diye önüne bir parça köpük bıraktı.
''Hıh, hıh, hıh'' sesleri çıkardığında babası televizyon izlemek için kulaklık kullandı. Böylece hem Cem tiklerini tutmak zorunda kalmıyor hem de en sevdikleri programları beraber izleyebiliyorlardı.
Cem her gün yüzmeye çalıştı. Yüzdüğü zaman, enerjisi yüzmeye aktarılıyor ve tikleri kalmıyordu. Tek düşüncesi serin suyun içerisinde süzülmek oluyordu.
Cem'in görmeyi istediği bir film vardı. Fakat ailesi ile beraber gitmesi biraz zor olacaktı.
İnsanlar ses çıkarması veya hareket etmesi halinde gözlerini ona dikebilir veya gülebilirlerdi.
''Koridor tarafına oturabilirsin''dedi annesi ''böylece tikin başlayacağını hissettiğinde kalkabilirsin.''
Film sırasında Cem tikleri tutabildiği kadar tuttu ancak sonunda kalkması gerekti. Salondan çıkar çıkmaz, kendini serbest bıraktı. Daha büyük bir çocuk onu gördü.
''Hey, sen, ne yapıyorsun öle'' diye seslendi.
Cem ailesi ile bu konuyu çalışmıştı. Üç seçeneği vardı: Çocuğu görmezden gelip tuvalete gidebilirdi. ''Kasıtlı olarak yapmıyorum, bu bir tik.'' diyebilirdi.
Derin bir nefes aldı ve ''Benim Tourette Sendromum var. Hareketlere o neden oluyor ve ben buna engel olamıyorum.'' Dedi.
Büyük çocuğun yüzü kıpkırmızı oldu ''Özür dilerim, bilmiyordum!''
''Şimdi biliyorsun'' diye gülümsedi Cem lavaboya doğru giderken.
Bir gün futbol sahasına giderken, Cem ve Ali kendi aralarında fısıldaşıp gülen çocuklar gördüler.
Ali çılgına döndü ''Şu çocuklar hemen kesseler daha iyi ederler.'' dedi.
''Bu çok komik bir tik!'' diye güldü Cem ''Ben ona 'tavuk' diye isim taktı.''
Ali gülümsedi. ''Sahiden tavuğa benziyor, fakat seninle alay etmemeleri gerekir.''
''Benim canımı sıkmıyorlar.'' dedi Cem.
''Senin gibi bir arkadaşla beraberken asla.''
Oyun sırasında Cem bir şut çekti ve topun filelere doğru gidişini seyretti.
Çocukların tempo tutarken o gülümsüyordu.
Tiklerin kendisinin bir parçası olduğunu, ama her zaman yoluna çıkmayacaklarını biliyordu.
''Kendinizi kollayın tikler,'' diye düşündü. ''Yapabileceğim tek hareket siz değilsiniz.''
''Ama sen de bana göz kırpıyorsun.'' diye karşılık verdi kız kardeşi.
''Cem, bunu yapmayı bütün hafta sürdürdün.'' dedi babası.
Sesinde ''Bunu yapmayı hemen kessen iyi olur genç adam,'' uyarısı vardı.
Cem gözlerini yumdu, ancak tekrar açtığında gözkapakları bir kelebeğin kanatları gibi kırpıştılar.
Annesi ve babası birbirlerine baktılar.
''Seni bir göz doktoruna götüreceğim.'' dedi annesi ''Neyin varmış anlarız.''
Cem göz doktoruna gidene kadar göz kırpmaları durmuştu ama şimdi de burnunu çekiyordu. Doktor alerjiden olabileceğini düşündü. Ertesi gün Cem'in burun çekmeleri dışında sınıf çok sessizdi.
''Öğretmenim!'' diye seslendi Cansu ''Cem'in burun çekmeleri yüzünden kafam karışıyor.''
''Burnunu silmeyi dene.'' diye önerdi Melike Öğretmen Cem'e bir kağıt mendil uzatarak.
''Teşekkür ederim.'' derken utanmıştı. Burnunu sildi ama burun çekmesi daha da kötüleşti. Cem bunu yapmak istemiyor ama durduramıyor.
Birkaç hafta içinde burun çekmeleri de durdu. Cem mutluydu. Birkaç gün sonra kantinde en iyi arkadaşı Ali ile oturuyordu.
''Kafanı ne yapıyorsun öyle?'' diye sordu Ali. Cem bazı çocukların gözünü ona diktiğini ve kendisine güldüklerini gördü.
Cem, sanki kulağı omzuna değmek istermiş gibi başının yana eğildiğini fark etti. Bu konuda bir şey yapamıyordu. Başını diğer tarafa da aynı biçimde eğerek durumu saklamaya çalıştı. ''Sadece boynumu esnetiyorum'' dedi.
''O zaman kes şunu,'' dedi Ali '' beni gıcık ediyorsun.''
Cem başının hareketini durdurmayı denedi çünkü hareket canını acıtıyordu.
Ancak durdurmak kendisini rahatsız hissetmesine sebep oldu. Rahatsızlık hissi kaybolmuştu ama insanlar tekrar ona başlamışlardı. Kendini korkunç hissetti.
Neden vücuduma söz geçiremiyorum?
Okul sonrası Cem'in annesi onu arabasıyla yüzme yarışına götürdü.
Cem ''Bugün kazanacak mıyız?'' diye Ali'ye sordu.
Ali deliye dönmüştü. ''Kafanı böyle savururken nasıl kazanabiliriz?''
''Durdurmak istiyorum!'' diyerek dolabının kapısını çarptı Cem.
''Ama durduramıyorum!''
Yarışlar sırasında Cem sadece yüzmeyi düşündü. Kafası, o ne zaman nefes almak isterse o zaman hareket etti, tam da olması gerektiği gibi.
Ve onun takımı yarışı kazandı.
Havuzdan ayrıldıklarında annesi, ''Şunu yapmayı kes!'' dedi
''Durduramıyorum..''
''Bu doğru değil,'' dedi annesi sinirli bir biçimde ''yarışma sırasında yapmadın!''
Cem gözlerinden yaşlar döküldüğünü hissetti. Farklı olmak istiyordu.
Ailesi ona kızgındı. Çocuklar ona gülüyordu. Ali bile onu anlamıyordu.
''Anlamıyor musun anne?'' derken Cem yumrukların sıkmıştı
''Vücudum beni dinlemiyor.''
''Endişelenme.'' diyen annesi omzunu okşadı. ''Bu durumun nedenini anlayacağız.''
Cem'in anne ve babası onu konunun uzmanı bir doktora götürdü.
Dr. Hulki Bey'e göz kırpmaları, burun çekmeleri ve kafa eğmelerini anlattılar.
''Bunlar tik'' dedi Dr. Hulki Bey. ''Bazen onları yapmak zorunda hissedersin ve bazen de tikin olduğunu bilmezsin''
Cem'e bakarak gülümsedi ''Bir çocukta bu durum var. Eğer bu durum uzun süre devam ederse, Tourette Sendromu'u veya T.S. olarak adlandırılır.
Fakat bazen de çekip giderler.''
''Umarım giderler.'' dedi Cem. ''Bazen canımı acıtıyorlar. Çocukların benimle dalga geçiyor ve .'' Cem anne ve babasına baktı ''Annemi ve babamı bile çıldırtıyorlar!''
''Özür dilerim Cem.'' Dedi babası kolunu ona sararak ''Bunu isteyerek yaptığını düşünmüştük.'' ''Özellikle de.'' diye ekledi annesi ''Yüzme sırasında kafanı eğmediğin için.''
''Tikler böyledir'' dedi Dr. Hulki Bey ''Beyin başka şeylerle meşgul olduğunda, tikler oluşmayabilir. Kimi zaman bir ikisini tutabilirsin, fakat sivrisinek ısırığına benzerler. Bir süre görmezden gelsen de eninde sonunda kaşıman gerekir''
''İşte tam böyle bir his.'' dedi Cem ''Peki neden oluyorlar?''
''Vücudun herhangi bir kısmını hareket ettirmek istediğinde, beynindeki bir bölge diğerine mesaj yollar.''dedi Dr. Hulki Bey
''Bu mesajı bazı kimyasal maddeler taşır''
''Tikleri olan kişilerde bu kimyasal maddelerde bir fazlalık vardır ki bu da hareketleri başlatır.'' Dr. Hulki Bey, raftan bir kap dolusu misket aldı. Misketlerin içinden birini alarak kabın içine geri bıraktı
''Misketi bırakmak hareketi başlatmaya benzer, ama çok sayıda başlatacak olursam.'' Dr. Hulki Bey daha çok misket alıp kabın içine bıraktı.
''Her tarafa dağılırlar'' dedi Cem, yere dökülen misketleri toplarken.
''İşte T.S. da böyle olur.'' dedi Dr. Hulki Bey. '' Çok fazla hareket başlar ve bunları durduramazsın.''
''Cem'e nasıl yardım edebiliriz?'' diye sordu annesi
''Tiklerin bir yıl boyunca sürüp sürmediğine bakacağız. Cem'i gerçekten rahatsız etmeye başlarsa, ilaç kullanmayı düşünebiliriz.''
Dr. Hulki Bey misket kabını büyük bir kâsenin içine koydu ve üstüne daha
fazla misket ekledi. Kap dolduktan sonra misketler kâseye dökülmeye başladılar.
''Tıpkı kâsenin misketleri tuttuğu gibi, seninde tiklerini kontrol etmek için yapabileceğin şeyler var.''
Tikleri kontrol etmek kolay değildi, özellikle de her an yeni bir tanesinin çıkma ihtimali varken. Ancak Cem çocukların gözlerini ona dikmesinden nefret ediyordu.
Anne-babası tikler ile başa çıkmanın yolunu arıyorlardı.
Tikleri takip etmek için bir çizelge yaptılar. Cem yorgun, kızgın veya canı sıkkın olduğunda tiklerinin arttığını fark ettiler.
Cem tiklerin hemen öncesinde oluşan huzursuzluk duygusunu fark etmeyi öğrendi. Bu sayede tikleri tutabilmek veya insanların fark etmeyeceği bir davranışa dönüştürmek için fırsat bulabiliyordu.
''Belki de.'' dedi Cem. Bir gece aynada kolunun hareketini izlerken ''Bir kol tiki geldiğini hissettiğimde elimi pantolonumun cebine sokabilirim.''
''Bu iyi bir fikir!'' diye not aldı annesi ''Yumruk sıkmayı da deneyebilirsin.
Gerginliğin bir kısmını alabilir, böylece tiki geçiştirebilirsin''
Bu Cumartesi günü Cem ve Ali beraberce kütüphaneye gittiler.
''Projeyi bitirebilecek miyiz?'' diye sordu Ali.
''Elbette'' dedi Cem ve şaşkınlık içinde kendini havlarken buldu.
''Köpekler giremez!'' diye gülümsedi Ali
Cem tekrar havladı, Ali kaşlarını çatarak ''Cem kes şunu!'' dedi
Kütüphane görevlisi ''Köpek sesi duydum!'' diyerek yaklaştı
''Burada köpek yok.''dedi Cem, fakat kütüphane görevlisi geri dönerken yeniden havladı.
Kütüphane görevlisi durdu ''Siz ikiniz hemen kütüphaneden dışarı çıkın.''dedi
Ali ''Yetti artık!'' diyerek kitaplarını sırt çantasına tıktı ve yürüyerek uzaklaştı.
''Her zaman garip davranıyorsun. Melike Öğretmen'den yeni bir proje ortağı isteyeceğim''
Cem onun peşi sıra kapıdan dışarı koştu ''Bekle!'' diye seslendi.
''Sana bir şey söylemem gerek. Bende Tourette Senromu var.''
Ali durdu ve Cem'e baktı ''O da ne?''
''Bana daha önce söylemeliydin'' dedi Ali, Cem sendromu anlattıktan sonra.
''Ben senin en iyi arkadaşınım. Öyle değil mi?''
Cem kendini daha iyi hissetti''En iyisi'' dedi
Cem Ali'ye T.S.'nu söyledikten sonra annesi ile
Beraber bütün sınıfa da söylediler.
Çocukların pek çok sorusu vardı. ''Ben bunu duymuştum!''
dedi Deniz: ''Kötü laflar söyleyebilir ve bundan paçayı sıyırabilirsin!''
Bütün sınıf güldü.
''T.S. olan pek çok kişi kötü kelimeler söyleyemez.'' Dedi Cem'in annesi
''Ama televizyonda bu tür tikleri göstermekten hoşlanıyorlar''
''Pek çok kişinin Tourette Sendromu var.'' diye ekledi Melike Öğretmen
''Yine de pek çok şey yapabilirler. Doktor, futbolcu, hatta öğretmen olabilirler.
''Cem önce burnunu çekiyordu sonra kafasını eğmeye başladı,''
Diye konuşmaya katıldı Cansu ve ''tikler niye değişiyor?'' diye sordu.
''Tiklerin neden değiştiğini bilmiyorlar,'' dedi Cem'in annesi
''veya neden tik sayısının günden güne değiştiğini de.''
''Bazen,'' diye ekledi Cem ''tik çok artmadan yeni bir tik olduğunu bile fark etmiyorum!''
''T.sendorumun hep olacak mı?'' diye sordu Burak.
Cem annesine baktı.
Annesi başını salladı. ''Belki. Ayrıca yaş ilerledikçe çoğu kişide tikler azalıyor.''
Cem'in tikleri her değiştiğinde, onlarla başa çıkmak için yeni bir yol bulması gerekiyordu.
''Tükürmeye başladım.'' Dedi Ali'ye ''Şimdi de bunu değiştirmenin bir yolunu bulmaya çalışıyorum.''
''Onun yerine yutmayı deneyemez misin?'' diye sordu Ali
''İşe yarayabilir!''
Cem yutmayı denedi. Aniden tükürdü ''Bunun için üzgünüm.
Tikleri değiştirmek için alıştırma yapmam gerekiyor.''
''Sorun değil.'' dedi Ali ''Ben kelimeleri doğru söylemek için her gün alıştırma yapıyorum ve hala hatalarım oluyor.''
Cem artık kendini daha rahat hissediyordu. Hiç değilse ailesi ve sınıf arkadaşları bu tikleri kasıtlı yapmadığını biliyorlardı. Tikleri kontrol etmek için uğraşıyordu fakat kimi zaman okuldaki ve evdeki bazı şeylerin de değişmesi gerekiyordu
Elindeki kalemi sıranın üstüne aralıksız vurma tiki başladığında, Melike Hanım sessizce vurabilirsin diye önüne bir parça köpük bıraktı.
''Hıh, hıh, hıh'' sesleri çıkardığında babası televizyon izlemek için kulaklık kullandı. Böylece hem Cem tiklerini tutmak zorunda kalmıyor hem de en sevdikleri programları beraber izleyebiliyorlardı.
Cem her gün yüzmeye çalıştı. Yüzdüğü zaman, enerjisi yüzmeye aktarılıyor ve tikleri kalmıyordu. Tek düşüncesi serin suyun içerisinde süzülmek oluyordu.
Cem'in görmeyi istediği bir film vardı. Fakat ailesi ile beraber gitmesi biraz zor olacaktı.
İnsanlar ses çıkarması veya hareket etmesi halinde gözlerini ona dikebilir veya gülebilirlerdi.
''Koridor tarafına oturabilirsin''dedi annesi ''böylece tikin başlayacağını hissettiğinde kalkabilirsin.''
Film sırasında Cem tikleri tutabildiği kadar tuttu ancak sonunda kalkması gerekti. Salondan çıkar çıkmaz, kendini serbest bıraktı. Daha büyük bir çocuk onu gördü.
''Hey, sen, ne yapıyorsun öle'' diye seslendi.
Cem ailesi ile bu konuyu çalışmıştı. Üç seçeneği vardı: Çocuğu görmezden gelip tuvalete gidebilirdi. ''Kasıtlı olarak yapmıyorum, bu bir tik.'' diyebilirdi.
Derin bir nefes aldı ve ''Benim Tourette Sendromum var. Hareketlere o neden oluyor ve ben buna engel olamıyorum.'' Dedi.
Büyük çocuğun yüzü kıpkırmızı oldu ''Özür dilerim, bilmiyordum!''
''Şimdi biliyorsun'' diye gülümsedi Cem lavaboya doğru giderken.
Bir gün futbol sahasına giderken, Cem ve Ali kendi aralarında fısıldaşıp gülen çocuklar gördüler.
Ali çılgına döndü ''Şu çocuklar hemen kesseler daha iyi ederler.'' dedi.
''Bu çok komik bir tik!'' diye güldü Cem ''Ben ona 'tavuk' diye isim taktı.''
Ali gülümsedi. ''Sahiden tavuğa benziyor, fakat seninle alay etmemeleri gerekir.''
''Benim canımı sıkmıyorlar.'' dedi Cem.
''Senin gibi bir arkadaşla beraberken asla.''
Oyun sırasında Cem bir şut çekti ve topun filelere doğru gidişini seyretti.
Çocukların tempo tutarken o gülümsüyordu.
Tiklerin kendisinin bir parçası olduğunu, ama her zaman yoluna çıkmayacaklarını biliyordu.
''Kendinizi kollayın tikler,'' diye düşündü. ''Yapabileceğim tek hareket siz değilsiniz.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder