Bir çocuğun sağlıklı yetişmesi için dengeli beslenmesi oldukça önemlidir. Hangi gıda grubunun ne kadar tüketilmesi gerektiği çoğu anne için bir soru işaretidir.
1 – 2 YAŞ ÇOCUĞUNUN BESLENMESİ NASIL OLMALI?
KadıköyŞifa Kadıköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Yaşaroğlu Erkum 1 – 2 yaş grubu çocuklarının beslenmesi konusunda bilgi veriyor:
Bu yaş grubundaki günlük dengeli olarak et, süt, tahıl, meyve, sebze, yağ ve şeker grubu gıdaları tüketmeleri gerekir. Bu dönemde günlük 350 mg kalsiyum ihtiyacı vardır. 250 – 300 gr. süt, yoğurt ve bir kibrit kutusu beyaz peynir bu ihtiyacı karşılar. Kemik gelişimi için bu dönemde de D vitaminine ihtiyaç vardır. D vitamini içeren gıdalar yetersiz sayıda olduğu ve kışın güneşten yararlanma şansı az olduğu için bu yaş grubunda da 400 ünite D vitaminine devam etmek gerekir. Demir ihtiyacı bu dönemde de devam etmektedir. Demirden zengin gıdaların C vitamini ile verilmesine dikkat edilmelidir.
C vitamini vücutta depolanmadığı için günlük alınmasında fayda vardır. İlk bir yıldan farklı olarak artık inek sütü içilmesine izin vardır. Bu dönemde 1 – 2 su bardağı yeterli olmaktadır. Fakat bazı bebekler ısrarla daha fazla inek sütü içmek isterler. Bu yaklaşım çocukları tek yönlü beslenmeye ittiği gibi, kansızlık, kabızlık gibi rahatsızlıklara da neden olabilir. Bu dönemde yumurta beyazı ve bal da yavaş yavaş diyete eklenebilir. Hala anne sütü olan anneler, 2 yaşa kadar emzirmeye devam edebilirler. Eğer anne sütü isteği çok yoğunsa ve diğer gıdaların alımını engelliyorsa kesilmelidir. Kesme döneminde bebeğin sağlık durumunun yerinde olması gerekmektedir. Aksi taktirde aile ve bebek büyük sıkıntılar yaşayabilir.
Vücudumuzun bir miktar tuza gereksinimi vardır. Ancak bu gereksinim ilk yıllarda fazla değildir. Günlük ihtiyacımız olan tuz miktarını tuz dışı besinlerden de karşılayabiliriz. Bu yüzden çocuklar ilk 1 yaşta tuz ile tanıştırılmamalı ve 1 yaş sonrası beslenmede de sofrada tuzluk bulunmamalıdır. Çocuğu tuzlu ve şekerli damak tadına alıştırmamak, ileri yaşlarda tuza ve şekere bağlı hastalıklardan korumak için yapılacak en önemli yatırımdır.
1 yaş sonrası dönemde en sık karşılaşılan sorun iştahsızlıktır. Bebeğinizin 1 yaşından sonra büyüme hızı azaldığından, fizyolojik iştahsızlık dönemi başlar. 6 – 9 ay arası 400 gr. alan bebeğinizin, 1 yaş sonrası ayda 200 gr. civarı alması normaldir. Aileye bu bilgi 1 yaşına girmeden önce verilmelidir. Aileler tarafından “iştahsızlık” olarak algılanan bu dönemin çoğu çocuk için normal olduğu belirtilmelidir. Ayda 200 gr. Civarı kilo alabilen, fizik muayenesi doğal bir çocuk, fazla beslenmek için zorlanmamalıdır. Her çocuk için, aileler ile porsiyonlar, besin kalite ve içeriği konuşularak belirtilmelidir.
Her çocuğun gelişim hızının kendine özgü olduğu, genetik potansiyeli ile sınırlı olduğu belirtilmelidir. Ailelerin iştahsızlık şikayeti durumunda, öncelikle çocuğun muayenesi yapılmalı, muayene bulguları normal, yaşına uygun persentilde büyüme hızı gösteren bir çocukta öncelikle aileler ile besin içeriği ve porsiyonların miktarı konuşulmalıdır. Çocuğun tükettiği besin, aileyi tatmin edecek miktarda değil, çocuğun gereksinimine göre ayarlanmalıdır. Çocuğun normal büyüme sınırlarında olduğu, verilen besinin yeterli olduğu konusunda aile ikna edilmelidir. İştahsızlık, büyüme hızında yavaşlama, persentil eğrilerinde (büyüme eğrileri) düşme ile birlikte, oluyorsa, tam kan sayımı, tam idrar tahlili ve hekimin gerekli gördüğü diğer testler ile hasta organik nedenler açısından araştırılmalıdır.
İştahsız çocuklarda başta süt olmak üzere, kola, meyve suyu, çay, su gibi içeceklerin yemekten hemen önce veya yemek sırasında tüketimi sınırlandırılmalıdır. Sunulacak besin porsiyonları annenin isteğine göre değil, çocuğun gereksinimine göre ayarlanmalıdır. Bir öğündeki besin reddedildiyse, farklı bir besin denenmeli, o da reddedilirse, yemesi için çocuk zorlanmamalıdır. Reddedilen besin aralıklarla çocuğa tekrar sunulmalıdır. Yemek saatleri düzenli olmalı, ödül olarak çikolata veya şeker gibi tatlı besinler verilmemelidir. Yemek, gerekirse, çocuğun ilgisini çekecek şekilde süslenmeli, çocuğa, besinlerin yararları oyunlarla anlatılmalı ve onun seçim yapmasına izin verilmelidir. Az miktarda yiyen çocuklarda sık öğünler oluşturulmalıdır. Belirgin sağlık sorunu bulunmayan çocuklarda iştahsızlığın psikolojik nedenlere bağlı olabileceği düşünülmeli ve bu konuyla ilgili uzmandan yardım alınmalıdır.
Öncelikle ebeveynlerin bilgilendirilmesi çok önemlidir. Mümkün olduğunca 1 yaş altı tuzlu, şekerli besinlerle çocuğu tanıştırmamak, 1 – 2 yaş arası ödül olarak şeker, çikolata gibi ürünleri kullanmamak, tüm ailenin bu konuda aynı özeni göstermesi gerekir. Ayrıca ailelerin model oluşturması, cips, kola, basit şekerleri mümkün olduğunca tüketmemesi, çocuklara bunların zararlarının anlatılması en faydalı yaklaşımdır. Çocuklara kola yerine ayran, kefir, patates kızartması yerine fırında patates veya püre, çikolata yerine dondurma sevdirilmeye çalışılmalıdır. Anaokulu, kreş ve okul kantinlerinin de bu doğrultuda denetlenmesi gerekir.
ANNE SÜTÜ YA DA MAMA, İNEK SÜTÜ
Beslenme bir alışkanlıktır. Bu yüzden doğru beslenme alışkanlıklarını oluşturmak çok önemlidir. Bu yaşlarda sağlayacağımız sağlıklı beslenme alışkanlığı, ileri yaşlarda oluşabilecek bir çok hastalığı önleyebilir. Doğru beslenme alışkanlıkları verebilmek için biz ebeveynlerin de model oluşturması çok önemlidir.
Son zamanlarda obezite sıklığındaki artış beslenme alışkanlıklarımıza daha dikkatli bakmamız gerektiğini gösterir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada Edirne’de kız ve erkek adölesanlarda obezite sıklığı sırasıyla, % 2.1 / 1.6, İstanbul’da % 14.7 / 18.7, Ankara’da % 3.7 / 1.9 olarak tesbit edilmiştir. Obezite, kalp-damar, metabolik, ortopedik ve psikiyatrik hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Obeziteyi oluşmadan önlemek amacımız olmalıdır. Çocuğumuzun bıya göre uygun kilosunu bilerek diyetini düzenlemeliyiz. Çocukları fast – food ve abur cuburdan uzak tutmalıyız. Bilgisayar ve televizyon oyunları 1 saat ile sınırlandırılıp, fiziksel aktiviteyi artırmalıyız. Düzenli olarak boy ve kilo ölçümleri yaparak kontrolleri sürdürmeliyiz.
MİLLİYET
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder