Zekâ bölümleri: Zekâ standardize edilmiş testlerle ölçülür. Zekâ testleri çocukların cevaplayabileceği nitelikteki soruları ve yapabilecekleri becerileri içerir. Bir çocuğun
standart zekâ testlerinden aldığı puanlar değerlendirilerek zekâ yaşı bulunur. Zekâ yaşının
takvim yaşına bölümünün 100 ile çarpılmasıyla çocuğun zekâ bölümü (IQ) elde edilir. Bu aşağıdaki gibi formüle edilebilir.
Örneğin takvim yaşı 5 olan bir çocuğun zekâ yaşı 6 olarak
tespit edilmiştir.
Bu çocuğun zekâ
bölümü kaçtır?
Sorusunun cevabı aşağıdaki
gibi hesaplanarak gösterilebilir.
Zekâ bölümü bir çocuğun başarı düzeyini değil, varabileceği olası en üst sınırı belirtirken neleri başardığı değil, neleri başarabileceğini ifade eder.
Araştırmalara göre bireyin
zekâ bölümü ile daha sonraki başarısı arasında ilişki bulunmuştur. Ancak başarıyı etkileyen pek çok faktörün
olduğu da bilinmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan zekâ bölümlerine göre zekâ aşağıdaki gibidir.
6 yaşından küçük problemi olduğu düşünülençocuklar için
uygulanan değerlendirme aracı ise Ankara Gelişim Tarama
Envanteridir. 6-16 yaş grubu çocuklar ve ergenler için
ülkemizde kullanılan Weschler Çocuklar İçin Zeka
Testidir.Zeka testleri çocuğun olası akademik başarısı
hakkında fikir vermekte ama yaratıcılık, motivasyon,
duygusal durum uyum becerileri, motor yetenek hakkında
bilgi vermemektedir.
Zekâyı belirleyen faktörler: Zekâyı belirleyen faktörler kalıtım ve çevredir.
Kalıtım, bireyin anne ve babadan genler yoluyla getirdiği özellikler olarak tanımlanabilir. Zekâ
doğuştan gelen bir özelliktir. Büyük ölçüde kalıtımın etkisiyle belirlenir. Kalıtım, zekânın
kapasitesinin şekillenmesinde önemli bir role sahiptir. Çocuğun zekâ potansiyeli anne babasının
zekâ potansiyeline benzerdir. Gebelik süresince annenin iyi beslenmesi, bebek doğduktan sonra
bebeğin yeterli ve dengeli beslenmesi zekâ gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Zekânın üzerinde
genetiğin rolü büyüktür. Fakat sadece genetikle açıklanamaz. Çevreninde etkisi vardır.
Çevre, çocuk doğuştan getirdiği zihinsel potansiyelini kullanmak ve yeteneklerini geliştirmek için
zengin uyarıcılarla donatılmış bir çevreye ihtiyaç duyar. Zengin uyarıcılı çevrenin zekâ bölümünü
bir miktar artırdığı gözlenmiştir. Zekânın, çevre etkileri ile artı, eksi yaklaşık on on beş puan
fark edebileceği öne sürülür. Örneğin, orta sosyo-ekonomik düzeydeki zekâ bölümü 100 olan bir kişi,
olumsuz çevresel koşullar içinde yetişecek olursa zekâ bölümü 85’e düşerken, aynı zekâ bölümüne
sahip bir kişi, zengin uyarıcılı bir çevrede yetişecek olursa zekâ bölümü 115’e kadar yükselebilir.
Zekâ gelişiminin hızlı olduğu erken çocukluk döneminde çevresel uyarıcıların önemi büyüktür.
İlk yıllarda yeterli beslenme, gelişmeyi sağlayan uyaranların yeterliliği, çocuğa gerekli ilginin
gösterilmesi zekâyı olumlu yönde etkileyecektir. Çocuğa gösterilen ilginin ve uyaranın yetersiz
oluşu zekâca sahip olduğu potansiyelin tam olarak ortaya çıkmamasına neden olur. Ancak bireyin
başarısına zekânın yanında, zekâ testlerinin belirleyemediği birçok yetenekleri, ilgileri, kişilik
özellikleri ve bilinmeyen diğer faktörler de etki etmektedir. Kişilik farkları, psikolojik
etkenler, geçmiş yaşantılar, eğitim çevresel etkenler, güdüler, deneyim gibi pek çok etmen aynı
zekâ bölümüne sahip bireylerin zekalarının farklı yönlerde gelişmesine ve farklı davranmalarına yol
açmaktadır. Aynı zeka bölümüne sahip bireylerin değişik alanlarda yeteneklere sahip olması da
mümkündür. Çünkü zeka pek çok alandaki yeteneği içine almaktadır.
Zekânın gelişmesi ilk yıllarda hızlı iken, sonraki yıllarda yavaşlar. Genel olarak
zekânın %75’i ilk 4 yaşta gelişmekte, 25 yaşına kadar gelişimini sürdürmekte, sonra
duraklamakta, yaşlılık dönemindeki fizyolojik değişimlerle birlikte gerilemektedir.
Araştırmalar çocuklarıyla ilgili ve sorumluluklarının bilincinde olan anne babaların çocuklarının
daha zeki olduğunu ortaya koymaktadır. İlk doğan çocukların ailelerinde gördükleri yoğun ilgi
nedeniyle diğer kardeşlerinden daha zeki olduğu ileri sürülürken, farklı koşullarda yetişen tek
yumurta ikizlerinin zekâlarındaki farklılıkların arttığı, daha sonra aynı
aile tarafından evlat edinildiklerinde zekâ düzeylerinin benzeştiği savunulmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder