Hidrosefali Nedir?
En genel tanımıyla hidrosefali terimi, kafa içindeki suyun miktar olarak
arttığı durumları açıklar ve ilk akla gelen kafa büyümesidir. Kafamızın içinde,
birbiriyle ilişkili olan mağaralar olarak düşünebileceğimiz boşluklar bulunur.
Biz bunlara “ventrikül” ya da “karıncık” diyoruz. Bunların en büyüğü ise “yan
karıncık” tır. Kafamızın içindeki suyu, bildiğimiz su gibi düşünmek yanlış
olur. Bu su dediğimiz “beyin-omurilik” sıvısıdır ve birçok fonksiyona sahiptir.
En önemli görevi ise; beynimizi etkileyecek şiddetli çarpmalarda beyni
korumasıdır. Bu sıvıda kanımızdaki gibi besleyici maddeler de bulunur. Beyin
omurilik sıvısının (BOS) büyük bir çoğunluğu, karıncıklardaki yosunumsu bir
organ olan koroid pleksuslarda yapılırken, bir kısmı da beyin dokusu ve
omurilikte yapılır. Yosuna benzeyen koroid pleksuslartüm karıncıklarda
bulunmaktadır ve temel olarak BOS yapımından sorumludurlar. Günde yaklaşık
yarım litre BOS üretilmekte ve aynı miktarda da emilmektedir.
İki tarafta da bulunan yan karıncıklardaki BOS küçük birer pencere ile
(foramen Monro)beynin ortasında bulunan üçüncü karıncığa akar ve daha sonra
ince ve 1 cm uzunluğundaki bir kanal ile dördüncü karıncık denen diğer bir
boşluğa doğru devam eder. Bu akış omurilik merkezine kadar devamlılık sağlar.
Dördüncü karıncıktaki deliklerden çıkan BOS omurilik çevresinde ve beyin
çevresinde dolaşarak beyin yüzeyindeki büyük toplardamarlara özel dokular
(araknoid villus) sayesinde emilerek geri döner (Resim 1). Şimdi hidrosefaliyi
tanımak çok daha kolay olacaktır. Hidrosefalinin bilimsel tanımı: beyin
boşluklarının (karıncıklarının) genişlemesiyle birlikte beyin-omurilik
sıvısının basınç ve miktarında artmadır.
Resim 1: Beyin omurilik sıvısının (BOS) üretildiği beyin boşlukları ve BOS dolanım
yollarını gösteren şematik resim. Oklar BOS akış yönünü göstermektedir.
Hidrosefali Neden Olur?
Mevcut hastaların hemen hemen büyük çoğunluğunda
hidrosefali, beyin omurilik sıvısının dolaşım yolundaki herhangi bir
noktasındaki tıkanmaya bağlı olarak oluşur. Tıkanma karıncıkları birbirine
bağlayan delikler veya kanalda olabildiği gibi emilimin olduğu son noktada da
olabilir. Bu tıkanmanın nedeni, bir kafa darbesi, enfeksiyon ya da tümör
olabilir.
Hidrosefali nedenlerini konjenital yani “doğuştan” ya
da sonradan gelişen ”edinsel” olarak da ikiye ayırabiliriz. Doğuştan
hidrosefali miyelomeningosel gibi hastalıklarla birlikte görülebilir. Edinsel
hidrosefali gelişiminin de üç nedeni olabilir:
Birincisi; beyin omurilik sıvısının aşırı yapımıdır.
Bu genellikle bir tümör nedeniyle olabilir.
İkincisi; beyin omurilik sıvısının dolaştığı yollarda
bir tıkanıklık söz konusudur. Tıkanıklığın nedeni, menenjit-ansefalit gibi
enfeksiyonlar, travmaya bağlı kanamalardır. Sıvı akışının engellenmesiyle
oluşan bu tür hidrosefali aynı zamanda “non-kommünike” (bağlantısı olmayan hidrosefali)
olarak da adlandırılır.
Üçüncü neden ise; beyin–omurilik sıvısının emiliminde
bir bozukluk olmasıdır. Bu tür hidrosefalide ”kommünike” (bağlantının
korunduğu) hidrosefali olarak tanımlanır.
Hidrosefali nedenlerini kısaca maddeleyecek olursak;
Ø Spina Bifidaya da
miyelomeningosel(omuriliğin anne karnında kapanmayıp açık kalması)
Ø Üçüncü karıncık ile
dördüncü karıncık arasındaki su kanalı darlığı-tıkanıklığı (Akueduktus darlığı-tıkanıklığı)
Ø Beyinciğin ve/veya beyin
sapının kafatasından omurilik kanalına fıtıklaşması (Chiari malformasyonları)
Ø BOSyollarını daraltan
veya tıkayan içi sıvı dolu kesecikler (Araknoid kistler)
Ø Beyin, beyincik ve beyin
sapı tümörleri
Ø Menenjit ve benzeri
enfeksiyonlar sonrası
Ø Beyin boşlukları içine
veya beyin zarı altına kanamalar sonrası
Ø BOS üreten organın
tümörü
Ø Kanama, enfeksiyon veya
iltihap sonrası beyin zarı altında BOS akımının engellenmesi
Ø Genetik ya da ailesel
hidrosefali olarak karşımıza çıkabilir.
Hidrosefalinin bulguları çocuğun yaşına ve beyin-omurilik sıvısının artma
derecesine göre değişebilir.
TABLO 1:
HİDROSEFALİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
|
||
0-2 YAŞ
|
2-6 YAŞ
|
6 YAŞ ↑
|
Baş çevresinde büyüme
|
Kafa içi basıncın artmasına bağlı baş ağrısı
|
Kafa içi basıncın artmasına bağlı baş ağrısı
|
Bıngıldakta genişleme ve gerginlik
|
Kusma
|
Kusma ve Kilo kaybı
|
İnce- tiz bir sesle ağlama
|
Çift görme
|
Okul başarısında düşmeler
|
Kafadaki damarlarda belirginleşme
|
Huzursuzluk, denge sağlamada problemler
|
Görme bozuklukları
|
Gözlerde batan güneş manzarası(gözlerin yukarıya
doğru bakamaması)
|
Konuşma ve yürüme geriliği
|
Dalgınlık, unutkanlık gibi davranış değişikleri
|
Hidrosefali Tanısı Nasıl
Konur?
Doğum ile birlikte olmayan hidrosefali durumlarında, bazı özel incelemeler
gerekebilir.
Genellikle ilk test;
Genellikle ilk test;
1. BT(bilgisayarlı
tomografi): Beyin dokusunun X-ışınları ile kesitsel olarak bilgisayar ortamında
değerlendirilmesi esasına dayanır. Oldukça etkin ve sık kullanılan bir
yöntemdir.
2. MRG(manyetik rezonans
görüntüleme): BTden farklı olan yönü, X-ışınları yerine radyo dalgaları ve çok
güçlü manyetik alan (mıknatıs) kullanılarak görüntülerin elde edilme
yöntemidir. Özellikle beyin-omurilik sıvısının dolaşım yollarının
gösterebilmesi açısından yararlılık sağlar.
3. USG(ultrasonografi): yüksek frekanslı ses
dalgaları ile kafa içindeki oluşumları görüntülemek amacıyla kullanılır.
Özellikle doğum öncesi anne karnında bebeği değerlendirmede çok sık kullanılır
ve anne karnında hidrosefaliyi saptamada önemli rolü vardır. Doğum sonrası ise
bebeklerde bıngıldak kapanıncaya kadar beyin boşluklarını (karıncıkları)
göstermede kullanılan ve dolayısıyla hidrosefali tanısında etkin ve ucuz bir
yöntemdir. Daha büyük yaş grubunda bıngıldak kapanmış olması nedeniyle tercih
edilmez.
Yukarıda belirtilen yöntemler ile beyindeki karıncıkların genişlemesi ve
beyinde basınç artımı belirtilerinin gösterilmesi ile hidrosefali tanısı
kesinleşir. MRG ise karıncıklar arsında ilişkiyi sağlayan pencere ve kanalların
durumunu ayrıntılı olarak gösterebilmesi nedeniyle diğer yöntemlere üstünlük sağlar.
Şanta Bağlı Oluşabilecek
Problemler Nelerdir?
Bütün mekanik cihazlar gibi şantlar da kusursuz değildir. Birçok değişik
sebebe bağlı olarak zaman içinde çalışmayabilirler. Şant problemlerini şu
başlıklar etrafında sınıflandırabiliriz:
Mekanik sorunlar: Cihazın uygun çalışmasını engelleyen mekanik nedenlerdir.
Beyin-omurilik sıvısının içindeki kimyasal maddeler ve beyin dokusu şantı
tıkayabilirler. Şant tıkanması olduğunda, kafa içindeki fazla sıvı
boşalamayacağı içi tıpkı hidrosefalideki gibi belirtiler görülmeye başlanır.
Tıkanma şantın karıncığa takılan bölgesinde, pompa kısmında ya da uç kateter
dediğimiz bölümde oluşabilir (Resim 6). Tıkanma nedeni yalnızca doku artıkları
ve pıhtılaşmalar değildir; enfeksiyonlara da bağlı tıkanmalar oluşabilir.
Resim 6: (a) BT’de şantın beyin karıncıkları içindeki kateterin
tıkanması sonucu yan karıncıkların genişlemesi görülmektedir, (b) yan
karıncıktaki kateterin deliklerinin beyin dokusu tarafından tıkandığı
görülmektedir.
Çocuk hastalarda şantın mekanik sorunlarının ikinci en sık sebebi şant
kopması ve ayrılmasıdır. Bazen dokularda kimyasal tepkiye bağlı tüp yüzeyinde
kireçlenmeler oluşur.
Migrasyon şant kateterinin bağlantı yerinden ayrılması ya da herhangi bir
yerinde kopma veya kırılma sonucu yer değiştirmesidir. Sıklıkla karın boşluğuna
giden peritoneal kateter kopma veya ayrılma sonucu karın boşluğu içine göç
eder. (Resim 7). Yanlış yerleştirme, şant ameliyatından sonra grafi çekilmesi
ile belirlenir.
Resim 7: Karın röntgen filminde peritoneal kateterin karın boşluğuna göç
etmesi (migrasyon) görülmekte.
Cilt altında şant pompası etrafında veya şant tüpü etrafında beyin-omurilik
sıvısı birikimi, genellikle şant tıkanmalarından dolayı görülür (Resim 8).
Resim 8: Şant tıkanmasında özellikle karın uç kısmındaki tıkanmalarda şant etrafında
cilt altında BOS birikmesi.
Dinamik sorunlar
Aşırı drenaj (boşaltım) problemi olduğunda, hastalar özellikle ayakta iken
şiddetlenen baş ağrısından şikâyetçidirler. Hasta yatar duruma geçince
rahatlama görülür. Ameliyat öncesi beyin karıncıkları çok genişlemiş olanlarda
veya büyük çocuklarda şant takıldıktan sonra fazla çalışması halinde beyin
boşlukları küçülür kafatası fazla küçülemediğinden ve beyin ile beyin zarı
arasındaki boşluk artar. Bu durumda beyin yüzeyinden beyin zarına uzanan köprü
toplar damarlar yırtılabilir ve sonucunda beyin zarı ile beyin dokusu arasında
kanlı sıvı toplanabilir (Resim 9). Şantın fazla çalışmasını engelleyecek
önlemler alınmalı veya direnci daha fazla olan şant ile değiştirilmelidir.
Resim 9: Şant sonrası beyin karıncıklarının ani küçülmesi sonucunda beyin zarı ile
beyin dokusu arasında kanama oluştuğunu gösteren BT.
Yine şantın aşırı çalışması sonucu beyin karıncıkları çok küçülür. BT ve
MRG’de karıncıklar normalden çok küçük görülür bu görüntü nedeniyle yakınmaları
olan hastalardaki bu duruma “slit ventrikül sendromu”denmektedir
(Resim 10).. Bu sendromda hastalar dik durduklarında diğer bir değişle
oturduklarında veya ayağa kalktıklarında şiddetli baş ağrıları olmaktadır.
Bazen de karıncıklar küçülüp karıncık içindeki şant tüpünün deliklerini tıkayıp
sıvının akmasını engellerler. Bu nedenle beyin içinde basınç artması meydana
gelir ve baş ağrısı bulantı ve kusmaya neden olabilir. Hiçbir yakınma yok iken
BT ve MRG’lerde karıncıkların çok küçük, bir çizgi halinde görülmesinin bir
önemi yoktur.
Şant mekanik problemleri; ameliyattan hemen sonra olabileceği gibi, yıllar
sonra da oluşabilir. Belirtiler ani ve ciddi olabileceği gibi, yavaş ve sinsi
de olabilir.
Şant enfeksiyonu: Çoğu şant enfeksiyonu, şantın takılmasının ilk iki ayı içinde ortaya
çıkar. Belirtiler enfeksiyonun bulunduğu yere bağlı olarak değişir. Yara
enfeksiyonları genellikle ateş, şantın takıldığı alanda ya da şant yolu boyunca
kızarıklık, iltihaplı akıntı ile görülür. Menenjit ya da şantın takıldığı
karıncıkta enfeksiyonu olan hastalarda yüksek ateşe, baş ağrısı, huzursuzluk ve
ense sertliği eşlik eder. Peritonit (karın zarının iltihaplanması) daha az
sıklıkla görülür ve belirgin olarak ateş, iştahsızlık ya da kusma ve karında gerginlik
ile kendini gösterir. VA (Ventrikülo-Atrial) şantlarda şant sistemi kan dolaşımı ile
doğrudan ilişkili olduğundan, ateş yüksekliği, mikrobun kana karışıp yayılması
daha sık görülür. Şant enfeksiyonu tanısı konduğunda veya kuşkulanıldığında
şant çıkarılır. Kafa içindeki basıncı kontrol etmek ve enfeksiyonun seyrini
izlemek amacıyla beyin karıncıklarına bir tüp yerleştirilir ve bu tüp içinden
fazla miktardaki BOS kapalı bir sistemle dışarıya bir torba içine akıtılır. Bu
sisteme eksternal ventriküler drenaj denir. Bu sistem
aracılığı ile karıncıklar içindeki BOS’tan örnek alınıp enfeksiyon durumu hücre
sayımı ve kültür ile takip edilir. Hastanın tedavisinde enfeksiyona neden olan
mikroplara uygun antibiyotik tedavisi uygulanır. Enfeksiyonun düzelmesinden
sonra tekrar yeni bir şant takılır.
TABLO 2: ŞANT ENFEKSİYONU BELİRTİLERİ
|
Şant yolu
boyunca kızarıklık-şişme-akıntı
|
Ateş
|
Kusma,
karın ağrısı
|
Sürekli
huzursuzluk
|
Uykuya
eğilim
|
Baş ağrısı
|
Nöbet
|
Dalgınlık,
unutkanlık gibi davranış değişiklikleri
|
Şantenfeksiyonu olan hastalarda, şantın çıkarılması söz konusudur. Bu
dönemde hastaya yeni şant takılana dek EVD (eksternal ventriküler drenaj)
dediğimiz bir alet takılarak, beyin-omurilik sıvısın dışarıya akışı
sağlanabilir ve antibiyotik tedavisi başlanır. Tüm bu işlemler için hastanın
hastaneye yatışı yapılmalıdır.
Hidrosefalili bir çocuğun yaşamı boyunca kaç defa şant ameliyatı
geçireceğini söylemek oldukça zordur. Bunun belli bir yaş dağılımı da yoktur.
Bu sebepledir ki; bizim amacımız siz aileleri şant problemleri olduğunda,
belirtilerini fark etmeniz konusunda bilgilendirmek ve ortaya çıkabilecek daha
büyük sorunları engellemektir.
Sonuç olarak; şantın mekanik yetmezliğe ve enfeksiyona bağlı çalışmadığı
durumlarda görülen genel belirtiler :
TABLO 3: ŞANT KOMPLİKASYONLARINDAKİ (SORUNLARINDAKİ)
BELİRTİLER
|
||
YENİDOĞAN
|
OYUN ÇAĞI
|
DAHA İLERİ YAŞLARDA
|
Bıngıldakta şişkinlik
|
Kusma
|
Başağrısı
|
Kafa venlerinde(damarlarında) belirginlik
|
Şant yolu boyunca kızarıklık/şişkinlik
|
Kusma-bulantı
|
Şant yolu boyunca kızarıklık/şişkinlik
|
Genel halsizlik
|
Genel halsizlik
|
Kusma
|
Genel huzursuzluk
|
Genel huzursuzluk
|
Genel halsizlik
|
Nöbet geçirme(anormal kasılmalar)
|
Başın geriye doğru yay şeklinde çekilmesi
|
Genel huzursuzluk
|
Başağrısı
|
Ateş
|
Kafa büyümesi
|
Aktivitelerde azalma
|
Görme zorluğu
|
Gözlerde batan güneş manzarası
|
Kafa büyümesi
|
Kişilik değişiklikleri
|
Algılama ve denge sağlamada azalma
|
||
Şant yolu boyunca kızarıklık/şişkinlik
|
||
Yürüme zorluğu
|
||
Nöbet geçirme(anormal kasılmalar)
|
||
İş/okul yaşamında gerileme
|
Şant Ameliyatından Sonra
Dikkat Edilecek Noktalar Nelerdir?
Bu çocukların ciltleri gergin ve hassas olduğu için, pozisyonları çok
önemlidir. Çocuk çarpmalardan, düşmelerden korunmalıdır.
Baş seviyeleri 30º yüksekte olacak şekilde tutulmalıdır. Çok yüksekte
olursa beyin-omurilik sıvısında ani düşmeler olacağı için dikkat edilmelidir.
Çocuğun solunumu (hızlı-yavaş-zorlu) gözlenmelidir.
Beslenme ihtiyacı yaşına ve mevcut problemlerine göre diyetisyen tarafından
düzenlenmelidir.
Bu çocuklarda huzursuzluk ve kusma nedeniyle beslenme güçlükleri
olabileceğinden, az ve sık beslenmeleri gerekir. Çocuğun başı ağır olacağı
için, beslenirken kucağa alınmalı ve kolla ya da yastıkla desteklenmelidir.
Kabızlık bu çocuklarda önem taşır. Çünkü ıkınma hareketleri kafa içindeki
basıncı artıracaktır ve çocuğun huzursuzluğunu sürekli kılacaktır. Bu yüzden
eğer yenidoğansa anne sütü ile daha ileri yaşta ise bol sulu ve posalı (kayısı
gibi) besinler verilmesi önerilir.
Şant Ne Zaman Çıkarılır?
Hidrosefalide şant takıldığında ömür boyu kalacağı kabul edilir. Şantın
çıkarılması için endoskopik girişim gibi başka bir seçenek olması gereklidir.
Şant eğer tıkandığında endoskopik girişime uygun ise endoskopik üçüncü
ventrikülostomi (E3V) yapılarak ve başarılı olursa şant çıkarılabilir. Enfeksiyonu
geliştiğinde şant geçici olarak çıkarılır ve aynı anda beyin omurilik sıvısını
dışarı akıtan bir sistem (eksternal ventriküler drenaj) takılır. Enfeksiyonun
tedavisinden sonra tekrar şant takılır.
Sonuç Olarak
Hidrosefalili çocuğa sahip aileler olarak özen gösterilmesi gereken
konular:
Çocuğunuzda uyku hali-kusma-baş ağrısı-huzursuzluk-sürekli ağlama gibi
belirtiler varsa, bunlar kafa içi basıncının arttığını gösterir belirtilerdir;
zaman kaybetmeden hastaneye getirin. Kusmanın süresi, zamanı, nasıl bir tarzda
olduğu konusunda bilgi verin.
Kontrol edilemeyen ateşler-şantın izlediği yol üzerindeki
kızarıklık-şişlik-hassasiyet, şantla ilgili problem olduğunu gösterir;
doktorunuzu arayıp durumla ilgili bilgi verin.
Gece yatarken çocuğunuzun yatağının baş kısmını hafifçe yükseltin, baş
aşağıya doğru sarkık şekilde uyumasına izin vermeyin.
Evde şant pompasının kontrolünü, bu konuda bilginiz olsa bile yapmanız
tavsiye edilmez. Çünkü bu işlem ancak çok acil durumlarda yapılmalıdır.
Çocuğunuzun kabız olmasını önleyin. Beslenmesinde meyve, sebze, tahıl ve
bol miktarda sıvı almasına dikkat edin.
Çocuğunuzun yaşına uygun tüm sosyal aktivitelere katılmasını destekleyin,
incinme nedeni olabilecek spor aktivitelerinde öncelikle hekiminize danışıp
bilgi isteyin.
Gerekli durumlarda çocuğunuz ve kendiniz için uzman birinden (çocuk
psikiyatristi, psikolog) ruhsal destek almaya çekinmeyiniz
Tekrar çocuk sahibi olmaya karar verdiğinizde mutlaka genetik danışmanlığa
başvurunuz
Çocuğunuzun takip ve tedavisini üstlenen hekim-hastane-hemşireye ait
telefon numaralarını kolayca ulaşabileceğiniz bir yere not edin.
Acil durumlarda ulaşım hizmetleri konusundaki olanaklarınızı önceden
belirleyiniz.
Size verilen tarihlerdeki kontrollerinize düzenli olarak gelmeye çalışın,
aksaklık söz konusu ise durumla ilgili hekiminize bilgi verin.
Çocuğunuzu büyütürken öğrenmek istediğiniz sorularınızı çekinmeden
hekiminizle ve hemşirenizle paylaşınız.
Araknoid Kistler
Beyin ve omuriliğin etrafını çeviren ince zara araknoid zar denmektedir.
Mikroskopta bu zar örümcek ağına benzediğinden Eski Yunanca’da örümceğe benzer
anlamına gelen araknoid zar adı verilmiştir. Araknoid zarın bulunduğu her yerde
araknoid kistler gelişebilir. Genellikle 20 yaş öncesinde belirti verirler ve
erkeklerde kızlara göre 2-3 kez daha fazla görülür. Avrupa’da yapılan ortak bir
araştırmada ise belitlilerin ortaya çıkma yaşı ortalama olarak 6 bulunmuştur.
Kafa içi yer kaplayan oluşumların %1’ini araknoid kistler oluşturur.
Otopsilerde ise bu oran 1/1000dir.
Araknoid kistler ne zaman ve nasıl oluşur?
Araknoid kistlerin büyük çoğunluğu doğumsaldır. Diğer bir deyişle doğumdan
önce anne karnında araknoid zarın ikiye ayrılması sonucu bu bölgede içinde sıvı
birikmesi ile oluşur. Anne karnında hamileliğin 15. haftasında araknoid zar
altında beyin omurilik sıvısı (BOS) dolaşmaya başlar. Bu süreçten itibaren
araknoid kist gelişme olasılığı vardır. Daha az oranda ise kafa travması (kaza,
düşme sonucu) sonrası ve beyin iltihabi hastalıklarından sonra da geliştiği
bilinmektedir. Araknoid kistler beyinde araknoid zarın bulunduğu her yerde
gelişebilir (Tablo 1). Günümüzde tanıları bilgisayarlı tomografi (BT) veya
manyetik rezonans görüntüleme (MRG) konmaktadır.
Tablo 1:
Kafa içinde araknoid kistlerin yerleşimleri.
|
|
Yerleşim
yeri
|
(%)
|
Temporal
(şakak) bölgesi
|
30-50
|
Suprasellar
|
9-15
|
Kuadrigeminal
|
5-10
|
Beyin
sapı-beyincik bileşkesi
|
10-15
|
Beyincik
arkası
|
10
|
Beyin
yarı-küreleri arası
|
8
|
Beyin
yüzeyi
|
10-15
|
Kafa içinde hangi bölgelerde araknoid kist yerleşir?
* Temporal (şakak) bölgesi araknoid kistler
Kafa içindeki araknoid kistlerin yaklaşık yarısı beyinin şakak (temporal)
bölgesinde görülür Bu bölgedeki araknoid kistler sağa oranla 3-4 kat daha fazla
olmak üzere sol tarafta yerleşim gösterirler. İtalyan beyin cerrahı Galassi
tarafından 3 tipe ayrılmışlardır. Tip I en küçük olanıdır ve beynin şakak
bölgesinin ön kısmında iğ şeklindedir (Resim 1). Bu tiplerde genellikle
herhangi bir tedavi gerekmez.
Resim 1: MRG’de şakak bölgesinde Tip I araknoid kist (*).
Dikdörtgen şeklindeki kistler de Tip II olarak sınıflandırılmıştır (Resim
2). Bu tip kistlerde tedavi yöntemi cerrahi girişimdir. Tip III kist ise en
büyük olanıdır. Kist şakak bölgesinden
Resim 2: MRG’de beynin şakak bölgesinde beyin şakak bölümünü geriye doğru iten
Tip II araknoid kist görülmektedir.
beyinin üst kısmına doğru yayılım görülür. Beyin orta hat yapılarında karşı
tarafa doğru itilmelere neden olur (Resim 3).
Resim 3: BT de Tip III temporal araknoid kist ve beynin orta hattaki
yapılarında karşı tarafa itilme izlenmektedir.
Bu kistlerde baş ağrısı, sara (epilepsi) en sık görülen yakınmalardır.
Bazen de hiçbir yakınmaya neden olmamakla birlikte başka nedenlerle çekilen BT
veya MRG’lerde saptanırlar. Tip I de çok nadiren cerrahi girişim gerekirken,
yakınların bulunduğu Tip II ve III araknoid kistlerde ameliyat yapılmalıdır.
Travmalardan (düşme, darp veya trafik kazası sonucu) kist içine veya beyin ile
beyinin kalın (dura mater) zarı arasında kanamalar oluşabilir.
Tedavide kesin bir yöntemin üstünlüğü kanıtlanmamıştır. Genel olarak 3 tür
cerrahi yöntem uygulanır:
1. Kistin şantlanması
2. Açık ameliyat ile
mikroskop kullanarak kistin beyinin alt bölümündeki BOS yolları ile
ağızlaştırılması
3. Endoskop ile kistin
beyinin alt bölümündeki BOS yolları ile ağızlaştırılması
Genellikle kist içine takılan şant kist içindeki sıvıyı karın boşluğu içine
boşlamasını ve oradan da tekrar kana karışmasını sağlar (Resim 4). Şant hemen
hemen ömür boyu kalacaktır ve bu nedenle beyin karıncıklarına takılan şantlarda
olduğu gibi tıkanma, enfeksiyon, kopma ve kırılma gibi aksilikler ortaya
çıkabilir. Ameliyat olarak riski çok az olmasına karşın şantın uzun dönemde
riskleri fazladır.
Resim 4: şant sonrası araknoid kistin kaybolduğunu gösteren BT.
Kafatasının açılıp, ameliyat mikroskobu ile beyin tabanındaki normal BOS yolları ile kist arasında pencereler açılması bir diğer yöntemdir. Böylece kist içindeki basınçlı sıvı açılan pencerelerden normal BOS yollarına karışarak sonunda emileceği yere ulaşır. Kistler şant sonrasında olduğu gibi hemen küçülmezler. Daha uzun sürede bir derece küçülür fakat içinde basınçlı sıvı bulunmaz. Aynı işlem endoskop kullanılarak kafatasında sadece bir delikten yapılabilir. Endoskopik ameliyatta ise cilt kesisi 2-3 cm.dir. endoskopik girişim için özel eğitim ve deneyim gereklidir.
Kafatasının açılıp, ameliyat mikroskobu ile beyin tabanındaki normal BOS yolları ile kist arasında pencereler açılması bir diğer yöntemdir. Böylece kist içindeki basınçlı sıvı açılan pencerelerden normal BOS yollarına karışarak sonunda emileceği yere ulaşır. Kistler şant sonrasında olduğu gibi hemen küçülmezler. Daha uzun sürede bir derece küçülür fakat içinde basınçlı sıvı bulunmaz. Aynı işlem endoskop kullanılarak kafatasında sadece bir delikten yapılabilir. Endoskopik ameliyatta ise cilt kesisi 2-3 cm.dir. endoskopik girişim için özel eğitim ve deneyim gereklidir.
Resim 4: (a) Şant ameliyatı öncesi tip III şakak bölgesi araknoid
kistin BTsi, (b) şant ameliyatı sonrası kistin küçüldüğü
görülmektedir.
Bu bölgedeki kistlerde açık cerrahi uygulanan hastaların yaklaşık 1/4’ünde
yine şanta gereksinim duyulmaktadır.
* Suprasellar araknoid kist
Sella kafatasının tam ortasında yer alan ve Türk atlarında kullanılan eğere
benzediği için sella turcica (Türk eğeri) adı verilmiş olan bir çukurcuktur.
İçinde hormon salgılamaya yarayan hipofiz bezi bulunur. Suprasellar bu yapının üzerinde
anlamına gelir. Suprasellar araknoid kistler beynin ortasında sellanın
üzerindeki araknoid zarın ikiye ayrılması sonucu kist halini alıp yukarı üçüncü
karıncığa doğru büyümesi ile kendini belli ederler. Bu kistler üçüncü karıncığı
doldurup yan karıncıkla ilişkiyi sağlayan delikleri (foramen Monro) kapatıp her
iki yan karıncığın genişlemesine yol açalar. Bu kistlerin belirti ve bulguları
sebep oldukları hidrosefaliye bağlıdır. Bebeklerde hidrosefalide görülen baç
çevresinde büyüklük, bıngıldağın geniş ve kabarık olması, gelişim geriliği gibi
bulgulara neden olurken büyük çocuklarda ise baş ağrısı, dengesizlik ana
yakınmalardır. Bazen çocuklarda yarattıkları hormonal bozukluklar ile erken
ergenlik görülebilir.
Tedavisi cerrahi girişimdir. Kistin şantlanması (Resim 5), her iki yan
karıncığın şantlanması ve açık cerrahi denenmiş yöntemlerdir. Kistin
şantlanması körlemesine bir yöntem olduğundan kolay olmayıp her zaman kistin
içine girmek kolay değildir.
Resim 5: BTde şant ameliyatı uygulanmış suprasellar kist görüntüleri
görülmektedir. (®) şant kateterini göstermektedir.
Açık cerrahide her zaman başarılı sonuç elde etmek mümkün değildir ve büyük bir cerrahidir.
Günümüzde suprasellar araknoid kistlerin tedavisinde ilk seçenek endoskopik
girişim olmalıdır. Kafatasında küçük bir delikten endoskop ile girilerek kist
karıncıklar ve BOS yolları ile ağızlaştırılır (Resim 6). Endoskopik
girişimlerde başarı %90’ın üzerindedir. Başarısız olan olgularda şant cerrahisi
yapılmalıdır. Tedavinin gecikmediği hastalarda sonuçlar iyidir ve hastalar
normal yaşamlarına devam ederler.
Resim 6: (a) ve (b) yatay ve dikey düzlemlerdeki MRG
görüntülerinde üçüncü karıncığı dolduran ve yan karıncıkların genişlemesine
neden olan suprasellar araknoid kistin ameliyat öncesi görüntüleri, (c) ve (d)endoskopik
ameliyat sonrası kistin küçüldüğü ve yan karıncıklardaki genişlemenin azaldığı
izlenmektedir.
Kuadrigeminal araknoid kistler
* Kuadrigeminal araknoid kistler
Kafa içinde araknoid zarın genişlediği, sisterna adı verilen ve Türkçe’de
sarnıç anlamına gelen boşluklar bulunur. Üçüncü karıncığın arkasında ve
beyinciğin üzerinde bulunan dört köşe sarnıca kuadrigeminal sisterna denir. Bu
bölgede gelişen araknoid kistlere kuadrigeminal araknoid kist adı verilmektedir
(Resim 7). Kuadrigeminal araknoid kistler su kanalına (aqueductus Sylvius)
Resim 7: MRG’de kuadrigeminal araknoid kist (*) izlenmektedir. (bs)
beyin sapı, (b) beyincik.
bası yaparak tıkanmasına ve dolayısıyla hidrosefaliye neden olurlar. Ayrıca
beyin sapı ve beyinciği de bası etkileri vardır. Yakınma ve bulgular
suprasellar araknoid kistlerdeki gibidir. Tedavileri şöyledir:
1. Yan karıncıkların
şantlanması
2. Kist büyük ise kistin
şantlanması
3. Açık cerrahi ile kistin
duvarlarının çıkarılması ve BOS yolları ile ağızlaştırılması
4. Endoskop ile kistin
karıncıklara ağızlaştırılması ve endoskopik üçüncü ventrikülostomi
yapılmasıdır.
Endoskopik girişim günümüzde tercih edilen ilk tedavi yöntemidir. Ancak 6
aydan küçük bebeklerde endoskopik ameliyata rağmen hidrosefali devam
edebilmekte ve şanta gereksinim duyulabilmektedir. Bebeklikte belirti veren
kuadrigeminal araknoid kistler genellikle büyük olup çok ileri hidrosefaliye
yol açarlar ve beyin dokusunda belirgin incelmeye neden olurlar. Bu bebeklerde
tedaviye rağmen değişen derecelerde psikomotor gelişim geriliği
görülebilmektedir.
* Beyin yüzeyindeki araknoid kistler
Daha nadir görülen bu kistler bulundukları bölgede beyin dokusunda basıya
ve kemikte incelmeye neden olurlar (Resim 9). Baş ağrısı epilepsi (sara)
nöbetleri, bası yerine göre kol ve bacaklarda kuvvetsizlik görülebilir.
Tedavide açık cerrahi ile kist duvarının alınması söz konusudur.
Resim 9: Değişik
düzlemlerde elde edilmiş MRG kesitlerinde beyin yüzeyinde yerleşim gösteren
araknoid kist (*).
* Arka çukur (posterior fossa) araknoid kistleri
Bu kistler beyin sapı-beyincik bileşkesinde (Resim 10), beyincik arka
kısmında (Resim 11) veya dördüncü karıncık içinde (Resim 12) yerleşirler.
Beyincik arkasındaki ve veya dördüncü karıncık içindeki kistler hidrosefaliye
yol açarlar. beyin sapı-beyincik bileşkesindekiler ise burada bası yaptıkları
organ ve kafa sinirlerine göre baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı-kusma, yutma
güçlüğü ve dengesizlik gibi yakınmalara neden olurlar.
Arka çukur yerleşimli araknoid kistlerin tedavilerinde çoğunlukla açık
cerrahi ve şant uygulanmaktadır. Endoskopik ameliyatlarda sınırlı deneyimler
bulunmaktadır.
Resim 10: beyin sapı-beyincik bileşkesinde araknoid kist (*).
Resim 11: (a) BT’lerde ve (b) dikey MRG kesitlerinde beyincik
arkasında yerleşim gösteren araknoid kist.
Resim 12: (a ve b) yatay
ve dikey MRG kesitlerinde dördüncü karıncığı dolduran araknoid kistin ameliyat
öncesi görüntüleri. (c ve d) aynı hastanın
mikroskop ile kistinin çıkarılmasından sonraki görüntüleri.
* İki yarı-beyin küresi arasındaki (interhemisferik) araknoid kistler
Bunlar çok sık görülmez.
Beraberinde beyinde bazı gelişim bozuklukları olabilir (Resim 13). En sık
görülen gelişim bozukluğu heri iki beyin yarı-küresi arasındaki bilgilerin
birbirine iletilmesine yarayan köprü organ korpus kallozumun gelişmemesidir.
Şant ve açık cerrahi tedavi yöntemi olarak uygulanmaktadır. Karıncıklar ile
kist arasında ince bir duvar var ise endoskopik olarak kist karıncığa
ağızlaştırılabilir.
Resim 13: BT ve MRG kesitlerinde İki yarı-beyin küresi arasındaki
(interhemisferik) araknoid kist izlenmektedir.
* Diğer yerleşim bölgelerindeki araknoid kistler
Karıncıklar içinde, beyin sapının önünde, beyin dokusu içinde araknoid
kistlere rastlanabilir. Yakınma ve bulgular yerleşim bölgesine göre değişkenlik
gösterir. Tedavi şeklide her hastaya göre hekim tarafından belirlenmelidir.
Hidranensefali
Tanım
Hidranensefali beyin yarı-kürelerinin tamamen kaybolduğu, içi su dolu boşluk halini aldığı bir durumdur. Beyin sapı, beyincik ve derin beyin çekirdekleri bulunmasına karşın beynin büyük bir kısmı erimiş ve içi beyin-omurilik sıvısı (BOS) ile dolu bir kese halini almıştır.
Hidranensefali beyin yarı-kürelerinin tamamen kaybolduğu, içi su dolu boşluk halini aldığı bir durumdur. Beyin sapı, beyincik ve derin beyin çekirdekleri bulunmasına karşın beynin büyük bir kısmı erimiş ve içi beyin-omurilik sıvısı (BOS) ile dolu bir kese halini almıştır.
Sıklık
Hidranensefali nadir görülen bir durumdur. 5000–10000 doğumda 1–2 rastlanmaktadır. Kız ve erkek bebekler arasında bir fark saptanmamıştır.
Hidranensefali nadir görülen bir durumdur. 5000–10000 doğumda 1–2 rastlanmaktadır. Kız ve erkek bebekler arasında bir fark saptanmamıştır.
Belirti ve bulgular
Hidranensefalik bebekler doğduklarında normal görüntüde olabilirler. Ağlamaları, emmeler, refleksleri, kol ve bacaklarını hareket ettirmesi ve baş büyüklüğü normal olabilir. Ancak zamanla, gelişme geriliği, körlük, sağırlık, felçler, zeka geriliği gibi belirtiler belirir. Başta büyüme olabilir. Sara nöbetleri, solunum sıkıntıları ortaya çıkabilir.
Hidranensefalik bebekler doğduklarında normal görüntüde olabilirler. Ağlamaları, emmeler, refleksleri, kol ve bacaklarını hareket ettirmesi ve baş büyüklüğü normal olabilir. Ancak zamanla, gelişme geriliği, körlük, sağırlık, felçler, zeka geriliği gibi belirtiler belirir. Başta büyüme olabilir. Sara nöbetleri, solunum sıkıntıları ortaya çıkabilir.
Hidranensefalinin nedeni
Anne karnında özelikle hamileliğin 3. ayından sonra beyin iltihabı, damar tıkanması ve beyin hasarlanması sonucu beyin yarı-kürelerindeki dokuların erimesi sonucu oluşan boşlukları BOS’un doldurmasıyla oluşur.
Anne karnında özelikle hamileliğin 3. ayından sonra beyin iltihabı, damar tıkanması ve beyin hasarlanması sonucu beyin yarı-kürelerindeki dokuların erimesi sonucu oluşan boşlukları BOS’un doldurmasıyla oluşur.
Tanı
Bıngıldağı açık bebeklerde kafa ultrasonografisi tanı konmasında ucuz bir yöntemdir. Bilgisayarlı beyin tomografisi (Resim 1) veya manyetik rezonans görüntüleme beyin dokusunun kaybını göstermede yeterlidir.
Bıngıldağı açık bebeklerde kafa ultrasonografisi tanı konmasında ucuz bir yöntemdir. Bilgisayarlı beyin tomografisi (Resim 1) veya manyetik rezonans görüntüleme beyin dokusunun kaybını göstermede yeterlidir.
Resim 1: Bilgisayarlı beyin tomografisinde sadece
beyin sapı ve beyincik izlenmekte, beyin yarı-kürelerinin kaybolduğu ve yerini
BOS’un doldurduğu görülmektedir. Bu görüntü hidranensefali için tipiktir.
Tedavi
Hidranensefalinin bir tedavisi bulunmamaktadır. Eğer kafa içinde fazla BOS birikmekte ve kafada büyümeğe neden oluyorsa, kafanın büyümesinin önlenmesi ve bebeğin bakımının kolaylaştırılması amacıyla şant takılabilir. Nöbetler oluyor ise bunun ile ilgili ilaçlar verilir. Ayrıca rehabilitasyon yapılabilir. Anneler daha sonraki hamilelikleri için Herpes, toksoplazmosis, sitomegalo virüs gibi bazı virüs ve parazitler açısından araştırılmalı ve tedavi edilmelidir.
Hidranensefalinin bir tedavisi bulunmamaktadır. Eğer kafa içinde fazla BOS birikmekte ve kafada büyümeğe neden oluyorsa, kafanın büyümesinin önlenmesi ve bebeğin bakımının kolaylaştırılması amacıyla şant takılabilir. Nöbetler oluyor ise bunun ile ilgili ilaçlar verilir. Ayrıca rehabilitasyon yapılabilir. Anneler daha sonraki hamilelikleri için Herpes, toksoplazmosis, sitomegalo virüs gibi bazı virüs ve parazitler açısından araştırılmalı ve tedavi edilmelidir.
HASTALIĞN SEYRİ
Genelde hidranensefalisi olan hastalar bebeklik (1–2 yaş) çağının ötesini geçemezler. Ancak 20 yaşına kadar yaşayan hasta bildirilmiştir.
Genelde hidranensefalisi olan hastalar bebeklik (1–2 yaş) çağının ötesini geçemezler. Ancak 20 yaşına kadar yaşayan hasta bildirilmiştir.
Dandy-Walker
Malformasyonu (DWM)
a
b
Resim 1: (a ve b)Yatay MR görüntülerinde beyinciğin orta kısmının (vermis) gelişmemiş
olduğu ve dördüncü karıncığın genişlemiş olduğu, (c) yan MR
görüntüsünde kistik dördüncü karıncık izlenmektedir.
Hamileliğin 6-8.haftalarında bu hastalığın geliştiği düşünülmektedir.
Dandy-Walker Varyantında ise beyinciğin orta bölümünde kısmi gelişme kusuru vardır ve beyincik arkasında kist bulunur.
Bazen DWM genetik hastalıklarla beraber görülmektedir. Hastalığın irsi olarak geçiş oranı %1-6’dır. Hastaların yaklaşık %70’inde başka beyin, beyincik oluşum kusurları da bulunmaktadır. Yaklaşık hastaların %50’sinde zeka geriliği görülmektedir. Yine hastaların 1/3’ünde sinir sistemi dışında yarık dudak-damak, kalp, böbrek ve idrar yolu oluşum hataları, yüzde şekil bozuklukları, yapışık parmak veya fazla parmak gibi kusurlar saptanmaktadır (Resim 2).
Hamileliğin 6-8.haftalarında bu hastalığın geliştiği düşünülmektedir.
Dandy-Walker Varyantında ise beyinciğin orta bölümünde kısmi gelişme kusuru vardır ve beyincik arkasında kist bulunur.
Bazen DWM genetik hastalıklarla beraber görülmektedir. Hastalığın irsi olarak geçiş oranı %1-6’dır. Hastaların yaklaşık %70’inde başka beyin, beyincik oluşum kusurları da bulunmaktadır. Yaklaşık hastaların %50’sinde zeka geriliği görülmektedir. Yine hastaların 1/3’ünde sinir sistemi dışında yarık dudak-damak, kalp, böbrek ve idrar yolu oluşum hataları, yüzde şekil bozuklukları, yapışık parmak veya fazla parmak gibi kusurlar saptanmaktadır (Resim 2).
Resim 2: Dandy-Walker Malformasyonu olan bir bebekte (a) elde
ve (b) ayakta 6 parmak izlenmektedir.
Tanı anne karnında doğum öncesinde ültrason veya MR ile konabilir (Resim 3). Tüm hastalarda mümkün olduğunda MR çekilip diğer bozukluklar da araştırılmalıdır. Tedavi hidrosefali gelişirse söz konusudur. Şant ameliyatı ve endoskopik ameliyat uygulanmaktadır (Resim 4).
Tanı anne karnında doğum öncesinde ültrason veya MR ile konabilir (Resim 3). Tüm hastalarda mümkün olduğunda MR çekilip diğer bozukluklar da araştırılmalıdır. Tedavi hidrosefali gelişirse söz konusudur. Şant ameliyatı ve endoskopik ameliyat uygulanmaktadır (Resim 4).
Resim 3: gebeliğin 25. haftasında çekilen MR’ da anne karnındaki bebekte Dandy-Walker malformasyonu görülmektedir.
Resim 4: Endoskopik üçüncü ventrikülostomi uygulanmış bir hastanın MR’ında 3.
karıncık tabanında açılmış olan pencereden BOS akımı (ok) görülmektedir.
Mega Sisterna Magna
Sisterna magna kafatasının arkasında boyuna yakın kısmında beyinciğin alt
ve arka kısmında ve içinde beyin omurilik sıvısı bulunan normal bir yapıdır.
Sisterna’nın anlamı sarnıçtır. Büyük boyutlarda da olabilir ki buna da büyük
anlamına gelen mega sisterna magna denir. Bu oluşum bir sorun yaratmaz ve
yakınmaya neden olmaz. Yaklaşın toplumun %1’inde mega sisterna magnaya
rastlanır. Bu bir hastalık değil normal bir durumdur.
Sözlük
Akueduktus tıkanıklığı: Üçüncü ve dördüncü beyin
karıncıkları arasında uzanan kanalda tıkanıklık olması.
Ansefalit: Beyin iltihabı.
Araknoid kist: Beyin ve
omuriliğin etrafını saran ince zarın çoğunlukla anne karnında ikiye ayrılması
sonucu oluşan içinde sıvı olan kese.
Araknoid villus: Beyin omurilik
sıvısının emildiği, kana karıştığı organlar. Bu yapılar çoğunlukla beyinde
büyük toplar damar olukları etrafında ve omurilik sinirlerinin kılıfları
etrafında bulunur.
Araknoid: Beyin ve omuriliği saran
üç zardan ortadaki ince,örümcek ağına benzer zar.
Beyin omurilik sıvısı (BOS): Beyin ve omurilik
etrafındaki ince zar (araknoid zar) altında, beyindeki karıncıklar içinde ve
omurilik ortasındaki kanalda bulunan berrak sıvı.
Bilgisayarlı tomografi (BT): Röntgen ışınları
kullanılarak bilgisayar yardımıyla beyin ve vücuttaki diğer organların
incelenmesinde kullanılan bir tanı yöntemi.
Chiari malformasyonları: Beyinciğin bir
kısmının veya beyincik ve beyin sapının bazı bölümlerinin kafanın arka
kısmındaki boşluğa sığmayarak beyin bölgesindeki omurilik kanalına doğru yer
değiştirmeleri, fıtıklaşmaları durumu. Miyelomeningosellerde Chiari Tip II
malformasyonu bulunur. Bu durumda beyin sapı beyincik bademcikleri ve dördüncü
karıncık beyin omurilik kanalına doğru fıtıklaşır ve hidrosefaliye neden olur.
Distal: Merkezden uzakta bulunan.
Endoskopik üçüncü ventrikülostomi: Endoskop
yardımıyla, üçüncü karıncığın tabanında pencere açılarak beyin omurilik
sıvısının kestirme bir yolla emileceği yere ulaşabilmesi için yapılan bir
cerrahi girişim.
Fontanel: Kafatasında
kemikler arasında bulunan tam sertleşmemiş zarımsı kemik yapı, bıngıldak.
Foramen Monro: Yan karıncıklar
ile üçüncü karıncık arasındaki bağlantıyı sağlayan delik, pencere.
Herniasyon: Herhangi bir organ
veya organ bölümünün içinde bulunduğu boşluk duvarının zayıflama gösteren
kısmından dışarıya doğru çıkıntı yapması, fıtıklaşma.
Hidrosefali: Beyin karıncıklarında
fazla miktar ve basınçta beyin omurilik sıvı birikimi ile birlikte genişlemeyle
karakterli durum.
Kommünike hidrosefali: beyin omurilik
sıvısının dolaşım yollarında herhangi bir darlık ya da engelin bulunmadığı
hidrosefali tipi.
Koroid pleksus: Karıncıklar içinde
beyin omurilik sıvısını üreten yosun şeklindeki organ.
Kronik: Uzun süre devam eden, müzmin.
Manyetik rezonans görüntüleme (MRG): Oluşturulan
manyetik bir alanda radyo dalgaları kullanılarak bilgisayar yardımıyla beyin
vücuttaki diğer organların incelenmesinde kullanılan bir tanı yöntemi.
Menenjit: Beyin ve omuriliği saran
zarların iltihabı.
Migrasyon: Bir yerden diğer
yere gitme veya geçme,yer değiştirmek.
Miyelomeningosel: Omuriliğin bir
bölümünün, üzerini örten zarlarla birlikte omurganın arka tarafındaki bir yarıktan
fıtık şeklinde dışarıya taşması.
Non-kommünike hidrosefali: beyin omurilik sıvısı
dolaşım yollarında darlık ve tıkanmamanın neden olduğu hidrosefali tipi.
Plevra: Göğüs duvarı iç yüzünü ve
akciğerlerin dış yüzünü kaplayan zar.
Semptomatik: Hastalığa ait
belirtiler gösteren.
Serebellar tonsil: beyinciğin alt
kısmında bademciğe benze kısmı.
Slit: Yarık; uzun ve dar bir kesik.
Slit ventrikül sendromu: Şantın aşırı
çalışması sonucu karıncıkların küçülerek bilgisayarlı tomografide veya manyetik
rezonans görüntülemede ince yarık ya da çizgi halinde görülmesi ve hastanın baş
ağrısı yakınmalarının bulunduğu durumdur.
Spina-Bifida: Omurganın arka kısmı
üzerinde doğuştan mevcut açıklık, gelişi
Subaraknoid aralık: Araknoid tabakanın
altındaki alan.
Şant revizyonu: Şant ile ilgili
bir sorun çıktığında sadece o sorunun giderilmesine yönelik ameliyat. Örneğin
tüm şant sistemini değiştirmeden sadece tıkalı olan bölümün açılması gibi.
Şant serisi: Şantın vücutta
bulunduğu bölgelerin röntgen filmleri ile incelenmesi. Şant sistemindeki
kısalma, kopukluk, kırılma, bükülme ve yer değiştirmeleri göstermede
kullanılmaktadır.
Şant: Basit bir silikon tüpten
oluşur ve bunun kalınlığı tükenmez kalem içindeki mürekkep konulan plastik
kısım kadardır. Ventriküler kateter (tüp), valf (pompa), distal kateter (tüp)
diye adlandırılan üç bölümden oluşur.
Tonsiller: Bademciğe benzer
yapılara verilen ad,oluşum.
Ultrasonografi: Ses dalgaları ile
yumuşak dokuları ve iç organları inceleyen radyolojik tanı yöntemi. Bebeklerde
bıngıldak açıklığından beyin dokusunu ve karıncıkları incelemede de
kullanılmaktadır.
Valf: Şant sistemi içinde belli basıncın
üzerinde beyin omurilik sıvısının akışına izin veren sistem.
Ventrikül: Beyin içinde beyin
omurilik sıvısı ile dolu birbiriyle ilişkili dört boşluk boşluktan biri,
karıncık.
Kaynakça
- Akata O. (ed) : Cerrahi. Ankara Ünv. Tıp Fak. Cerrahi Tıp Bölümü Öğretim Üyeleri. Cilt 1. Ankara: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Yayınları, 1988, ss 549–578
- Çavuşoğlu H: Merkezi Sinir Sistemine İlişkin Konjenital Anomaliler. Çocuk Sağlığı Hemşireliği. Cilt:1. Ankara: Bizim büro basımevi,1995, ss 138–144
- Chapman P.H: Hydrocephalus in Childhood. In Youmans JR (ed): Neurologial Surgery, ed 3. Philadelphia: WB Saunders, 1990, pp 236
- Dangel P.H, Perko M, Zachman M: Hidrosefali. Çocuk Cerrahisi: Çev: Danişment, N. Kırklareli, 1986, ss 137–147
- Drake J.M, Sainte-Rose C: ŞantKitabı: Çev: Çelik S.E. İstanbul: Nobel Yayınevi, 2002, ss 108–180
- Grant L: Hydrocephalus; an overview and update. J Neurosurg Nurs.16:313–8,1984
- Greenberg M.S: Handbook of Neurosurgery. Çev: Bozbuğa M. Birinci basım. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevi, 1996, ss 224
- Health reosurce directory [online]; Available: hydrocephalus ın chıldren. http://www.healthtouch.com, 2005
- Jennett B, Lındsay K.W: Temel Nöroşirürji: Çev: Özcan O, Turgut M, Açıkgöz B. Beşinci basım. Ankara: Güneş Kitabevi,1995, ss 341–353
- Kırk E.A, White C, Freeman S: Effects of a Nursıng Education İntervention on Parents’ Knowledge of Hydrocephalus and Shunts. J.Neuroscience Nursing 24: 99–103,1992
- Kocatürk, U: Açıklamalı Tıp Terimleri Sözlüğü: Yedinci basım. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi,1997
- Kulkarni A.V, Drake J.M, Lamberti-Pasculli M: Cerebrospinal fluid shunt infection:a prospective study of risk factors. J Neurosurg Nurs. 94:1019–20, 2001
- Long B.C, Phipps W.J: Essential of Medical-Surgical Nursing. Toronto: The C.V. Mosby Company, 1985, pp 432
- McLone D.G, Reigel D, Sommers M, Frisbie C: An Introduction to Hydrocephalus: Children’s Memorial Hospital. Pennsylvia,1982, pp 1–15
- Mott S, Fazekas N.F, James S.R: Nursing Care Of Children And Families . California: Addison-Wesley Publishing Company, 1985, pp 1548–1555
- Neyzi O, Kavaklı A: Çocuk Hemşireliği Bilgisi: İkinci basım. İstanbul: Demet Ofset Basımevi, 1982, ss 498
- Simpkins CJ: Ventriculoperitoneal shunt infections in patients with hydrocephalus. 2005, pp 457–62 (http://www.ncbi.nlm.nih.gov/entrez/query.fcgi?CMD=Pager&DB=pubmed)
- Winn H.R, and Mayberg M.R: Hydrocephalus, Short S.C and Rusko J (eds): Neurosurgery Clinics of North America. Philadelpia: W.B. Saunders Company, 1993, Vol 4, pp 657.
- Yörükoğlu A: Çocuk Ruh Sağlığı. Yirmi üçüncü basım. İstanbul: Özgür Yayınevi, 1998
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder