22 Haziran 2015 Pazartesi

ÇOCUĞA DİL ÖĞRETİMİ



 
ÇOCUĞA DİL ÖĞRETİMİ

Konuşmaya başlamadan önce birçok çocuk, sözel olmayan becerileri kazanırlar. Bu beceriler, seslerden veya göstermek, uzanmak veya bir şeyi itmek gibi hareketlerden oluşur. Diğer kişileri dinlemenin ve onlara yönelmenin de, konuşma öncesi dil eğitiminin bir parçası olduğu görülmüştür. Çocuğu karşılıklı konuşmaya hazırlamak, sıra almak, sırasını beklemek de bunların içindedir. Daha önemlisi, çocuklar konuşmayı öğrenmeden önce, iletişimin birçok amacının olduğunu ve geniş bir alana yayılan sosyal, duygusal ve pratik ihtiyaçlarını karşılamaya yaradığını öğrenir. Göstererek, bir şeyi istediklerini, el sallayarak "bay bay" yaptıklarını ve baş sallayarak bir şeyi reddettikleri göstermeyi öğrenirler. Konuşma öncesi dönem, iletişim için normal ve aslında bütün çocukların "geçtiği" gerekli bir dönemdir.

Bu dönemdeki değişik ve zengin bir iletişim, daha sonraki etkili ve doyurucu bir iletişimin temelini oluşturur. Daha büyük yaşta, konuşma zorluğu çeken birçok çocuk, konuşma öncesi iletişim becerilerinden ekstra bir çalışma ile yararlanabilir. Çocuk daha yaşı çok küçük olduğunda ya da bu alanda zorluk çektiğinden konuşamıyor olabilir. İletişim becerilerini geliştirmek için kullanılacak prosedür aynı olacaktır. Bu konuda seçilen aktiviteler, küçük çocuklar düşünülerek önerilmiştir. Fakat bu çalışmalar daha büyük çocukların ilgileri göz önüne alınarak adapte edilebilir. Konuşma öncesi öğrenimde 5 önemli alan vardır :
  •  Başkalarına yönelme ve karşılık vermeyi öğrenme
  •  Oyun oynamayı öğrenme
  •  Sıra almayı öğrenme
  • Taklit etmeyi öğrenme
  •  Günlük hayatta, iletişim becerilerini kullanmayı öğrenme.

Bu alanlar büyük ölçüde örtüşürler ve çocuğun becerilerini geliştirmek için çalışırken, iki veya daha fazla alanda birden çalışılır. Aşağıda size verdiğimiz listeyi kullanarak çocuğunuzun dil gelişimi ile ilgili bir değerlendirme yapabilirsiniz.

BAŞKALARINA YÖNELME (DİNLENME) VE KARŞILIK VERMEYİ ÖĞRENME
Yönelme (dinleme) becerileri, iletişim için ayrı bir ön koşul değildir. Bunlar, çocuğun ilk göz kontağı kurmasıyla başlayan ve bütün ihtiyaç ve düşüncelerini ifade etmesiyle biten bir sürecik parçalarıdır. Yönelme (dinleme) becerilerinin önemi, konuşma başladığı an bitmez. Çocuklar dinleme ve karşılık verme becerilerini geliştirmeye, okul öncesi ve sonraki yıllarda devam ederler. Eğer çocuk zaten yüzünüze bakıyorsa ve siz konuşurken cevap veriyorsa, bir yandan da bu alanlarda yavaş yavaş geliştirirken, bir yandan da dilin diğer alanlarında da çalışabilirsiniz. Eğer çocuk henüz yönelmiyor, dinlemiyorsa, bunu ilk amacınız olarak hedefleyin. Çünkü yönelme, dinleme, sadece iletişimde değil, diğer bütün gelişim alanlarında önemlidir. Önceliklerinizin ne olması gerektiği konusunda 2.1 ve 2.2 kontrol listeleri size yardımcı olacaktır. Bütün soruları, çocuğun dikkatli gözlemi ile cevaplayın. Özellikle küçük çocuklar çalışmalara günün her saatinde eşit derecede cevap veremeyebilirler. Öyleyse gözlemlerinizi çocuğun mutlu ve uyanık olduğu saatlerde yapmalısınız.

KONTROL LİSTESİ 1

DİNLEME / YÖNELME BECERİLERİ I EVET / HAYIR
Onunla her konuştuğunuz zaman, yüzünüze bakıyor mu ?
Bir dakika boyunca onunla konuştuğunuzda, en az yarısında, gözünüzü veya ağzınızı seyrediyor mu ?
Yüzünden 30 uzaklıkta tutulan bir eşyaya bakıyor mu ?
Çocuk onu kaldırmak için eğildiğinizde veya biberonu gösterdiğinizde, ne olacağını bildiğini gösterir bir hareket yapıyor mu?
Kontrol listesindeki sorulardan her birine “hayır” cevabı verdiyseniz, çocuğa dinleme/yönelme öğretmek ilk önceliğiniz olmalıdır. (Bu diğer gelişim alanlarını unutmanız gerektiği anlamına gelmez. Eğer çocuk bu evredeyse, kaba motor alanındaki amaçlarda çok çok önemlidir.
KONTROL LİSTESİ 2 DİNLEME / YÖNELME

BECERİLERİ II EVET / HAYIR
Ona seslendiğinizde çocuk sizi bulmak için başını ve gözlerini çeviriyor mu?
Çocuk bir sandalyede desteklenerek oturtulduğunda, en az bir dakika boyunca dikkatini size veya gösterdiğiniz şeye toplayabiliyor mu?
Çocuk, en az 2 dakika boyunca, sizinle birlikte bir eşyaya veya resme bakıyor mu? Yani eşya veya resme ve sizle birlikte dikkat gösteriyor mu?
İşaretle birlikte söylendiğinde, çocuk basit isteklere karşılık veriyor mu? Mesela “ver” dediğinizde ve elinizi uzattığınızda, bir eşyayı veriyor mu?
Yapmasını istediğinizde, yardımsız veya göstermeden, el sallama, el çırpma gibi basit hareketleri yapıyor mu?
2 numaralı kontrol listesindeki soruların herhangi birine “hayır” cevabı verdiyseniz, çocuğun dinlenme ve yanıt verme becerilerine hala öncelik vermeniz gerekecek. Fakat diğer gelişim alanları başarmak için aşağı yukarı hazır olabilir. Diğer alanlara bakabilirsiniz. Eğer bütün sorulara “evet” cevabı verdiyseniz, çocuğun dinleme / yönelme ve yanıt verme becerileri için iyi bir temeli var demektir. Diğer dil alanları içinde hazır demektir. Dinleme ve Yönelme, Sosyalizasyon ve Oyun alanlarında çalışabilirsiniz. Çocuklara yönelme ve yanıt vermeyi öğretmekle geçerli olan bazı temel prensiplerle devam edeceğiz.

YÖNELME VE YANIT VERMEYİ TEŞVİK ETME YOLLARI
Beraber yaptığınız her şeyde çocuğu sizi dinlemeye ve size yönelmeye teşvik edebilirsiniz. Aşağıda önerilen yollar özellikle bebekler ve hareket edemeyen daha büyük çocuklara yöneliktir. Fakat her çocuğa kolayca adapte edilebilir.
  •  Çocukla konuşun : Bir şey yaparken, yaptıklarınız hakkında çocukla konuşun. Aralarında sessizlik bırakılan birkaç basit cümle, birçok uzun konuşmalar, sohbetler kadar etkilidir. Onu ismiyle çağırın ve konuşmaya başlamadan evvel yüzünüze bakmasını bekleyin.
  •   Konuşurken gülümseyin ve dokunun. Bu yüzünüzden ve sesinizden daha çok zevk almasını sağlayacaktır.
  • Onunla konuşurken yüzünüzü, onunkine yakın tutun. Küçük bebekler 25-30 cm. Uzaklıkta duran şeyleri net görürler. Altını temizlerken ona doğru eğilin. Mutfakta çalışırken, sandalyesini yakınınızda bir yere koyun. Çalışırken yüzü size bakacak şekilde, omuzlarından destekleyerek tutun ki, yüzünüze bakabilsin. Net görebilme uzaklığı gittikçe artacaktır. Bunu göz önüne alın. Gördüğü şeyi keşfetmesi ve dokunması için, ellerini yüzünüze dokundurun. Bu, dikkati dağıldığında, dikkatini yeniden toplaması için de iyi bir yoldur.
  •  Çocuğa cevap vermesi için süre tanıyın. Çocuk gülümsemiyor, bakmıyor veya komutlarınızı hemen almıyorsa, cesaretinizi kırmayın. Küçük çocukların organize olabilmeleri için zamana ihtiyaçları vardır. Aynı direktifi, “bak...bak...bak” der gibi, birçok defalar tekrarlamak nadir olarak işe yarar. 2. denemeden sonra hala cevap vermiyorsa, dokunma veya ses tonundaki bir değişiklik gibi farklı bir yaklaşım deneyin.
  •   Bırakın çocuk ne olacağını tahmin etsin. Bunu ona yaklaşırken ismini söyleyerek, onu kucaklamadan evvel kollarınızı kaldırarak, beslenmeden evvel biberonunu veya kaşığını göstererek sağlayabilirsiniz. Size baktığı veya size cevap verdiğinde, ne kadar mutlu olduğunuzu gösterin. Sizinle ilişki halinde olduğunu bilmeye ihtiyacı var.
  • Rastgele olsalar veya bir mesaj iletmeseler bile çıkardığı sese cevap verin. Genellikle ona geri iletme alışkanlığı edindirin; bu, sıra almak için iyi bir altyapı oluşturacaktır.
  • Aynı olay ve hareketler için aynı kelimeleri kullanın. Onu her yukarı kaldırışta “yukarı” veya her alt değiştirmede “bez değiştirme saati” derseniz, önceleri sizi anlamayacaktır; fakat bu çevresinde olup bitene dikkatini vermesine yardımcı olacak önemli bir yoldur. Zamanla anlamaya başlayacaktır. Önemli kelimelerin anlamlarını öğrenecek ve basit direktifleri izlemek için gerekli olan temeli alacaktır.
  •  Çocuğu yönelme ve yanıt vermeye teşvik ederken bütün aileyi bu işe dahil edin. Erkek ve kız kardeşler burada çok değerlidir. Şarkılar söylemekten ve bebeği okşamaktan hoşlanacaklardır. Kardeşlerin, bebeği onlarla iletişim kurduğunu anlamalarına yardım edin.
  •    Çevresinde olmadığınız zamanlar, bebeğe bakacak bir şeyler verin. Büyük bir yüz resmi, canlı, renkli ve hareketli oyuncaklar veya ev eşyaları kullanın. Eğer bebek sadece sınırlı bir uzaklığı görecek kadar küçükse, ona oldukça yakın olan 1-2 eşyanın olmasına dikkat edin.
  • Nelerle ilgilendiğini, nelere baktığını belirlemek için bebeği gözlemeye zaman ayırın. Bu şeylerin, dikkatini size çekmekte kullanma yollarını araştırın. Özellikle dikkat sorunu olan, daha büyük çocuklarda bu çok önemlidir. Sizin dünyanıza yönelmesini beklemeden önce, siz onun dünyasına girmelisiniz. İletişim için attığı adımları görebilir ve hissedebilirsiniz.
  •   Yavaş ama istikrarlı bir ilerleme hedefleyin. Eğer koyduğunuz hedefler çok büyükse, kolayca cesaretinizi yitirebilirsiniz. Tam çocuğun olduğu yerden başlayın ve her gün küçük bir şey başarmayı amaçlayın. Çocuğun size yöneldiği saniyeleri saymak yardımcı olabilir. 20 saniyeden 30 saniyeye yükselen zaman, önemli ama kolayca gözden kaçabilen bir artıştır.
  • Dikkat dağıtacak faktörleri sınırlı tutun. Eğer çocuğun yönelme ve yanıt verme becerileri yukarıda önerilen teknikler ile ilerleme kaydetmiyorsa, çocukla dikkati dağılmayacak bir ortamda, her gün birçok kısa zaman dilimleri geçirmeyi deneyin. Hareketli ev işlerinden uzak, sessiz bir yer seçin ve çocuğun dikkatini sizden uzaklaştıracak objeleri kaldırın. Bu yöntemi geçici bir çözüm olarak görün. Çocuk ilerleme kaydettikçe, kazandığı yeni becerileri, her gün bulunduğu ortamda kullanmasını teşvik edin.

ÖZEL İLGİYE İHTİYACI OLAN ÇOCUK
Gelişmiş bir dil için gereken seslerden bir veya daha fazlasını çıkarmakta güçlük çeken çocuklar için, bir konuşma terapistinin yardımı gereklidir. Çocuğun konuşmasının gecikmiş olup olmadığı üzerinde dururken, birçok normal çocuğun okula başladıkları zaman bile hala bütün sesleri çıkaramadığını aklınızdan çıkarmayın. Bu konunun sonundaki tablo, çocuğun ilk değerlendirmesinde size yardımcı olacaktır. Eğer şüpheniz varsa, profesyonel bir kişiden yardım almalısınız. Ayrıca, eğer çocuk yukarıda belirttiğimiz dönüm noktalarından çok geride ise ve gösterdiğimiz metotlar ile gelişme kaydetmiyorsa, yine bir uzmanın yardımını öneriyoruz. Eğer çocuğu bir dil terapisti görüyor ise, o kişiyle, bu program gibi evde uygulanabilecek bir program üzerinde çalışın.

DİL ÖĞRENME
Diğer insanlarla iletişim kurma ihtiyacı, insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Her anne-baba iletişimin çocuğu için ne kadar önemli olduğunu bilir. Özürlü çocuk için, ihtiyaçlarını ve isteklerini dile getirme becerisi kazanması yardım gerektirir ve birçok kapı açar. Bu beceri çocuğa, çevresini kontrol etme ve bu çevreden “öğrenmek” fırsatını verir. Öneminin bilinmesine rağmen, eğitimcilerin iletişim becerilerini öğrenme yolları bulmaları diğer beceri alanlarına kıyasla daha yavaş oldu. Sebebi açık; çocuğun elinden tutarak ona kaşık tutmayı veya yuvarlak çizmeyi öğretebilirsiniz, fakat ona konuşması için fiziksel olarak yardım edemezsiniz. Bazı yapılandırılmış davranış teknikleri, çocuklara ders saatleri süresince kelime söyletebilmiş, fakat çocuklara günlük yaşantılarında etkin olarak iletişim kurmayı öğretememiştir. Son yıllarda çocuğun iletişime olan ihtiyacı için çevresindeki insan ve eşyalarla ilişkisini hesaba katan teknikler geliştirildi. Bugün biliyoruz ki, dil öğrenimi hayatın ilk haftalarından başlayarak günlük hayatın bir parçası olmalı. İletişimin ne olduğu konusunda bilinçli, çocuğun önündeki basamaklar için hazır olan anne ve babaların çocuğun dil kazanımında çok fazla önemi olduğunu biliyoruz. Eğitimciler bu anlayışa, bebekleriyle iletişim halinde olan anne babaları gözleyerek geldiler.

DİL ÖĞRENME VE ÖĞRETME NEYİ KAPSAR ?

 Dil (veya iletişim) sadece konuşmaktan daha çok şey kapsar. Konuşamayan ama çok etkin bir iletişim sağlayan birçok insan vardır (Örneğin işaret diliyle). Aynı zamanda konuşabilen ama iletişim kuramayan insanlar da vardır.
Konuşmayla birlikte dil;
  •  Dinleme ve anlama.
  •  Diğer kişilerin dillerine cevap verme.
  • İletişim içinde “sıra” ile konuşmayı da içerir.
Bu beceriler, konuşmak için daha zamanı olan bebekler için de geçerlidir.
 Dil geliştikçe çocuklar şunları kazanırlar :
  •  Türlü ihtiyaçların karşılanması (sosyal, duygusal ve maddi).
  •  Başta işaretler sonra sözcükler ve daha sonra sözcüklerin birleşmesiyle, değişik anlamlar ifade etme yeteneği.
  •  Dil bilgisi formlarını kullanmak yoluyla, daha detaylı anlamlar ifade etme becerisi, düzgün sözcük sırası (çoğullar, zamanlar gibi).
  •  Türlü sesler çıkarma becerisi.
  •  Bir konuşmayı başlatabilme ve izleyebilme becerisi. Bu beceriler dinleme, anlama, cevap verme ve sıra alma gibi yukarıda adı geçen yetenekleri içerir. Belki bütün bunlar biraz karmaşık gözüküyor. Aslında karmaşık da... Çocuklar çoğu dilin karmaşıklığını çözebiliyorlar; ama bu otomatik olarak halledilmiyor. Önemli olan “planlamaktır”. Amaçların seçimi ve hangi tekniklerin kullanılacağını planlamak vaktinizin çoğunu alacaktır.

ÇOCUKTAN CEVAP BEKLEYİN

Çocuk, yüzünüze bakmayı öğrenen bir bebek de olsa, cümle kuran okul öncesi bir çocuk da olsa, tavırlarınızla, her zaman onun cevap vereceğini umduğunuzu gösterin, ona zaman tanıyın. Eğer dikkati başka yerlerde değilse, cevap vermesini “bekleyin”. Ona iletişimi başlatma fırsatı ve zamanı da verin. Eğer her zaman siz konuşuyor, insiyatifi her zaman siz alıyorsanız, çocuk iletişim sürecindeki rolünü keşfetme fırsatı bulamayacaktır. Çocukla konuşmak çok önemlidir; fakat çocuk bakıp dinliyorsa bile iki yönlü bir iletişime katılırcasına konuşun. Cevapları sezmek anlamak için susun, bekleyin. Ona zaman tanıyın, size katılacağını umun; katılacaktır.

ÇOCUĞU İLGİLENDİREN ŞEYLER HAKKINDA KONUŞUN

Canlı bir bebekle aşağı yukarı her şey hakkında konuşabilirsiniz. Cevap vermeyen, sessiz bir bebekle konuşmayı zor bulan anne babalar vardır. “Sizin” ne yaptığınızla ilgili konuşmak iyi bir başlangıçtır; çünkü her şeye rağmen siz en önde gelen ilgi kaynağısınız. Çocuk dikkatini objelere ve etrafında gelişen hareketlere vermeye başladığında, ipuçlarını onun oyuncak seçiminden ve neye gülümsediğinden alın. Daha aktif ve oyuncu olduğunda, seçebildiğiniz konular artacaktır. Tercihleri ne ile ilgili konuşmak istediğini gösterecektir. Konuşmuyorsa ona sevdiği şeylerin isimlerini öğretin. Sevdiği şeyler kelime öğrenmek için harika bir kaynak sağlar. Kendinizi isimler hakkında konuşma ile sınırlamayın. Hareketler, renkler ve sesler hakkında da konuşun.

AKTİF ÇOCUĞA DİKKATİNİ YOĞUNLAŞTIRMASINDA YARDIMCI OLMAK
Küçük çocuğun dikkati, bir şeyden başka bir şeye kolayca kayabilir. Sadece onun dikkat ettiği şeyleri izlerseniz, öğrenmesi gereken şeylerin anlamlarına dikkatini toplaması güç olur. Diğer yandan dil öğretimi için dikkatini çekmek istiyorsunuzdur. Bu problemi, çocukla oynamaya ayırdığınız zamanı, sınırlı sayıda oyuncak ve aktiviteleri bulunduğu, daha önceden hazırladığınız bir ortamda geçirmekle çözebilirsiniz. Onun sevdiğini bildiğiniz oyuncak ve aktiviteleri seçin ama dikkat dağıtıcı şeyleri uzak tutun. Aynı amaca çeşitli yollardan ulaşabilirsiniz. Diyelim ki “top” kelimesini öğrenmesini istiyorsunuz, bahçede çeşitli renkte topları koyduğunuz bir kutu ile oturabilirsiniz. Bu topları, yuvarlayarak, atarak, sakla bul oynayarak kullanabilirsiniz. Çocuk hangi topu seçeceğine ve bununla nasıl oynayacağına kendi karar verebilir; ama aynı zamanda siz, onun dikkatini, amacınıza yönelik tutmayı başarırsınız.

DOĞAL BİR CESARETLENDİRME DİLİ KULLANIN
“İyi çocuk” veya “iyi konuşma” gibi ifadelerden kaçının. Biz konuşurken kimse bize böyle şeyler söylemez. Bunun yerine çocuğa onu anladığınızı ve kabul ederek cevap verin. Eğer size, çok rastlanır bir iletişim yolu olarak, oyuncağını uzatırsa, alın ve onunla oynayın. Sizden bir şey istediğinde eğer bu verebileceğiniz bir şeyse, ona verin; ama veremeyeceğiniz bir şeyse, en azından anladığınızı gösterin.

KONUŞABİLEN ÇOCUK İÇİN
Yukarıda anlatılan alanlar, konuşmayı öğrenen çocuk için önemini sürdürür. Yeni kelimeler öğrenmede taklit çok önemli bir yoldur. Çocuk yavaş yavaş istek ve ihtiyaçlarını belirtmek için, kelimeleri kullanmayı öğrenir. Bu aşamada ayrıca şu alanlar önem kazanır:

DEĞİŞİK TÜRDE ANLAMLARI İFADE ETMEK
Çocuk, geniş bir kelime bilgisinden daha çok şeye ihtiyaç duyar. Tabi ki birçok kelime öğrenmesini isteriz; fakat öğrendiklerinin ona değişik şeyler hakkında konuşma fırsatı vermesi gerekir. Örneğin, bir çocuk 50 kelime biliyor olabilir, ama bu kelimeler sadece obje isimleriyle (araba, top gibi), bu objelerin ne yaptıkları hakkında konuşamayacaktır veya neye benzediklerini söyleyemeyecektir.



DİLBİLGİSİ KALIPLARINI KULLANMAK
Çocuk, bir noktaya kadar dilbilgisi açısından doğru olmasa da, kendini ifade edebilir. Yani, bir süre dilbilgisi hataları üzerinde durmanıza gerek yok; fakat ileride daha ince ayrıntılar üzerinde konuşacağı zaman, bu kuralları öğrenmek zorunda kalacaktır.

AĞIZ HAREKETLERİ VE SÖZCÜKLERİ TELAFFUZ ETMEK
Bu alan, diğer iletişim becerilerini öğrenmiş olsalar bile birçok özürlü çocuk için güçlük yaratır.

KONUŞMAYI BAŞLATMAK VE DEVAM ETTİRMEK
Olgunlaşmış bir konuşma becerisi, konuşma başlatma ve diğer kişilerin konuştuklarına cevap verme arasında bir denge içerir. Sıra alma becerileri iyi gelişmiş çocuklar, bu dengeyi özel bir eğitim almadan başarırlar; fakat bazen böyle bir denge doğal olarak gelişmez. Bazı çocuklar vardır, ilgilerini çeken konular hakkında uzun süre gevezelik edebilirler; ama diğer insanların söylediklerine dikkat etmezler, dinlemezler. Ayrıca sadece onlarla konuşulduğunda konuşan ve çok nadir olarak kendi başlarına konuşma başlatan çocuklar da vardır. İki uç da etkin bir iletişime izin vermez. Bu vakalarda bir denge bulmayı öğretmek önemli bir alandır.

 DİL ÖĞRETMEK İÇİN TEMEL PRENSİPLER
  • Çocuğa, cevap vermek için süre tanıyın, dinleyin, bekleyin,
  • Çocukla onu ilgilendiren şeyler hakkında konuşun,
  •  Planlanmış aktiviteler eşliğinde, çocuğun dikkatini belli amaçlara yöneltin,
  • Çocuğu doğal bir biçimde teşvik edin.

NASIL ÖĞRETMELİ?
“Ne öğretmeli?” listesi size çok uzun geliyorsa, bu becerilerin aynı anda öğretebileceğini bilmek, tam olarak neyi amaçladığınızı aklınızdan çıkarmadığınız sürece sizi rahatlatacaktır. Dahası, dil öğretmenin büyük bir kısmı, günlük aktivitelerin bir parçasıdır ve öyle olmalıdır. Bu çocukla oynanan oyunların ve ona verilen bakımın doğal bir uzantısı olmalıdır. Çocuğun gelişiminin bazı dönemlerinde, belli amaçlara ve aktivitelere yönelip, bunlara ayrı bir önem vermek gerekir.

NE ÖĞRETİLECEK? HENÜZ KONUŞMAYAN ÇOCUK
  •  Dinleme ve oyun becerileri: Bebekler kelimeleri kullanabilmeden çok önce, konuşmalara katılabilirler. Bunu yapmak için, diğer kişilerin ne yaptığına dikkat etmeli ve oyundaki objelere dikkat etmeliler. Bebekler büyüdükçe çevrelerini tanımak için oyun becerilerini kullanır ve böylece iletişim kurmak istedikleri şeyleri keşfederler.
  •  Sıra almak : İletişim iki yönlü bir süreçtir ve konuşmayla birlikte, dinleme ve beklemeyi de içerir. Bebeklik çağı, sesler, hareketler veya basit oyunlar ile “sıra almayı” öğrenmek için ideal çağdır. Konuşamayan daha büyük çocuklar da “sıra alma” çalışmalarından yararlanabilirler.
  • Taklit etmek : Taklit, yeni sesler öğrenmede büyük rol oynar (ileride kelime üretmede kullanılacak olan sesler). Bebeklerin pek çoğu taklit etmekten hoşlanırlar. Birkaç günlük bebeklerin bile, annelerinin yüz ifadelerini taklit ettikleri gözlemlenmiştir. Taklit sadece seslerle kısıtlanmamalıdır, hareketler de taklit edilebilir.
  • Sesleri ve jestleri değişik amaçlarla kullanmak : Çocuklar, çıkardıkları seslerin ve yaptıkları hareketlerin, çevrelerindeki insanların hareketlerini etkilediğini ve bulundukları ortamı kontrol ettiğini öğrenmelidirler. Sesler ve jestler istenmeyen bir yiyeceği, oyuncağı reddetmek için yardım istemek için veya “merhaba” demek için kullanılabilir.
  •  Anlamak : Henüz konuşamayan çocuklar kişileri, objeleri, olayları betimleyen kelimeleri anlamayı öğrenebilirler. Çocuğun özrü, iletişim becerilerini öğrenmesini engelliyorsa, anne-babanın ve eğitmenin, bu konuda daha duyarlı olması gerekir. Özellikle, çocuğun iletişimine yönlendirecek oyun çeşitlerinden ve bu tür durumlardan haberdar olmaları gerekir. Kendi konuşmalarının, dinleme ve cevap vermelerinin, çocuğun dil öğrenmesinde ne kadar önemli olduğunu göz önünde bulundurmalıdır. Akılda tutacak ve düşünecek çok şey var gibi gözüküyor ama Macquarie’de çalışan anne babalar, bütün bu düşünce tarzının doğal gelmeye başladığını söylüyorlar. Dil öğretme teknikleri, anne babaların çocuklarıyla iletişim kuruş şekilleri üzerine kuruludur. Bu konuda okuyacaklarınız aslında bize yabancı olmayan, sağduyuyla bulunabilecek şeyler.

BU ÇOCUK KONUŞMAYI ÖĞRENEBİLİR Mİ?
Ağır derecede özürlü çocuklar dahil, çocukların birçoğu konuşmayı öğrenebilir. Öğrenilmediği nadir vakalarda, konuşmanın yerine işaret dili öğretilebilir. Çocuk daha küçükse (bebekse) hareket veya işaret dilinde mi daha rahat olacağına karar vermek için çok zamanınız var demektir. 2. konuda sunulan erken dil öğrenimi yaklaşımı size yardımcı olacaktır.

MACQUAIRE PROGRAMINDA DİL NASIL ÖĞRETİLİYOR?
Macquarie üniversitesi, down sendrom programında, dil öğretimi T.E.L.L.’ye dayanır. (Türkçesi, Yaşam İçin Erken Dil Öğretimi) T.E.L.L. son geliştirilen teorileri geniş kapsamlı ve pratik bir programa çevirip, orta ve ağır derecedeki özürlü çocukların ihtiyaçlarını karşılamak üzere düzenlendi.

T.E.L.L.’NİN TEMEL ÖZELLİKLERİ ŞUNLARDIR:

  •  Bebeklikten itibaren, çocuklar diğer kişilere yönelmeye, sıra almaya, ses ve hareketleri taklit etmeye yönelebilirler.
  •  Konuşmadan önce çocuklara, sesleri ve hareketlerini ihtiyaçlarını karşılamak için kullanabilecekleri gösterilir. Çocuk konuşmaya başladığında, her farklı dil alanında amaçlar belirlenir. Sıra almak, değişik biçimdeki kelimeleri öğretmek ve yavaş yavaş dilbilgisi kurallarının üzerinde durmak bu alanlardan bazılarıdır.
  • ü Öğretim doğal ortamda, çocuğun sevdiği materyal ve aktiviteleri kullanarak olur. Öğretmen (eğitimci) dil çalışmalarını eğlenceli hale getirir ki çocuk iletişim kurmak istesin.

BAŞLAMADAN ÖNCE
Bütün gelişim alanlarında olduğu gibi, öğretim başlamadan önce, çocuğu değerlendirmek gerekir. Fakat burada çocuğun çevresindekiler ile spontane ilişkisiyle ilgilendiğimiz için, formal değerlendirme sekansları uygun değildir; çünkü formal değerlendirmelerde çocuğun bazı kesin emirlere uyması istenir. Bu tür doğal konuşma cesaretlendirmeleri çocuğa, iletişim kurmak için attığı adımların değerini ve işe yaradığını, ayrıca dil becerilerini nasıl geliştireceğini gösterecektir.

NORMAL DİL GELİŞİMİNİN SEKANSLARI
 Dil konusunda çocuğun şu anda neler yapabildiğini ve ilerde neler öğrenebileceğini, normal çocukların o yaşlarda neler yaptıklarından daha önemlidir. Ancak normal gelişimi de bilmekte yarar vardır. Aşağıda 4 yaşa kadar önemli dönüm noktalarını bulacaksınız. “Normal” diye adlandırılan dönemin dil kazanımı konusunda sınırları çok geniştir. Birçok çocuk ilk sözcüklerini iki yaşından sonra söylerler ama yine de normal gelişim gösterirler. Yani verdiğimiz bu gelişim basamaklarını dikkatli kullanmak önemlidir. Gelişim “basamakları” ve sırası, gösterilen yaş düzeyinden daha önemlidir.
 0 – 3 AY ARASI Bebek önceleri sadece ağlayarak ses çıkarır, fakat sonra yavaş yavaş ağlamadan da sesler çıkarmaya başlar. Gığıldama ve gırtlaktan gelen küçük sesler duyacaksınız, daha sonra ünlü sesler çıkarmaya başlayacak. Bebek ağlama dışı sesleri çıkarmayı öğrenirken, başkalarının konuşmasına da cevap vermeyi öğrenir. İnsanların konuşmalarına önce yüz ifadesi ve vücut hareketleriyle cevap verir. Daha sonra onunla konuşulduğunda yumuşak seslerle yanıt vermeye başlar.
3 – 6 AY ARASI Şimdi bebek iki değişik sesli harf çıkarır ve yalnızken kendi kendine gığıldar. “Ba” ya da “Da” gibi sesleri çıkarabilmek için bir sesli ve bir sessiz harfi yan yana getirir. Artık değişik duygularını değişik sesler çıkararak ifade ederler. Büyüklerin yaptığı küçük hareketleri taklit eder. Çıkardığı seslerle, konuşmaları taklit etmeye çalışır.

6 – 9 AY ARASI
 Daha şimdiden en az dört değişik ses kullanır. Tekrardan oluşan iki heceli kelimeleri söyler (mama gibi). Çocuk yetişkin biriyle karşılıklı sıra alabilir (hareketler ve ses çıkararak). Dikkat çekmek için bağırır. Birisi istemediği bir şey yaptığında ağlayarak veya yüksek sesler çıkararak tepki verir. Tanıdık birini gördüğünde gülümser ve ses çıkarır. Taklit becerileri artmıştır. El sallamak veya çırpmak gibi hareketleri taklit eder. Ayrıca zaten çıkarabildiği sesleri bir başkası çıkardığında taklit ederek karşılık verir.

9 – 12 AY ARASI
Bebek artık yetişkinlerin konuşmalarındakilere benzer tonlamalar kullanır. Önce açık bir isteme biçimi ortaya çıkar. Bir şeye bakar ve sonra yetişkine bakar; işaret ile veya ses çıkararak ne gördüğü hakkında bilgi verir. Yetişkinle bir iletişime girmek için ses çıkarır, iletişimi başlatır. Öksürmek, göz kırpmak veya dil çıkarmak gibi yüz hareketlerini taklit edebilir; özellikle ses ile birleştirilen hareketleri taklit etmekten hoşlanır.

12 – 15 AY ARASI
Bebek artık “sohbetten” zevk alıyordur. İnişli çıkışlı seslerle iletişim kurar ve konuşmayı devam ettirir. Diğer bir kişiye eşya veya oyuncak vermekten hoşlanır. Bunu yaparken sesler de çıkarabilir. Bu aşamadan itibaren selamlaşma ve vedalaşma için tutarlı sesler ve hareketler kullanır. Kelimeleri, onlara yakın seslerle taklit eder. Su için “u” gibi. Tam olmamakla birlikte, yakın olan iki kelimeyi kullanabilir. “Bu nedir?” sorusuna bir kelime veya kelimeye yakın bir sesle cevap verebilir. Ses vurguları gitgide daha olgunlaşır, gelişir. Bir şey isteme veya soru sorma ile ünlem vurgularını ayırt edebilirsiniz.

15 – 18 AY ARASI
 Çocuk artık 4 – 6 kelime söyleyebilir. Bunlar genellikle isimler karşı çıkma kelimeleri ve “merhaba”,”bay bay” gibi sözcüklerdir. Kelimeyi söyleyemediği zaman göstermek, vermek veya el sallamak gibi hareketlere ses ekler. Sık sık duyduğu şarkıları söylemeye çalışır. Artık başarılı bir taklitçidir. Yetişkinlerin sık sık kullandıkları veya konuşmalardaki sözcükleri “yankı” gibi tekrarlarlar.

18 AY – 2 YAŞ ARASI
Çocuk artık 25 kelime söyleyebilir. Bunlar eşya ve insan isimleri, “selam”,”bay bay” sözcükleri, hareket belirten en az iki kelime, daha çok istemek ve reddetmek üzerine kelimeleri içerir. Kendisi kullanmasa da iki kelimeli cümleleri taklit eder. Kendisini iyi tanıyan yetişkinler için konuşması anlaşılır düzeydedir; en azından %70’i.

2 – 3 YAŞ ARASI
 Bu yaşta çocuklar daha çok kelime kazanır. 2,5 yaşında en az 50 kelime ve 3 yaşından itibaren yaklaşık 300 kelimeye sahiptirler. Bu yaşta kelimeleri iki kelimelik cümlelerde kullanmak için bağlamayı öğrenirler. Yılsonuna doğru birçok üç kelimelik cümle kurabilirler. Konuşma boyunca sıra almayı bilir. Önceleri bunu sadece tek kelimeyle yaparken daha sonraları daha çok sözcüklü ve tek bir konu üzerinde yoğunlaşmış sohbeti 2-3 kelimelik cümlelere sürdürebilecek seviyeye gelir. Artık dilbilgisi kurallarını da öğrenmeye başlar. (Çoğullar, zamirler gibi) Bazı hatalar yapmakla birlikte, tekerlemeler ezberleyebilir. Oynarken kendi kendine söylenir ve konuşması oldukça anlaşılır.

 3 – 4 YAŞ ARASI
 Bu yıl ilerledikçe, çocuk 3 kelimeli cümleler daha sık kullanılır, ta ki konuşmasındaki cümlelerin % 80’i, üç ve fazlası kelimeden oluşuncaya dek. “Ne, niçin, nerede ?” ile başlayan sorular sorar. Yakın geçmişteki deneyimleri detaylı bir şekilde anlatabilir. Sorulduğunda adını ve soyadını söyleyebilir. Çevremizdeki şeylerin ne işe yaradığı ile ilgili olan sorular dahil, birçok soruyu cevaplayabilir.

Dr. Tülay ARSU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder