SES BOZUKLUKLARI
Ses cisimlerin titreşiminden oluşan bir tür
güçtür. Titreşimin ses kaynağından sonra
hava içinde yayılmasına ses dalgaları adı verilir. Cismin bir saniye içindeki
titreşim sayısı o sesin perde özelliğini oluşturmaktadır. Titreşim sayısı fazla
olan sesler tiz(ince), titreşim sayısı az olanlar pes (kalın) sesler diye
adlandırılır.
Her titreşim
asıl kaynağından ayrılmadan önce
kendi kaynağı içinde bir takım etkileşimde bulunması olayına REZONANS (Seselim)
denir.
Sesin esnekliği, konuşurken sesin perdesi ve şiddetinin
konuşma konusu ve durumuna göre azaltılıp çoğaltılması ve hızındaki artma ve
yavaşlamadır.
Düzgün konuşma sesi, konuşmacının dinleyiciye iletmek
istediği duygu ve düşüncesini güvenilir biçimde iletebilmesidir.
Eğer konuşmanın sesi şiddet, perde, ton ve esneklik
yönünden durum, cins, yaş ve bünyeye göre sürekli olarak beklenenden farklılık
gösteriyorsa o konuşma sesi bozuk demektir.
SES BOZUKLUĞUNUN TÜRLERİ
1. Şiddete
ilişkin bozukluklar
Sesin şiddeti gereğinden az ya da fazla olduğu gibi bazı
hallerde de yersiz ses dalgalanmaları biçiminde şiddet bozuklukları
görülebilir.
Bazı
çocukların sesleri çok zayıf çıkar.
Bazılarının sesi konuşurken gereğinden fazla gür çıkar. Bazılarının konuşma sesi gürlük yönünden
kontrolsüzdür.
2. Perdeye
ilişkin bozukluklar
Konuşanın
sesi tizlik ve peslik yönünden cinsine,
yaşına ve beden yapısına uygun olmaması.
3. Tona ilişkin
bozukluklar
İnsanın
ses tonu büyük ölçüde yapısal özellik ve gelişimine bağlıdır. Fakat bazılarının
ses tonları, çeşitli nedenlerden dolayı, bozuk diye adlandırılacak kadar
farklılık göstermektedir.
-
Genzel ses : Burun
boşluğundan geçerek oluşması
gereken sesler (m, n, nk, ng
gibi) o yoldan değil de ağız boşluğundan
geçerek oluşursa bu tür konuşma sesi
dinleyene değişik gelir. Bazen bunun
aksi olur. Ağız boşluğundan geçerek oluşması gereken seslerden bazıları burun
boşluğu yolu ile oluşturulursa (b, t, d gibi) yine konuşma dinleyene ton
yönünden farklı gelir. Bu tür bozukluklara genzel ses bozukluğu adı verilir.
- Soluk ses: Bazı kişiler konuşurken
sesleri sanki soluma gibi çıkar. Soluma
ya da soluk biçiminde çıkan seslerde bir süreklilik görülürse o konuşmalar
özürlü sayılır.
- Garık ses: Bazı
kişilerin sesleri uzun öksürük rahatsızlığı ya da soğuk algınlığı geçirmekte
olan kişilerin sesine benzer. Sanki bir
maçta uzun süre bağırmış, amigoluk yapmış kişinin sesini andırır. Bu tür
seslerde özürlü kabul edilir.
-
Gırtlak sesi: Bazı kişilerin sesleri doğruca gırtlaktan çıkıyormuş gibi
gelir.
4. Esnekliğe
ilişkin bozukluklar
Konuşmanın bütünlüğü içinde esneklik özelliğinin
bulunmayışı ya da yersiz esneklik oluşturulmasını kapsayan bozukluklardır.
Esneklik bozukluğu birkaç türde görülebilir.
Bazı esneklik problemleri konuşmanın hızına ilişkindir.
Esnekliğe ilişkin bir başka bozukluk, konuşmada olağan dışı duraklamalar
yapmasıdır. Bir başka bozukluk ise tekdüzeliktir (monotonluk). Birey
konuşmasını hız şiddet ve perde yönünden hiç değiştirmeden sürdürür.
SES BOZUKLUĞUNUN NEDENLERİ
A. Örgensel Nedenler
1. Bozuk beden
sağlığı
Kişinin konuşma sesi beden
sağlığının aynasıdır denebilir. Hastalık bireyin konuşma sesinin şiddetini ve
tonunu etkiler.
2. Konuşma
organlarındaki bozukluk
Karın zarı, ciğerler,
hançere, yutak, ağız ve burun kısmındaki özür ya da rahatsızlıklar ses
bozukluklarının önemli nedenleri arasında sayılır. Soğuk algınlığı, nezle, grip
gibi rahatsızlıklar geçici de olsa yukarıda sayılan organları etkiledikleri
için ses bozukluğu yapan nedenlerin başlıcalarından sayılır.
Hançeredeki
bir rahatsızlık, iltihaplanma, zedelenme ses bozukluğu yaratır. Hatta uzun
süreli yanlış ses çıkarma ses bantlarını kalınlaştırır, titreşme özelliğini
değiştirebilir.
Yutak, yumuşak damak ve küçük dilin rahatsızlığı, şişmesi
gibi durumlarda ses bozukluğu görülebilir.
Burun boşluğundaki bezlerin fazla şişmesi, burunda et
bulunması diye adlandırılan problemler ses bozukluğu yaratan nedenler
arasındadır.
3. İşitme kaybı
İşitme, konuşma sesimizin şiddetinin ve perdesinin
ayarlanmasında önemli rol oynamaktadır. İşitme kaybı olan kendi konuşma sesini
kontrol etmekte güçlük çeker.
4. Sinir dizgesi
bozuklukları
Konuşmanın oluşturulmasında görev alan organların bir
bütün olarak ve kusursuz çalışmaları sinir dizgesinin sağlıklı işleyişine
bağlıdır.
5. İç salgı
bezlerindeki bozukluklar
Tiroit bezenin salgılanmasındaki azlık ya da çokluk
etkisini konuşma sesinde de gösterir.
B. Görevsel Nedenler
1. Öykünme-
uygun olmayan örnek
Birey konuşmayı kazanırken örnek aldığı yetişkinlerin
konuşma biçiminden etkilenir.
2. Olumsuz
alışkanlıkların pekiştirilmesi
Geçici bir örgensel rahatsızlık ya da duygusal bir
bozukluk sırasında oluşan ses değişikliği, örgensel rahatsızlık geçtikten
sonrada sürdürülürse ses bozukluğu oluşur.
3. Duygusal
bozukluk
Coşkusal durumumuza bağlı olarak bireyin sesinde meydana
gelen ses bozulmalarıdır.
4. Değişim
(Mutasyon)
Geçicide olsa, ergenlik dönemine girme döneminde
bazılarında ses bozukluğu olabilir. Hançere ve ses bantlarında meydana gelen büyüme
sonucu kişinin sesi değişir. Genç, bu yeni sesini kullanmada oldukça güçlük
çeker. Ara sıra kendiliğinden eski ince -tiz- sesi çıkarır. Tiz sesten
birdenbire pesleşen yeni sese geçer. Böylece, bir süre, gencin konuşmasında
yersiz perde değişimleri, inceden kalına, kalından inceye geçişler görülür. Bu
güçlük ergenlerde aynı sürede ve aynı derecede ortaya çıkmaz.
ÖZRÜN DÜZELTİLMESİ
TANILAMA
A. Sesin şiddetine ilişkin tanı
Sesin şiddetiyle ilgili bozukluklar bir kaç değişik yolla
incelenebilir.
1. Ünlü kontrolü
Çocuğa derin bir nefes aldırılır ve bir ünlü çıkarması
istenir. Bu işlem sırasıyla "i", "a", "u" ünlüleri söylettirilir. Çocuk bu ünlüleri
söylerken sesi dikkatle izlenir. Sesin çıkış şiddetine, sesin aynı düzeyde ne
kadar sürdüğüne dikkat edilir. Normal olarak bir nefes alışta bir sesin 15
saniye sürdürülmesi gerekir.
2. Nefes
kontrolü
Çocuğun konuşurken nefesini nasıl kullandığını ortaya
çıkarmak için yapılan bir yoklamadır. Okuma yazma bilen çocuklara önceden
seçilmiş bir parça okutularak, okuma bilmeyenlere bir öykü anlattırılarak ya da
bir resim üzerinde konuşturularak uygulanır. Parçanın okunması sırasında kaç
kez nefes aldığı saptanır. Ayrıca, çocuk okuma ya da konuşmaya başlamadan önce,
olağan dışı nefes verip vermediğine, ilk sözcüğü nasıl seslendirdiğine de
dikkat edilir.
3. Kas
gerginliği kontrolü
Çocuk okur, konuşur ya da ses çıkarırken uzman çocuğun
adem elmasının iki yanına parmaklarını hafifçe bastırıp hançere kaslarının
gerilim durumunu saptayabilir.
4. Teyple
kontrol
Uzman önce kendi sesine göre ve düzgül sınırlar içinde
ayarladığı teypte çocuğun sesini aynı koşullarda banda alır.
Uzman çocuğun çok bağırma gerektiğinde ya da fısıltılı
konuşma gerektiğinde nasıl ses çıkardığını da kontrol etmelidir.
Bu tür kontroller sonucu uzman çocuğun sesinin şiddet
yönünden bir sapma gösterip göstermediğini, gösteriyorsa hangi durumlarda ve
nasıl bir sapma gösterdiğini ortaya çıkarabilmelidir.
B. Sesin perdesine ilişkin tanı
Kişinin sesinin
tizlik ve pesliği, yani perdesi, onun bünyesine bağlıdır. Bu bakımdan çocuğun
sesinin tizlik ve pesliği için başka dış ölçüler yerine kendi koşullarını
dikkate alan bir değerlendirme yapılmalıdır.
1. Perde
aralığının bulunması
Bireyin
çıkarabildiği en tiz ses ile en pes ses arasındaki genişliğin bulunması
önemlidir.
Çocuğun konuşmasından esinlenerek orta bir sesle
"m" ya da "a" çıkarılır. Çocuğa da aynı sesi çıkarması
söylenir. Sonra kademeli olarak sesin perdesi alçaltılır, yani pesleştirilir.
Bu alçaltma çocuğun inebildiği yere kadar sürdürülür. Çocuğun çıkarabildiği en
pes sesin müzik aletinde karşılığı bulunur. Sonra çocuğun çıkarabildiği en tiz
ses saptanır. Onun karşılığı da müzik aletinde bulunur. Böylece müzik aletinde
saptanan iki sesin arası çocuğun perde aralığını verir.
Bazen "m" biçiminde ya da nota halinde ses
çıkaramayan çocuklara rastlanır. O zaman tek ses yerine sözcük kullanılabilir.
Örneğin, "hayır" sözcüğü değişik perdeden söylettirilir ve bu yolla o
sesin nota karşılığı bulunur.
2. Kullanılan
perdeyle kullanılması gereken perdenin kıyaslanması
Yalnız kullanılacak ses tek ses değil çocuğun
yineleyebileceği cümle olması gerekir. Çocuk bu cümleyi sesli olarak 8-10 kez
yineler. Uzman onun ilk ve son kelimesi dışındaki kelimeleri "m"
sesiyle bulmaya çalışır. Böylece çok kullanılan ses perdesini yakalar.
Çocuğun alışık olduğu konuşma sesi, yukarıda belirtilen
yolla bulunan, olması gereken sesten bir derece düşük ya da yüksekse çocuğun
ses perdesinin düzeltilmesi gerekecektir. Yarım dereceler dikkate alınmaz.
3. Değişik
durumların etkisinin ortaya çıkarılması
Çocuğun alışık olduğu konuşma sesini değişik durumlarda
nasıl kullandığını ortaya çıkarmak, hem tanı hem sağaltım planlaması için
önemlidir. Yukarıda açıklanan incelemeleri genzel olarak, gırtlaktan konuşma,
çok kuvvetli ve çok zayıf konuşmada, dinlenir ve gevşek haldeyken, gürültülü
ortamda ya da başkasının konuşmasını öykündüğünde yineleyerek ne gibi
farklılıklar bulunduğunu saptamak gerekir.
Bu incelemelerden sonra çocuğun sesinin perde yönünden
düzeltilme gerektirecek yanlarının olup olmadığı, varsa hangi perdede olduğu
belirlenmeli ve özet olarak kaydedilmelidir.
C. Sesin tonusuna ilişkin tanı
Ses tonu bozukluğunun tanısı oldukça güçtür. Çünkü ses
tonu bir çok değişkenlere bağlıdır. Ses tonu bozuklukları arasında en kolay fark
edileni genzelliktir. Genellikle bu
konuda yapılan incelemelerde ses bozukluğunun hangi özüre daha yakın olduğu
ortaya çıkarılmaya çalışılır. Bunun için, çocuğun okuması ve konuşması bir kaç
kez dinlenir. Sesin genzel mi, soluma mı, garık ya da gırtlaktan gelen bir ses
mi olduğu saptanır.
1. Ünlü kontrolü
Ünlülerin hepsi aynı derecede bozuk çıkmaz. Hangilerinde
bozukluk fazla, hangilerinde az olduğunu ünlüleri tek ve ayrı ayrı çıkartmakla
anlamak olanaklıdır. Bunun için, çocuğa her ünlüyü 5 saniye kadar uzatarak
çıkarması söylenir. Çocuk ünlüyü çıkarırken uzman tarafından dikkatlice
dinlenir, hangilerinin bozuk olduğu saptanır. Daha sonra eklemleme cümle
testinden ünlülerle ilgili olan kısım uygulanarak bir kez daha kontrol edilmiş
olur.
Ünlülerle perde değişimi de yoklanabilir. Perde değişimi
sesin tonunu etkilediğinden bunun yapılması yararlıdır. Çocuk ünlüyü ilk önce
kendi doğal hali ya da alışık olduğu biçimde çıkarır. Sonra, değişik perdede
çıkarması istenir.
2. Genzellik
yoklaması
Genizden çıkarılması gereken " m, n, nk, ng "
seslerinin ağız yolundan çıkarılması biçimindeki bozuklukla, yukarıdaki
seslerin dışında kalan -ünsüzlerin- genizden çıkarılması biçimindeki
bozukluklara genzellik problemi denilmektedir.
Çocuğun yüzüne yakın bir şekilde ayna tutulur ve genizden
çıkması gereken seslerin bulunduğu sözcük ya da cümleler söylenirken aynada
buğulanma olup olmadığına bakılır. Eğer ayna buğulanıyorsa durum düzgündür,
buğulanmıyorsa genzellik problemi var demektir. Aynı zamanda ağız yolundan
çıkarılan seslerin bulunduğu kelime ya da cümlelerle yapılan denemede buğulanma
oluyorsa yine genzellik problemi var demektir.
Aynı inceleme,
seçilen kelime ya da cümlelerin söylenişi sırasında çocuğun burnunun dış
kısmına hafif bastırarak titreşim olup olmadığı biçiminde de yapılabilir.
D. Ses
esnekliğine ilişkin tanı:
Konuşmada ses şiddeti, perde ve hız bakımından aynı
düzeyde sürerse esneklik problemi var demektir. Bunun ortaya çıkarılması
değişik yollarla yapılabilir.
1. Konuşma içinde yoklama:
Çocuğun konuşmasının esnekliğini değerlendirebilmek için
ona bazı cümleler söylettirilir. Bu cümleler özel biçimde seçilmiş cümlelerdir.
Bir fikir, bilgi veren, soru soran, emir veren, hayret belirten, nefret
belirten değişiklikleri kapsayan cümleler oluşturulur. Bu cümleleri önce uzman
söyler, çocuktan yinelemesini ister. Çocuk cümleleri söylerken dikkatle
izleyerek cümlelerin anlamına uygun olarak ve uzmanın söyleyişine benzeterek
esnekliğe yer verip vermediği saptanır.
2. Esneklik
izleme yeteneğini yoklama:
Çocuğun konuşmasında esnekliğe yer verip veremeyeceği de
önemlidir. Bunu ortaya çıkarmak için uzman bir "a" sesi çıkarır. Bu
sesi uzatarak çıkarmaya devam ederken, uzman perde yükseltmesi ve alçaltması
yapar. Bunu parmak ya da kalemle eğri çizer gibi gösterir.
--
-- -- --
--
¦ ¦
¦ ¦ ¦
a-- -- --
-- -- --
Böylesi ayrıntılı incelemelerden sonra çocuğun ses
bozukluğunun tanısı özet rapora geçirilmelidir. Raporda çocuğun ses
bozukluğunun türü, hangi durumlarda ortaya çıktığı, derecesi belirtilmelidir.
SAĞALTIM ETKİNLİKLERİ VE AŞAMALARI
Çocuğun durumuna göre, ayrıntısı değişiklik göstermekle
beraber genel olarak uyulması gereken kurallarda benzerlik vardır.
İlkeler
1. Sağaltımın genel amacı, çocuğa en
iyi olağan konuşma sesini kazandırmaktır.
2. Çocuğun tıbbi bakım raporuna
bağlı olmalıdır
3. Ses bozukluğunu yaratan,
sürdüren, ağırlaştıran nedenler iyice bilinmelidir.
4. Ses bozuklukları bazen geçici
niteliktedir. Bu gibi durumlarda etkin sağaltım yerine
anlayış göstermenin daha önemli
olduğu unutulmamalıdır.
5. Her türlü ses bozukluğunun
sağaltımında işitme eğitimi çalışmaları
yararlıdır.
Özrün Farkına Vardırma ve Güdüleme
Sağaltımın verimli olabilmesi için çocuk, konuşma sesinde
bir başkalık olduğunu, bu farklılığın onun konuşmasını, konuşmayı bir iletişim
aracı olarak kullanmasını olumsuz yönde etkilediğini farketmelidir.
Konuşma sesine ilişkin bir
güçlüğü olduğunun farkına varan çocuk, bun-dan kurtulmaya istekli hale
getirilmelidir.
Özel Güçlüklerin
Düzeltilmesi
1. Sesin gücüne
ilişkin güçlüklerini düzeltilmesi:
Sesin gücüne ilişkin güçlükler iki
biçimde ortaya çıkar. Bunlardan biri, duyulabilirliği zayıf olan sestir. Normal
ortamda, diğerlerinin konuşmaları işitilirken, bu tür çocukların konuşmaları
işitilmez. Ya da dinleyenler işitilebilmek için olağan üstü bir dikkat ve güç
harcamak zorunda kalırlar. Diğeri dinleyenleri rahatsız edecek kadar bağırmayla
yapılan konuşmalardır. Eğer sesin gücüne ilişkin problemlerin bir nedeni yoksa,
bu iki tür güçlük için de soluk çalışmaları yararlı olmaktadır. Bunun için;
Uzmanla
çocuk ayna karşısına geçer, aynı anda soluk alır aynı anda bir ünlü sesi
çıkarmaya başlarlar. Örneğin “a” ünlüsünü.
Aynı tür
çalışmalar. Seçilen bir cümleyi bir soluk alışta kimin kaç kez yineleyebileceği
biçiminde de yapılabilir. Bu bazen uzun cümleler de seçilerek yapılabilir.
Seçilen cümleyi bitirinceye kadar, kim kaç kez soluk alacak şeklinde
değerlendirilir. Bu tür çalışmalarla çocuk soluk alıp verme alışkanlığında bir
yanlışlık olup olmadığını fark eder duruma gelir.
Sesin
duyulabilirliği çok zayıf olan çocuklar için tedavi odasında, sınıfta, küme
çalışmalarında, sınıf ya da küme karşısında onların duyabileceği kadar sesle
konuşma alıştırmaları yaptırılabilir.
Olağandışı
bağırarak konuşan çocuklar için yukarıdaki alıştırmalar ters amaçlı olarak
yaptırılır. Sınıfın, kümenin rahatsız edilmeden, olağan dinleme tekniklerini
dikkate alarak konuşma alıştırmaları yaptırılır.
Tüm
bedeni, hançere kaslarını içeren gevşetme çalışmaları da yararlı etkinlikler
arasında sayılabilir.
2. Sesin perdesine
ilişkin güçlüklerin düzeltilmesi
Çocuğun konuşma sesi cinsi, yaşı ve
beden yapısına göre beklenenden fazla tiz, fazla pes ise üzerinde durulmalıdır.
Bu tür
güçlüklerin düzeltilmesinde teyp çalışmalarıyla işitme eğitimi yararlı
olmaktadır.
Teyp
çalışmalarında aynı cümle düzgün konuşan çocuğun sesi olarak bir de çocuğun
kendi sesi olarak artarda banda kaydedilir. Banda alınan sesler çocuğa dinletilir.
Çocuktan aradaki farkı yakalaması istenir. Bazen, çalışma banda sadece çocuğun
sesi alınarak yapılabilir.
İşitme
eğitimi sesin perdesine ilişkin güçlüklerin yenilmesinde, düzgün cümlelerle
çocuğa sürekli uyaranlar vererek onda bir tür algı yaratmak, sonra bu algıya
uyan ve uymayan uyaranları, yani konuşmaları, fark ettirmek daha sonra da
algıladığı düzgün perdeden cümleleri benzer perdeden yinelemesini sağlama
yönünden yararlı olmaktadır.
3. Ses tonuna
ilişkin güçlüklerin düzeltilmesi
Ses tonuyla
ilgili bozuklukların çoğu sesin şiddeti ve perdesine ilişkin bozuklukların
düzeltilmesi için yapılan çalışmalarla düzeltilebilir. Burada farklı olan,
genzellik problemidir. Genzellikte
yumuşak damakla küçük dilin görevlerini yerine getirip getirmeme söz konusu
olduğundan, eklemleme çalışma yöntemlerinin kullanılması daha yararlı olur.
Zaten ünlü seslerle yapılan eklemleme çalışmaları genel olarak ses tonu için de
yararlı olur.
Diğer
özürlülerde olduğu gibi ses tonu bozukluklarının düzeltilmesinde atılacak adımlar:
hangi ünlü ya da ünsüzlerin bozuk tonda çıkarıldığını saptamak; çocuğu
problemin farkına vardırmak; ayrı sesler halinde düzgün tonda ses çıkarılmasını
öğretmek; öğretilen yeni ses tonu pekiştirmek; pekiştirilen sesi günlük
konuşmada sürekli olarak kullanılır hale getirmektir.
4. Ses tonuna ilişkin güçlüklerin giderilmesi
Konuşma sesindeki tek
düzelik genellikle iki ayrı çalışmayla giderilebilir. Biri sadece ünlü çıkarmayla yapılan çalışma,
diğeri cümle kullanma yoludur.
Sadece ünlü çalışmaları,
önce bir ünlünün “a”, uzun olarak çıkarılmasıyla başlanır. Sonra aynı ses
tahtaya ya da kâğıda çizilerek bir esneme şemasına uygun olarak esnetilerek
çıkartılır.
Örneğin : a
İkinci tür çalışma
cümlelerle yapılır. Bu tür çalışma için değişik cümleler seçilir. Bunları uzman
anlamlarına uygun esneklikte söyler. Çocuk onu öykünür. Değişik cümlelerle
yeteri kadar alıştırma yapılıp, çocuk soru cümlesiyle ünlem cümlesini değişik
biçimlerde söyleyebilir hale geldikten sonra düz cümleler üzerinde değişik vurgu
çalışmalarına geçilir.
Esneklik çalışmalarında
sadece sesin perdesi ve vurgularıyla yetinilmemelidir. Sesin gücüne ilişkin
esneklik çalışmaları da yapılmalıdır. Bunun için sessiz, sakin yer ve anlarda,
gürültülü, uğultulu yer ve anlarda değişik alıştırmalar yapılmalıdır.
Çocuk bir cümleyi önce
tane tane, ağır ağır söyler. Sonra aynı cümleyi daha çabuk söyler. Böylece
esnekliğin hıza ilişkin özelliğini içeren alıştırmalar da yapılmış olur.
Sesin konuşmada
kullanılır hale getirilmesi:
Yukarıda açıklanan çalışma
ve alıştırmalar yeterince yapıldığında çocuk, genellikle, düzeltilmiş sesini
günlük konuşmada kullanılır hale gelir.
Sağaltımın
sona erdirilmesi:
Sağaltım hangi özür türü olursa olsun
birden kesilmemelidir. Yeni ses tonunun günlük konuşmada kullanılır hale
getirilmesi çalışmaları başladığında, sağaltımın sona erdirileceği de çocuğa,
aileye, okula-öğretmene hissettirilmelidir.
Çocuk,
aile ve öğretmen daha çok sorumluluk yüklenip, etkinlikleri daha bağımsız
yürütmeye yönlendirilmelidir. Konuşma ödevleri bu açıdan yararlı olur.
FONKSİYONEL SES
BOZUKLUKLARI
Ses tınısının bozulması ve sesi
kullanma becerisinin azalması ile tanımlanan ses bozukluklarıdır.
Fonksiyonel ses bozukluklarına
etiolojik olarak değişik faktörler neden olmaktadır.
- Yapısal faktörler
- Alışkanlığa bağlı faktörler
- Sesi gereğinden fazla yormaya bağlı olan faktörler
- Psikolojik hatalı davranışlara bağlı olan faktörler
Fonksiyonel ses bozuklukları,
FONOPONOZ ve FONONÖROZ olmak üzere iki bölüm halinde inceleyebiliriz.
A. FONOPONOZLAR
Bu tür ses bozuklukları, sesi
fazla yorma ve yanlış kullanma sonucu ortaya çıkar. Psikolojik faktörlerin
etkisi azdır.
1. HİPERFONKSİYONEL DİSFONİ
Burada, fonasyon (sesin
oluşması) kaslarının, istemsiz olarak fazlaca kasılması söz konusudur. Ayrıca
solunum, artikülasyon ve boyun kasları da bu kasılmaya katılırlar.
Hiperfonksiyonel Disfoni, sesin
beceri noksanlığını telafi etmek için de ortaya çıkabilir.
Oluşması
Sesini ekonomik kullanamayan
konuşmacılarda, bağıran çocuklarda görülür. Gürültülü yerlerde konuşmak, yanlış
teknikle şarkı söylemek, larenjitten sonra sesi yeterli derecede korumamak veya
kişisel ses becerisi ve ses fonksiyonunun arasındaki farkı vücut organlarının
hareketleriyle elde etme çabası başlıca nedenlerdir.
Ayrıca ağır işitme, aktif
kişilik, oluşmasını hazırlayan nedenlerdir
Belirtiler
Ses kısıklığı, sesin sert
oluşması, havalı ve cızırtılı ses, üst göğüs solunumu belirtileri arasındadır.
Konuşma tonu incedir. Boğazı
kazıma hissi, kuruluk, yutkunma isteği, şişlik hissi, salgılama (sekresyon)
artışı ve efor sırasında seste çabuk yorulma vardır. Geç devrede, yorgunluğa bağlı
olarak zayıf ve afoniye kadar giden ses kısıklığı görülür.
Bulgu
Boyun damarlarının konuşma ve
şarkı söyleme sırasında dolgunluğu dış larenks kaslarının, boyun, dil, ense,
mimik kaslarının kasılması, konuşma sırasında larenkste aşırı hareket, ön artikülasyon
bölgelerinin kullanılmaması sonucu sesin geride tınılaması gibi bulgular
vardır. Sesi tutma süresi kısa olup, bazen de açık veya kapalı rinolali vardır.
Tedavi
Genel Bakış: Sigara ve alkol yasağı verilir. Fizyolojik olmadığından ve sese
fazla zarar verdiğinden dolayı, fısıltı sesiyle konuşmayı yasaklamak bunun yerine
mümkün olduğu kadar normal sesli konuşmak önerilir.
Masaj: Vibrasyon masajı ile boyun, sternum kaslarının gevşemesi sağlanır.
Bu şekilde daha iyi bir dolaşım ve kuvvet kazancı oluşur.
Solunum: Patolojik solunum tipini, fizyolojik göğüs-karın solunum tipine
dönüştürecek egzersizler yapılır.
Ses Egzersizleri: Bunlar daha çok rezonans (ses tonunu azaltıp çoğaltmak) egzersizleri,
yumuşak fonasyon egzersizleri ve tonu tutma süresini uzatabilen egzersizlerdir.
Zum egzersizleri özellikle
yumuşak dudağı gevşetmeye yarar ve böylece çok az bir kas tonusu bütün ses
mekanizmasına taşıyarak, hiperfonksinel fonasyonda bir azalma elde edilir.
Yumuşak fonasyon, özellikle
ya, la, va ile başlayan kelimelerle elde edilir. Sesi oturtma egzersizlerinde,
sesin diyafram ile ilişkisi sağlanır ve tını mümkün olduğu kadar önde
oluşturulmaya çalışılır. ( dikkat... iterek değil, ön artikülasyon bölgelerini
kullanarak.) Egzersizler t, m, n, d harfleri ile başlamalıdır.
Ton tutma egzersizleri sesli
harflerle yapılır. Ancak önüne bir sessiz harf koymak koşuluyla.
Eğer hasta konuşma sesinin
kısık olmasına karşın, iyi şarkı söyleyebiliyorsa, ses tedavisi şarkı sesi ile
yapılmalıdır.
Telaffuz : Anlaşılır şekilde telaffuz edebilme yeteneğini kazanabilmek,
artikülasyon organlarının iyi hareket etmesini sağlamak, özellikle de çeneyi
iyi açabilmek alışkanlığını elde etmek için gayret sarf edilir.
Kendi Kendini
Kontrol Edebilmek: Pek çok hastaya
kendi kendini kontrol edebilmek zor gelmektedir. Bu açıdan hastanın sesini
banda almak ve yanında kritik etmek yararlı olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder