Cinsel eğitim denince kişilerin aklına ilk gelen vücut kısımlarının isimleri, fonksiyonları, üreme ve bununla ilgili konular olmaktadır.Gerçekte cinsel eğitim bundan çok daha kapsamlı ve anlamlı olmalıdır.Cinsel eğitim bireyin fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimini anlaması, olumlu bir kişilik kavramı geliştirmesi, insan cinselliğine karşı, başkalarının haklarına, görüş ve davranışlarına saygılı bir bakış açısı edinmesi ve olumlu davranış biçimleri ve değer yargıları geliştirmesi eğitimidir.
Engelli olsun normal olsun her birey cinsiyeti ile doğar. Cinsiyet kelime anlamı olarak ”dişi” veya “erkek” olma şeklinde açıklanabilir.Cinsel kimlik ise kişinin cinsiyetinden haberdar olması ve cinsiyetine uygun davranışlar göstermesidir.Bu noktada kişinin kendi cinsiyetinden memnun olması, böyle yaşamaktan mutluluk duyması çok önemlidir.
Zihinsel engelli çocuk ve gençlerde cinsel gelişime baktığımızda normal gelişim gösteren çocuklarla aynı sırayı izlediği ancak zihinsel gelişim düzeyine bağlı olarak daha yavaş ve geriden takip ettikleri görülür. Gerçekte cinsel eğitim doğumla beraber başlar.Erişkin yaşına hatta ölüme dek aile ve toplum içinde sürer.Erişkinlik döneminde de insanların bilgiye ve desteğe ihtiyaçları bitmez. Ancak maalesef erişkinler bunu dile getirmekte zorlanır ve yardım istemekten çekinirler.Oysa küçük yaştan itibaren cinsel konularda sorulan sorular cinsel eğitimin en önemli parçasını oluşturur.
Çocuklar önce cinsiyetle ilgili fiziksel farklılıkları fark ederler. ”Neden babaların bıyıkları var?”, ”Neden babalar etek giymez?”, “Neden kızların pipisi yok?” gibi sorular ilk sorulardandır. Bu, anne-babanın da cinsiyetle ilgili ilk kez bilinçli davranışta bulunduğu andır. Çünkü bu ana kadar cinsel eğitimin bir anlamda gizli kaldığını, su üstüne çıkmadan sürdüğünü söyleyebiliriz.
Çocuğun çevresinde yaşı yakın kardeşler, akraba veya komşu çocukları varsa cinsel konularla ilgili soruları daha erken sorabilmektedirler.
Aslında tüm yaşlarda sorulan cinsel sorular için en önemli nokta anne-babanın soruları cevaplarkenki tutumlarıdır. Çocuğu kesinlikle ayıplamamak, azarlamamak, susturmamak gerekir. Bu şekilde davrandığımızda çocuğumuz bu soruların sorulmaması gerektiği fikrine kapılır ve cevapları başka kişilerde arayabileceği gibi gözetleme veya deneyler yapma yollarına da başvurabilir. Bu da cinsel eğitimin anne-babanın kontrolünden çıkması, bir anlamda istemediğimiz bir yöne gitmesi demektir.Oysa her aile çocuklarına kendi aile yapısı ve kültürü doğrultusunda bir cinsel eğitim vermek ister.
Zihinsel engelli çocuk ve gençlerde cinsel gelişim incelenirken takvim yaşları değil gelişim düzeyleri dikkate alınmalıdır.Bu şekilde değerlendirildiğinde anne-baba veya eğitimcilere sorun gibi görünen pek çok durumun gerçekte sorun sayılamayacağı anlaşılır.Örneğin takvim yaşı 15, ancak zihinsel düzeyi altı yaş olan bir genç cinsel organlar, göğüsler, bebeklerin nasıl doğduğu ile ilgili sorular sorabilir.Bu sorular altı yaş zihinsel düzeyi için beklenen normal sorulardandır. Bu çocuklara gelişimsel düzeylerine uygun eğitim ve tepkiler verilmelidir. Zihinsel engelli çocukların genelde yaşıtlarından daha fazla cinsel ilgileri olduğu, daha fazla cinsel içerikli davranışları olduğu düşünülür.Oysa bu çocuklar cinsel içerikli davranışların nerede, ne zaman, hangi durumlarda uygun olup olmadığını bilemedikleri için yani bir anlamda cinsel tipli davranışlarını kontrol edemedikleri için böyle algılanmaktadırlar.
Herhangi bir davranışı sorun olarak tanımlamadan önce çocuklar için uygun olduğunu düşündüğümüz davranışları hatırlamakta yarar vardır.Çocuklar için uygun olduğunu düşündüğümüz bazı davranışlar şunlardır:
*Cinsel organlar, göğüsler hakkında soru sormak.
*Banyo yapan birini gördüğünde ilgi ile izlemek.
*Doktorculuk oynamak.
*Evcilik oynamak, anne-baba ve değişik rolleri üstlenmek.
*Bazen çok heyecanlı, gergin, korkmuş iken cinsel organına dokunmak.
*Arkadaşları ile cinsellik hakkında konuşmak.
*Kızsa erkek, erkekse kız arkadaşı olduğunu söylemek.
*Giyinirken veya banyo yaparken yalnız olmak istemek.
*Ayıp şakalar ve sözler duyduğunu söylemek, bunları tekrar etmek istemek.
*Cinsler arasındaki farkları merak etmek.
*Karşı cinsten birini rol gereği taklit etmek.
*Hayvanların üremelerini incelemek.
*Diğer çocukları ve yetişkinleri öpmek, onların kendisini öpmelerine izin vermek.
Tüm bu sayılanlar çocuğun gelişim düzeyine göre normal sayılabilecek davranışlardandır. Herhangi birini problem olarak tanımlamadan önce bazı noktalara dikkat edilmelidir. Bunlar:
*Zekâ düzeyine uygunluk,
*Şiddet,
*Sıklık ve sürekliliktir.
Örneğin:
Cinsel organlar, göğüsler ile ilgili soru sormak normal davranışlardandır.Ancak çocuğun çok fazla bilgi sahibi olmak istemesi, sürekli bu konuyu gündeme getirmesi veya tam tersi, cinselliğe ilişkin korku ve kaygı göstermesi dikkat edilmesi gereken durumlardır.
Doktorculuk oynamak normal sayılırken başka hiçbir oyun oynamak istememek, diğer çocukları doktorculuk oynamaya zorlamak, bunun için fiziksel veya sözel baskı yapmak problem durum yapılabilir.
Bir oyunda karşı cinsi taklit etmek normal sayılır ancak sürekli karşı cinsin rollerini istemek ve kendi cinsinden olmaktan hoşlanmamak problem sayılabilir ve özel yardıma gereksinim duyulabilir.
Çocukta problem sayılabilecek bir cinsel davranış varsa gizlemek, görmezden gelmek yerine profesyonel yardıma başvurmak, tedbirler almak gereklidir.Cinsel eğitimin problemleri önleyebileceği, azaltabileceği, çözümlere yardımcı olabileceği unutulmamalıdır.
Engelli çocuklara cinsel eğitim verirken bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır. Örneğin bazı çocuklarla göz kontağı kurmada güçlük çekilebilir; bazıları konuşma problemi nedeni ile soru soramaz veya sorulan soruları cevaplayamazlar. Ayrıca özrün tipi ve derecesine göre çok tekrar gerekebilir. Bunların yanında bir konuya da dikkat edilmelidir.Bu çocuklara cinsel konularda eğitim verirken üstü kapalı bir anlatım, gizli kelimeler, yapmacık benzetmeler kullanılmamalıdır.Somut, açık, net, onların yanlış yorumlamasına izin vermeyecek bir anlatım kullanılmalıdır.
Zihinsel engelli çocuk ve gençlerin giyim tarzına da dikkat edilmelidir.Bazen takvim yaşı büyük engelli çocuklara çok bebeksi kıyafetler giydirildiği, saçlarının bebeksi bir modelde tarandığı görülmektedir.Bu da çocukların çevre tarafından algılanışlarını etkileyebilmektedir. Aileler bu konuya dikkat etmelidirler.
Maalesef, zihinsel ve fiziksel engelli çocuk ve gençlerin cinsel hakları olduğu unutulmakta, cinsel konulardaki bilgi gereksinimleri, cinsellikle ilgili duygu ve düşünceleri çoğu zaman gözardı edilmektedir.
1960’lara kadar toplumlarda bu konuda tamamen baskıcı ve olumsuz tutumlar gözlenmekteydi.Kaynaştırma akımının gündeme gelmesi ile engellilerin de cinsel yaşam ve cinsel eğitim alma hakları olduğu konusu önem kazanmıştır.Bunun yanında yaklaşık olarak son on beş yıl içinde cinsel taciz konusu ve AIDS tehlikesinin gündeme gelmesinden sonra sağlıklı cinsel eğitim programlarının hazırlanması gerekliliği vurgulanmıştır.Bu programlarda sadece cinsel yaşam ile ilgili bilgiler değil, sosyal ilişkiler ve kendine güvenin geliştirilmesi amaçlarının da yer alması gerektiği savunulmaktadır. Engellilere verilecek cinsel eğitimin bir amacı da toplumsal yaşam içinde çıkabilecek problemleri önleme ve aynı zamanda yaşam kalitesini daha iyi bir düzeye getirmek olmalıdır.
Normal ve engelli çocukların cinsel eğitim programlarına alınacak bazı başlıklar şunlar olabilir:
* İnsan gelişimi
- Vücut algısı
- Fiziksel, duygusal, sosyal, zihinsel gelişimin desteklenmesi
- Cinsel kimlik kazanımı
* İlişkiler
- Aile içi ilişkiler
- Arkadaşlarla ilişkiler
- Karşı cins ile ilişkiler
- Aşk/sevgi
* Kişisel beceriler
- Karar verebilme
- İletişim kurabilme
- Kendini ifade edebilme
- Sorunları çözebilme
- Yardım isteyebilme
* Cinsel davranışlar
- Masturbasyon
- Cinsel taciz
- Üreme
- Korunma
* Toplum ve kültür
- Cinsel roller
Pek çok araştırmacı yaptıkları çalışmalarda engelli bireylere cinsel konularda yeterli bilgi verilmediğini bulmuşlardır.Normal çocukların arkadaş ve anne-babadan bilgi alma şanslarının engelli çocuklardan daha yüksek olduğu bilinmektedir. Gerçekten de engelli çocukların yeterli arkadaşı yoktur. Pek çoğu özel bir eğitim programı içindedir ve ayrıca bilgiyi ve olayları anlama ve değerlendirmede sınırlılıklar vardır.Anne-babasından da bilgi alamayan engelliler için bilgi alma kaynağı olarak medya görülmektedir. Oysa çocuk ve gençlerin medyadan bilgi almasının bazı tehlikeleri vardır.Medyadaki tüm modellerin doğru olduğu söylenemez ayrıca çocuğun soru sorma, merak ettiklerini tartışma şansı yoktur.Bu nedenle anne-babalar engelli çocuklarının cinsel eğitimine gereken önemi vermelidirler.
Eğitimcilerin yakındıkları konulardan biri de küfür etmek, argo kullanmak veya küfür niteliğinde hareketler yapmaktır.
Zihinsel engelli çocukların küfür etmeleri ve argo kullanmalarının nedenlerinden bazıları şunlar olabilir:
* Çocuk evde anne-baba, kardeşlerinden veya okulda arkadaşlarından duyuyor olabilir.
* Kullandığı kelimenin anlamını bilmiyor olabilir.
* Kullandığı kelimenin karşısındakini inciteceğini bilmiyor olabilir, söylemek istediği şey için uygun kelimeyi bulamamış olabilir.
* Karşısındakini gerçekten kırmak, incitmek istiyor olabilir.
* Anne-babasının ilgisini çekmek için kullanıyor olabilir.
Aslında hemen hemen tüm çocuklar küfür ya da argo sayılabilecek pek çok sözcük bilirler.Ancak zihinsel engelli çocuklar nerede kullanıp nerede saklayacaklarını denetleyemedikleri için daha çok kullanıyor gibi algılanabilirler.Aileler öncelikle kendileri iyi modeller sunmaya dikkat etmelidirler. Çocuğun kelimenin anlamını bilip bilmediği ve biliyorsa neden kullanmak istediği gözlenmelidir. İstenmeyen sözcük yerine kullanabileceği seçenekler sunulmalıdır. Bu alternatif sözcük çocukla beraber bulunabilir.
Ergen yaştaki engelli kızlar için en önemli konu menstruasyondur. Genç kızlar mutlaka konuyla ilgili önceden bilgilendirilmeli, psikolojik olarak hazırlanmalıdırlar.Vücudunun büyüyüp olgunlaştığı için bu olayın yaşandığı, artık genç kızlığa adım attığı anlatılmalı ve bunun yanında bakım ve temizlik konusunda da rehberlik edilmelidir.İlk menstruasyon erkeklerin erkekliğe adım atması sayılan sünnette olduğu gibi minik bir kutlama ile kutlanabilir.
Cinsellik, yaşamımızın ve kişiliğimizin çok önemli bir parçasıdır. Normal ve engelli tüm bireylerin cinsel konularda bilgilendirilmeye ihtiyaçları olduğu ve tabii ki yaşlarına, toplum içindeki konumlarına, ahlâkî değerlerine ve bireysel özelliklerine göre değişse de cinselliği yaşamaya hakları olduğu unutulmamalıdır.
KAYNAKÇA
Baldwin,S.E.; Baranoski,M.V.(1990). Family Interactions avd Sex Education in the Home. Adolescence, vol:XXV, no:99, Fall.
Biehr, B. (1989). Problem Sexual Behavior inSchool Aged Children andYouth. Theory into Practice, vol:28, no:3.
Bratlinger,E.(1988). Teachers Perceptions of the Sexuality of TheirSecondary Students with Mild Mental Retardation. Education and Training in MentalRetardation, vol:23, no:1, p:24-37.
Bundy,M.; White, P.(1990). Parents as Sexuality Educators: A ParentTraining Program. Journal of Counseling andDevelopment, vol:68.
Corbett, S.M.(1991).Children andSexuality.Young Children, vol:46, no:2.
McCabe, M. (1999). Sexual Knowledge, Experience andFeelings Among People with Disability. Sexuality and Disability, vol:17, no:2, p:157-170.
Ousley,O.Y.; Mesibov,G.B. (1991). Sexual Attitudes and Knowledge of High-Functioning Adolescents andAdults with Autism. Journal of Autism andDevelopmental Disorders, vol:21, no:3, p:471-481.
SIECUS.(copyright 1999). Parents Publications.
Doç.Dr. İsmihan ARTAN
Hacettepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü
Zihinsel Engellilerde Cinsellik Eğitimi
SAÜ öğretim üyesi Seyyar, özellikle buluğ çağına gelmiş zihinsel özürlü çocuklarda cinsel eğitimin çok önemli olduğunu belirtti.
Engellilere yönelik çalışmalarıyla tanınan Sakarya Üniversitesi (SAÜ) öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Seyyar, özellikle buluğ çağına gelmiş zihinsel özürlü çocuklarda cinsel eğitimin çok önemli olduğunu belirterek bazı tavsiyelerde bulundu. Seyyar, zihinsel özürlü çocukların cinsel yönden uyumsuz hale gelmemeleri, istismara ve karmaşık cinsel saplantılara uğramamaları için velilere ve eğitimcilere büyük sorumluluk düştüğünü kaydetti.
Zihinsel özürlü çocukların biyolojik anlamda cinsel gelişimlerinin istisnalar hariç sağlıklı çocuklardan farksız ve zeka seviyesinden bağımsız olarak geliştiğini ifade eden Seyyar, bu çocukların cinsellik konusunda anlayacağı dille bilgilendirilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.
Sosyal pedagoji alanına giren cinsele eğitimin özellikle buluğ çağına gelmiş zihinsel engelli çocuklar için ayrı bir hassasiyet gösterilmesi gerektiğini dile getiren Seyyar, "Bu hususta bir çok sorunla karşılaşan ve bazen de çaresiz kalan ebeveynlerin desteklenmesi kaçınılmazdır. Ancak çoğu kez bu alanda tecrübeli sosyal eğitimciler bulunmadığından dolayı zihinsel engelli çocuk ve gençlerin cinsel sorunlarının çözümüne yönelik katkılar sağlanamıyor. Hassas ve suiistimale açık bir mesele olmasından dolayı da bu sorun ya gündeme gelmemekte ya da görmezlikten gelinmektedir." dedi.
Cinsel eğitimin, günlük eğitimin bir parçası olduğunu, özürlülerin cinsel eğitiminin toplumsal gerçekleri dikkate alarak, günlük hadise ve olaylardan yola çıkarak , somut açıklamalarla, basit tavsiye ve tekrarlarla yapılabilen bir süreç olduğunun altını çizen Seyyar, şu uyarılarda bulundu: " Yetişkin zihinsel özürlünün cinsel davranışlarında görülebilecek muhtemel sapmalara karşı cinsel sağlık ve eğitimi ile ilgili bilgilerin erken yaşta verilmesinin her zaman faydası vardır. Eğitilebilir seviyede olan zihinsel özürlülere cinsel eğitim verilirken yanlış anlaşılmalara sebep vermeyecek bir şekilde ifadenin somut ve açık olması gerekmektedir."
Seyyar, zihinsel engelli çocukları olan veli ve eğitimcilere şu tavsiyelerde bulundu:
- Çocuk ve gençler arası zararlı cinsel yaklaşımları önlemke için zihinsel özürlü gençlerin , kendilerine ait özel odası olmalı
- Anne ve baba arasındaki cinsel münasebetler çocuk tarafından asla görülmemeli. Çocuk anne ve ya da babayı çıplak görmemeli.
- Çocuklara kendi cinsiyetlerine uygun düşmeyen kılık kıyafetler giydirilmemeli. Cinsiyetlerine ve fıtratlarına uygun olmayan davranış biçimlerini öğretmeyin öğrenmesini engelleyin.
- Ergenlik çağında görülen değişiklikler açık, doğru ve onların anlayacağı lisan ve seviyede önceden anlatılmalı ve yeni dönemlere hazırlıklı olabilmeleri için kendilerine yardımcı olunmalı
- Evde cinselliği tahrik eden pornografi içerikli neşriyat bulundurulmamalı. Ayrıca aile çocuklarıyla birlikte televizyon izlerken şiddet ve cinsellik ihtiva eden programlardan kaçınmalı.
- Evlilik çağına gelmiş özürlülerin cinsel enerjilerini kültürel ve başka yönlerden boşaltılması sağlanmalı.
- Zihinsel özürlü gençlere sosyal münasebetlerini ancak güvenilir kişi ve ortamlarda geliştirmelerine yardımcı olunmalı.
ZİHİNSEL ENGELLİLERİN CİNSEL GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ
Biyolojik özelliklerimizi temel aldığımızda erkek ya da dişi olarak belirlenen bir cinsiyetimiz vardır. Engelli olsun normal olsun her birey cinsiyeti ile doğar . Cinsellik bu biyolojik yapı üzerine eklenen sosyolojik, psikolojik ve felsefi boyutları da içeren daha geniş bir tanımlamadır. Cinsel kimlik ise kişinin cinsiyetinden haberdar olması ve cinsiyetine uygun davranışlar göstermesidir. Bu noktada kişinin kendi cinsiyetinden memnun olması, böyle yaşamaktan mutluluk duyması çok önemlidir. Maalesef, zihinsel ve fiziksel engelli çocuk ve gençlerin cinsel hakları olduğu unutulmakta, cinsel konulardaki bilgi gereksinimleri, cinsellikle ilgili duygu ve düşünceleri çoğu zaman gözardı edilmektedir.
Cinsel gelişim ve eğitimi konusu özellikle ülkemizde yeterince ele alınmamış ve açıklığa kavuşmamış bir konudur. Bu normal diye tanımlanan çocuklarımız için de geçerlidir, zihinsel engelli çocuklarımız için de. Bu konuya günümüze kadar tabu gözüyle bakılmış ve gerek eğitimciler gerekse anne ve babalar, çocuklarına nasıl bir yaklaşım içinde olacaklarını bilememişlerdir. Unutulan bir gerçek vardır ki tüm insanlar biyolojik özellikleri gereği seksüel dürtüye sahiptir. Seksüel davranışlar toplum tarafından en çok baskı altına alınıp, sınırlandırılan davranışlardandır. Konu böyle bir bakış açısı ile ele alınınca bu alandaki eğitiminde zorlu ve uzun bir yol olduğu kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Konum başlıktan da anlaşılacağı üzere Zihinsel Engellilerde Cinsel Gelişim ve Eğitimi'dir. Burada zihinsel engellilik nedir, ne değildir, sebepleri nelerdir gibi konulara hiç girmeyeceğim. Sadece konum gereği özellikle zihinsel engelli tanısı almış bireylerin zeka yaşlarını irdeleyeceğim. Çünkü Zihinsel engelli çocuk ve gençlerde cinsel gelişim incelenirken takvim yaşları değil gelişim düzeyleri, zeka yaşları dikkate alınmalıdır. Bu insanların çoğu kere erişkinlerin sahip oldukları zeka düzeyine ulaşamadıkları bir gerçektir, ancak onlarda yemek yemek, su içmek, uyumak ve özellikle sevmek, sevilmek paylaşmak ihtiyacı hissederler. Çünkü, mideleri, kalpleri, dolaşım ve böbrek sistemleri, yumurtalıkları, testisleri kısaca mental güçlükleri dışında tüm organları diğer insanlar gibi çalışmaktadır. Vücut gelişimleri tam olmaktadır. Nasıl acıkıyor ve sonuçta besleniyorlarsa ya da acıktıklarını ifade edemeseler de yaşamak için beslenmeye ihtiyaçları varsa, normal düzeninde çalışan hormonları nedeniyle cinsel aktivite ve ifade edemeseler de istekleri vardır ve olacaktır.
Toplumda ne yazık ki zihinsel engelli olduğu kabul edilse bile bireylerin fiziki gelişimlerine ve takvim yaşlarına göre değerlendirme yapılmaktadır. Koca adam koca kızdırlar dıştan bakan gözlere göre ve yaptıkları bir çok şey bu nedenle yadırganır, kabul edilemez çizgilere ulaşır. Genel olarak zihinsel engelli tanısı almış bireyler 3-6 yaş , 6-11 yaş zekasına sahiptir. Öncelikle bu yaş gruplarının cinsel gelişimlerine bakmakta fayda vardır.
3-6 YAŞ ARASI DÖNEM : 3-6 yaş döneminde çocuk dokunma yoluyla kendisini ve cinsel organlarını tanımaya başlar. Çocuğun cinsel organlarını elleyerek tanımaya çalışması çoğu kez büyükleri çok rahatsız eder. Dokunma yoluyla cinsel organını keşfeden çocuk zamanla tesadüfen zevk almaya başlar ve bunun sonucunda mastürbasyon yaptığı görülebilir. Küçük çocuğun rastlantı sonucu kendini tatmin etmesi normaldir ve zararlı sayılmaz.
Canı sıkılan, sevgi ve ilgi eksikliği duyan, bilişsel açıdan uyarı ve doyumdan yoksun kalan çocuklar, kendilerine haz ve doyum sağlayan tek kaynak mastürbasyon olduğu için devamlı masturbasyon yapma ihtiyacını hissederler. Çocuğu korkutup yıldırmakla bunun önüne geçilemez. Olsa olsa gizliliğe zorlanır. Onu korkutmadan ve konuya değinmeden başka bir şeyle oyalayarak dikkatini başka bir yöne çekmek genellikle yeterli olur. Bir saplantı şeklinde olursa, çocuk için evde-okulda nelerin eksik olduğu bulunmalı, bu doyumsuzluk ve çatışmaların nedenlerin aranmalı ve bunların giderilme yolları aranmalıdır. Bu amaçla uzman denetiminde aile yönlendirilerek, olumsuz, yakın çevre ortamı yeniden düzenlenebilir.
6-11 YAŞ ARASI DÖNEM : Çocukta cinsel ilgi okul öncesi çağda en yoğundur, okula başlamayla birlikte ilgi ve merakta bir azalma gözlenir. Bu dönemde çocuk, önceki yılların cinsel dürtü ve fantazilerini unutur; düşüncelerini okuldaki etkinliklere çevirir ve aynı cinsten çocuklarla oynar.
Biraz önce de değindiğim gibi genel olarak zihinsel engelli tanısı almış bireyler 3-6 yaş , 6-11 yaş zekasına sahiptir. Yani zihinsel engelli çocukların biyolojik anlamda cinsel gelişimi, istisnalar hariç, diğer çocuklardan farksız ve zeka seviyelerinden bağımsız olarak gerçekleşmektedir. Zihinsel engellileri bedeni rahatsızlığı olanlardan ayıran en önemli unsur, kişinin zihni varlığının az gelişmiş olduğudur .Bu şekilde değerlendirildiğinde anne-baba veya eğitimcilere sorun gibi görünen pek çok durumun gerçekte sorun sayılamayacağı anlaşılır. Örneğin takvim yaşı 17, ancak zihinsel düzeyi beş yaş olan bir genç cinsel organlar, göğüsler, bebeklerin nasıl doğduğu ile ilgili sorular sorabilir. Bu sorular altı yaş zihinsel düzeyi için beklenen normal sorulardandır. Bu çocuklara gelişimsel düzeylerine uygun eğitim ve tepkiler verilmelidir. Zihinsel engelli çocukların genelde yaşıtlarından daha fazla cinsel ilgileri olduğu, daha fazla cinsel içerikli davranışları olduğu düşünülür. Oysa bu çocuklar cinsel içerikli davranışların nerede, ne zaman, hangi durumlarda uygun olup olmadığını bilemedikleri için yani bir anlamda cinsel tipli davranışlarını kontrol edemedikleri için böyle algılanmaktadırlar. Bu durumda gerek zihinsel engellilerin kendi aralarındaki gerekse engelli olmayan diğer insanlara arasındaki sosyal ilişkileri güçleştirmektedir. Zihinsel engeliler çoğunluğu başkalarının duygularını anlamakta güçlük çekmektedir.
Herhangi bir davranışı sorun olarak tanımlamadan önce çocuklar için uygun olduğunu düşündüğümüz davranışları hatırlamakta yarar vardır. Çocuklar için uygun olduğunu düşündüğümüz bazı davranışlar şunlardır:
" Cinsel organlar, göğüsler hakkında soru sormak.
" Banyo yapan birini gördüğünde ilgi ile izlemek.
" Evcilik oynamak, anne-baba ve değişik rolleri üstlenmek.
" Bazen çok heyecanlı, gergin, korkmuş iken cinsel organına dokunmak.
" Arkadaşları ile cinsellik hakkında konuşmak.
" Kızsa erkek, erkekse kız arkadaşı olduğunu söylemek.
" Giyinirken veya banyo yaparken yalnız olmak istemek.
" Ayıp şakalar ve sözler duyduğunu söylemek, bunları tekrar etmek istemek.
" Cinsler arasındaki farkları merak etmek.
" Karşı cinsten birini rol gereği taklit etmek.
" Hayvanların üremelerini incelemek.
" Diğer çocukları ve yetişkinleri öpmek, onların kendisini öpmelerine izin vermek.
Tüm bu sayılanlar çocuğun gelişim düzeyine göre normal sayılabilecek davranışlardandır. Herhangi birini problem olarak tanımlamadan önce bazı noktalara dikkat edilmelidir. Bunlar:
" Zekâ düzeyine uygunluk,
" Şiddet,
" Sıklık ve sürekliliktir.
Eğitimcilere ve Velilere Düşen Görevler : Öncelikle aile, bu alanla ilgili olarak yeterli bilgi birikimine ve deneyimine sahip kurum ve kişilerce sağlıklı bir şekilde, ZİHİNSEL ENGELLİ BİREYLERİN cinsel gelişim evreleri hakkında bilgilendirilmelidir Çocukta problem sayılabilecek bir cinsel davranış varsa gizlemek, görmezden gelmek yerine profesyonel yardıma başvurmak, tedbirler almak gereklidir. Cinsel eğitimin problemleri önleyebileceği, azaltabileceği, çözümlere yardımcı olabileceği unutulmamalıdır.
Diğer pedagojik tedbirler de olduğu gibi, cinsel eğitim konularında da interdisipliner bir yaklaşımın sergilenmesinde fayda vardır. Dolayısıyla bu alanda ebeveynlerle sıkı diyalog içinde bulunmak gerekmektedir.
Zihinsel engelli çocuk ve gençlerin giyim tarzına da dikkat edilmelidir. Bazen takvim yaşı büyük engelli çocuklara çok bebeksi kıyafetler giydirildiği, saçlarının bebeksi bir modelde tarandığı görülmektedir. Bu da çocukların çevre tarafından algılanışlarını etkileyebilmektedir.
Özel cinsel eğitimde esas olan temel kriter veya yaklaşım tarzı; zihinsel engelli çocukların zihinsel seviyesine uygun olarak örnek modeller üzerinden öğretmek olmalıdır. Ayrıca, yapılması gereken işlem ve görevlerin parçalar haline bölünmesi ve gerçek hayat şartlarına endeksli olarak somut ve pratik davranış kalıplarının geliştirilmesi gibi yöntemler de özel cinsel eğitim alanında geçerli olabilmektedir.
Engelli çocuklara cinsel eğitim verirken bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır. Örneğin bazı çocuklarla göz kontağı kurmada güçlük çekilebilir; bazıları konuşma problemi nedeni ile soru soramaz veya sorulan soruları cevaplayamazlar. Ayrıca özrün tipi ve derecesine göre çok tekrar gerekebilir. Bunların yanında bir konuya da dikkat edilmelidir.Bu çocuklara cinsel konularda eğitim verirken üstü kapalı bir anlatım, gizli kelimeler, yapmacık benzetmeler kullanılmamalıdır.Somut, açık, net, onların yanlış yorumlamasına izin vermeyecek bir anlatım kullanılmalıdır.
Pek çok araştırmacı yaptıkları çalışmalarda engelli bireylere cinsel konularda yeterli bilgi verilmediğini bulmuşlardır. Normal çocukların arkadaş ve anne-babadan bilgi alma şanslarının engelli çocuklardan daha yüksek olduğu bilinmektedir. Gerçekten de engelli çocukların yeterli arkadaşı yoktur. Pek çoğu özel bir eğitim programı içindedir ve ayrıca bilgiyi ve olayları anlama ve değerlendirmede sınırlılıklar vardır. Anne-babasından da bilgi alamayan engelliler için bilgi alma kaynağı olarak medya görülmektedir. Oysa çocuk ve gençlerin medyadan bilgi almasının bazı tehlikeleri vardır. Medyadaki tüm modellerin doğru olduğu söylenemez ayrıca çocuğun soru sorma, merak ettiklerini tartışma şansı yoktur. Bu nedenle anne-babalar engelli çocuklarının cinsel eğitimine gereken önemi vermelidirler.
Daha somut bir ifadeyle, özel cinsel eğitimde pedagoji ve yöntem açılarından; "Bunu çocuğuma nasıl söyleyebilirim veya anlatabilirim?"den ziyade "Bunu çocuğuma nasıl gösterebilirim?" sorusu önem kazanmaktadır.
Eğitilebilir seviyede olan zihinsel engelli bireye cinsel eğitim verilirken yanlış anlaşılmalara ve yorumlara neden olmayacak bir şekilde ifadenin somut ve açık olması gerekmektedir. Soyut, üstü kapalı ve imalı sözlerin etkinliği çok geçerli olmayacaktır.
Nelere dikkat etmeliyiz….
" Çocuk ve gençler arası zararlı cinsel yakınlaşmaları önlemek için, zihinsel engelli gençler, kendilerine ait özel ve müstakil bir yatak odasına sahip olmalıdırlar
" Çocuklara, kendi cinsiyetlerine uygun düşmeyen kılık kıyafetler giydirilmemelidir. Ayrıca, cinslerine ve cinsiyet kimliklerine uygun düşmeyen davranış biçimleri de öğretilmemelidir.
" Erginlik (buluğ) çağında görülen değişiklikler; zihinsel düzeylerine uygun olarak açık, doğru ve onların anlayacağı bir dille önceden anlatılmalı ve yeni dönemlerine hazırlıklı olabilmeleri için kendilerine yardımcı olunmalıdır
" Evde cinselliği tahrik eden pornografik içerikli yayınların bulundurulmamasına dikkat edilmelidir. Ailece, yani çocuklarla beraber televizyon seyredilirken, şiddet ve seks içeren programlardan kaçınılmalıdır.
" Evlilik çağına gelmiş engellilerin evlendirilmeleri henüz gerçekleşmemiş ise cinsel enerjileri kültürel ve sportif faaliyetlere yönlendirilmelidir
" Zihinsel engelli gençlerin sosyal ilişkilerini, güvenilebilir ortamlarda ve kişilerle geliştirmelerine yardımcı olunmalıdır.
Cinsellik, yaşamımızın ve kişiliğimizin çok önemli bir parçasıdır. Normal ve engelli tüm bireylerin cinsel konularda bilgilendirilmeye ihtiyaçları olduğu ve tabii ki yaşlarına, toplum içindeki konumlarına, ahlâkî değerlerine ve bireysel özelliklerine göre değişse de cinselliği yaşamaya hakları olduğu unutulmamalıdır.
KAYNAKÇA
o Artan, İ. "engelli çocuk ve gençlerin cinsel eğitimi"Akagündüz, N. Yavuz, Ç. "cinsel eğitim" Çocuk Olmak Gelişim Sürecinde Etkili Rehberlik
o Baldwin,S.E.; Baranoski,M.V.(1990). Family Interactions avd Sex Education in the Home. Adolescence, vol:XXV, no:99, Fall.
o Biehr, B. (1989). Problem Sexual Behavior inSchool Aged Children andYouth. Theory into Practice, vol:28, no:3.
o Bratlinger,E.(1988). Teachers Perceptions of the Sexuality of TheirSecondary Students with Mild Mental Retardation. Education and Training in MentalRetardation, vol:23, no:1, p:24-37.
o Bundy,M.; White, P.(1990). Parents as Sexuality Educators: A ParentTraining Program. Journal of Counseling andDevelopment, vol:68.
o Corbett, S.M.(1991).Children andSexuality.Young Children, vol:46, no:2.
Ferhan Dereboy ""Kimlik Bocalaması""Birsen Özkan ""Cinsel Eğitim Seminer Notları""
o Gençtan, E. (1998). Psikanaliz ve sonrası. İstanbul: Remzi Kitabevi.
o Öztürk Orhan (1994) Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Ankara, Hekimler Yayın Birliği
o Şendil Gül (1997-1998) Gelişim Psikolojisi Teorileri Ders Notları
o Yavuzer, H. ( 2001). Ana-baba Okulu. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder