30 Kasım 2015 Pazartesi

Dikkatsizlik

     Yönergeleri takip etmede çok güçlük çekiyor.
     Ders dinlerken  başka bir evrende gibi  görünüyor.
     Okuma etkinliklerinde sıra ona geldiğinde hiçbir zaman doğru yeri bulamıyor.
DEHB’nin belirtileri bireyden bireye farklılık göstermesine rağmen, temelde sorunlar aynıdır. Bu çocukların yaş ve zekâ düzeyine göre dikkat süreleri daha kısa olmaktadır. Dikkati, hem ilgili hem de ilgisiz uyaranlar dağıtmaktadır. DEHB’de “dikkatin odaklanamaması” en sık karşılaşılan sorundur.

yaptıkları işleri yarım bırakmakta ve uğraştığı etkinliği bitirmeden  diğerine geçmektedirler. Bu çocukların dikkat süreçleri de günden güne değişiklik göstermektedir. Bazı günler işlerinin tümünü belirli zaman süresinde bitirebilirken başka bir günü hiçbir şey yapmadan geçirebilmektedirler. Ayrıca evde bilgisayar oyunlarında şampiyon olabilirken, sınıfta dikkati odaklama da sorunları vardır. Çocukların dikkat süresi ve yoğunluğunda ortama ve uyarana bağlı etmenler, önemli rol oynamaktadır.

  •   Bireyin yaşına ve gelişim düzeyine göre dikkat süresi ve
yoğunluğu azdır,

  •  Dikkatin bir noktaya toplamasında zorluk çekerler,

  •  Dış uyaranlar dikkati kolayca dağıtır,

  •  Unutkanlıkları vardır,

  •  Eşyaları veya oyuncaklarını çok sık kaybederler,

  •  Organizasyon ve uyum sürecinde yaşanılan problemlerden dolayı genel bir dağınıklık ve düzensizlikleri vardır,

  •  Gün içinde sık sık hayallere dalarlar,

  •  Yönergeleri dinleme ve izlemede zorluk çekmedirler.
 Dikkat eksikliği olan çocuk bire bir çalışma ortamında bile dikkatini sürdürmede sorun yaşarken, sınıf yönetimi sağlanmamış, aşırı kalabalık sınıfta birçok problem yaşayabilmektedir. Bu çocukların bir kısmında ise, dış uyaranlardan ziyade iç uyaranlar (içsel düşünce ve duygular) dikkatlerini dağıtmaktadır. Genellikle sınıf içerisinde “sessiz başarısızlar” olarak bilinen bu çocuklar hayallere kolayca dalmakta ve çok az davranış problemi göstermektedirler.

Geç yatmanın zeka üzerine etkisi şaşırtıyor!

 
Zekâ ve uyku arasında bağlantı kuruldu. London School of Economics‘in araştırması uyku ile zekâ arasında bağlantı kurdu.
Satoshi Kanazawa ve ekibinin yaptığı araştırmaya göre,IQ’su yüksek olanlar geceleri daha aktif oluyor ve bununla bağlantılı olarak geç yatağa giriyorlar.
Aksine zekâ düzeyi düşük olanlar ise erkenden yatakta olmayı tercih ediyor.
Türk uzmanlar da araştırmanın ilginç sonuçlarını şöyle değerlendirdi:
Satoshi Kanazawa ve ekibinin yaptığı araştırmaya göre, IQ’su yüksek olanlar geceleri daha aktif oluyor ve bununla bağlantılı olarak geç yatağa giriyorlar.
Aksine zekâ düzeyi düşük olanlar ise erkenden yatakta olmayı tercih ediyorlar.Türk uzmanlar da araştırmanın ilginç sonuçlarını şöyle değerlendirdi.
Dr. Sabri Derman (Amerikan Hastanesi Uyku Bozuklukları Uzmanı)
İlginç bir araştırma! üretken insanların daha geç yatmaya ve geç kalkmaya eğilimli oldukları uzun zamandır biliniyor.Öte yandan genetik olarak ebeveylerimizden bize özgü yatma/kalkma saatlerini ve uyku süremizi aldığımız da bilinen bir gerçek.Belki de üretken insanlar o nedenle toplumda 09.00-18.00 iş saatlerine uyamıyor,rutin emekten çok zeka gerektiren, ama esnek mesaili işlere eğilimli oluyorlar. 

Prof. Dr. Hakan Kaynak (Nörolog ve Uyku Bozuklukları Uzmanı): 

Geç uyuyanlar daha üretken, daha sanatçı ruhlu insanlar oluyorlar,diğerleri daha üretken,iş yaşamlarında daha çalışkan oluyorlar.Birisinin kafası akşam daha iyi çalışıyor, diğerinin gündüz çalışır.
Prof. Dr. Firuz Çelikoğlu (Doktorlar Merkezi Uyku Bozuklukları Direktörü) 
Eğer az uyuyan bir kişi konsantre uykusunu kendisine göre organize ediyorsa sağlıklı bir uyku alıyordur.Uykunun süresi çok uzunsa, buna hipersomnia deniyor ve bu uyku bozukluğunun bir parçasıdır, eğer böyle bir durum varsa zekâ düşüklükleri görülür.
Ferhat Çalapkulu ( Türk Beyin Takımı Kaptanı)
Geç yatmamın sebebi; düşünmek ve çalışmak için daha sessiz bir ortam olması. Ortalama 5 saat uyuyorum.Genellikle 02.00-03.00 sıralarında yatıyorum. IQ’su yüksek insanların da uykuya daha az vakit ayırıp beyinlerini gece çok kullandıklarını düşünüyorum.
Emrehan Halıcı (Türk Zeka Vakfı Başkanı)IQ’su yüksek olan insanlar dışarıdan gelen olaylara daha duyarlı insanlardır. Okumayı, yazmayı, düşünmeyi seven insanlardır. Geceleri değerlendirir ve geç yatarlar. Bu doğru bir tespittir.
- See more at: http://www.insanhaber.com/bilim-teknik/gec-yatmanin-zeka-uzerine-etkisi-sasirtiyor-h26082.html#sthash.01ShR4Gw.dpuf

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğuna Eşlik Eden Diğer Davranış Özellikleri Nelerdir?

 
Flick (1998), Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun temel özelliklerinin yanı sıra çocuklarda 

  • Farklı derecelerde düzensizlik
  •  Sosyal becerilerde yetersizlik
  • Saldırgan davranışlar
  • Olumsuz benlik algısı
  •  Uyarım arama davranışı
  •  Dalgınlık/uyku hâli,
  • Koordinasyon güçlükleri,
  •  Bellek sorunları
  •  Takıntılı düşünme ve tutarsızlık görüldüğünü belirtmektedir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda görülen temel belirtilerin yanı sıra, eşlik eden diğer belirtilerle de başa çıkılmalıdır. Çocuğun bireysel özelliklerine göre, uygulanacak tedavi ve eğitim planında  eşlik eden belirtilerde dikkate alınmalıdır. Bu çocukların sosyal yaşama  etkin katılımı ve uyumu için bu bozukluğun erken tanılanması, tedavi ve eğitim hizmetlerinden yararlanılması ve izlenmesi gerekmektedir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunda görülen temel belirtilerin yanı sıra, eşlik eden diğer belirtiler aşağıda sırasıyla açıklanmaktadır.


Düzensizlik 
 
Bu çocuklar düşüncelerini ya da yapması gereken önemli işleri sıraya koyamamaktadır. Okulla ilgili kitapları ya da futbol çalışmasıyla ilgili önemli materyalleri sınıfa götürmeyi unutmakta ve bunların nerede olduğunu hatırlayamamaktadır. Aileler tarafından bir gece öncesine kadar hatırlatılmasına rağmen çantasını ve ödevlerini hazırlamada eksiklikleri bulunmaktadır. DEHB olan çocuklar organize olamamaları sonucunda ödevlerini tamamlamada da zorluk yaşamaktadırlar.

•    Sınıf içerisinde ihtiyacı olan malzemeleri bulamıyor.
•    Sınıf içi ödevlerini yaparken önce kâğıdını bulamıyor sonra bulduğu kalemini bırakıp başka kalem arıyor daha sonra kalemini açmak için zaman harcıyor bu hep böyle devam ediyor.
•    Sırası karışık olduğu için aradığı hiçbir şeyi bulamıyor.


Sosyal Becerilerde Yetersizlik 
DEHB olan çocukların bulundukları akran grubunda sosyal kabul görmeye yönelik güçlü istekleri vardır. Ancak bu çocuklar genellikle sosyal ipuçlarını algılamakta zorluk yaşamaları nedeniyle bulunduğu grupta istenmeyen davranış gösterirler. DEHB olan çocuk kendisine söylenen aşağılayıcı ve kırıcı sözlere karşı koymakta zorlanırken diğer çocuklar bu sözlerin kendileriyle ilgili olmadığını düşünerek üstünde durmamaktadır. Çoğu zaman DEHB’li çocuk, başkalarının oyununa davet edilmeden karışması nedeniyle oyunlarda istenmemekte bu durum aklında yalnızca oyuna katılma isteği olan çocuk için anlaşılmaz olmaktadır. DEHB olan çocuklar küçük grup ve bire bir ilişkilerde bile daima patron ya da ilk kişi olmayı istemektedirler. Bu durum sosyalleşmelerini engellemektedir. Bu çocuklar, bulundukları ortamlarda zaman içinde davranışlarını kontrol ederek uyum sağlasalar da ergenlik döneminde sosyal uyum gerektiren farklı ortamlarda iletişim güçlükleri yeniden ortaya çıkmaktadır.
•    Çok yalnız, hiç kimse ondan hoşlanmıyor. Bazen sınıf içerisindeki ödevlerini özellikle teneffüste dışarı çıkmamak ve reddedilmekten sakınmak için bitirmediğini düşünüyorum.
•    Sınıf arkadaşı onu istemediğinde çok acı çekiyor.
•    Gerçek problemi, kurallara uygun oyun oynayamamak.



Saldırgan DavranışlarBu özellik DEHB olan çocuklar için uzun vadede olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. DEHB’ye eşlik eden saldırgan davranışlar olduğunda çevresiyle olan iletişimi azalmakta, çocuğun davranışını idare etmek ve anlaşmak zor olmaktadır. Saldırgan davranışlar sıklıkla DEHB’ye eşlik eden “Karşıt Olma Bozukluğu” ya da “Davranım Bozukluğu”nun göstergesi olabilmektedir. Saldırgan davranışların olması durumunda çoklu tedavi programı gerekmekte ve/veya yoğun davranış müdahalelerine ihtiyaç duyulmaktadır.

•    Yetişkinlere karşı çok saygısız davranıyor. Bu nedenle bir çok kez  disiplin uyarısı aldı.
•    Bu çocuğun olduğu yerde mutlaka bir sorun çıkıyor.
•    Çevresindeki her şeye zarar veriyor.
•    Her teneffüste en az bir kişiyle kavga ediyor.




Olumsuz Benlik Algısı
“Benlik Algısı” ve “Kendini Değerli Bulma” doğuştan gelen bir özellik olmayıp sosyal ve fiziksel çevrede zaman içinde oluşur. Benlik algısının en çok geliştiği dönem okula başlama yaşıdır. Çocuğun yaşıtları ile beraber olması, yaşıtlarından aldığı geri bildirimler, okulda elde ettiği yeni bilgiler, okul başarısı, evin dışında bir yetişkin ile (öğretmen) olan ilişkileri burada rol oynar. Birinci sınıftan sonra okul başarısı benlik algısının gelişimini etkiler. DEHB olan öğrenciler okulda yaramaz, tembel, sıra dışı… vb olarak nitelendirilmektedir. Bu etiketleme, çocukların kendilerini olumsuz algılamalarına ve özgüvenlerinin düşmesine sebep olmaktadır. Okul başarısı düşük olan bu çocuklarda korku, okula gitmek istememe, başarılı çocukların yanında kendilerini küçük görme gibi olumsuzluklar görülür. Başarısızlık deneyimleri ve çevreden aldıkları olumsuz geri bildirimler sonucunda bu çocuklar olumsuz benlik algısı geliştirmektedirler. Bu durum DEHB olan çocukların kendilerini var olan potansiyellerinden daha düşük algılamalarına ve zaman içinde akademik ve sosyal ortamlara uyum sürecinde olumsuz etkilemektedir. Bu çocuklar  akran ilişkilerinde de sorunlarından dolayı dışlanmış ve uyumsuz olarak değerlendirilmişlerdir. Öfke patlamaları şeklindeki atak davranışları nedeniyle isimleri; “hiper, engelli, sakar, topu hedefine bile atamaz.” olarak nitelendirilmektedir. Bu durum çocukların; hayal kırıklığı, yetersizlik yaşamalarına, ve incinmelerine sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak çocuklarda  sorunlu davranışlar görülmektedir.

•    Başarısız olacak endişesiyle etkinliklere katılmıyor.
•    Yaptığı işi hiç uğraşmadan kolayca bırakıyor.
•    Kendini yetersiz hissediyor



Heyecan Arayışı
 DEHB olan çocukların bu özelliği diğer özellikleri kadar sık ortaya çıkmamaktadır. Bu çocukların bir kısmının az uykuya gereksinim duymalarından dolayı hiperaktif davranış sergiledikleri görülmektedir. Tren veya arabalara asılarak gitme ya da ağaçların  tepesine tırmanma gibi tehlikeli davranışlar sergilerler. Yaptıkları bu davranışlar, ağır yaralanma ya da ölümle sonuçlanabilmektedir. Bu davranışların daha az tehlikeli olanları ise caddede bisiklete binme garajın ve ağaçların tepesinden atlama ya da keskin bıçakla hokkabazlıktır.  Bu durum DEHB’nin diğer özellikleri gibi derece derece ve kişiden kişiye değişiklik göstermektedir.


•    Bu çocuk  limitleri zorlamayı seviyor.
•    Derste  çoğu zaman elinde bir oyuncak  ya da materyalle oynarken görüyorum.
•    Daima dikkat ve heyecanın merkezi olmak istiyor.


Dalgınlık/Uyku Hâli
 Bu çocuklar, sınıf ve buna benzer  yapılandırılmış ortamları sıkıcı bulmaktadırlar. Ders esnasında dikkatlerinin çekilmediği ve etkileşimde bulunulmadığı durumlarda sık sık uykulu oldukları görülmektedir. Bu nedenle sınıf içerisinde yerinde oturamama ya da palyaço tarzı hareketlerle farkında olmadan dalgınlık/uyku hâllerini engellemektedirler.

•    Bedeni sınıfta fakat aklı nerede bilinmiyor.
•    Sanki başka bir evrendeymiş gibi davranıyor.
•    Ders esnasında zaman zaman uykuya daldığını görüyorum.

Bellek Sorunları

Bu çocukların bellek işleyişinde güçlükleri vardır. Belleğe ilişkin asıl sorun, söylenen sözün çocuğun  dikkat alanına girmemesi nedeniyle öğrenmede yetersizlik yaşanmasıdır. Aileler ve öğretmenler sıklıkla bu çocukların unutkanlıklarından yakınmaktadırlar. Bellek sorunları özellikle çocuklardan bir şey yapmaları istendiğinde ya da birkaç yönerge aynı anda verildiğinde yaşanır.

•    Aynı anda iki işi yapması  istendiğinde sorun yaşıyor.
•    Söylenenler bir kulağından girip öteki kulağından çıkıyor.
•    Bir ders öncesi anlatılanları   bile hatırlamıyor.


 Israrcı Tutum

Bu çocuklar  bir düşünceye takıldıklarında, sürekli o düşünce ile  meşgul  olmaktadırlar. Sınıf içinde öğretmenlerini hep aynı tip sorular sorarak rahatsız etmektedirler. Bu çocuklar ipuçlarını yorumlamakta da zorlanmaktadırlar. Örneğin, takıntılı düşüncelerinden dolayı yetişkinlerin defalarca söylemiş olduğu “hayır öyle değil”  gibi olumsuz verilen cevapları bile  anlamak istememektedirler.

•    İpuçlarını yorumlamakta zorlanıyor.
•    Aynı konu hakkında milyonlarca soru sorabilir.
•    Aklına bir fikir geldiğinde onu yapmadan duramıyor.

 Tutarsızlık

DEHB’nin en belirgin özelliğidir. Bu çocuklar çok değişkendirler. Çevresindekiler, onların iyi ve kötü günlerinin olduğuna inanırlar. Bazı günler verilen ödevlerin hepsini tamamlarken ertesi  gün hiç dokunmayabilirler. Genellikle bu durum çocuğu akademik yönden başarısızlığa itmektedir. Ayrıca bu çocukların geçişlerde ve değişikliklere uyum sağlamada güçlükleri vardır. Bunlar;
 Aile yaşantısındaki önemli değişimler (eşlerin ayrılması,
boşanma, kardeşin doğumu gibi)
 Yaz saati uygulamasında bir saatin ileri/geri alınması gibi küçük
değişiklikler,
 Normalde iyi olarak görülebilen ev ve araba alma ya da
değiştirme gibi değişikliklerdir.

•    Başarısı çok değişken. Aynı dersin sınavlarından bir iyi bir kötü sonuç alıyor.
•    Bir gün ev ödevlerini tam yaparak getirirken ertesi gün hiç birini yapmıyor.
•    Ondan ne bekleyeceğimi  bilemiyorum.

Koordinasyon Güçlükleri 

DEHB olan çocukların çoğu ince motor becerisi gerektiren  işlerde özellikle yazı yazmada zorluk yaşarlar.
Bazıları ince motor becerilerinde sorun yaşarken bunun yanında çok azının kaba motor becerilerinde zorlukları bulunmaktadır. Bu nedenle çocuklar bazı spor dallarında mükemmel performans gösterirler. Bu alanlardaki yetenekleri, sınıf içerisindeki başarısızlıklarıyla  denge oluşturmaktadır.
•    Oyunlara seçilen, sonuncu kişi oluyor.
•    Yazısı çok kötü.
•    Sık sık sakarlık yapıyor.




DÜRTÜSELLİK

 


DÜRTÜSELLİK

SÜREKLİ YARAMAZLIKLA, TEMBELLİKLE SUÇLANIRLAR VE SÜREKLİ ŞİKAYET EDİLİRLER.... 

Ama çoğu zaman davranışlarının nereye varabileceğini hesaplayamazlar ve haksızlığa maruz kalırlar...

ÇÜNKÜ...

  •  Çocuğun davranışlarını kontrol edebilme, günlük yaşantısını, derslerini, ödevlerini planlama uyma ve sürdürmede güçlük ve zorlanma durumudur.
  • İsteklerini durdurabilme ve erteleyebilme, kurallı yaşantıya uyma ve sürdürmede güçlük ve uymama ve aşırı zorlanma durumudur.
  • Dürtüsellikte; genellikle çocuklar davranışlarının sonuçlarını düşünmeden yaparlar, risk alırlar ve sabırsızdırlar.
  • Davranışlarını kontrol etmede zorluk çekerler, çevreleri ile sürekli sürtüşme halindedirler, uyarıları ya algılamazlar ya da kabül etmezler.
  • Dürtüselliğe fevrilik ataklık ve kontrolsüzlük de eşlik eder.
  • Dürtüselliği olan çocuklar, olayları sağlıklı olarak değerlendirmekte zorlanırlar, problem çözme yöntemlerini bulma ve kullanmada, çevrelerinde gelişen olayların farkına varmakta ve açık uçlu soruları anlamakta, cevaplandırmakta güçlük çekerler.
  • Sınıf içi kurallara uymakta parmak kaldırma davranışını öğrenmekte, sırasına oturmakta, karşısındakinin sözünü dinlemekte vb durumlarda zorluklar yaşarlar.
  • Davranışlarının nedenleri sorulduğunda, genellikle yaptıklarının çok farkında değildirler ya da kendilerini engelleyemediklerini söylerler.
  • Kurallara uymak için istekli olduklarını söyleseler de bu durum çok kısa süreli olur ya da hiç uyamazlar. 
  •  Dürtüsel davranışları nedeniyle akademik ve sosyal alanda psikolojik problemler yaşarlar. Akademik başarıları genellikle düşüktür ve yaşadıkları problemlerle tek başlarına baş edemezler. Bu nedenle aile ve çocuğun destek alması gerekmektedir.