Oyunla
İlgili Kuramlar
Oyunla
ilgili kuramları klasik kuramlar, dinamik kuramlar ve diğer kuramlar olarak üç
başlıkta incelemek mümkündür.
1. Klasik
Oyun Kuramları
Klasikoyun
kuramları, oyunun içeriğini ve anlamını anlamaya yöneliktir. Dört grupta
incelenir.
A- Fazla
Enerji Tüketimi Kuramı
Bu kurama
göre oyun, vücutta bulunan fazla enerjinin harcanmasıdır. Oyun, vücudun çalışması
için gerekli olan enerjiden daha fazlasına sahip olduğunda oynanır.
Çocuk,
gerginlik yaratan fazla enerjiyi atabildiği zaman sağlıklı bir dengeye kavuşur.
Çok oynayan çocuk bu nedenle sağlıklıdır. Bu kuramda oyunun içeriği önemli
değildir. Bu kuramın temsilcileri Friedrich Schiller ve Herbert Spencer'dir.
B- Rahatlama
ve Dinlenme Kuramı
Bu kurama
göre günlük hayattaki zorlayıcı etkinlikler, insanı bedenen ve zihnen
yıpratmaktadır. Bunun sonucunda ise dinlenme ve uyku ihtiyacı hissedilir.
Gerçek dinlenme ise insanın normal hayattaki yaşamsal görevleri dışında başka
etkinliklerle uğraşmasıyla olur. Kişi, kendini bu şekilde yeniler. Bu kuramın
savunucusu olan Moritz Lazarus, yorucu bir çalışmanın ardından vücudun belli
bir dinlenme etkinliğine ihtiyacı olduğundaoyun oynandığını belirtmiştir.
Bu kurama
göre, fazla enerji kullanımı kuramının tersine, organizmanın az enerjiye sahip
olduğunda enerjiyi artırmak için oynanır. Fazla enerji kullanımı kuramında
olduğu gibi rahatlama ve dinlenme kuramında da oyunun şekli ve içeriği önemli
değildir
C- Öncül
Deneme ( Yetişkin Hayatına Hazırlık, Alıştırma) Kuramı
Bu kuramın
kurucusu olan Karl Gross, çocukların nedenoyun oynadıkları konusunda
varsayımlar geliştirmiştir. Gross' a göre geçmişte edinilen içgüdüsel
alışkanlıklar, gelecekteki içgüdüsel alışkanlıkların oluşmasında rol oynar.
Oyunun bunun oluşmasında önemli rolü vardır. Oyun, gelecekteki çalışma ve
yaşantıların bir ön hazırlığıdır. Ayrıca Gross, oyununanti sosyal eğilimlerden
arındırma özelliğinin de olduğunu ileri sürer.
D-
Tekrarlama (Rekapitülasyon) Kuramı
Bu kurama
göre çocuk, kendi ırkına özgü yaşam deneyimlerini tekrarlamaktadır. Stanley
Hall' a ait olan tekrarlama kuramına göre birey; hayatı boyunca daha önce kendi
türünün, ırkının geçirmiş olduğu gelişme seyrinin aynısını geçirir. Bu kuram,
öncül deneme kuramına karşı bir kuramdır. Tekrarlama kuramına göre oyunla
gelecekteki davranışlar arasında hiçbir ilişki kurulamaz. Oyun yoluyla, ırkın
geçmişindeki davranışlar arasında ilişki söz konusudur. Hall, bu kuramında
evrim kuramından yola çıkmıştır. Çocuk, oyunda insan ırkının evrim sürecinde
geçirdiği devinimsel ve ruhsal aşamaları tekrar yaşar.
2. Dinamik
Oyun Kuramları
Klasikoyun
kuramlarında, çocuğun oyunu neden oynadığı anlaşılmaya çalışılırken dinamikoyun
kuramlarında oyunun neden oynandığı değil, çocuğun oyununun içeriği anlaşılmaya
çalışılmıştır. Dinamikoyun kuramcıları Sigmund Freud ve Jean Piaget' dir.
A- Sigmund
Freud' Un Oyun Kuramı
Freud' a
göre çocukları, oyunları rastgele veya şans eseri değildir. Bireyin farkında
olduğu ya da olmadığı duygularını belirtir. İnsanların duyguları, istek ve
arzuları oyunda, düş ve fantezilerde ortaya çıkar. Çünküoyun sırasında bir
denetim ya da eleştiri yoktur. Freud'a göre benliğin gelişmesiyle ilişkili
olarak mantıksal düşünmenin başlaması ileoyun son bulur. Akılcılık ve eleştirel
düşünce gelişimi sonucunda çocuk oyundan uzaklaşır. Çocuk, oyunda yetişkin
rolünü üstlenerek hayal içinde kazandığı duygularını gelecekte kullanmak üzere
saklar.
B- Jean
Piaget' nin Oyun Kuramı
Piaget'ninoyun
kuramı, bilişsel gelişime dayanır. Oyunu yapısal olarak ele alan Piaget'e göre
oyun, insan davranışında bulunan ve çocuğun bilişsel gelişimini destekleyen bir
unsurdur. Piaget, oyunu 3 evrede inceler. Bu evreler; alıştırmalı oyun,
sembolikoyun ve kurallı oyundur.
Alıştırmalı
Oyun ( 0–2 yaş )
Bu evrede
motor faaliyetler, en belirgin özelliklerdir. Emme, elleri açıp kapatma ve
diğer bedensel hareketler motor faaliyetlerdir. Bu faaliyetler, çocuk için
adeta bir oyundur ve bu bedensel faaliyetlerin doyurulması tekrarlanmasına
neden olur. 4 aylıkken yakınında bulunan objeleri yakalar, sallar, atar.
Alıştırma oyunlarında çocuk neler yapabildiğini ispatlar. Yaptıklarından zevk
alır ve bu hareketleri tekrarlar.
Sembolik
Oyun ( 2–7 yaş )
Sembolik
oyun, temsili düşünmenin temelini oluşturmaktadır. Bu dönemde gerçekte olan
önemli olayları oyunda kullanır. Ancak oyunda gerçeğe uyma zorunluluğu
olmadığından olaylar değişikliğe uğrayarak oyuna yansıyabilir. Çocuk
oyunlarındaki sembolleştirme iki şekilde görülmektedir
a) Bir
faaliyetin bir nesneden diğerine aktarılması. Örneğin yeme faaliyetini bebeğine
mama vermekte uygulaması, sopayı at yerine kullanması, tencere kapağını
direksiyon olarak kullanması, telefon kullanıyor gibi yapması.
b) Çocuğun
başka birinin rolünü üstlenmesi. Örneğin otobüs şoförü, doktor, anne, baba gibi
rolleri üstlenmesi.
Sembolikoyun
döneminde, özellikle de 2–4 yaş civarında hayali kişileri kattıkları oyunlar
oynandığı da görülmektedir. Örneğin kardeş istediği için hayali kardeşleoyun
oynama, yaramazlıkları onun yerine yapan hayali bir arkadaşla oynama vb.
Sembolleştirme yeteneği yaşla birlikte gelişir. Çocuğun oyunda bilişsel
faaliyetlerde bulunması sonucu zihin mantıklı düşünmeye geçer.
Kurallı Oyun
( 7–12 yaş )
Bu evrenin
daha ileri bir bilişsel düzeyi gerektirdiğini düşünen Piaget' ye göre mantıklı
düşünme, çocukların sadece nesnelerle ilgilenmeleri ile olmaz. Mantıklı
düşünme, çocukların diğer çocuklarla oynamaları ile gelişir.
Kurallıoyun
evresinde devam etmekte olan dramatik oyunlarda kurallar vardır. Gerçekçi
ayrıntılara dikkat edilmektedir. Bu evrede, oyunun kuralları ve kurallara
uymayanlara verilecek ceza önem taşır. Oyunda kurallara uyarak sosyal normlara
uygun davranmaya da başlar.11–12 yaş döneminden sonra ergenlik ve yetişkinlikte
de kurallıoyun özellikleri görülür.
3. Diğer
Oyun Kuramları
Bu grupta
oyunun nedenlerinin önemini destekleyen Vygotsky, Bateson, Sutton-
Simith,
Helanko ve Berlyne yer almaktadır.
A- Vygotsky'
Nin Oyun Kuramı
Bu kuram,
oyunun kökeni ve rolüne ilişkin analizlere dayanır. Vygotsky'e göre oyun,
bilişsel mekanizmaların işlemesine en uygun ortamı sağlar ve çocuğun hayali bir
çözüm yaratmasıdır. Oyun, keşiftir ve yeni bir oluşumdur. Oyun ve iletişim
arasında bir ilişki vardır. Çocuk oyunda gerçek yaşam deneyimlerinden
hatırladığı sebep –sonuç ilişkilerini kullanarak yeni davranışlar üretir.
Böylece olumsuz dürtülerinden arınır.
Oyunun önemi
istekleri doyurma değil, daha çok düş gücünün ortaya çıkarılmasıdır. Oyun,
somut nesne ve eylemlere bağlı değildir. Ancak nesnelerin çocukta anlam
kazanması için eksen görevi görür. Örneğin bir dal parçasını at olarak
kullanması aynı zamanda bir ağaç dikmeyi düşlemesi için de fırsat sağlar.
B- Bateson
Oyun Kuramı
Bateson,
Vygotsky gibioyun ve iletişim arasında bir ilişki olduğunu savunur. Ancak
oyundaki iletişimin tam iletişim değil, yarı iletişim olduğu görüşündedir.
Sosyal oyunlarda kişiler, davranışlarının gerçek olmadığını, sadeceoyun
olduğunu iletmek zorundadır. Bu iletimdeki başarısızlık, oyunun amacının yanlış
anlaşılmasına ve sosyal uyumsuzluğa neden olur.
C-
Sutton-Simith Oyun Kuramı
Oyun ile
ilgili birkaç kuram ortaya koyan Sutton- Simith, kurallı oyunlarda kültürün
etkisini inceleyen ilk kuramcılardandır. Oyunlarda tarihsel faktörlerin önemini
vurgulamıştır. Daha sonra ise oyuncaklara dikkati çekerek, oyuncaklarınoyun
malzemeleri olmalarının yanı sıra kültürel ürünler olduklarını da
vurgulamıştır. Piaget'nin oyunda yenilik üretmenin bozucu olduğu görüşüne karşı
çıkan Sutton-Simith, yenilik üretmenin, uyumu sağlamak için yönelmelere kaynak
olduğunu savunur.
D- Helanko
Sistem Kuramı
Helanko'ya
göre birey, oyun ortamı oluşturarak dışarıdan gelen olumsuz etkileri ortadan
kaldırabilir. Çocuk, kendi kendine biroyun ortamından diğerine geçerek olumsuz
etkileri ortadan kaldırır. Oyun oynamak, kişi ile çevresi arasındaki ilişkidir.
Oyunda nesne, kişi tarafından serbest olarak seçilmektedir.
E- Berylne
Modeli (İçten Uyarılma)
Bu yaklaşıma
göre oyun, keşfetme davranışlarına bağlıdır ve uyarılma durumlarının
dengelenmesidir. Berlyne' e göre hareketsiz durmak, organizmanın doğal durumu
değildir. Oyunda görülen uyarılma mekanizması, organizma tarafından kontrol
edilir ve işlem sonunda haz duygusu yaşanır. Bu kuram, bizeoyun süreci içinde
çocuk davranışlarının nedenini açıklar. Örneğin çocuk bisiklete binmekten
tedirgin olabilir. Fakat buna rağmen bisiklete binmeyi ister ve bu davranışı
tekrarlar. Bu durum, çocuğun içten gelen uyarılması durumudur.