KONUŞMA BOZUKLUKLARI VE SAĞALTIMI
Yapılan bir
araştırmaya göre uyku saatleri dışında kalan sürenin yaklaşık % 75 i sözlü
iletişimle geçmektedir. Sözlü iletişimle geçen %75 in %30 u konuşarak, %45 i
ise dinleyerek geçmektedir.
Eğer bir konuşma hoş olmayan sesle veya yaşına uygun olmayan,
anlaşılmayan bir şekilde yapılır; dolayısıyla normalden çok farklılık gösterir
ve dikkati konuşana çeker ise genellikle özürlü konuşma olarak kabul edilir
(Kirk,1962; Riper,1962)
“Konuşma, diğer insanların konuşmalarından dikkati çekecek
kadar sapma gösterdiği, iletişimi karıştırdığı ve konuşanda uyumsuzluk
yarattığı zaman özürlüdür“ (Jhonson 1956)
Bireyin konuşma özürlü olarak kabul edilmesi için, aşağıdaki
durumlardan birinde sorun yaşaması demektir. Bunlar:
1. Konuşmanın anlaşılır şekilde
olmaması,
2. Konuşmanın duyulmasında yetersizlik
olması,
3. Sesin bozuk ve tırmalayıcı olması,
4. Sesin çıkarılmasının, ritminin ve
vurgularının bozuk olması,
5. Dil yönünden kelime dağarcığı ve
gramer yetersizliklerinin olması,
6. Konuşmanın bireyin yaşına ve fiziksel
yapısına uygunsuzluğu,
Respirasyon (Solunum): Konuşma için motive edici gücü
sağlar.
Fonasyon (Seslenim):Vokal kasların titreşimi ile seslerin
üretilmesidir.
Rezonasyon (Yankılama): Kişinin sesinin niteliğini etkileyin
konuşma sesinin farklılığında önemli rol oynayan bir süreçtir.
Artikülasyon
(Eklemleme):
Bireysel konuşma seslerinin dil, çene, dudaklar ve yumuşak damağın yardımıyla
ses tonu ve nefes akışının çıkarılmasında üretilen ve bu yolla sesin
rezonasyonunu da içeren bir süreçtir.
REZANATÖR
SİSTEM
1- Göğüs
boşlukları: Özellikle kalın seslerde, bir kemanın gövdesi gibi, sesin
kuvvetlendirilmesi göğüs boşluklarında oluşur.
2- Kafa
Boşlukları: Kafadaki rezonans boşlukları, daha çok ince seslerin gelişmesine
yararlı olurlar. Bu boşluklar, sert dokudan yapılmış duvarlara sahiptir.
Yumuşak dokular, sesin tınlamasına engel olurlar. Baştaki rezonans boşluklarını
bazıları şunlardır.
a) Burundaki
Konkalar
b) Sinüsler
c) Damakla
Örtülü Ağız Boşluğu
TÜRKÇEDE SESLER
VE SESLERİN YERLERİ:
ÜNLÜLER:
Ağız boşluğunda ve ses yolunda hiçbir
engele çarpmadan çıkan seslere “Ünlüler” denir. Türkçede 8 ünlü bulunur.
A,E,I,İ,O,Ö,U,Ü
Ünlüler ağız ve burun boşluğunda hiçbir
engele uğramadan oluşur. Ağzımızdan net ve açık biçimde çıkar. Tek başlarına
hece oluşturabilirler. Özgür ve gürültüsüz seslerdir.
Çıkış Yerlerine
Göre Ünlüler:
“A”:
En geniş sesli harftir. “A” sesi
çıkartılırken çene serbestçe aşağı indirilmelidir. Dil çeneye olabildiğince
paralel ve dilin ucu alt dişlere değmelidir. Sesin boğumlandığı yer ağzımızın
arka kısmındadır. Ses alt çeneye oturur.
“O”:
“O” sesinde dudaklar yuvarlak, yanaklar
içerde ve çene olabildiğince aşağıdadır. Sesin boğumlandığı yer ağzımızın
orta-arka kısmıdır.
“U”:
Dudaklar “O” sesinde olduğu gibi
yuvarlaktır, tek farkı dudakların öne doğru uzamış
olmalarıdır. Dolayısıyla “U” sesinde çene “O” sesine göre daha dardır.
Sesin boğumlandığı yer ağzımızın arka kısmındadır.
“İ”:
“İ” sesi ağzımızın ön kısmında boğumlanır.
“İ” sesi çıkartılırken dilin yanları üst dişlerin iç kısımlarına değmelidir.
Dudaklar üst dişler görünecek şekilde pozisyon almalıdır.
“E”:
“E” sesi ağzımızın ön-yan kısmında
boğumlanır. “E” sesi çıkartılırken dudaklar yana doğru açılmalı ve dilin ucu
alt diş etlerine değmelidir.
“Ü”:
Dar bir ünlüdür. “Ü” sesi ağzımızın ön
kısmında boğumlanır. “Ü” sesi çıkartılırken dudaklar önde ve yuvarlak bir
pozisyon almalıdır.
“I”:
Şan egzersizlerinde kullanılmayan bir
sesli harftir. Dar bir ünlüdür. “I” sesinin boğumlandığı yer ağzımızın arka
kısmındadır.
“Ö”:
“Ö” sesi ağzımızın ön kısmında boğumlanır.
Çene olabildiğince aşağıda ve dudaklar önde pozisyon almalıdır.
Ünsüzler:
Ağız boşluğunda ve ses yolunda bazı
engellere çarparak çıkan seslere “Ünsüzler” denir. Türkçe’de 21 ünsüz bulunur.
B,C,Ç,D,F,G,Ğ,H,J,K,L,M,N,P,R,S,Ş,T,V,Y,Z
Ünsüzlerin çıkışı sırasında soluk (nefes),
konuşma organlarının herhangi bir yerinde bir engele rastlar. Bu engel bazen
dudaklarda, bazen dille diş ya da dille damak arasında olur. Ünsüzler çıkarken
ses yolunda açılma, kapanma, daralma, ve gırtlakta bulunan ses tellerinde
titremeler olur. Akciğerlerden gelen havanın ses yolundan geçerken karşılaştığı
bütün bu durumlar ve çıkış yerleri ünsüzlerin özelliklerini oluşturur.
Çıkış Yerlerine Göre Ünsüzler:
“B”,”M”,”P” (Dudak Ünsüzleri):
Bu ünsüzler çıkartılırken alt ve üst dudak
birbirine değerek kapanır.
“F”,”V” (Diş-Dudak Ünsüzleri):
Üst dişler alt dudağa değerken meydana
gelen sürtünmeden oluşan ünsüzlerdir.
“D”,”T”,”L”,”N” (Sert Damak Ünsüzleri):
Bu ünsüzler sert (ön) damak bölgesinde
tınlarlar. “D”, “T” ve “N” ünsüzlerinde dilin ucu üst diş köklerine değerken;
“L” ünsüzünde dilin ucu biraz daha geride sert damağa değmelidir.
“Z”,”S” (Diş Ünsüzleri):
“Z” ve “S” ünsüzleri ağzın ön kısmında alt
ve üst dişlerin arasından patlayarak çıkar. Bu ünsüzler çıkartılırken dilin ucu
alt diş etlerine değmelidir.
“C”,”Ç”,”Ş”,”J” (Yan Diş Ünsüzleri):
Bu ünsüzler çıkartılırken dilin yanları
üst dişlerin iç kısımlarına ve damağa değmelidir. Dil çeneye paralel ve dilin
ucu alt diş etlerine doğru pozisyon almalıdır.
“G”,”K”,“Y” (Yumuşak Damak Ünsüzleri):
Bu ünsüzlerin çıkarılış anında dilin arka
tarafı (dil sırtı), yumuşak (art) damakla buluşurken dilin ucu alt dişlere
değmelidir.
“H” (Gırtlak Ünsüzü):
“H” ünsüzü ağzımızın arka tarafında
oluşur. Ciğerlerimizden çıkan havanın ses tellerini titretmesi ile gırtlakta
meydana gelir.
“R”:
“R” ünsüzü çıkartılırken dilin ucu sert
damağa, sert damak ünsüzlerinde olduğu gibi tam olarak değmez, dilin ucu
yuvarlanır ve hava akımı önde oluşur.
Kaynak: Ses
Bilimi ve Diksiyon: Eser Güler-Mehmet Hengirmen
Yapısal (Organik) Nedenler:
Dudaklarda : en çok görülen yapısal
bozukluk üst dudak yarıklığıdır (Tavşan dudak). Dudak sesleri olan p, b, m, f,
v sesleri bu durumda bozuk çıkarılabilir. Dudaklar olağandışı ince ya da kalın
bir yapıya sahip olabilir.
Dişlerin noksanlığı, düzensiz oluşu, çıkış
yerleri dişler olan sesleri bozabilir (Ön dişleri dökülmüş çocuklar, takma diş
kullananlar). Dişsiz bir ağızda genellikle s-ş-f harfleri iyi çıkmaz.
Çenelerimizin yapısı ve devinim yeteneği
bazı seslerin çıkarılmasında önemlidir. Örneğin, ait çenenin gereğinden fazla
geride olması, ön üst ve alt dişlerin tam üstte çakışır biçimde ya da alt ön
dişlerin üst dişlerden daha öne doğru basacak biçimde oturma yapısı göstermesi
durumunda artikülasyon bozukluğu ortaya çıkabilir. Alt çenenin aşağı yukarı,
sağa sola devinim yeteneği sınırlı olursa artikülasyon olumsuz yönde
etkilenebilir.
Burun kemiğinin eğri, çatlak ve burun
mukozasında et parçasının olması da artikülasyon bozukluğuna neden olan
etmenlerden biridir.
Dilimizin dil yatağı ya da boşluğuna
oranla aşın büyük ya da küçük bir yapıda olması, dil bağının öne çok uzanmış
olması, dil kasları ve sinirlerindeki bozukluklar, dil ucunun olağandışı
kütlüğü ve dil yaraları artikülasyonu olumsuz etkiler.
Damağın aşırı derecede yüksek ya da düz
olması, yumuşak damak diye isimlendirilen kısmın gereken yumuşaklıktan yoksun
ya da felçli olması, küçük dilin yarıklığı, küçük dilin olağandışı küçük,
dumura uğramış ya da ortadan bir yana fazlaca kaymış olması sesin bozuk
çıkmasına neden olabilir.
İşlevsel nedenler:
Konuşma organları sağlam oldukları halde
görevlerini yerine getiremedikleri durumlarda görevsel nedenler olduğu
düşünülür.
İşitme özrü ya da işitme duyarlığındaki yetersizlik
artikülasyonu olumsuz yönde etkilemektedir. İşitme özrü ses algısını etkiler.
Etkileme derecesi işitme özrünün türü ve derecesine bağlıdır.
Diğer Nedenler :
Bazı durumlarda zeka geriliği arttıkça
özrün derecesi de artar.
Öte yandan çocuğun zihinsel düzeyi
artikülasyon bozukluğunun düzeltilmesi çalışmaları içinde çok önemlidir.
Artikülasyon bozukluklarının bazıları
tamamen yanlış öğrenmeye bağlıdır. Evde konuşulan dil çocuğun konuşma şevkinin
kırılması, konuşmanın engellenmesi, konuşmayı pekiştirmeye olanak vermeyen
ortam artikülasyon bozukluğuna neden olan etmenlerdir.
Bazı durumlarda konuşma bozuklukları
duygusal çatışmaya bağlı olarak gelişebilir. Düzeltilmesi en güç olan
artikülasyon bozukları duygusal uyumsuzluk ya da çatışmaya bağlı olanlarıdır.
Bu gibi olgularda sadece eklemleme düzeltme çalışmaları yapmak pek yarar
sağlamayabilir. Bunun yanında eğitsel önlemler ve ruhsal sağaltım çalışmaları
da gerekebilir.
KONUŞMA ENGELLERİNİN SINIFLAMASI
1-Gecikmiş Konuşma
2-Ses Bozukluğu
3-Artikülasyon Bozukluğu
4-Kekemelik
5-İşitme Engeline Bağlı Konuşma
Bozuklukları
6-Yarık Damak ve Beyin Engeline Bağlı
Konuşma Bozuklukları
7-Yabancı Dil ve Bölgesel Konuşma
Ayrılıklarına Bağlı Konuşma Bozuklukları
GECİKMİŞ KONUŞMA VE NEDENLERİ
Kimi çocuğun konuşması kısıtlıdır,
Kiminin sözcük dağarcığında yetersizlikler
görülür.
Bazılarında cümle kurmada güçlük ve
gecikmeler olabilir.
Duygu ve düşüncelerini sözel olarak
aktarma yerine vücut devinimleri ile ortaya koyarlar.
Çıkardıkları ses dinleyenler tarafından
anlamsız bulunur,
Buna ek olarak fırlatma, atma ve vurma
şeklinde istenmedik hareketler gündeme gelir.
a) Zeka Geriliği
b) Sağlık Durumu
c) İşitme Kaybı
d) Konuşma Organlarının Koordinasyonu
e) Duygusal Yapı ve Aile Çevresi
Gecikmiş Konuşmanın Sağaltımı
Gecikmiş konuşma özürlü çocuğun
sağaltımının birinci ilkesi, çocuğa akranları düzeyinde bir konuşma
kazandırmaktır. İkinci ilkesi ise, özürün nedenlerini ortadan kaldırmak için
önlemleri almaktır.
1) Çocukta Konuşma Gereksinimi Yaratma
2) Sesleri Birbirine Ulamayı Öğretme
3) Temel Sözcük Dağarcığı Yaratma
4) Konuşmayı Bir İletişim Aracı Durumuna
Getirme
SELEN KUSURLARI
SELEN
Tanımı
Seleni gürültü niteliğinde olmayan ses
diye tanımlayabiliriz. Türkçede kullanılan selenler, ünlü harflerdir. Bunlar
a,e,ı,i,u,ü,o,ö harfleridir.
Kusurları
Selen kusurları genel bir sağlık
bozukluğundan, bir veya birkaç ses organındaki hastalıktan ileri gelebilir. Ya
da kötü bir alışkanlıkla yerleşmiş olan bazı ses ve boğumlanma kusurlarından
kaynaklanabilir.
Sağlık sorunları yüzünden oluşan selen
kusurları düzeltilemese de kötü alışkanlıktan kaynaklanan selen kusurlarını
birtakım alıştırmalarla düzeltmek mümkündür. Bu alıştırmaların çoğunun etkili
olabilmesi, solunum alıştırmalarına dayanmaktadır. Çünkü, düzeltilmesi gereken
kusurlar doğru soluk almamaktan kaynaklanmaktadır.
Selen kusurlarına bakacak olursak
bunların, kuvvetsizlik, ses titrekliği ve tiz ve keskin ses olmak üzere üç
şekilde olduğunu görmüş oluruz.
Kuvvetsizlik
Sesiniz kuvvetsiz ve yetersiz olabilir. Bu
da hafif sesle konuşma alışkanlığından ve alıştırma yapmamaktan meydana
gelmektedir. Konuşurken seslerin kuvvetsiz, cılız bir şekilde çıkması,
konuşulan kişinin konuşmanızı anlamamasına bunun sonucunda iletişim sorunları
yaşanmasına meydan vermektedir.
Sesin kuvvetsizliğini bir takım
alıştırmalar yaparak düzeltmek mümkündür.
1. Ağzınızı açarak “a” seleni veriniz.
2. Soluk verirken gitgide artan bir
şiddetle “a” selenini çıkarınız.
3. Birdenbire ve aynı şiddeti sürdürerek
çıkartınız.
4. Sesinizin şiddetini çoğaltıp azaltınız.
5. Aynı şekilde: fakat birçok kere,
sesinizin şiddetini çoğaltıp azaltarak tekrarlayınız.
6. Kısa soluk vererek, oldukça gür sesler
çıkarınız.
Ses Titrekliği
Sesiniz gür olabilir ya da cılız
çıkabilir; ama her iki durumda da titreklik olabilir. Bu kusur şarkı söylerken
fark edilmeyebilir; ama konuşurken hemen kendini belli eder. Bu durum diksiyon
açısından kusur sayılır.
Ses titrekliğini önleyebilmek için
sesinizi zorlamaktan kaçınarak aşağıdaki alıştırmaları yapınız; ses çağlayan
bir nehir gibi akmalıdır.
1. Çok kısa bir süre içinde ve çok az ses
vererek bir selen çıkarınız.
2. Bir seleni çıkarırken biraz daha gür ve
biraz daha uzun olmasına dikkat ediniz.
3. Durmadan, gitgide biraz daha gür ve
öncekinden biraz daha uzun süreli selenler çıkarınız. İyi bir sonuç elde
edinceye kadar bu alıştırmaya devam ediniz.
Tiz ve Keskin Ses
Tiz ve keskin ses insan kulağını
tırmaladığı için diksiyon açısından da bir kusur kabul edilmektedir. Tıp
doktorları bu sese Haremağası sesi demektedirler. Tiz ve keskin ses kusurunun
düzeltilebilmesi için aşağıdaki metodun uygulanması yararlı olmaktadır.
1. Ağzınızı açınız ve olabildiğince derin,
düzgün bir soluk alınız. Soluk verirken gırtlağınızda bir kasılma olmamasına
dikkat ederek solukla beraber ses çıkartmaya çalışınız.
2. Pes tonda temiz bir ses elde ettikten
sonra hecelere geçiniz. Bir heceyi söylerken solukla beraber ses de verilerek
hece tamamlanır ve diğerine geçildiği zaman aynı şekilde tekrarlanır. Heceleri
uzatarak söyleyiniz.
3. Bu alıştırmalar yapılırken tiz tonlara
çıkmamaya dikkat ediniz. Heceleri söylerken iyi sonuç alındıktan sonra elinize
bir kitap alınız, aynı şekilde heceler üzerinde durarak ve her hecede soluk
alıp pes tonda okumaya devam ediniz.
4. Birçok defa kendi kendine okuma
alıştırmaları yapınız.
5. Bu metodu uygularken tiz ve keskin
sesinizle konuşmaktan kaçınarak, konuşurken okurken yaptığınız gibi heceleri
pes tonlarla söylemeye çalışınız.
Durak
Konuşurken hava ihtiyacımızı
karşılayabilmemiz için az veya çok duraklamalar yapmak zorundayız. Çünkü
sesimizi belirli bir süre uzatabiliriz; ama sonunda soluğumuz tükenir, duraklayıp
yeniden soluk almak zorunda kalırız. İşte konuşma esnasında bu duraklamaların
tümü noktalamayı meydana getirmektedir.
Konuşurken duraklamalara genelde önem
vermez, sık sık ve kısa duraklamalar yapmazsak bol ve derin soluk alma ihtiyacı
duyarız. Bu durum bizim gürültülü soluk almamıza neden olur. Gürültülü soluk
alma diksiyon açısından önemli kusurlardan biridir.
Bunu için soluğumuz tükeninceye kadar
beklemeyerek çabuk, hissettirmeden soluk almalıyız. Ama tabi ki diksiyonda bu
durakları gelişi güzel, kafamıza göre yapamayız.
Duraklar cümlelerin anlamına göre
düzenlenmelidir. Çünkü noktalamanın anlam yönünden çok büyük önemi vardır.
Durak, söylenen ya da okunan bir metnin
solunum yerlerinin oluşturduğu, söz söyleyenin yorulmasına engel olan beklemelerdir.
Ton
Konuşurken çıkardığımız seslerin titreşim
sayısının az ya da çok oluşuna “ ton” denir. Sesin düşük, yüksek ya da tiz ve
pes çıkarılmasıdır. Titreşim sayısının çokluğu sesi tizleştirirken azlığı ise
pesleştirmektedir.
Monotonluk kötü bir diksiyon karakterini
ortaya çıkarmaktadır. Sürekli aynı ses tonuyla konuşan insanlar kendisini
dinleyenleri sıkmaya başlarlar ve bir süre sonra dikkat çekici olmaktan
çıkarlar. Böyle bir konuşma tarzı dinleyenleri usandırır. Çünkü bu duygu ve
anlatımdan uzak, aynı tonda sürüp giden bir konuşma şekli olur.
Konuşurken konuşmaya hakim olan ana nokta,
çeşitli anlam kavramları sağlayan değişikliklerdir. Konuşanın önem verdiği,
anlam katmak istediği kelimelerde başvurduğu ton, kelime ve heceler arasında
yükseklik ve yoğunluk bakımından meydana getirdiği farklara “tonlama” adı
verilir.
Bir konuşmanın başarısı, doğru tonlama ile
mümkündür. İyi tonlanmış bir konuşma insanları etkiler. En güzel tonlama tabii
şekilde çıkan ses ile mümkündür.
Doğru tonlama yapabilmek için okuma ve
konuşma alışkanlığı kazanmak gerekmektedir. Bunun için de bir metni sesli
olarak okuyarak tonlamanın kulak ve zihinde göstereceği etkiyi duyarak
hissedebilirsiniz.
Konuşurken kullandığımız ses tonlarına
“esas tonlar” adı verilmektedir. Her türlü insan sesi yükseklik bakımından üç
esas tonda sıralanmaktadır. Bunlar pes, orta ve tiz’dir.
1. Pes: Bu sese göğüs sesi adı da
verilmektedir. Sözlerin alçalan bir tonla seslendirilmesidir.
2. Orta: Hem dinleyeni hem de konuşanı en
az yoran tondur. Sözlerin orta halli bir tonla seslendirilmesidir.
3. Tiz: Bu sese kafa sesi de denmektedir.
Sözlerin ince ve keskin bir tonla seslendirilmesidir.
Konuşurken aynı tonu kullanarak
dinleyenleri sıkmamak için sesimizdeki tonları zaman zaman kullanmamız
gerekmektedir. Konuşmalarımızın daha anlamlı olması için konuşmalarımıza
tonlamalar katmalıyız. Bunun için aşağıdaki alıştırmaları uygulamakta yarar
vardır.
1. Pes tonda bir selen çıkarıp onu
uzatınız.
2. Orta tonda bir selen çıkarıp onu
uzatınız
3. Tiz tonda bir selen çıkarıp onu
uzatınız.
Artikülasyon - Sesletim Bozukluğunun
sebepleri nelerdir?
Artikülasyon bozukluğu yanlış
öğrenmelerden kaynaklandığı gibi dudak damak yarığı, down sendromu, işitme
engeli, nörolojik bozukluklar gibi bazı anatomik veya fizyolojik problemlerden
de kaynaklanabilir. Bununla birlikte birçok sesletim sorunu herhangi bir
belirgin fiziksel özür olmadan da ortaya çıkabilmektedir.
ARTİKÜLASYON BOZUKLUĞUNUN ÇOCUĞUNUZUN
GELİŞİMİNİ ÜZERİNDEKİ ETKİSİ NEDİR?
Artikülasyon bozukluğu Artikülasyon bozukluğu,
herkeste aynı boyutta görülmeyebilir. Ancak bu durum çocuk ya da yetişkinin
sosyal, duygusal ya da iş hayatını etkileyecek boyutlara gelmişse çözümü
konusunda acil müdahale gerekir. Bu tür sorunlar yaşayan bir çocuğa ailesi
tarafında müdahale edilmemesi, düzeltmeler yapılmaması ve sosyal çevresi
tarafından kesinlikle alaya alınmaması gerekir. Çünkü bu durum çocuğun kendi
isteğiyle yaptığı bir durum değildir. Müdahaleler çocuğun psikolojisini olumsuz
etkileyebilir. Bunun yerine acilen bir uzman desteği alınması gerekir.
Çocuğunuzun 4-5 yaşına gelmesine rağmen
hala bebeksi telaffuzu varsa, Dil ve Konuşma Bozuklukları Uzmanından yardım
almanız gerekir. Artikülasyon bozukluğu, tedavisine kadar erken dönemde
başlanabilirse çocuğun düzelme hızı o kadar kısa olur. Ayrıca çocuğun gelişimi
de bu olumsuz durumdan daha az etkilenmiş olur.
1-Sesin Düşürülmesi ya da Atlanması:
Saat-sat
Havlu-avlu
2-Ses Eklenmesi:
Tren-tiren
saat-sahat
Recep-İrecep
Spor-sipor
3-Sesin Değiştirilmesi:
Para-paya
toprak-torpak
mavi-vami
kamyon-kaymon
4-Sesin Bozulması:
Gelir-geliy ya da gelüm (x:yöresel olarak
çıkarılan bir sestir)
Karagöz-kağagöz
Nedenleri Bulma
1.Yapısal Bozuklukların Muayenesi:
2. Zihin Gücü Yoklaması:
A. Ses Belleği
a. Sayı Tekrarı:
b. Hece Tekrarı:
c. Anlamsız Sözcük Tekrarı:
B.Sesçil (fonetik) Ayırım Gücü
3. Odyolojik inceleme:
4. Konuşma testleri
Tanılamada (Teşhis) Kullanılan Testler
1-Sözlü-Nesneli Artikülasyon Testleri
2-Resimli Artikülasyon Testleri
3-Yazılı Artikülasyon Testleri
Türk dili için ilk artikülasyon testi
1982’de, Ferda Akdaş tarafından hazırlanmıştır.
Modern artikülasyon testleri: Artikülasyon
+ Fonoloji içerir.
Türkçe Sesletim-Sesbilgisi Testi (Seyhun
Topbaş, Anadolu Üniversitesi, 2004)
Ankara Artikülasyon Testi (Pınar Ege,
Ankara Üniversitesi, 2004)
SAĞALTIM ETKİNLİKLERİ VE AŞAMALARI
A-Nedenlerin ortadan kaldırılması
B-Özrün farkına vardırılması
C-Özürlü seslerin düzeltilmesi
D-Düzeltilen seslerin konuşmada kullanılır
hale getirilmesi
E-Sağaltımın sona erdirilmesi ve bireyin
izlenmesi
A.Nedenlerin Ortadan Kaldırılması
Çocuğun özrü belirli bir neden ve
nedenlere bağlı olarak gelişmiş veya gelişmekteyse alınması gereken önlemlerin
başında bu nedenleri ortadan kaldırmak ya da etkisini azaltmak gelmektedir. Özrü
yaratan ve ağırlaştıran nedenler olduğu gibi kalırsa, yapılacak düzeltme
çalışmalarından kısa sürede iyi sonuç alınması beklenemez. Nedenlerin ortadan
kaldırılması ya da etkinin azaltılması da bir anda ve bir kez yapılacak bir iş
olarak düşünülmemelidir. Bu bakımdan sağaltım planlanırken; bu nedenlerin ve
etkilerinin nasıl ortadan kaldırılacağı, etkilerinin nasıl azaltılacağı
düşülmelidir. Bunun nasıl yapılacağı çocuktan çocuğa değişmekle birlikte bunlar
çoğunlukla dolaylı olarak ele alınmaktadır.
B. Özrün
Farkına Vardırma
Çocuğun çıkardığı hatalı sesi duysal ve
kinestetik biofeedback yöntemleriyle tanıması, terapist tarafından çıkarılan
veya dinletilen hedef ses arasındaki farkı algılaması sağlanır.
4 aşamadan oluşur:
- Hedef sesin duysal, ve kinestetik
özellikleri anlatılır.
- Çocuktan hedef sesi kelime, cümle içinde
bulması istenir.
- Hedef ses defalarca dinletilir (işitsel
stimülus bombardımanı).
- Çocuğun hedef sesle hatalı ses
arasındaki farkı iyice öğrenmesi için hata bulma, hata düzeltme çalışmaları
yapılır.
1.Bireysel Çalışma Örnekleri
a) Sözcük Listesi Kullanma
b) Öykü Anlatma
c) Kaset Çalar ile Çalışma
d) Resimleri Zarfa Koyma
2. Grup Çalışma Örnekleri
a) Sözcük Listesi Kullanma
b) Öykü Anlatma
c)
Resimleri Zarfa Koyma
Çocukta sesleri ayrımlama problemi yoksa
bu evre atlanabilir.
C. Özürlü
Seslerin Düzeltilmesi
Çeşitli yöntemler kullanılarak önce izole
ses ve daha sonra hece, kelime ve cümle düzeyinde hedef sesin üretilmesi
sağlanır.
Artikülasyon motor hareketleri ile ilgili
ses çıkarma, kasları çalıştırma.
Doğru sesleri sistematik olarak farklılık
gösteren fonetik bağlamlarda kullandırma. (Özgür, 1998).
Başka bir sesin modifikasyonu : Çocuğun
düzgün çıkarabildiği başka bir ses modifiye edilerek hedef sese ulaşılabilir.
Özürlü Seslerin
Düzeltilmesi
Modelleme: Terapist hedef sesin nasıl
çıkarılacağını gösterir.
Biofeedback: Çeşitli bilgisayar
programları yardımıyla uygulanır. Genellikle diğer yöntemlerle birlikte
kullanılır.
Motokinestetik eğitim: Hedef sese ulaşmak
için, terapist ilgili kasları elle maniple eder.
D. Düzeltilen
Sesin Konuşmada Kullanılır Hale Getirilmesi
a)
Sesin Sözlük İçinde Kullanılması
b)
Sesin Konuşmada Kullanılması
C)
Öz-Esas Konuşma Kalıpları
Konuşma Ödevleri
E. Sağaltımın
Sona Erdirilmesi ve İzleme
Öğretmen bir parçayı yüksek sesle okur.
Çocuk parçada güçlük çekilen sesin bulunduğu sözcüklerin altını çizer.
Öğretmen ana-baba bir parçayı okur, çocuk
izler. Okurken ya da ana-baba kasten yanlış yapar. Çocuktan bu yanlışları
yakalaması istenir. Çocuk yakaladığı yanlışların altını çizer. Sonra öğretmen
ya da anne kontrol eder. Ne kadar doğru yakalayabildiğim saptar.
Çocuğa, kendisininkine benzer özürü olan,
başkalarının konuşmalarını ve onların yanlışlarını bulup kaydetmesi görev
olarak verilebilir.
Teyp kullanılır. Çocuğa bir metin
okutturulur. Sonra kaseti dinler ve kendi yanlışlarını bulması istenir.
Çocuktan yanında kağıt kalem bulundurup
nerede, ne zaman yanlış yaparsa onları kaydetmesi istenir. Bu kayıpları sonra
ana-baba, öğretmen ya da uzmana gösterir.
Bu çalışmalarla çocuğun kendi yakaladığı
ya da başkaları tarafından fark edilen yanlışların bir listesi yapılır. Sonra
bu yanlış sözcükleri içeren listeden "öz-esas konuşmalar" için
alıştırma sözcükleri hazırlanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder