3 Mayıs 2015 Pazar

KONUŞMA BOZUKLUKLARI VE SAĞALTIMI





















KONUŞMA BOZUKLUKLARI VE SAĞALTIMI
Yapılan bir araştırmaya göre uyku saatleri dışında kalan sürenin yaklaşık % 75 i sözlü iletişimle geçmektedir. Sözlü iletişimle geçen %75 in %30 u konuşarak, %45 i ise dinleyerek geçmektedir.
Eğer bir konuşma hoş olmayan sesle veya yaşına uygun olmayan, anlaşılmayan bir şekilde yapılır; dolayısıyla normalden çok farklılık gösterir ve dikkati konuşana çeker ise genellikle özürlü konuşma olarak kabul edilir (Kirk,1962; Riper,1962)
“Konuşma, diğer insanların konuşmalarından dikkati çekecek kadar sapma gösterdiği, iletişimi karıştırdığı ve konuşanda uyumsuzluk yarattığı zaman özürlüdür“ (Jhonson 1956)
Bireyin konuşma özürlü olarak kabul edilmesi için, aşağıdaki durumlardan birinde sorun yaşaması demektir. Bunlar:
1.   Konuşmanın anlaşılır şekilde olmaması,
2.   Konuşmanın duyulmasında yetersizlik olması,
3.   Sesin bozuk ve tırmalayıcı olması,
4.   Sesin çıkarılmasının, ritminin ve vurgularının bozuk olması,
5.   Dil yönünden kelime dağarcığı ve gramer yetersizliklerinin olması,
6.   Konuşmanın bireyin yaşına ve fiziksel yapısına uygunsuzluğu,

Respirasyon (Solunum): Konuşma için motive edici gücü sağlar.
Fonasyon (Seslenim):Vokal kasların titreşimi ile seslerin üretilmesidir.
Rezonasyon (Yankılama): Kişinin sesinin niteliğini etkileyin konuşma sesinin farklılığında önemli rol oynayan bir süreçtir.
Artikülasyon (Eklemleme): Bireysel konuşma seslerinin dil, çene, dudaklar ve yumuşak damağın yardımıyla ses tonu ve nefes akışının çıkarılmasında üretilen ve bu yolla sesin rezonasyonunu da içeren bir süreçtir.



REZANATÖR SİSTEM
1- Göğüs boşlukları: Özellikle kalın seslerde, bir kemanın gövdesi gibi, sesin kuvvetlendirilmesi göğüs boşluklarında oluşur.
2- Kafa Boşlukları: Kafadaki rezonans boşlukları, daha çok ince seslerin gelişmesine yararlı olurlar. Bu boşluklar, sert dokudan yapılmış duvarlara sahiptir. Yumuşak dokular, sesin tınlamasına engel olurlar. Baştaki rezonans boşluklarını bazıları şunlardır.
a) Burundaki Konkalar
b) Sinüsler
c) Damakla Örtülü Ağız Boşluğu



TÜRKÇEDE SESLER VE SESLERİN YERLERİ:

ÜNLÜLER:

Ağız boşluğunda ve ses yolunda hiçbir engele çarpmadan çıkan seslere “Ünlüler” denir. Türkçede 8 ünlü bulunur.

A,E,I,İ,O,Ö,U,Ü

Ünlüler ağız ve burun boşluğunda hiçbir engele uğramadan oluşur. Ağzımızdan net ve açık biçimde çıkar. Tek başlarına hece oluşturabilirler. Özgür ve gürültüsüz seslerdir.

Çıkış Yerlerine Göre Ünlüler:

“A”:

En geniş sesli harftir. “A” sesi çıkartılırken çene serbestçe aşağı indirilmelidir. Dil çeneye olabildiğince paralel ve dilin ucu alt dişlere değmelidir. Sesin boğumlandığı yer ağzımızın arka kısmındadır. Ses alt çeneye oturur.

“O”:

“O” sesinde dudaklar yuvarlak, yanaklar içerde ve çene olabildiğince aşağıdadır. Sesin boğumlandığı yer ağzımızın orta-arka kısmıdır.

“U”:

Dudaklar “O” sesinde olduğu gibi yuvarlaktır, tek farkı dudakların öne doğru uzamış olmalarıdır. Dolayısıyla “U” sesinde çene “O” sesine göre daha dardır. Sesin boğumlandığı yer ağzımızın arka kısmındadır.

“İ”:

“İ” sesi ağzımızın ön kısmında boğumlanır. “İ” sesi çıkartılırken dilin yanları üst dişlerin iç kısımlarına değmelidir. Dudaklar üst dişler görünecek şekilde pozisyon almalıdır.

“E”:

“E” sesi ağzımızın ön-yan kısmında boğumlanır. “E” sesi çıkartılırken dudaklar yana doğru açılmalı ve dilin ucu alt diş etlerine değmelidir.

“Ü”:

Dar bir ünlüdür. “Ü” sesi ağzımızın ön kısmında boğumlanır. “Ü” sesi çıkartılırken dudaklar önde ve yuvarlak bir pozisyon almalıdır.

“I”:

Şan egzersizlerinde kullanılmayan bir sesli harftir. Dar bir ünlüdür. “I” sesinin boğumlandığı yer ağzımızın arka kısmındadır.

“Ö”:

“Ö” sesi ağzımızın ön kısmında boğumlanır. Çene olabildiğince aşağıda ve dudaklar önde pozisyon almalıdır.


Ünsüzler:

Ağız boşluğunda ve ses yolunda bazı engellere çarparak çıkan seslere “Ünsüzler” denir. Türkçe’de 21 ünsüz bulunur.

B,C,Ç,D,F,G,Ğ,H,J,K,L,M,N,P,R,S,Ş,T,V,Y,Z

Ünsüzlerin çıkışı sırasında soluk (nefes), konuşma organlarının herhangi bir yerinde bir engele rastlar. Bu engel bazen dudaklarda, bazen dille diş ya da dille damak arasında olur. Ünsüzler çıkarken ses yolunda açılma, kapanma, daralma, ve gırtlakta bulunan ses tellerinde titremeler olur. Akciğerlerden gelen havanın ses yolundan geçerken karşılaştığı bütün bu durumlar ve çıkış yerleri ünsüzlerin özelliklerini oluşturur.

Çıkış Yerlerine Göre Ünsüzler:

“B”,”M”,”P” (Dudak Ünsüzleri):

Bu ünsüzler çıkartılırken alt ve üst dudak birbirine değerek kapanır.


“F”,”V” (Diş-Dudak Ünsüzleri):

Üst dişler alt dudağa değerken meydana gelen sürtünmeden oluşan ünsüzlerdir.


“D”,”T”,”L”,”N” (Sert Damak Ünsüzleri):

Bu ünsüzler sert (ön) damak bölgesinde tınlarlar. “D”, “T” ve “N” ünsüzlerinde dilin ucu üst diş köklerine değerken; “L” ünsüzünde dilin ucu biraz daha geride sert damağa değmelidir.

“Z”,”S” (Diş Ünsüzleri):

“Z” ve “S” ünsüzleri ağzın ön kısmında alt ve üst dişlerin arasından patlayarak çıkar. Bu ünsüzler çıkartılırken dilin ucu alt diş etlerine değmelidir.


“C”,”Ç”,”Ş”,”J” (Yan Diş Ünsüzleri):

Bu ünsüzler çıkartılırken dilin yanları üst dişlerin iç kısımlarına ve damağa değmelidir. Dil çeneye paralel ve dilin ucu alt diş etlerine doğru pozisyon almalıdır.


“G”,”K”,“Y” (Yumuşak Damak Ünsüzleri):

Bu ünsüzlerin çıkarılış anında dilin arka tarafı (dil sırtı), yumuşak (art) damakla buluşurken dilin ucu alt dişlere değmelidir.


“H” (Gırtlak Ünsüzü):

“H” ünsüzü ağzımızın arka tarafında oluşur. Ciğerlerimizden çıkan havanın ses tellerini titretmesi ile gırtlakta meydana gelir.


“R”:

“R” ünsüzü çıkartılırken dilin ucu sert damağa, sert damak ünsüzlerinde olduğu gibi tam olarak değmez, dilin ucu yuvarlanır ve hava akımı önde oluşur.
Kaynak: Ses Bilimi ve Diksiyon: Eser Güler-Mehmet Hengirmen

Yapısal (Organik) Nedenler:

Dudaklarda : en çok görülen yapısal bozukluk üst dudak yarıklığıdır (Tavşan dudak). Dudak sesleri olan p, b, m, f, v sesleri bu durumda bozuk çıkarılabilir. Dudaklar olağandışı ince ya da kalın bir yapıya sahip olabilir.
Dişlerin noksanlığı, düzensiz oluşu, çıkış yerleri dişler olan sesleri bozabilir (Ön dişleri dökülmüş çocuklar, takma diş kullananlar). Dişsiz bir ağızda genellikle s-ş-f harfleri iyi çıkmaz.
Çenelerimizin yapısı ve devinim yeteneği bazı seslerin çıkarılmasında önemlidir. Örneğin, ait çenenin gereğinden fazla geride olması, ön üst ve alt dişlerin tam üstte çakışır biçimde ya da alt ön dişlerin üst dişlerden daha öne doğru basacak biçimde oturma yapısı göstermesi durumunda artikülasyon bozukluğu ortaya çıkabilir. Alt çenenin aşağı yukarı, sağa sola devinim yeteneği sınırlı olursa artikülasyon olumsuz yönde etkilenebilir.
Burun kemiğinin eğri, çatlak ve burun mukozasında et parçasının olması da artikülasyon bozukluğuna neden olan etmenlerden biridir.
Dilimizin dil yatağı ya da boşluğuna oranla aşın büyük ya da küçük bir yapıda olması, dil bağının öne çok uzanmış olması, dil kasları ve sinirlerindeki bozukluklar, dil ucunun olağandışı kütlüğü ve dil yaraları artikülasyonu olumsuz etkiler.
Damağın aşırı derecede yüksek ya da düz olması, yumuşak damak diye isimlendirilen kısmın gereken yumuşaklıktan yoksun ya da felçli olması, küçük dilin yarıklığı, küçük dilin olağandışı küçük, dumura uğramış ya da ortadan bir yana fazlaca kaymış olması sesin bozuk çıkmasına neden olabilir.

İşlevsel nedenler:
Konuşma organları sağlam oldukları halde görevlerini yerine getiremedikleri durumlarda görevsel nedenler olduğu düşünülür.
İşitme özrü ya da işitme duyarlığındaki yetersizlik artikülasyonu olumsuz yönde etkilemektedir. İşitme özrü ses algısını etkiler. Etkileme derecesi işitme özrünün türü ve derecesine bağlıdır.

Diğer Nedenler :
Bazı durumlarda zeka geriliği arttıkça özrün derecesi de artar.
Öte yandan çocuğun zihinsel düzeyi artikülasyon bozukluğunun düzeltilmesi çalışmaları içinde çok önemlidir.
Artikülasyon bozukluklarının bazıları tamamen yanlış öğrenmeye bağlıdır. Evde konuşulan dil çocuğun konuşma şevkinin kırılması, konuşmanın engellenmesi, konuşmayı pekiştirmeye olanak vermeyen ortam artikülasyon bozukluğuna neden olan etmenlerdir.
Bazı durumlarda konuşma bozuklukları duygusal çatışmaya bağlı olarak gelişebilir. Düzeltilmesi en güç olan artikülasyon bozukları duygusal uyumsuzluk ya da çatışmaya bağlı olanlarıdır. Bu gibi olgularda sadece eklemleme düzeltme çalışmaları yapmak pek yarar sağlamayabilir. Bunun yanında eğitsel önlemler ve ruhsal sağaltım çalışmaları da gerekebilir.

KONUŞMA ENGELLERİNİN SINIFLAMASI
1-Gecikmiş Konuşma
2-Ses Bozukluğu
3-Artikülasyon Bozukluğu
4-Kekemelik
5-İşitme Engeline Bağlı Konuşma Bozuklukları
6-Yarık Damak ve Beyin Engeline Bağlı Konuşma Bozuklukları
7-Yabancı Dil ve Bölgesel Konuşma Ayrılıklarına Bağlı Konuşma Bozuklukları

GECİKMİŞ KONUŞMA VE NEDENLERİ
Kimi çocuğun konuşması kısıtlıdır,
Kiminin sözcük dağarcığında yetersizlikler görülür.
Bazılarında cümle kurmada güçlük ve gecikmeler olabilir.
Duygu ve düşüncelerini sözel olarak aktarma yerine vücut devinimleri ile ortaya koyarlar.
Çıkardıkları ses dinleyenler tarafından anlamsız bulunur,
Buna ek olarak fırlatma, atma ve vurma şeklinde istenmedik hareketler gündeme gelir.

a) Zeka Geriliği
b) Sağlık Durumu
c) İşitme Kaybı
d) Konuşma Organlarının Koordinasyonu
e) Duygusal Yapı ve Aile Çevresi

Gecikmiş Konuşmanın Sağaltımı

Gecikmiş konuşma özürlü çocuğun sağaltımının birinci ilkesi, çocuğa akranları düzeyinde bir konuşma kazandırmaktır. İkinci ilkesi ise, özürün nedenlerini ortadan kaldırmak için önlemleri almaktır.
1) Çocukta Konuşma Gereksinimi Yaratma
2) Sesleri Birbirine Ulamayı Öğretme
3) Temel Sözcük Dağarcığı Yaratma
4) Konuşmayı Bir İletişim Aracı Durumuna Getirme


SELEN KUSURLARI

SELEN
Tanımı
Seleni gürültü niteliğinde olmayan ses diye tanımlayabiliriz. Türkçede kullanılan selenler, ünlü harflerdir. Bunlar a,e,ı,i,u,ü,o,ö harfleridir.

Kusurları
Selen kusurları genel bir sağlık bozukluğundan, bir veya birkaç ses organındaki hastalıktan ileri gelebilir. Ya da kötü bir alışkanlıkla yerleşmiş olan bazı ses ve boğumlanma kusurlarından kaynaklanabilir.

Sağlık sorunları yüzünden oluşan selen kusurları düzeltilemese de kötü alışkanlıktan kaynaklanan selen kusurlarını birtakım alıştırmalarla düzeltmek mümkündür. Bu alıştırmaların çoğunun etkili olabilmesi, solunum alıştırmalarına dayanmaktadır. Çünkü, düzeltilmesi gereken kusurlar doğru soluk almamaktan kaynaklanmaktadır.
Selen kusurlarına bakacak olursak bunların, kuvvetsizlik, ses titrekliği ve tiz ve keskin ses olmak üzere üç şekilde olduğunu görmüş oluruz.

Kuvvetsizlik
Sesiniz kuvvetsiz ve yetersiz olabilir. Bu da hafif sesle konuşma alışkanlığından ve alıştırma yapmamaktan meydana gelmektedir. Konuşurken seslerin kuvvetsiz, cılız bir şekilde çıkması, konuşulan kişinin konuşmanızı anlamamasına bunun sonucunda iletişim sorunları yaşanmasına meydan vermektedir.

Sesin kuvvetsizliğini bir takım alıştırmalar yaparak düzeltmek mümkündür.

1. Ağzınızı açarak “a” seleni veriniz.
2. Soluk verirken gitgide artan bir şiddetle “a” selenini çıkarınız.
3. Birdenbire ve aynı şiddeti sürdürerek çıkartınız.
4. Sesinizin şiddetini çoğaltıp azaltınız.
5. Aynı şekilde: fakat birçok kere, sesinizin şiddetini çoğaltıp azaltarak tekrarlayınız.
6. Kısa soluk vererek, oldukça gür sesler çıkarınız.

Ses Titrekliği
Sesiniz gür olabilir ya da cılız çıkabilir; ama her iki durumda da titreklik olabilir. Bu kusur şarkı söylerken fark edilmeyebilir; ama konuşurken hemen kendini belli eder. Bu durum diksiyon açısından kusur sayılır.

Ses titrekliğini önleyebilmek için sesinizi zorlamaktan kaçınarak aşağıdaki alıştırmaları yapınız; ses çağlayan bir nehir gibi akmalıdır.

1. Çok kısa bir süre içinde ve çok az ses vererek bir selen çıkarınız.
2. Bir seleni çıkarırken biraz daha gür ve biraz daha uzun olmasına dikkat ediniz.
3. Durmadan, gitgide biraz daha gür ve öncekinden biraz daha uzun süreli selenler çıkarınız. İyi bir sonuç elde edinceye kadar bu alıştırmaya devam ediniz.

Tiz ve Keskin Ses
Tiz ve keskin ses insan kulağını tırmaladığı için diksiyon açısından da bir kusur kabul edilmektedir. Tıp doktorları bu sese Haremağası sesi demektedirler. Tiz ve keskin ses kusurunun düzeltilebilmesi için aşağıdaki metodun uygulanması yararlı olmaktadır.

1. Ağzınızı açınız ve olabildiğince derin, düzgün bir soluk alınız. Soluk verirken gırtlağınızda bir kasılma olmamasına dikkat ederek solukla beraber ses çıkartmaya çalışınız.
2. Pes tonda temiz bir ses elde ettikten sonra hecelere geçiniz. Bir heceyi söylerken solukla beraber ses de verilerek hece tamamlanır ve diğerine geçildiği zaman aynı şekilde tekrarlanır. Heceleri uzatarak söyleyiniz.
3. Bu alıştırmalar yapılırken tiz tonlara çıkmamaya dikkat ediniz. Heceleri söylerken iyi sonuç alındıktan sonra elinize bir kitap alınız, aynı şekilde heceler üzerinde durarak ve her hecede soluk alıp pes tonda okumaya devam ediniz.
4. Birçok defa kendi kendine okuma alıştırmaları yapınız.
5. Bu metodu uygularken tiz ve keskin sesinizle konuşmaktan kaçınarak, konuşurken okurken yaptığınız gibi heceleri pes tonlarla söylemeye çalışınız.

Durak
Konuşurken hava ihtiyacımızı karşılayabilmemiz için az veya çok duraklamalar yapmak zorundayız. Çünkü sesimizi belirli bir süre uzatabiliriz; ama sonunda soluğumuz tükenir, duraklayıp yeniden soluk almak zorunda kalırız. İşte konuşma esnasında bu duraklamaların tümü noktalamayı meydana getirmektedir.

Konuşurken duraklamalara genelde önem vermez, sık sık ve kısa duraklamalar yapmazsak bol ve derin soluk alma ihtiyacı duyarız. Bu durum bizim gürültülü soluk almamıza neden olur. Gürültülü soluk alma diksiyon açısından önemli kusurlardan biridir.

Bunu için soluğumuz tükeninceye kadar beklemeyerek çabuk, hissettirmeden soluk almalıyız. Ama tabi ki diksiyonda bu durakları gelişi güzel, kafamıza göre yapamayız.

Duraklar cümlelerin anlamına göre düzenlenmelidir. Çünkü noktalamanın anlam yönünden çok büyük önemi vardır.

Durak, söylenen ya da okunan bir metnin solunum yerlerinin oluşturduğu, söz söyleyenin yorulmasına engel olan beklemelerdir.

Ton
Konuşurken çıkardığımız seslerin titreşim sayısının az ya da çok oluşuna “ ton” denir. Sesin düşük, yüksek ya da tiz ve pes çıkarılmasıdır. Titreşim sayısının çokluğu sesi tizleştirirken azlığı ise pesleştirmektedir.

Monotonluk kötü bir diksiyon karakterini ortaya çıkarmaktadır. Sürekli aynı ses tonuyla konuşan insanlar kendisini dinleyenleri sıkmaya başlarlar ve bir süre sonra dikkat çekici olmaktan çıkarlar. Böyle bir konuşma tarzı dinleyenleri usandırır. Çünkü bu duygu ve anlatımdan uzak, aynı tonda sürüp giden bir konuşma şekli olur.

Konuşurken konuşmaya hakim olan ana nokta, çeşitli anlam kavramları sağlayan değişikliklerdir. Konuşanın önem verdiği, anlam katmak istediği kelimelerde başvurduğu ton, kelime ve heceler arasında yükseklik ve yoğunluk bakımından meydana getirdiği farklara “tonlama” adı verilir.

Bir konuşmanın başarısı, doğru tonlama ile mümkündür. İyi tonlanmış bir konuşma insanları etkiler. En güzel tonlama tabii şekilde çıkan ses ile mümkündür.

Doğru tonlama yapabilmek için okuma ve konuşma alışkanlığı kazanmak gerekmektedir. Bunun için de bir metni sesli olarak okuyarak tonlamanın kulak ve zihinde göstereceği etkiyi duyarak hissedebilirsiniz.

Konuşurken kullandığımız ses tonlarına “esas tonlar” adı verilmektedir. Her türlü insan sesi yükseklik bakımından üç esas tonda sıralanmaktadır. Bunlar pes, orta ve tiz’dir.

1. Pes: Bu sese göğüs sesi adı da verilmektedir. Sözlerin alçalan bir tonla seslendirilmesidir.

2. Orta: Hem dinleyeni hem de konuşanı en az yoran tondur. Sözlerin orta halli bir tonla seslendirilmesidir.

3. Tiz: Bu sese kafa sesi de denmektedir. Sözlerin ince ve keskin bir tonla seslendirilmesidir.

Konuşurken aynı tonu kullanarak dinleyenleri sıkmamak için sesimizdeki tonları zaman zaman kullanmamız gerekmektedir. Konuşmalarımızın daha anlamlı olması için konuşmalarımıza tonlamalar katmalıyız. Bunun için aşağıdaki alıştırmaları uygulamakta yarar vardır.

1. Pes tonda bir selen çıkarıp onu uzatınız.
2. Orta tonda bir selen çıkarıp onu uzatınız
3. Tiz tonda bir selen çıkarıp onu uzatınız.

Artikülasyon - Sesletim Bozukluğunun sebepleri nelerdir?
Artikülasyon bozukluğu yanlış öğrenmelerden kaynaklandığı gibi dudak damak yarığı, down sendromu, işitme engeli, nörolojik bozukluklar gibi bazı anatomik veya fizyolojik problemlerden de kaynaklanabilir. Bununla birlikte birçok sesletim sorunu herhangi bir belirgin fiziksel özür olmadan da ortaya çıkabilmektedir.

ARTİKÜLASYON BOZUKLUĞUNUN ÇOCUĞUNUZUN GELİŞİMİNİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ NEDİR?
Artikülasyon bozukluğu Artikülasyon bozukluğu, herkeste aynı boyutta görülmeyebilir. Ancak bu durum çocuk ya da yetişkinin sosyal, duygusal ya da iş hayatını etkileyecek boyutlara gelmişse çözümü konusunda acil müdahale gerekir. Bu tür sorunlar yaşayan bir çocuğa ailesi tarafında müdahale edilmemesi, düzeltmeler yapılmaması ve sosyal çevresi tarafından kesinlikle alaya alınmaması gerekir. Çünkü bu durum çocuğun kendi isteğiyle yaptığı bir durum değildir. Müdahaleler çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyebilir. Bunun yerine acilen bir uzman desteği alınması gerekir.

Çocuğunuzun 4-5 yaşına gelmesine rağmen hala bebeksi telaffuzu varsa, Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanından yardım almanız gerekir. Artikülasyon bozukluğu, tedavisine kadar erken dönemde başlanabilirse çocuğun düzelme hızı o kadar kısa olur. Ayrıca çocuğun gelişimi de bu olumsuz durumdan daha az etkilenmiş olur.

1-Sesin Düşürülmesi ya da Atlanması:
Saat-sat
Havlu-avlu

2-Ses Eklenmesi:
Tren-tiren
saat-sahat
Recep-İrecep
Spor-sipor

3-Sesin Değiştirilmesi:
Para-paya
toprak-torpak
mavi-vami
kamyon-kaymon


4-Sesin Bozulması:
Gelir-geliy ya da gelüm (x:yöresel olarak çıkarılan bir sestir)
Karagöz-kağagöz

Nedenleri Bulma
1.Yapısal Bozuklukların Muayenesi:
2. Zihin Gücü Yoklaması:
A. Ses Belleği
a. Sayı Tekrarı:
b. Hece Tekrarı:
c. Anlamsız Sözcük Tekrarı:
B.Sesçil (fonetik) Ayırım Gücü
3. Odyolojik inceleme:
4. Konuşma testleri
Tanılamada (Teşhis) Kullanılan Testler
1-Sözlü-Nesneli Artikülasyon Testleri
2-Resimli Artikülasyon Testleri
3-Yazılı Artikülasyon Testleri
Türk dili için ilk artikülasyon testi 1982’de, Ferda Akdaş tarafından hazırlanmıştır.
Modern artikülasyon testleri: Artikülasyon + Fonoloji içerir.
Türkçe Sesletim-Sesbilgisi Testi (Seyhun Topbaş, Anadolu Üniversitesi, 2004)
Ankara Artikülasyon Testi (Pınar Ege, Ankara Üniversitesi, 2004)

SAĞALTIM ETKİNLİKLERİ VE AŞAMALARI
A-Nedenlerin ortadan kaldırılması
B-Özrün farkına vardırılması
C-Özürlü seslerin düzeltilmesi
D-Düzeltilen seslerin konuşmada kullanılır hale getirilmesi
E-Sağaltımın sona erdirilmesi ve bireyin izlenmesi


A.Nedenlerin Ortadan Kaldırılması
Çocuğun özrü belirli bir neden ve nedenlere bağlı olarak gelişmiş veya gelişmekteyse alınması gereken önlemlerin başında bu nedenleri ortadan kaldırmak ya da etkisini azaltmak gelmektedir. Özrü yaratan ve ağırlaştıran nedenler olduğu gibi kalırsa, yapılacak düzeltme çalışmalarından kısa sürede iyi sonuç alınması beklenemez. Nedenlerin ortadan kaldırılması ya da etkinin azaltılması da bir anda ve bir kez yapılacak bir iş olarak düşünülmemelidir. Bu bakımdan sağaltım planlanırken; bu nedenlerin ve etkilerinin nasıl ortadan kaldırılacağı, etkilerinin nasıl azaltılacağı düşülmelidir. Bunun nasıl yapılacağı çocuktan çocuğa değişmekle birlikte bunlar çoğunlukla dolaylı olarak ele alınmaktadır.

B. Özrün Farkına Vardırma
Çocuğun çıkardığı hatalı sesi duysal ve kinestetik biofeedback yöntemleriyle tanıması, terapist tarafından çıkarılan veya dinletilen hedef ses arasındaki farkı algılaması sağlanır.

4 aşamadan oluşur:
- Hedef sesin duysal, ve kinestetik özellikleri anlatılır.
- Çocuktan hedef sesi kelime, cümle içinde bulması istenir.
- Hedef ses defalarca dinletilir (işitsel stimülus bombardımanı).
- Çocuğun hedef sesle hatalı ses arasındaki farkı iyice öğrenmesi için hata bulma, hata düzeltme çalışmaları yapılır.

1.Bireysel Çalışma Örnekleri
a) Sözcük Listesi Kullanma
b) Öykü Anlatma
c) Kaset Çalar ile Çalışma
d) Resimleri Zarfa Koyma

2. Grup Çalışma Örnekleri
a) Sözcük Listesi Kullanma
b) Öykü Anlatma
c)  Resimleri Zarfa Koyma
Çocukta sesleri ayrımlama problemi yoksa bu evre atlanabilir.


C. Özürlü Seslerin Düzeltilmesi
Çeşitli yöntemler kullanılarak önce izole ses ve daha sonra hece, kelime ve cümle düzeyinde hedef sesin üretilmesi sağlanır.
Artikülasyon motor hareketleri ile ilgili ses çıkarma, kasları çalıştırma.
Doğru sesleri sistematik olarak farklılık gösteren fonetik bağlamlarda kullandırma. (Özgür, 1998).
Başka bir sesin modifikasyonu : Çocuğun düzgün çıkarabildiği başka bir ses modifiye edilerek hedef sese ulaşılabilir.

Özürlü Seslerin Düzeltilmesi

Modelleme: Terapist hedef sesin nasıl çıkarılacağını gösterir.

Biofeedback: Çeşitli bilgisayar programları yardımıyla uygulanır. Genellikle diğer yöntemlerle birlikte kullanılır.

Motokinestetik eğitim: Hedef sese ulaşmak için, terapist ilgili kasları elle maniple eder.



D. Düzeltilen Sesin Konuşmada Kullanılır Hale Getirilmesi
a)  Sesin Sözlük İçinde Kullanılması
b)  Sesin Konuşmada Kullanılması
C)  Öz-Esas Konuşma Kalıpları
Konuşma Ödevleri


E. Sağaltımın Sona Erdirilmesi ve İzleme
Öğretmen bir parçayı yüksek sesle okur. Çocuk parçada güçlük çekilen sesin bulunduğu sözcüklerin altını çizer.
Öğretmen ana-baba bir parçayı okur, çocuk izler. Okurken ya da ana-baba kasten yanlış yapar. Çocuktan bu yanlış­ları yakalaması istenir. Çocuk yakaladığı yanlışların altını çizer. Sonra öğretmen ya da anne kontrol eder. Ne kadar doğru yakalayabildiğim saptar.
Çocuğa, kendisininkine benzer özürü olan, başkalarının konuşmalarını ve onların yanlışlarını bulup kaydetmesi görev olarak verilebilir.
Teyp kullanılır. Çocuğa bir metin okutturulur. Sonra kaseti dinler ve kendi yanlışlarını bulması istenir.
Çocuktan yanında kağıt kalem bulundurup nerede, ne zaman yanlış yaparsa onları kaydetmesi istenir. Bu kayıp­ları sonra ana-baba, öğretmen ya da uzmana gösterir.
Bu çalışmalarla çocuğun kendi yakaladığı ya da başkaları tarafından fark edilen yanlışların bir listesi yapılır. Sonra bu yanlış sözcükleri içeren listeden "öz-esas konuşma­lar" için alıştırma sözcükleri hazırlanır.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder