10 Aralık 2014 Çarşamba

Yaygın Gelişimsel Bozukluklar

 

Yaygın Gelişimsel Bozukluklar



Yaygın Gelişimsel Bozukluklar, doğuştan ya da erken çocukluk döneminde başlayan, içinde bulunduğu dönemi ve daha sonraki gelişim dönemlerini birçok yönü ile ve önemli derecede olumsuz etkileyen bozukluklardır. YGB?da, gelişimin özellikle etkilendiği yönler dil, adaptif davranış, iletişim ve sosyal beceriler olup, bu alandaki hasarlar çok belirgin ve kalıcıdır. Bilişsel (zihinsel) gelişim ise bu grup altında bulunan bozuklukların çoğunda önemli oranda geridir. Amerikan Psikiyatri Birliği?nin DSM-IV sınıflandırma sistemine göre bu grup altında bulunan başlıca bozukluklar, Otistik Bozukluk, Rett Bozukluğu, Asperger Bozukluğu, Çocukluğun Dezintegratif Bozukluğu olarak sınıflandırılmıştır.

Asperger Sendromu

Asperger sendromu (AS) ya da Asperger bozukluğu, sosyal etkileşimde zorluklar ve stereotipik ilgi ve etkinliklerle tanımlanan otistik spektrum bozukluklarından (OSB) biridir.

Asperger sendromunun adı Avusturyalı çocuk doktoru Hans Asperger?den gelmektedir. Asperger, 1944 yılında, tedavi için gelen sözel olmayan iletişim becerileri olmayan, yaşıtlarıyla empati kuramayan ve fiziksel olarak sakar olan çocukları tanımlamıştır. Elli yıl sonra AS Hastalıkların ve İlgili Sağlık Sorunlarının Uluslararası İstatistiksel Sınıflaması'nda (ICD-10), ve Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Sınıflandırması'nda (DSM-IV) Asperger bozukluğu olarak tanınmıştır.

Otizmde bulunan bir takım özellikler Asperger sendromunda da görülmektedir. Ancak Asperger sendromu, otistik grup içinde bir alt-grup olarak kabul edilmekle birlikte kendi tanı kriterleri mevcuttur.

Asperger Sendromu'nun Otizm'den Farkı Nedir?

Asperger Sendromu'nda zeka, daha çok 'normal' olarak tanımlanan sınırlar içindeyken, Otizm vakalarında mental retardasyon (zeka geriliği) daha sık görülmektedir.

Asperger Sendromu'nda daha geniş ve bilgi kaynaklı ilgi alanına rastlanırken, Otizm vakalarında sıralama ve sayma gibi daha monoton ilgi alanları vardır. Ayrıca Asperger vakalarında dil gelişiminde gecikmeye rastlanılmamaktadır.

Tanı

Tanı genellikle dört ile on bir yaş arasında konur. Nörolojik ve genetik değerlendirme, bilişsel ve psikomotor işlevleri ölçen testler, sözel ve sözel olmayan güçlü ve güçsüz yanları, öğrenme tarzını ve bağımsız yaşama becerilerini ölçen testler yardımıyla yapılr.

Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından oluşturulmuş DSM-IV Tanı Ölçütleri El Kitabı?na göre Asperger Sendromu tanısını koyabilmek için aşağıdaki özelliklerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

A. Aşağıdakilerden en az ikisinin varlığı ile kendini gösteren toplumsal etkileşimde nitel bozulma:

1. Toplumsal etkileşim sağlamak için yapılan el-kol hareketleri, alınan vücut konumu, takınılan yüz ifadesi, göz göze gelme gibi birçok sözel olmayan davranışta belirgin bir bozulmanın olması

2. Yaşıtlarıyla gelişimsel düzeyine uygun ilişkiler geliştirememe

3. Diğer insanlarla eğlenme, ilgilerini ya da başarılarını kendiliğinden paylaşma arayışı içinde olmama (örn. İlgilendiği nesneleri göstermeme, getirmeme ya da belirtmeme)

4. Toplumsal ya da duygusal karşılıklar vermeme

B. Aşağıdakilerden en az birinin varlığı ile kendini gösteren davranış, ilgi ve etkinliklerde sınırlı, basmakalıp ve yineleyici davranış örüntülerin olması:

1. İlgilenme düzeyi ya da üzerinde odaklanma açısından olağandışı, bir ya da birden fazla basmakalıp ve sınırlı ilgi örüntüsü çerçevesinde kapanıp kalma

2. Özgül, işlevsel olmayan, alışageldiği üzere yapılan gündelik işlere ya da törensel davranış biçimlerine hiç esneklik göstermeksizin sıkı sıkıya uyma

3. Basmakalıp ve yineleyici motor mannerizmler (örn. parmak şıklatma, el çırpma ya da burma ya da karmaşık tüm vücut hareketleri)

4. Eşyaların parçalarıyla sürekli uğraşıp durma

C. Bu bozukluk, toplumsal, mesleki alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında klinik olarak belirgin bir sıkıntıya neden olur.

D. Dil gelişiminde klinik açıdan önemli genel bir gecikme yoktur (örn. 2 yaşına gelindiğinde tek tek sözcükler, 3 yaşına gelindiğinde iletişim kurmaya yönelik cümleler kullanılmaktadır).

E. Bilişsel gelişmede ya da yaşına uygun kendi kendine yetme becerilerinin gelişiminde, uyumsal davranışta (toplumsal etkileşim dışında) ve çocuklukta çevreyle ilgilenme konusunda klinik açıdan belirgin bir gecikme yoktur.

F. Başka özgül bir Yaygın Gelişimsel Bozukluk ya da Şizofreni için Tanı Ölçütleri karşılanmamaktadır.

Genetik Yatkınlık

Asperger Sendromu?nun genetik bir temeli olduğu birçok araştırma tarafından desteklenmiştir.
Tipik Aspergerli çocuğu olan ailelerde babaların % 14'ü, annelerin de % 4'ü AS tanısı almışlardır. Otistik çocukların aileleri incelendiğinde anne ve babaların % 2'si, kardeşlerin % 4'ü kesin AS tanısı almıştır.

AS'nin kesin nedeni bilinmemektedir.
Asperger sendromunu, beyin gelişimini etkileyen değişik fiziksel etkenlerden kaynaklanabileceğini belirten güçlü kanıtlar bulunmaktadır. Duygusal yoksunluk ya da ebeveynlerin verdiği eğitime bağlı değildir.

Tedavi

Verilecek eğitimlerden önce toplumun bu konuda biliçlendirilmesi gerekmektedir. Hastalıklarından ötürü bu tür uç davranışlar gösterebilen çocukları ve bireyleri etiketlememeliyiz ve onları 'öteki' olarak görmemeli, dışlamamalıyız. Destek olarak, başarılarında motive ederek onları yüreklendirmeliyiz. Asperger sendromu olan kişiler sıkça ortalama veya ortalama üstü zekaya sahiptir. Bunun için Asperger sendromu olan bir çocuk normal okula gidebilir. Doğru destek ve cesaretle ilerleyip, eğitimlerine devam edebilir ve iyi bir iş sahibi olabilirler. Bununla birlikte;
-İşitsel, Görsel ve Hareket Metodları

-Odaklanma Dikkat Metodu

-Bireysel özel eğitim,
-Konuşma ve dil terapisi,
-Aile toplantıları,
-Aile eğitimi,
-Aile psikoterapi seansları,
-Çocukla ilgilenen kişilerin eğitimi, hastalığın tedavisi için son derece önemlidir.



Bölüm Doktoru: Psikolog Nilüfer Şişman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder