7 Temmuz 2015 Salı

SES BOZUKLUKLARI



 
SES BOZUKLUKLARI

           Ses cisimlerin titreşiminden oluşan bir tür güçtür.  Titreşimin ses kaynağından sonra hava içinde yayılmasına ses dalgaları adı verilir. Cismin bir saniye içindeki titreşim sayısı o sesin perde özelliğini oluşturmaktadır. Titreşim sayısı fazla olan sesler tiz(ince), titreşim sayısı az olanlar pes (kalın) sesler diye adlandırılır.
           Her titreşim  asıl kaynağından  ayrılmadan önce kendi kaynağı içinde bir takım etkileşimde bulunması olayına REZONANS (Seselim) denir.
            Sesin esnekliği,  konuşurken sesin perdesi ve şiddetinin konuşma konusu ve durumuna göre azaltılıp çoğaltılması ve hızındaki artma ve yavaşlamadır.
Düzgün konuşma sesi, konuşmacının dinleyiciye iletmek istediği duygu ve düşüncesini güvenilir biçimde iletebilmesidir.
Eğer konuşmanın sesi şiddet, perde, ton ve esneklik yönünden durum, cins, yaş ve bünyeye göre sürekli olarak beklenenden farklılık gösteriyorsa o konuşma sesi bozuk demektir.


SES BOZUKLUĞUNUN TÜRLERİ


1. Şiddete ilişkin bozukluklar

Sesin şiddeti gereğinden az ya da fazla olduğu gibi bazı hallerde de yersiz ses dalgalanmaları biçiminde şiddet bozuklukları görülebilir.
            Bazı çocukların sesleri çok zayıf çıkar.  Bazılarının sesi konuşurken gereğinden fazla gür çıkar.  Bazılarının konuşma sesi gürlük yönünden kontrolsüzdür.

2. Perdeye ilişkin bozukluklar

            Konuşanın sesi tizlik ve peslik yönünden cinsine,  yaşına ve beden yapısına uygun olmaması.

3. Tona ilişkin bozukluklar

            İnsanın ses tonu büyük ölçüde yapısal özellik ve gelişimine bağlıdır. Fakat bazılarının ses tonları, çeşitli nedenlerden dolayı, bozuk diye adlandırılacak kadar farklılık göstermektedir.

- Genzel ses     : Burun boşluğundan geçerek oluşması  gereken  sesler (m, n, nk, ng gibi)  o yoldan değil de ağız boşluğundan geçerek  oluşursa bu tür konuşma sesi dinleyene değişik gelir.  Bazen bunun aksi olur. Ağız boşluğundan geçerek oluşması gereken seslerden bazıları burun boşluğu yolu ile oluşturulursa (b, t, d gibi) yine konuşma dinleyene ton yönünden farklı gelir. Bu tür bozukluklara genzel ses bozukluğu adı verilir.

            - Soluk ses: Bazı kişiler konuşurken sesleri sanki soluma gibi çıkar.  Soluma ya da soluk biçiminde çıkan seslerde bir süreklilik görülürse o konuşmalar özürlü sayılır.

 - Garık ses: Bazı kişilerin sesleri uzun öksürük rahatsızlığı ya da soğuk algınlığı geçirmekte olan kişilerin sesine benzer.  Sanki bir maçta uzun süre bağırmış, amigoluk yapmış kişinin sesini andırır. Bu tür seslerde özürlü kabul edilir.

- Gırtlak sesi: Bazı kişilerin sesleri doğruca gırtlaktan çıkıyormuş gibi gelir.

4. Esnekliğe ilişkin bozukluklar

Konuşmanın bütünlüğü içinde esneklik özelliğinin bulunmayışı ya da yersiz esneklik oluşturulmasını kapsayan bozukluklardır. Esneklik bozukluğu birkaç türde görülebilir.
Bazı esneklik problemleri konuşmanın hızına ilişkindir. Esnekliğe ilişkin bir başka bozukluk, konuşmada olağan dışı duraklamalar yapmasıdır. Bir başka bozukluk ise tekdüzeliktir (monotonluk). Birey konuşmasını hız şiddet ve perde yönünden hiç değiştirmeden sürdürür.




SES BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ


A.    Örgensel Nedenler


1. Bozuk beden sağlığı
     Kişinin konuşma sesi beden sağlığının aynasıdır denebilir. Hastalık bireyin konuşma sesinin şiddetini ve tonunu etkiler.

2. Konuşma organlarındaki bozukluk
Karın zarı, ciğerler, hançere, yutak, ağız ve burun kısmındaki özür ya da rahatsızlıklar ses bozukluklarının önemli nedenleri arasında sayılır. Soğuk algınlığı, nezle, grip gibi rahatsızlıklar geçici de olsa yukarıda sayılan organları etkiledikleri için ses bozukluğu yapan nedenlerin başlıcalarından sayılır.
            Hançeredeki bir rahatsızlık, iltihaplanma, zedelenme ses bozukluğu yaratır. Hatta uzun süreli yanlış ses çıkarma ses bantlarını kalınlaştırır, titreşme özelliğini değiştirebilir.
Yutak, yumuşak damak ve küçük dilin rahatsızlığı, şişmesi gibi durumlarda ses bozukluğu görülebilir.
Burun boşluğundaki bezlerin fazla şişmesi, burunda et bulunması diye adlandırılan problemler ses bozukluğu yaratan nedenler arasındadır.


3. İşitme kaybı
İşitme, konuşma sesimizin şiddetinin ve perdesinin ayarlanmasında önemli rol oynamaktadır. İşitme kaybı olan kendi konuşma sesini kontrol etmekte güçlük çeker.

4. Sinir dizgesi bozuklukları
Konuşmanın oluşturulmasında görev alan organların bir bütün olarak ve kusursuz çalışmaları sinir dizgesinin sağlıklı işleyişine bağlıdır.

5. İç salgı bezlerindeki bozukluklar
Tiroit bezenin salgılanmasındaki azlık ya da çokluk etkisini konuşma sesinde de gösterir.

B. Görevsel Nedenler


1. Öykünme- uygun olmayan örnek
Birey konuşmayı kazanırken örnek aldığı yetişkinlerin konuşma biçiminden etkilenir.

2. Olumsuz alışkanlıkların pekiştirilmesi
Geçici bir örgensel rahatsızlık ya da duygusal bir bozukluk sırasında oluşan ses değişikliği, örgensel rahatsızlık geçtikten sonrada sürdürülürse ses bozukluğu oluşur.

3. Duygusal bozukluk
Coşkusal durumumuza bağlı olarak bireyin sesinde meydana gelen ses bozulmalarıdır.

4. Değişim (Mutasyon)
Geçicide olsa, ergenlik dönemine girme döneminde bazılarında ses bozukluğu olabilir. Hançere ve ses bantlarında meydana gelen büyüme sonucu kişinin sesi değişir. Genç, bu yeni sesini kullanmada oldukça güçlük çeker. Ara sıra kendiliğinden eski ince -tiz- sesi çıkarır. Tiz sesten birdenbire pesleşen yeni sese geçer. Böylece, bir süre, gencin konuşmasında yersiz perde değişimleri, inceden kalına, kalından inceye geçişler görülür. Bu güçlük ergenlerde aynı sürede ve aynı derecede ortaya çıkmaz.

ÖZRÜN DÜZELTİLMESİ


TANILAMA


A. Sesin şiddetine ilişkin tanı

Sesin şiddetiyle ilgili bozukluklar bir kaç değişik yolla incelenebilir.

1. Ünlü kontrolü
Çocuğa derin bir nefes aldırılır ve bir ünlü çıkarması istenir. Bu işlem sırasıyla "i", "a", "u"  ünlüleri söylettirilir. Çocuk bu ünlüleri söylerken sesi dikkatle izlenir. Sesin çıkış şiddetine, sesin aynı düzeyde ne kadar sürdüğüne dikkat edilir. Normal olarak bir nefes alışta bir sesin 15 saniye sürdürülmesi gerekir.

2. Nefes kontrolü
Çocuğun konuşurken nefesini nasıl kullandığını ortaya çıkarmak için yapılan bir yoklamadır. Okuma yazma bilen çocuklara önceden seçilmiş bir parça okutularak, okuma bilmeyenlere bir öykü anlattırılarak ya da bir resim üzerinde konuşturularak uygulanır. Parçanın okunması sırasında kaç kez nefes aldığı saptanır. Ayrıca, çocuk okuma ya da konuşmaya başlamadan önce, olağan dışı nefes verip vermediğine, ilk sözcüğü nasıl seslendirdiğine de dikkat edilir.

3. Kas gerginliği kontrolü
Çocuk okur, konuşur ya da ses çıkarırken uzman çocuğun adem elmasının iki yanına parmaklarını hafifçe bastırıp hançere kaslarının gerilim durumunu saptayabilir.

4. Teyple kontrol
Uzman önce kendi sesine göre ve düzgül sınırlar içinde ayarladığı teypte çocuğun sesini aynı koşullarda banda alır.
Uzman çocuğun çok bağırma gerektiğinde ya da fısıltılı konuşma gerektiğinde nasıl ses çıkardığını da kontrol etmelidir.
Bu tür kontroller sonucu uzman çocuğun sesinin şiddet yönünden bir sapma gösterip göstermediğini, gösteriyorsa hangi durumlarda ve nasıl bir sapma gösterdiğini ortaya çıkarabilmelidir.

B.    Sesin perdesine ilişkin tanı


Kişinin sesinin tizlik ve pesliği, yani perdesi, onun bünyesine bağlıdır. Bu bakımdan çocuğun sesinin tizlik ve pesliği için başka dış ölçüler yerine kendi koşullarını dikkate alan bir değerlendirme yapılmalıdır.

1. Perde aralığının bulunması
            Bireyin çıkarabildiği en tiz ses ile en pes ses arasındaki genişliğin bulunması önemlidir.
Çocuğun konuşmasından esinlenerek orta bir sesle "m" ya da "a" çıkarılır. Çocuğa da aynı sesi çıkarması söylenir. Sonra kademeli olarak sesin perdesi alçaltılır, yani pesleştirilir. Bu alçaltma çocuğun inebildiği yere kadar sürdürülür. Çocuğun çıkarabildiği en pes sesin müzik aletinde karşılığı bulunur. Sonra çocuğun çıkarabildiği en tiz ses saptanır. Onun karşılığı da müzik aletinde bulunur. Böylece müzik aletinde saptanan iki sesin arası çocuğun perde aralığını verir.
Bazen "m" biçiminde ya da nota halinde ses çıkaramayan çocuklara rastlanır. O zaman tek ses yerine sözcük kullanılabilir. Örneğin, "hayır" sözcüğü değişik perdeden söylettirilir ve bu yolla o sesin nota karşılığı bulunur.

2. Kullanılan perdeyle kullanılması gereken perdenin kıyaslanması
Yalnız kullanılacak ses tek ses değil çocuğun yineleyebileceği cümle olması gerekir. Çocuk bu cümleyi sesli olarak 8-10 kez yineler. Uzman onun ilk ve son kelimesi dışındaki kelimeleri "m" sesiyle bulmaya çalışır. Böylece çok kullanılan ses perdesini yakalar.
Çocuğun alışık olduğu konuşma sesi, yukarıda belirtilen yolla bulunan, olması gereken sesten bir derece düşük ya da yüksekse çocuğun ses perdesinin düzeltilmesi gerekecektir. Yarım dereceler dikkate alınmaz.

3. Değişik durumların etkisinin ortaya çıkarılması
Çocuğun alışık olduğu konuşma sesini değişik durumlarda nasıl kullandığını ortaya çıkarmak, hem tanı hem sağaltım planlaması için önemlidir. Yukarıda açıklanan incelemeleri genzel olarak, gırtlaktan konuşma, çok kuvvetli ve çok zayıf konuşmada, dinlenir ve gevşek haldeyken, gürültülü ortamda ya da başkasının konuşmasını öykündüğünde yineleyerek ne gibi farklılıklar bulunduğunu saptamak gerekir.
Bu incelemelerden sonra çocuğun sesinin perde yönünden düzeltilme gerektirecek yanlarının olup olmadığı, varsa hangi perdede olduğu belirlenmeli ve özet olarak kaydedilmelidir.

C. Sesin tonusuna ilişkin tanı

Ses tonu bozukluğunun tanısı oldukça güçtür. Çünkü ses tonu bir çok değişkenlere bağlıdır. Ses tonu bozuklukları arasında en kolay fark edileni genzelliktir.      Genellikle bu konuda yapılan incelemelerde ses bozukluğunun hangi özüre daha yakın olduğu ortaya çıkarılmaya çalışılır. Bunun için, çocuğun okuması ve konuşması bir kaç kez dinlenir. Sesin genzel mi, soluma mı, garık ya da gırtlaktan gelen bir ses mi olduğu saptanır.

1. Ünlü kontrolü
Ünlülerin hepsi aynı derecede bozuk çıkmaz. Hangilerinde bozukluk fazla, hangilerinde az olduğunu ünlüleri tek ve ayrı ayrı çıkartmakla anlamak olanaklıdır. Bunun için, çocuğa her ünlüyü 5 saniye kadar uzatarak çıkarması söylenir. Çocuk ünlüyü çıkarırken uzman tarafından dikkatlice dinlenir, hangilerinin bozuk olduğu saptanır. Daha sonra eklemleme cümle testinden ünlülerle ilgili olan kısım uygulanarak bir kez daha kontrol edilmiş olur.
Ünlülerle perde değişimi de yoklanabilir. Perde değişimi sesin tonunu etkilediğinden bunun yapılması yararlıdır. Çocuk ünlüyü ilk önce kendi doğal hali ya da alışık olduğu biçimde çıkarır. Sonra, değişik perdede çıkarması istenir.

2. Genzellik yoklaması
Genizden çıkarılması gereken " m, n, nk, ng " seslerinin ağız yolundan çıkarılması biçimindeki bozuklukla, yukarıdaki seslerin dışında kalan -ünsüzlerin- genizden çıkarılması biçimindeki bozukluklara genzellik problemi denilmektedir.
Çocuğun yüzüne yakın bir şekilde ayna tutulur ve genizden çıkması gereken seslerin bulunduğu sözcük ya da cümleler söylenirken aynada buğulanma olup olmadığına bakılır. Eğer ayna buğulanıyorsa durum düzgündür, buğulanmıyorsa genzellik problemi var demektir. Aynı zamanda ağız yolundan çıkarılan seslerin bulunduğu kelime ya da cümlelerle yapılan denemede buğulanma oluyorsa yine genzellik problemi var demektir.
Aynı inceleme, seçilen kelime ya da cümlelerin söylenişi sırasında çocuğun burnunun dış kısmına hafif bastırarak titreşim olup olmadığı biçiminde de yapılabilir.

D. Ses esnekliğine ilişkin tanı:
Konuşmada ses şiddeti, perde ve hız bakımından aynı düzeyde sürerse esneklik problemi var demektir. Bunun ortaya çıkarılması değişik yollarla yapılabilir.

1.    Konuşma içinde yoklama:
Çocuğun konuşmasının esnekliğini değerlendirebilmek için ona bazı cümleler söylettirilir. Bu cümleler özel biçimde seçilmiş cümlelerdir. Bir fikir, bilgi veren, soru soran, emir veren, hayret belirten, nefret belirten değişiklikleri kapsayan cümleler oluşturulur. Bu cümleleri önce uzman söyler, çocuktan yinelemesini ister. Çocuk cümleleri söylerken dikkatle izleyerek cümlelerin anlamına uygun olarak ve uzmanın söyleyişine benzeterek esnekliğe yer verip vermediği saptanır.

2. Esneklik izleme yeteneğini yoklama:
Çocuğun konuşmasında esnekliğe yer verip veremeyeceği de önemlidir. Bunu ortaya çıkarmak için uzman bir "a" sesi çıkarır. Bu sesi uzatarak çıkarmaya devam ederken, uzman perde yükseltmesi ve alçaltması yapar. Bunu parmak ya da kalemle eğri çizer gibi gösterir.
              --  --        --  --        --
             ¦      ¦      ¦       ¦     ¦
      a-- --       --  --         -- --

Böylesi ayrıntılı incelemelerden sonra çocuğun ses bozukluğunun tanısı özet rapora geçirilmelidir. Raporda çocuğun ses bozukluğunun türü, hangi durumlarda ortaya çıktığı, derecesi belirtilmelidir.


SAĞALTIM ETKİNLİKLERİ VE AŞAMALARI


Çocuğun durumuna göre, ayrıntısı değişiklik göstermekle beraber genel olarak uyulması gereken kurallarda benzerlik vardır.

İlkeler


1.  Sağaltımın genel amacı, çocuğa en iyi olağan konuşma sesini kazandırmaktır.
2.  Çocuğun tıbbi bakım raporuna bağlı olmalıdır
3.  Ses bozukluğunu yaratan, sürdüren, ağırlaştıran nedenler iyice bilinmelidir.
4.  Ses bozuklukları bazen geçici niteliktedir. Bu gibi durumlarda etkin sağaltım yerine  
     anlayış göstermenin daha önemli olduğu unutulmamalıdır.
5.  Her türlü ses bozukluğunun sağaltımında işitme eğitimi çalışmaları
     yararlıdır.

Özrün Farkına Vardırma ve Güdüleme


Sağaltımın verimli olabilmesi için çocuk, konuşma sesinde bir başkalık olduğunu, bu farklılığın onun konuşmasını, konuşmayı bir iletişim aracı olarak kullanmasını olumsuz yönde etkilediğini farketmelidir.
          Konuşma sesine ilişkin bir güçlüğü olduğunun farkına varan çocuk, bun-dan kurtulmaya istekli hale getirilmelidir.



Özel Güçlüklerin Düzeltilmesi

1.     Sesin gücüne ilişkin güçlüklerini düzeltilmesi:
            Sesin gücüne ilişkin güçlükler iki biçimde ortaya çıkar. Bunlardan biri, duyulabilirliği zayıf olan sestir. Normal ortamda, diğerlerinin konuşmaları işitilirken, bu tür çocukların konuşmaları işitilmez. Ya da dinleyenler işitilebilmek için olağan üstü bir dikkat ve güç harcamak zorunda kalırlar. Diğeri dinleyenleri rahatsız edecek kadar bağırmayla yapılan konuşmalardır. Eğer sesin gücüne ilişkin problemlerin bir nedeni yoksa, bu iki tür güçlük için de soluk çalışmaları yararlı olmaktadır. Bunun için;
            Uzmanla çocuk ayna karşısına geçer, aynı anda soluk alır aynı anda bir ünlü sesi çıkarmaya başlarlar. Örneğin “a” ünlüsünü.
            Aynı tür çalışmalar. Seçilen bir cümleyi bir soluk alışta kimin kaç kez yineleyebileceği biçiminde de yapılabilir. Bu bazen uzun cümleler de seçilerek yapılabilir. Seçilen cümleyi bitirinceye kadar, kim kaç kez soluk alacak şeklinde değerlendirilir. Bu tür çalışmalarla çocuk soluk alıp verme alışkanlığında bir yanlışlık olup olmadığını fark eder duruma gelir.
            Sesin duyulabilirliği çok zayıf olan çocuklar için tedavi odasında, sınıfta, küme çalışmalarında, sınıf ya da küme karşısında onların duyabileceği kadar sesle konuşma alıştırmaları yaptırılabilir. 
            Olağandışı bağırarak konuşan çocuklar için yukarıdaki alıştırmalar ters amaçlı olarak yaptırılır. Sınıfın, kümenin rahatsız edilmeden, olağan dinleme tekniklerini dikkate alarak konuşma alıştırmaları yaptırılır.
            Tüm bedeni, hançere kaslarını içeren gevşetme çalışmaları da yararlı etkinlikler arasında sayılabilir.

2.     Sesin perdesine ilişkin güçlüklerin düzeltilmesi
            Çocuğun konuşma sesi cinsi, yaşı ve beden yapısına göre beklenenden fazla tiz, fazla pes ise üzerinde durulmalıdır.
            Bu tür güçlüklerin düzeltilmesinde teyp çalışmalarıyla işitme eğitimi yararlı olmaktadır.
            Teyp çalışmalarında aynı cümle düzgün konuşan çocuğun sesi olarak bir de çocuğun kendi sesi olarak artarda banda kaydedilir. Banda alınan sesler çocuğa dinletilir. Çocuktan aradaki farkı yakalaması istenir. Bazen, çalışma banda sadece çocuğun sesi alınarak yapılabilir.
            İşitme eğitimi sesin perdesine ilişkin güçlüklerin yenilmesinde, düzgün cümlelerle çocuğa sürekli uyaranlar vererek onda bir tür algı yaratmak, sonra bu algıya uyan ve uymayan uyaranları, yani konuşmaları, fark ettirmek daha sonra da algıladığı düzgün perdeden cümleleri benzer perdeden yinelemesini sağlama yönünden yararlı olmaktadır.

3.     Ses tonuna ilişkin güçlüklerin düzeltilmesi
            Ses tonuyla ilgili bozuklukların çoğu sesin şiddeti ve perdesine ilişkin bozuklukların düzeltilmesi için yapılan çalışmalarla düzeltilebilir. Burada farklı olan, genzellik problemidir.  Genzellikte yumuşak damakla küçük dilin görevlerini yerine getirip getirmeme söz konusu olduğundan, eklemleme çalışma yöntemlerinin kullanılması daha yararlı olur. Zaten ünlü seslerle yapılan eklemleme çalışmaları genel olarak ses tonu için de yararlı olur.
            Diğer özürlülerde olduğu gibi ses tonu bozukluklarının düzeltilmesinde atılacak adımlar: hangi ünlü ya da ünsüzlerin bozuk tonda çıkarıldığını saptamak; çocuğu problemin farkına vardırmak; ayrı sesler halinde düzgün tonda ses çıkarılmasını öğretmek; öğretilen yeni ses tonu pekiştirmek; pekiştirilen sesi günlük konuşmada sürekli olarak kullanılır hale getirmektir.

4. Ses tonuna ilişkin güçlüklerin giderilmesi
            Konuşma sesindeki tek düzelik genellikle iki ayrı çalışmayla giderilebilir.  Biri sadece ünlü çıkarmayla yapılan çalışma, diğeri cümle kullanma yoludur.
            Sadece ünlü çalışmaları, önce bir ünlünün “a”, uzun olarak çıkarılmasıyla başlanır. Sonra aynı ses tahtaya ya da kâğıda çizilerek bir esneme şemasına uygun olarak esnetilerek çıkartılır.

            Örneğin :    a 


            İkinci tür çalışma cümlelerle yapılır. Bu tür çalışma için değişik cümleler seçilir. Bunları uzman anlamlarına uygun esneklikte söyler. Çocuk onu öykünür. Değişik cümlelerle yeteri kadar alıştırma yapılıp, çocuk soru cümlesiyle ünlem cümlesini değişik biçimlerde söyleyebilir hale geldikten sonra düz cümleler üzerinde değişik vurgu çalışmalarına geçilir.
            Esneklik çalışmalarında sadece sesin perdesi ve vurgularıyla yetinilmemelidir. Sesin gücüne ilişkin esneklik çalışmaları da yapılmalıdır. Bunun için sessiz, sakin yer ve anlarda, gürültülü, uğultulu yer ve anlarda değişik alıştırmalar yapılmalıdır.
            Çocuk bir cümleyi önce tane tane, ağır ağır söyler. Sonra aynı cümleyi daha çabuk söyler. Böylece esnekliğin hıza ilişkin özelliğini içeren alıştırmalar da yapılmış olur.


Sesin konuşmada kullanılır hale getirilmesi:
            Yukarıda açıklanan çalışma ve alıştırmalar yeterince yapıldığında çocuk, genellikle, düzeltilmiş sesini günlük konuşmada kullanılır hale gelir.

Sağaltımın sona erdirilmesi:
            Sağaltım hangi özür türü olursa olsun birden kesilmemelidir. Yeni ses tonunun günlük konuşmada kullanılır hale getirilmesi çalışmaları başladığında, sağaltımın sona erdirileceği de çocuğa, aileye, okula-öğretmene hissettirilmelidir.
            Çocuk, aile ve öğretmen daha çok sorumluluk yüklenip, etkinlikleri daha bağımsız yürütmeye yönlendirilmelidir. Konuşma ödevleri bu açıdan yararlı olur.

                        FONKSİYONEL SES BOZUKLUKLARI
     Ses tınısının bozulması ve sesi kullanma becerisinin azalması ile tanımlanan ses bozukluklarıdır.
     Fonksiyonel ses bozukluklarına etiolojik olarak değişik faktörler neden olmaktadır.

- Yapısal faktörler
- Alışkanlığa bağlı faktörler
- Sesi gereğinden fazla yormaya bağlı olan faktörler
- Psikolojik hatalı davranışlara bağlı olan faktörler
     Fonksiyonel ses bozuklukları, FONOPONOZ ve FONONÖROZ olmak üzere iki bölüm halinde inceleyebiliriz.

A. FONOPONOZLAR
     Bu tür ses bozuklukları, sesi fazla yorma ve yanlış kullanma sonucu ortaya çıkar. Psikolojik faktörlerin etkisi azdır.

1. HİPERFONKSİYONEL DİSFONİ
     Burada, fonasyon (sesin oluşması) kaslarının, istemsiz olarak fazlaca kasılması söz konusudur. Ayrıca solunum, artikülasyon ve boyun kasları da bu kasılmaya katılırlar.
     Hiperfonksiyonel Disfoni, sesin beceri noksanlığını telafi etmek için de ortaya çıkabilir.
     Oluşması
     Sesini ekonomik kullanamayan konuşmacılarda, bağıran çocuklarda görülür. Gürültülü yerlerde konuşmak, yanlış teknikle şarkı söylemek, larenjitten sonra sesi yeterli derecede korumamak veya kişisel ses becerisi ve ses fonksiyonunun arasındaki farkı vücut organlarının hareketleriyle elde etme çabası başlıca nedenlerdir.
     Ayrıca ağır işitme, aktif kişilik, oluşmasını hazırlayan nedenlerdir

     Belirtiler
     Ses kısıklığı, sesin sert oluşması, havalı ve cızırtılı ses, üst göğüs solunumu belirtileri arasındadır.
     Konuşma tonu incedir. Boğazı kazıma hissi, kuruluk, yutkunma isteği, şişlik hissi, salgılama (sekresyon) artışı ve efor sırasında seste çabuk yorulma vardır. Geç devrede, yorgunluğa bağlı olarak zayıf ve afoniye kadar giden ses kısıklığı görülür.

     Bulgu
     Boyun damarlarının konuşma ve şarkı söyleme sırasında dolgunluğu dış larenks kaslarının, boyun, dil, ense, mimik kaslarının kasılması, konuşma sırasında larenkste aşırı hareket, ön artikülasyon bölgelerinin kullanılmaması sonucu sesin geride tınılaması gibi bulgular vardır. Sesi tutma süresi kısa olup, bazen de açık veya kapalı rinolali vardır.

     Tedavi
Genel Bakış: Sigara ve alkol yasağı verilir. Fizyolojik olmadığından ve sese fazla zarar verdiğinden dolayı, fısıltı sesiyle konuşmayı yasaklamak bunun yerine mümkün olduğu kadar normal sesli konuşmak önerilir.

Masaj: Vibrasyon masajı ile boyun, sternum kaslarının gevşemesi sağlanır. Bu şekilde daha iyi bir dolaşım ve kuvvet kazancı oluşur.

Solunum: Patolojik solunum tipini, fizyolojik göğüs-karın solunum tipine dönüştürecek egzersizler yapılır.

Ses Egzersizleri: Bunlar daha çok rezonans (ses tonunu azaltıp çoğaltmak) egzersizleri, yumuşak fonasyon egzersizleri ve tonu tutma süresini uzatabilen egzersizlerdir.
     Zum egzersizleri özellikle yumuşak dudağı gevşetmeye yarar ve böylece çok az bir kas tonusu bütün ses mekanizmasına taşıyarak, hiperfonksinel fonasyonda bir azalma elde edilir.
        Yumuşak fonasyon, özellikle ya, la, va ile başlayan kelimelerle elde edilir. Sesi oturtma egzersizlerinde, sesin diyafram ile ilişkisi sağlanır ve tını mümkün olduğu kadar önde oluşturulmaya çalışılır. ( dikkat... iterek değil, ön artikülasyon bölgelerini kullanarak.) Egzersizler  t, m, n, d  harfleri ile başlamalıdır.
        Ton tutma egzersizleri sesli harflerle yapılır. Ancak önüne bir sessiz harf koymak koşuluyla.
         Eğer hasta konuşma sesinin kısık olmasına karşın, iyi şarkı söyleyebiliyorsa, ses tedavisi şarkı sesi ile yapılmalıdır.

  Telaffuz : Anlaşılır şekilde  telaffuz edebilme yeteneğini kazanabilmek, artikülasyon organlarının iyi hareket etmesini sağlamak, özellikle de çeneyi iyi açabilmek alışkanlığını elde etmek için gayret sarf edilir. 
Kendi Kendini Kontrol Edebilmek:  Pek çok hastaya kendi kendini kontrol edebilmek zor gelmektedir. Bu açıdan hastanın sesini banda almak ve yanında kritik etmek yararlı olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder