Motor konuşma bozuklukları nelerdir?
Konuşma, ses, işitme, ağız-yüz düzeneği kullanılarak gelişen; kompleks bir nöral entegrasyon ve pek çok fizyolojik sistemin hızlı koordinasyonunu gerektiren duyusal ve motor bir süreçtir. Konuşmanın solunum, sesleme (fonasyon), rezonans, sesletim (artikülasyon) ve prosodi bileşenlerinden bir veya birkaçını etkileyen bir nöromotor sorunu ile ortaya çıkan konuşma bozuklukları motor konuşma bozuklukları olarak adlandırılmaktadır. Dizartri ve apraksi olmak üzere iki tip motor konuşma bozukluğu bulunmaktadır.
Dizartri nedir?
Merkezi Sinir Sistemi ve/veya Çevresel Sinir Sistemi ya da her iki sistem hasarına bağlı olarak, konuşma düzeneğini kontrol eden kaslarda spastisite, flaksidite, koordinasyon bozukluğu, paralizi sonucu konuşmanın solunum, sesleme, rezonans, sesletim ve prozodik özelliklerinin etkilendiği, dolayısı ile anlaşılabilirlik özelliğinin sınırlandığı bir motor konuşma bozukluğudur.
Dizartri hangi hastalıklarda gözlenir?
Dizartriye neden olan nöromotor sorunların kaynağı vasküler, travmatik, enfeksiyonel, neoplastik, metabolik v.b olabilir. Merkezi ve çevresel sinir sistemindeki farklı lezyon ve hasarlar farklı dizartri tiplerini meydana getirir. Dizartri terimi, alanyazında genellikle yetişkinler için beyin krizi (stroke), beyin travması gibi beyin hasarlarına bağlı olarak ortaya çıkan edinilmiş nörolojik/nörojenik konuşma bozuklukları karşılığında kullanılmaktadır. Çocukluk çağında gözlenen nöromotor konuşma bozuklukları serebral palsi ile ilişkilendirilmekte ve “gelişimsel disartri” olarak tanımlanmaktadır.
Dizartrinin görülebildiği hastalıklar nelerdir?
1. Serebrovasküler olaylar
2. Travmatik beyin hasarları
3. Tümörler
4. Serebral palsi
5. Progresif supranükleer palsi
6. Parkinson
7. Huntington hastalığı
8. Amyotrofik lateral skleroz
9. Multipl skleroz
10. Myastania gravis
Dizartri tipleri nelerdir?
1. Spastik dizartri: Üst motor nöron (ÜMN) lezyonu sonucu (Serebrovasküler Olaylar, Travma, Progresif Supranükleer Palsi gibi dejeneratif hastalıklarda) vital kapasitede azalma, tırmalayıcı, gergin, sert ses, düşük perde düzeyi, hipernazalite, açık net anlaşılmayan ünsüz üretimi, azalmış vurgu, bazen aşırı ya da aynı özellikte vurgu ve yavaş konuşmanın görüldüğü dizartri tipidir.
2. Flaksid dizartri: Alt motor nöron (AMN) lezyonu sonucu (Bulbar palsi, Myastenia Gravis, V., VII., X., XII. kraniyal sinir lezyonları) kas güçsüzlüğüne sekonder gelişen azalmış solunum desteği, solunum güçlüğü, çift taraflı lezyonlarda soluklu ses, duyulabilir soluk alma, diplofoni, azalmış perde ve şiddet düzeyi, afoni, hipernazalite ve nazal emisyon, açık net anlaşılamayan ünsüz üretimi, açık net anlaşılamayan çift dudak, diş-dudak, diş-ardı dil ucu ünsüzleri yada bu seslerin üretilememesi, prosodik yetersizlik, monoton konuşmanın görüldüğü dizartri tipidir.
3. Ataksik dizartri: Serebellar sistem lezyonlarında; düşük solukla konuşma, normal fonasyon ya da ses yüksekliğinde aşırı değişkenlik, ani patlamalar, çatlak, tırmalayıcı ses, tekseslilik/tek düzelik, net anlaşılmayan ünsüz üretimi, ünlü üretiminde bozulmalar, düzensiz sesletim, yavaş fakat hemen her heceye abartılı vurgu, uzatılmış heceler, her heceden sonra duraklamanın olduğu konuşma özelliklerinin görüldüğü dizartri tipidir.
4. Hipokinetik dizartri: Basal ganglia lezyonlarında (Parkinson Hastalığı) azalmış solunum desteği, fonasyonda soluksuz kalma, sertlik, tremor, ses şiddetinde azalma, bazı durumlarda hipernazalite, sesletim biçiminde değişiklik, palilali, tek perde, tek düze ses şiddeti, kısa kesik konuşmanın görüldüğü dizartri tipidir.
5. Hiperkinetik dizartri: Basal ganglia lezyonlarında; Myokloni, Tourette Sendromu, Enfeksiyon, Ballismus, Atetoni gibi durumlarda perde ve ses şiddetinde düzenli titreklik, tek perde ve perde kırılmaları, uzun aralıklarla söz öbekleri, değişken ranj ve monotonluk gözlenir. Distoni ve atetozda; zayıf solunum desteği, tırmalayıcı, gergin ses, işitilebilir inspirasyon, tekdüze ses, değişken ve azalan vurgu, konuşmada uzun duraklamalar, uygunsuz suskunluk gözlenirken Chorea’da ani zorlamalı soluk alma ve verme, ses yüksekliğinde aşırı değişkenlik, nefes nefese kalma, istemsiz hareketlere bağlı ses duraklamaları, konuşmada uzun duraklar, kısa öbeklerle konuşma ve monotonluk gözlenmektedir. Ayrıca, hipernazalite, değişken sesletim, net anlaşılmayan ünsüz üretimi ve ünlü bozulmaları hiperkinetik dizartrinin diğer özelliklerini oluşturmaktadır.
6. Karmaşık tip dizartri (Spastik-Flaksid): Amyotrofik Lateral Skleroz gibi üst ve alt motor nöron lezyonlarının görülebildiği hastalıklarda; zayıf solunum desteği, hipernazalite, net anlaşılmayan ünsüz üretimi, prosodik yetersizlik, azalan vurgu, monotonluk, ÜMN: tek perde, ıslak sesle birlikte tırmalayıcı, gergin ses; AMN: solukluluk, tek düze ses şiddetinin görüldüğü dizartri tipidir.
7. Karmaşık tip dizartri (Spastik-Ataksik): ÜMN ve cerebellar lezyonlarda (Multiple Skleroz) zayıf solunum desteği, bozulmuş ses şiddeti kontrolü, sert, soluklu ses kalitesi, bazen hipernazalite, bozuk yetersiz sesletim, yetersiz prosodi, azalmış vurgu ve bozuk perde kontrolünün gözlendiği dizartri tipidir.
Dizartri değerlendirilmesi nasıl yapılır?
Değerlendirmenin amacı tarama ve saptama, tanı koyma, müdahale yöntemini planlamadır. Değerlendirme, görüntüleme yöntemleri ile hasarlı yapıların ve işlevlerinin belirlenmesi, konuşma üretimine yönelik yapıların hareket ve işlevlerinin cihazlarla doğrudan gözlenmesi ve konuşma üretiminin algısal yönden değerlendirilmesine dayanır. Daha nesnel yargılara varabilmek için konuşmanın akustik özelliklerini değerlendirmek üzere bilgisayarlı ses analiz sistemlerinden (CSL), video ve ses kayıt cihazlarından yararlanılmaktadır.
Dizartri terapisinde temel hedefler nelerdir?
Terapide genel amaç; hastanın dil kullanımını, konuşma anlaşılırlığını, hızını, süresini, doğallığını, ezgisini ve prosodik özelliklerini yapabildiği en üst düzeye getirerek yaşam boyu iletişim aktivitelerine katılımını sağlamaktır.
Alternatif ve destekleyici iletişim sistemleri (ADİS) ne zaman gerekir?
İlerleyici olmayan ve akut dizartrilerde, ADİS hasta tekrar anlaşılır bir konuşmayla iletişim kurana kadar kullanılabilir. Kronik ilerleyici olmayan dizartrik bireylerde ADİS’in uzun zamanlı kullanımı gerekebilir. Dejeneratif bozukluklarda konuşmayı destekleme amaçlı başlayıp sonrasında iletişim için tek yol olarak kullanılabilir.
APRAKSİ
Apraksi nedir?
Herhangi bir güçsüzlük, akinezi, normal olmayan ton veya postür, bilişsel işlevlerde bozulmalar, anlamada azalma, koopere olamama gibi durumların haricinde, beceri gerektiren hareketlerin yapılamamasıdır. Motor agnozinin bir biçimidir.
Apraksi tipleri nelerdir?
1. Motor Apraksi: Deneyimle kazanılan kinetik formül bozulur.
2. Limb-Kinetik Apraksi: Hareketin hızı, akıcılığı, inceliği kaybolur. Sol frontal–anterior parietal/supplementer motor alan lezyonları veya premotor alan lezyonları bundan sorumludur. Tek taraflı olur ve lezyon çaprazındaki ekstremitede açığa çıkar.
3. İdeomotor Apraksi: Bir fikir, bir eylem dizgesine bağlı olarak motor dizgeyi harekete geçirme bozulmuştur. İnferior parietal lob lezyonları neden olur. Hastalar özellikle komut verildiğinde hareket dizisini yanlış gerçekleştirirler. Gerçek nesne ellerine verildiği zaman taklitle gösterildiğinden daha iyi yaparlar. Nesneden bağımsız olarak hareketleri gerçekleştirmede zorlukları vardır. Sol taraf lezyonlarında görülür. Bu tip aprakside hastanın kendisi veya diğerlerinin yaptığı bozuk motor performansın algılanışı da bozulur.
4. İdeatuar Apraksi: Eylemin nasıl yapılacağının mental şeması ve buna bağlı planı bozulur. Bu nedenle kompleks bir dizi hareketin sırası bozulur, tek tek yapılır, ancak peş peşe yapılması istendiğinde yapılamaz.
5. Yürüme Apraksisi: Mediyal frontal korteks lezyonlarında açığa çıkar. Bilateral subkortikal infarkt ve frontal lob medial kısmından çıkıp projekte olan liflerin ventrikül önünden geçerken hidrosefali nedeniyle gerilmeleri sonucu açığa çıkabilir.
6. Konuşma apraksisi (Sözel Apraksi): Dominant inferior frontal bölge sorumludur.
Konuşma apraksisi (Sözel Apraksi) nedir?
Yetişkinlikte ve çocukluk döneminde konuşmanın programlanmasına ilişkin motor bozukluktur. Yetişkin formu normal dil ve konuşma gelişimi sonrası gerçekleşir. Çocukluk çağı apraksik konuşma ise yapısal beyin hasarı sonucunda oluşur. Sensori motor konuşma bozukluğu olarak da tanımlanır. Sözcükleri üretmek ve istemli kas hareketlerini sağlayabilmek için gerekli merkezdeki motor planlama bozukluğudur.
Apraksik konuşma özellikleri nelerdir?
Sıklıkla sesletim problemleri görülür. Bunun yanı sıra fonasyon koordinasyonu, sıklığı ve/veya vurgu etkilidir. Hasta yetersizliğinin farkındadır, sözcük uzunluğu arttıkça sorun artar. Sesletim bozuklukları tutarlı değildir; tekrarlar, uzatmalar veya sözcük değişimlerinde varyasyonlar görülür. Ünsüzlerin sesletimi ünlülerden daha zordur, başlangıç ünsüzleri son ünsüzlerden daha zordur. Özellikle otomatik ve sık kullanılan sözcüklerde mükemmel sesletilen konuşma kısımlarına sıklıkla rastlanır.
Apraksi terapisinde genel amaç nedir?
Apraksi terapisinin asıl amacı, hastanın konuşma üretimini gerçekleştirmek için gerekli artikülatör hareketlerin istemli kontrolünü arttırmaktır. Apraksi çok ciddi bir düzeyde ise anlaşılır konuşma gerçekçi bir hedef olmayabilir. Bu kişiler için alternatif ve destekleyici bir iletişim sistemi geliştirmek daha anlamlı bir hedef olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder