29 Ocak 2015 Perşembe

DIR/Floor time metodu

 

Dr. Stanley Greenspan'in geliştirmiş olduğu, DIR/Floor time metodu, çocuğun gelişim basamaklarını tamamlayabilmesi için imkan sağlar. Floor time yaklaşımı aracılığı ile çocuk, gelişimini desteklemenin bir yolu olarak çevresindeki insanlarla ilişki kurmayı, etkileşimi, duygularını ifade etmeyi ve anlamayı, sembolik düşünmeyi ve muhakeme yapmayı öğrenir.
DIR/Floor Time yaklaşımı Hangi Alanlarda Kullanılabilir?

Otizm 
Yaygın gelişimsel bozukluk (PDD) 
Başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluk (PDD-NOS) 
Çok sistemli gelişim bozuklukları 
Zeka geriliği 
Beyin (çocuk) felci 
Down sendromu 
Bilişsel gecikmeler ya da bozukluklar 
Dil gelişimi gecikmeleri ya da bozuklukları 
Duygusal bütünleşme bozukluğu 
Dikkat bozuklukları (ADD ve ADHD'yi içeren) 
Kromozomsal, metabolik ya da sinir sistemini zorlayan benzer rahatsızlıklar
 İngilizce’de gelişim, bireysel farklılıklar, ilişkiye dayalı kelimelerinin baş harflerinden oluşan DIR/Floortime Modeli, profesyoneller, veliler ve eğimcilere, otistik spektrum düzensizlikleri, öğrenme güçlükleri ve/ya diğer gelişim bozukluğu yaşayan çocuklarda, çocuğun farklılık gösteren yetersizlikleri ve kapasitesine göre özel olarak  geniş kapsamlı bir değerlendirme ve uygun bir uygulama planı hazırlanması için geliştirilimiş bir çerçevedir. 
Bu model, Amerika Birleşik Devletleri’nde yerleşik bulunan ICDL (Interdisciplinary Council on Developmental and Learning Disorders) kurumunca ortaya konmuş, tescil edilmiş ve eğitiminin yürütüldüğü, gelişim bozuklukları konusunda akademik çalışmaların yanı sıra uygulamalarıyla yetkin ve etkili bir metod sunan, bugün dünyanın dört bir yanında öğrenilen, uygulanan ve gelişen sistematik bir yaklaşımdır.

Bu modelin amacı, çocuğun belirli beceri ve ayrıştırılmış davranışlarda bulunmasına odaklanmaktan ziyade sosyal, duygusal (emotional) ve entellektüel kapasitesi için sağlıklı bir temel oluşturmaktır.

D (Developmental : Gelişimsel): Modelin Gelişimsel ayağı, bu çerçevenin yapısal taşıdır. Bu, çocuğa kapasitesini geliştirmesi için sakin ve organize (regulated) olmayı ve öyle kalmasına, diğerleriyle iletişime girmesine ve onlarla ilişki kurmasına, sosyal ve duygusal (emotional) içerikli jestlerden başlayarak her çeşit iletişimi başlatmasına ve iletişime geçildiğinde cevap vermesine, ortak sosyal problem çözümünde bulunmasına, bilerek ve isteyerek birden fazla etkileşimi sırayla gerçekleştirecek davranışlarda bulunmasına, ihtiyaçlarını göstermek için fikir üretmesine, yaratıcı fikir ve oyun geliştirmesine, fikirler arasında mantık çerçevesinde köprü oluşturmak suretiyle çoklu sebep, gri alan ve yansıtıcı şekillerde düşünerek daha yüksek kapasiteye erişmesine yardımcı olunmasını kapsar. Bu gelişimsel kapasiteler, kendiliğinden ve empati üzerine kuracağı ilişkiler ve akademik becerilerin kazanılması açısından asli niteliktedir. 

I (Indiviudal Differences : Bireysel Farklılıklar): Modelin Bireysel Farklılıklar ayağı, her çocuğun kendisine özgü olan biyolojik kaynaklı şekillerde ses, dokunma gibi duyuları nasıl aldığı, organize ettiği (regulating), tepki verdiği ve algıladığını ve nasıl planlama ve seri olarak hareketlerde  bulunduğu ve fikir ürettiğini dikkate alır. Örneğin, bazı çocuklar ses ve dokunmaya aşırı duyarlı iken diğerleri duyarsız olabilir ve hatta bazıları bu duyulara özellikle ihtiyaç duyabilirler.

R (Relationship-based : İlişkiye Dayalı): Modelin İlişkiye Dayalı ayağı, çocuğun bakımında rol alanlar, eğitimciler, terapistler, arkadaşlar ve diğerleriyle kurduğu ilişkiyi öğrenme ve bu temel oluşumları çocuğun bireysel farklılıklarını ve gelişimsel kapasitesini gözeterek etkilişimin uygun ve ayrı olarak oluşturulması gereğini ortaya koyar.


DIR ve Floortime Arasındaki Fark ve Birbirleri İle İlişkileri


DIR/Floortime Modeli’nin özünde, çocuğun öğrenme etkileşiminde, beynin ve zihnin farklı alanlarının birlikte çalışarak daha yüksek düzeyde sosyal, duygusal (emotional) ve entellektüel kapasitelerinin inşaasında temel niteliğe sahip, doğal duyguları ve ilgi alanlarının rolü vardır. Floortime, çocuğun doğal duygusal (emotional) ilgi alanlarını takip etmeyi ve aynı zamanda çocuğu daha da üst düzeylerde sosyal, emosyonel (duygusal) ve entellektüel kapasitesini yönetecek şekilde teşvik etmeyi içerir. Daha küçük çocuklarda, bu tip oyuncu etkileşimler yerde (floor) gerçekleşir ve tabi başka yerlerdeki konuşmalar ve etkileşimler de sürece dahil edilir.

DIR/Floortime modeli ise profesyoneller, veliler ve eğitimcilere; çocuğun farklı zorlukları ve becerilerini gözeterek program oluşturmaları için kapsamlı bir çerçeve oluşturur. Bu çerçeve, Floortime yaklaşımını kapsarken, bunun yanında değişik problem çözme egzersizlerini içinde barındırır. Çoğu zaman, çocuk psikiatristi, fizyoterapist, gelişim psikoloğu, uğraşı (occupational) terapisti, özel eğitim uzmanı, konuşma terapistinden oluşan bir takımın yaklaşımı halinde söz konusu olur. Bu model, çocuğun kurduğu duygusal (emotional) ilişkilerinin öneminden dolayı velilerin ve diğer aile üyelerinin kritik rolünü ön plana çıkaran bir yaklaşım sunar. 
 
 
 
 



DIR/Floortime Modeli’ni Kullanarak Hazırlanan Değerlendirme Ve Terapi Programları

Kapsamlı bir çerçeve teşkil eden DIR/Floortime modeli, genelde çoklu-disipliner anlayışta çocuk psikiyatristi, fizyoterapist, gelişim psikoloğu, uğraşı (occupational) terapisti, özel eğitim uzmanı, konuşma terapistinden oluşan bir takım yaklaşımını kapsar. Çocuğun işlevsel (functional) ve duygusal (emotional) düzeyi bireysel farklılıkları ve bakımında rol alan kişilerle ilişkisi gözetilerek değerlendirildikten sonra söz konusu çoklu-disipliner takımı oluşturan profesyoneller ve çocuğun velisi birlikte çocuğun farklı gelişimsel özelliklerini ve bireyselliğini ön plana alacak şekilde özelleştirilmiş işlevsel (functional) profili oluştururlar.
Kapsamlı ve özelleştirilmiş bir DIR/Floortime terapi programının içeriğinde aşağıdaki hususların bulunması gerekir:

1. Gelişimsel Yönden Uygun Etkileşim Ve Uygulamaları Içeren EV PROGRAMI

  • Floortime seansları: Bu seansların odaK noktası, çocuğun liderliğinde, çocuğun hedefe yönelik davranışlarının, insiyatif kullanmasının, iletişiminin arttırmasının, ortak ilgiyi uzatmasının, oyun ve konuşma yoluyla sembolik kapasitesini gelişmesinin teşvik edilmesidir.
  • Yarı-Planlı problem çözümü: Bu seanslar, anlamlı ve alakalı engellerin oluşturulması ve bu engelin aşılması yoluyla çocuğun yeni bir şey öğrenmesini sağlamayı hedefler. Bu engellerin oluşturulmasında, çocuğun bilgi ve tecrübesine uygun öğrenme egzersizleri amacından yola çıkmak gerekir.
  • Motor, duyusal (sensory), duyusal bütünleme (sensory integration), görsel-uzaysal, ve algısal motor aktiviteleri: Bu aktiviteler planlanırkne, çocuğun bireysel farklılıkları ve organizasyon biçimleri (regulation patterns) gözetilerek temel işlemleme (processing) kapasitesinin oluşturulması ve çocuğun diğerleri ile etkileşimde bulunurken ilgili, konsantre ve organize (regulated) olmasını destekler nitelikte olması gerekir.
  • Bir yaşıtıyla oyun oynaması: Çocuğun iletişimi tamamen açıkken ve etkileşim düzeyi yüksekken, mutlaka yaşıtı ile –velilerin takibi ve yeri geldiğinde yönlendirmesi suretiyle- oyun oynayarak etkileşimde bulunması gerekir.

2. Bireysel Terapiler

  • Konuşma, dil, ve oral motor terapisi
  • Duyu motor (sensory motor) ve duyu bütünleme (sensory intergration) temelli uğraşı (occupational) terapisi ve/veya fizyoterapi
  • Gerekli olan diğer terapiler

3. Eğitim Programı

  • Mimikleri taklit edebilen ve etkileşimde bulunabilen çocuklar için: Entegre edilmiş, her şey dahil bir program veya normal okul programına ek olarak gölge öğretmen veya destek
  • Henüz konuşma öncesi problem çözümünde bulunamayan ve taklit becerileri gelişmemiş çocuklar için: Etkileşim ve konuşma öncesi amaca yönelik mimiksel etkileşime ağırlık vererek hazırlanacak özel eğitim programı
  • Kaynaştırma programında benzer yaşıtlar için: Örneğin beden eğitimi, resim, tiyatro ve bunun gibi programlar

4. Gerekli Görülen Diğer Müdahale Metodları:

Biomedikal müdahale, beslenme ve diyet, işlemleme (processing) yetisini arttıran teknolojik uygulamalar gibi programlar.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder