2 Ocak 2015 Cuma

AĞAÇ TESTİ




AĞAÇ TESTİ

Ağaç testi de, İnsan Resmi Çiz testinde olduğu gibi, deneğin yapılandırdığı bir resmi, psikanalitik semboller aracılığıyla yorumlamayı amaçlıyan projektif bir tekniktir. Emile Junker tarafından ilk kez ileri sürülmüş ve İsviçre'de Lucerne Deneysel Psi­koloji Enstitüsü'nde, K. Koch tarafından geliştirile­rek standart temellere oturtulmuştur.
Testin malzemesi, normal büyüklükte bir kâğıt ve bir kurşun kalemden ibarettir. Test uygulanacak çocuğa: «Bir ağaç resmi çiz, ama bu bir çam ağacı olmasın!» denir. Çam ağacı, birbiriyle simetrik dü­şen kenarlarla temsil edildiğinden, psikanalitik yo­ruma olanak tanımaz. Resim yapılıp bitirildikten son­ra, resimdeki ağacın gövdesine, dallarına, yaprakla­rına, meyvelerine, resmin sayfadaki yerine bakılarak belirli kurallar çerçevesi içinde değerlendirme yapı­lır. Bu kurallar ve ölçüler, daha önce yapılan araş­tırmalara dayanılarak standartlaştırılmış yüzlerce özelliği kapsamına alır. Doğal olarak bunların ayrıntı­larına girmeye olanak yok. Ancak temel görüş ve esas prensiplerle birlikte verilecek örneklerin yeterin­ce açıklayıcı olacağına, okuyucunun yararlanmasına olanak sağlayacağına inanıyoruz.
Deneğin yapmış olduğu ağaç resminde:
      Yukarıya doğru yükselen her şey düşünsel etkinliklere kanıt sayılır.
      Aşağıya doğru inen her şey, bilinçaltı eğilimlere yönelişin, içgüdülerin ve duyguların egemen­liğinin birer işaretidir.
      Kâğıdın ortasından geçen dikey çizginin solunda kalan her şey, geçmişle olan bağıntıyı, anılara ve çocukluk yıllarına verilen önemi, içedönüklüğü, kişiliğin olumsuz yönlerini belirtir.
      Kâğıdın ortasından geçen dikey çizginin sağında kalan her şey, kişinin olumlu yönlerini, yeteneklerini, başarılarını, düşüncelerini, geleceğe yöne­lişini, umut ve isteklerini gösterir.
      Ağacın gövde başlangıcının, ana gövdeye oranla geniş tutulması, kavrama ve öğrenmede yavaşlığa,
      Ağaç gövdesini oluşturan çizgilerin, birbirlerine tam bir paralellikle yükselmesi itaatli ve uyumlu oluşa, eğitsel zorluklar göstermeyişe,
      Ağaç gövdesinin kesik kesik çizgi parçacıklarından oluşması, duygusal inceliğe, aşırı duyarlılı­ğa, duygusal kırılganlığa, bozuma uğratılmış olmaya,
      Başlangıçtan uçlara doğru kalınlaşan dallar duygusal kabalığa, incelikten yoksun davranışa ka­nıt sayılmaktadır.
 
Yukarıda görülen ağaç resmi,   elli yaşlarında bir erkek deneğe aittir. Ağacın toprağın altında kalması gereken, görünmeyen bölümleri, yani kökleri tümüyle belirlenmiştir. Görüldüğü gibi bu kökler son derece güçlüdür ve kuvvetle derinliklere doğru uzan­mışlardır. Öyle ki kâğıdın derinliği tümüyle kullanıl­mış bulunmaktadır. Bu, duygu ve düşüncelerinde içgüdülerinin etkisi görülen, ancak bunların davranışlara yansıyışı sağlıklı ve tutarlı olan bir kişi karşısın­da bulunduğumuzu ortaya koyar.
Ağacın gövdesi son derece güçlü ve bütünlüğünü korur biçimde yapılandırılmış. Daha ilk bakışta dayanıklı ve sağlam olduğu izlenimi bırakıyor. Bu gövdenin, merkezden geçen dikey çizginin solunda yer alması, onun geçmişe bağlılığını, içedönüklüğünü gösteren bir kanıt olarak önümüzde duruyor. Karak­ter yapısında çelişkilerden, zayıflıklardan söz edile­mez. Bununla birlikte duygusal bazı sorunları olduğu-da kuşkusuz.
Dallara baktığımızda, bunların yükselirken sağa doğru eğim kazandığını fark ediyoruz. Anlıyoruz ki bu adam kendine bazı amaçlar arıyor. İleriye yönelik bazı etkinliklerde bulunmak istiyor. Bununla birlikte, ağaçta yaprak, meyve gibi öğelerin bulunmaması, deneğin bu istek ve amaçlarında pek de umutlu ol­madığı inancını yaratıyor. Çünkü ağaç, genel görünümüyle bir «Kış ağacı» olarak yapılandırılmıştır. Bu yorumumuzu, resim sahibinin yapma aşamasında olduğu gelişimin, nesnel düzeyden çok düşünsel dü­zeyde olduğu yönünde geliştirmemizi nedenliyor. Yani denek iç dünyasında, nesneye yönelik etkilerden: kurtulup düşünsel etkinliklerde bulunmayı amaçlıyor. Alttaki örnekte ise, genç bir kadının yapılandırdığı ağacı izliyoruz.  


 Bu ağaç, aşağı yukarı bütünü ile
kâğıdın ortasından geçen dikey çizginin solunda yer almaktadır. Sağ tarafta kalan yalnızca dal ve yaprakların bir bölümüdür. Bu da gösteriyor ki, genç kadın içedönük bir kişiliğe sahiptir. Anılarına, geçmişine çok bağlıdır. Ağacın kökleri gösterilmemiştir. Ağaç gövdesinin altında yer alan bir iki ince çizgi yalnızca toprakla olan bağlantıyı sağlayabilmektedir. Bu özel­lik deneğin içgüdülerine, duygularına fazla önem ver­mediğine; duygularının, içgüdülerinin etkisine kapıl­maktan korktuğuna kanıt sayılabilir. Buna karşın, ağacın üst bölümüne, dallara, yapraklara ve meyvelere ağırlık verilmiştir. Gövdenin ve köklerin ihmal edilmişliği karşısında üst bölüm geniş, yüksek ve ay­rıntılı çizilmiştir. Bu bir «yaz ağacıdır.» Yaprakları gür, meyveleri bol, verimli... Anlaşılıyor ki genç ka­dın, duygularına göstermediği önemi, düşüncelerine, fikir yaşamına vermektedir. Meyvelerin bolluğu, ya­rarlı olma istemini, gelecekte başarılı olma, istekleri­ni gerçekleştirme eğilimini yansıtmaktadır. Ağacın, gövdenin ortalarından sağa doğru bükülüşü bu yar­gımıza güç katmaktadır.
Ağaç testi, daha çok çocuklara uygulandığında başarılı, iç dünyayı yansıtıcı olan bir testtir. Yapılan resmin, klişeleşmiş, basmakalıp olmayan, düşünülmeden yapılmış bir ağaç olması, yansıtıcı olma değerini kazandırmaktadır.
Buna karşın, bir yere bakılarak yapılan gerçekçi ağaç resimleri, belirli bir örneği kopya ederek yapı­landırılan ağaç resimleri, resmi yapanın kişiliğini yansıtıcı olamazlar. İstenilen, ağaç resminin her han­gi bir objeyi örnek almadan, içten gelen eğilimle ya­pılmasıdır.


Yanda izlediğiniz ağaç resmi, on iki yaşında bir erkek çocuğuna aittir. Daha ilk bakışta bu ağa­cın son derece kötü yapılandırıldığı, o yaştaki bir çocuğun kazanmış olması gereken gözlem ve çizim yetisine sahip olmaktan uzak bulunduğu anlaşıl­maktadır. Yukarıya doğru yükselen tüm öğelerin, re­sim sahibinin zihinsel yaşamından yansımalar oldu­ğunu belirtmiştik. Buradaki düzensizlik, derin kar­maşa, dalların inceliği ve narinliği, zihinsel alanda ve okul hayatına uyumda güçlüklerin bulunduğunu açık­lıkla gösteriyor.













Burada yine, on iki yaşında bulunan bir başka çocuğun resmini görüyoruz. Bu, güçlerini iyi yönlendiren, başarılı ve zeki bir çocuğu simgeliyor. Bunun­la birlikte, çizimde izlenen ilkel görünüm, onun işin kolayına kaçma eğilimi taşıdığını kanıtlıyor. Ağacın çevresini kuşatan koruma çiti, çocuğun aşırı bir esir­geme ile büyütüldüğünü, âdeta üzerine titrendiğini belirtiyor.










Bu kez, on beş yaşlarında oldukça ağır biçim­de hastalanmış bir genç kıza ait bulunan ağaç res­mini izliyoruz. Ağaç, çevresinden, ada biçimindeki bir alanla âdeta koparılmış, ayrılmıştır. Bu, genç kızın hastalığı dolayısıyla daralan sosyal ilişkilerini sembolize etmektedir. Gövdenin toprağa girişi geniş, ancak köklerden yoksundur. Gövde kesikli çizgilerden oluşturulmuş ve üzerinden geçilerek kuvvetlendi­rilmiştir. Bu onun duygusal açıdan kırık ve üzgün ol­duğunu belirtmektedir. Aşağıya doğru sarkan dalları, yitirilen yapraklarıyla yaşama direncini ve gücünü kaybetmeye başlayan bir kişiyi izliyoruz. Ancak orta­da ve sağ yarıda görülen yukarıya doğru dikilen dal­lar, daha her şeyin bitmediğini, ileriye dönük canlı umutların bulunduğunu belirtmektedir.



Yanda izlenen ağaç resmi, ilk bakışta bir zihinsel engellinin yapmış olduğu resmi anımsatmaktadır. Resim yaprağın en alt kenarına yerleştirilmiştir. Bu özellik Koch'a göre, çocuklarda sekiz yaşına değin normal olarak kabul edilen bir çizim biçimidir. Daha büyüklerde ise, gerçek veya mecazi bir çocuksu dünya görüşü, zihinsel engellilik dar görüşlülük, gelişmemiş düşünce düzeyi, yaşama isteğinin yitikliği, olgunlaşmamışlık ve çocuksu davranış anlamlarını belirtir. Ağacın üst bölümüne baktığımızda, gövdenin üzeri­ne sopa gibi dalların dikildiğini görüyoruz. Bu özel­lik de, altı ile yedi yaş sınırları içindeki çocuklarda normal karşılanan bir durumdur. Ancak daha yetişkinlerde zihin engelliliği gösterir. Deneğin resminde, göv­de, dalların yer aldığı bölümden bir çizgi ile ayrılmış­tır. Dallar ise bu gövdenin üzerine dikilmiştir. Bu da onda nevrotik belirtilerin, ama en çok, isteklerle on­ları gerçekleştirebilme düzeyi arasındaki uyumsuz­luğun, düşünce ve duygular arasındaki kopukluğun varlığını kanıtlıyor.
Deneğin çizdiği ağaç resmi, sayfanın sol yarısında yer almaktadır Bu onun ailesine ve annesine güçlü bağlarla bağlı oluşunun belirtisidir. Gövdenin ortaya yakın yerden sağa doğru hafifçe eğilmiş ol­ması, onun gerçekle, yeni olgularla ve gelecekle ba­ğıntılar kurma istem ve eğiliminde olduğunu yansıt­maktadır.
Ağacın gövdesinin başlangıcı biraz geniş yapıl­mıştır. Bu kavrama ve anlamada yavaşlığı, öğrenme konusunda bazı güçlüklerin bulunduğunu vurgular. Zekâları fazla gelişmemiş çocuklarda da bu durum kendini gösterir. Ancak yedi yaşına kadarki çocuk­larda görülmesi olağandır.
Ağacın gövde çizgileri küçük küçük çizgi parçalarından oluşturulmuş, tek ve bütün değil. Bu, deneğin aşırı duyarlı, çabuk alınan ve gücenen bir kişi olduğunu belirtir.
Ağacın gövdesini oluşturan çizgilerin bir diğerine paralel yükselmesi, yaramazlık, haylazlık, söz din­lememe gibi eğitsel güçlüklerin denekte görülmedi­ğini, aksine, uslu ve itaatli olduğunu gösterir. Bu çizgilerde görülen kopukluklar onun bir kayba uğra­dığını, istemediği halde kendi için değerli olan bazı şeylerini yitirdiğini, bu yitirişin acı duymasına neden olduğunu açığa çıkartmaktadır. Ancak çocuk bu çek­tiği acılara göğüs germeğe ve katlanmaya çalışmak­tadır. Bunu çizgilerin özelliği anlatmaktadır.
Gövdeyi oluşturan çizgiler ince, dallarda ise, kâğıda aşırı bir bastırma ile kalın olarak çizilmişlerdir.
Dallardan, kiminin ucu sivri bir biçimle bitmektedir. Bu da çocuğun, gerek ailesine ve gerekse aile dışındaki çevresine karşı çıkma, yerme eğilimi içine girebileceğini belirtmektedir. Dalların bu sivriliğinin olumlu karşılanması gerekir. Çünkü çocuk kendini ezen (Ağacın üst bölümünün basıklığı) olayı yenmeye, kendini savunmaya, eski yaşamına ulaşmaya çaba harcamaktadır.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder