MATEMATİK BOZUKLUĞU
DSM-IV’ e göre matematik bozukluğu öğrenme bozukluklarından birisidir. Matematik bozukluğunda dört yetenek grubunda bozuklukların olduğu belirlenmiştir: dil yetenekleri (matematik terimlerini anlama ve yazılı problemleri matematik sembollerine çevirme), algısal yetenek (sembolleri tanıma ve anlama ve sayıları kümeleştirme yeteneği), matematik yetenekleri (toplama, çıkarma, çarpma, bölme ve temel işlemlerin sırasını izleme) ve dikkat yetenekleri (rakamları doğru yazma ve işlem sembollerini doğru gözleme).
Okuma bozukluğu, gelişimsel koordinasyon bozukluğu ve karışık algılayıcı-ifade edici dil bozukluğu sıklıkla matematik bozukluğu ile birliktedir. DSM-IV’ e benzemeyerek, ICD-10’ da matematik bozukluğuna ek olarak okuma ve heceleme özürlerinin mevcut olmaması gerekir.
Matematik bozukluğu yeni bilinen bir şey değildir. 1980 deki DSM-III’ e kadar bir psikiyatrik bozukluk olarak tanınmamıştır. Matematik bozukluğu için başka terimler de kullanılmaktadır: Gerstmann sendromu, diskalkuli, konjenital aritmetik bozukluğu, akalkuli ve gelişimsel aritmetik bozukluğu.
Matematik bozukluğu tek başına kalındığı (izole) durumlarda veya dil ve okuma bozuklukları ile birlikte görülebilir. Bu bozuklukta çocuğun zeka kapasitesi ve eğitim düzeyi beklenen kadar olmalıdır. Matematik yeteneğindeki bozukluk okul performansını veya günlük etkinlikleri etkilemeli ve herhangi bir nörolojik veya duygusal bozuklukla birlikte olmamalıdır.
Epidemiyoloji
Matematik bozukluğunun görülme sıklığı iyi araştırılmadığından zeka geriliği olmayan okul çocukları arasında kabaca % 5 kadar tahmin edilmektedir. Eğitimsel kısıtlılığın bu sayıyı nasıl etkilediği açık değildir. Fakat matematik bozukluğu olan çocukların olasılıkla diğer öğrenme bozukluklarını veya dil özrünü de taşıdıkları düşünülmektedir. Matematik bozukluğu için cinsiyet oranı henüz araştırılmaktadır. Bu bozukluk kız çocuklarında erkek çocuklardan daha fazla olabilir.
Etiyoloji
Matematik bozukluğunun nedeni bilinmemektedir. Bir ilk kuram sağ serebral hemisferde, özellikle oksipital lob alanlarında nörolojik bir eksikliğin olduğunu ileri sürmüştür. Bu bölgeler görsel-uzaysal uyaran işlemlerinden ve dolayısıyla matematik yeteneğinden sorumludur. Ancak bu kuramın geçerliliği daha sonraki nöropsikiyatrik çalışmalarda az destek bulmuştur.
Şimdi nedenin çoğul etmenli olduğu düşünülmekte ve beslenme, biliş, duygu, eğitim ve sosyo-ekonomik etmenlerin matematik bozukluğunun çeşitli derece ve birleşimlerinde etken olduğu varsayılmaktadır. Okuma ile karşılaştırıldığında aritmetik yeteneğinin eğitim miktarı ve kalitesine daha fazla bağlı olduğu sanılmaktadır.
Tanı
Çocuğun okul performans öyküsü dikkatle incelendiğinde aritmetik ile ilgili erken dönemdeki güçlüklerin mevcut olduğu bulunur. Matematik bozukluğu olan bir çocuk utanç duyabilir ve yardım almadığından gittikçe geriler. Doğru tanı çocuğa bireysel uygulanan standart aritmetik testiyle konur. Normal bir zekası olan bir çocuk bu testten beklenen düzeyin altında puanlar alırsa matematik bozukluğu düşünülmelidir. Matematik bozukluğu tanısı konmadan önce bir yaygın gelişimsel bozukluk ve mental retardasyon dışlanmalıdır.
Klinik özellikler
Matematik bozukluğu olan birçok çocuk ilk eğitimin ikinci ve üçüncü sınıflarında tanınır. Böyle çocukların tek basamaklı sayıları toplama ve sayma gibi temel sayı kavramları bulunduğu yaş normunun altındadır. Fakat çocuk diğer alanlarda normal zeka yetenekleri gösterir. İlk eğitimin ilk iki veya üçüncü yılında matematik bozukluğu olan çocuk ezber belleğine güvenerek matematikte biraz ilerleme yapabilir. Fakat daha sonra aritmetik işlemleri farklılık ve ustalık yetisi düzeyini gerektiren karmaşık duruma geldiğinde bozukluk belirginleşir.
Bazı araştırıcılar matematik bozukluğunu çeşitli bölümlere ayırırlar: anlamlı şekilde saymayı öğrenmede bozukluk, asıl (kardinal) ve sıra gösteren (ordinal) sistemleri öğrenmede güçlük, aritmetik işlemlerini yapmada güçlük ve nesneleri gruplar halinde kümelemeyi imgelemede güçlük. Bu çocukların görsel ve işitsel sembolleri çağırıştırmalarında, niceliğin korunmasını anlamada, aritmetik basamakların sırasını hatırlamada ve problem çözmede ilkeleri seçme güçlükleri olabilir. Bu sorunları olan çocukların iyi işitsel ve görsel yeteneklere sahip oldukları kabul edilmektedir.
Matematik bozukluğu sıklıkla okuma bozukluğu, yazılı ifade bozukluğu, koordinasyon bozukluğu ve ifade edici ve alıcı dil bozukluğu ile birliktedir. Heceleme sorunları, bellek ve dikkatte eksiklikler ve duygusal ve davranış sorunları mevcut olabilir. Küçük okul çocukları önce diğer öğrenme bozukluklarını gösterir. Bundan dolayı bu çocuklarda matematik bozukluğunun olup olmadığı kontrol edilmelidir. Normal zekası olan serebral palsili çocuklarda da matematik bozukluğu olabilir.
Matematik bozukluğu ile diğer iletişim ve öğrenme bozuklukları arasında ilişki henüz açık değildir. Algılayıcı dil bozukluğu ile ifade edici dil bozukluğu olan çocuklarda matematik bozukluğu olması yaygın değildir. Ancak böyle bir durum çocukların çözümleme ve şifreleme işlemleri bozuksa birlikte görülür.
Ayırıcı tanı
Matematik bozukluğu mental retardasyon sendromu gibi tümsel bozukluklardan ayırt edilmelidir. Mental retardasyondaki aritmetik güçlükleri tüm zeka işlevlerindeki genel bozuklukla birliktedir. Yetersiz eğitim çocuğun aritmetik performansını etkileyebilir. Böyle olduğunda aynı sınıftaki çocuklarda benzer düşük aritmetik performansının olduğu da görülebilir. Davranım bozukluğu ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu matematik bozukluğu ile birlikte olursa bu olgularda her iki tanı da konulmalıdır.
Gidiş
Çocuklardaki matematik bozukluğu genellikle ilk eğitimin üçüncü sınıfında görülür. Bazı çocuklarda bu bozukluk birinci sınıfta belirgindir. Orta derecede matematik bozukluğu olan çocukların aritmetik güçlükleri yoğun eğitsel girişimlerle çözülmediği zaman aritmetik güçlükleri devam eder ve kendilik kavramları düşük olur, depresyon ve engellenme görülebilir. Bu komplikasyonlar okula gitmek istememe, okuldan kaçma veya davranım bozukluklarına yol açabilir.
Tedavi
Çeşitli eğitimsel tedavilerin etkinliği tartışılmakla birlikte bu gün matematik bozukluğu için en etkili tedavi eğitimdir. Ortak kanı eğer tedavi yöntemleri ve materyaller o çocuğa, o bozukluğa, o bozukluğun şiddetine ve öğretim planlarının uygulanabilirliğine uygunsa eğitimin yararlı olduğudur. Yakın zamandaki bir araştırma matematik eğitiminin hesaplamaktan çok problem çözme etkinliğinde yardımcı olduğunu göstermiştir. Bilgisayar programları da yardımcı olabilir ve eğitim desteğini arttırır. Sosyal yetenek eksiklikleri çocuğun yardım aramasında direnç oluşturur. Bundan dolayı sosyal alanlarda olumlu problem çözme yeteneklerinin geliştirilmesi de matematik yeteneği eksikliğine yardımcı olur. Koordinasyon sorunu da matematik bozukluğu ile birlikte olabilir. Bu gibi durumlarda fiziksel tedavi ve duyusal bütünleşmeyi sağlayıcı etkinlikler yardımcı olabilir.
Matematik Bozukluğu (DSM-IV)
- Bireysel olarak uygulanan standart testler ile ölçüldüğü üzere, kişinin kronolojik yaşı. Ölçülen zeka düzeyi ve yaşına uygun olarak aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda matematiksel becerileri beklenenin önemli ölçüde altındadır.
- Tanı Ölçütündeki bozukluk okul başarısının ya da matematik becerileri gerektiren günlük yaşam etkinliklerini önemli ölçüde bozar.
- Duyusal bir bozukluk varsa bile matematik becerisi sorunları genellikle buna eşlik edenden çok daha fazladır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder