9 Kasım 2015 Pazartesi

Çocuk-Kitap İlişkisi








Kitapla ilişki kurmak, okumayı bilmese de konuşmakta güçlük çekse de her çocuğun hakkıdır. Resimli kitap ve dergiler, okul öncesi dönemde dil gelişimini desteklediği gibi çocuğun kendisini tanımasına kendisini bulmasına olanak sağlar, toplumsallaşmasına yardımcı olur; yalnızlığı, kimsesizliği azaltır; sanatsal ve kültürel deneyimler kazandırır; sevinç, neşe, keyif kısaca haz verir. Çocuğun bütün gelişim alanlarına katkı sağlayan, onun dünya ile iletişimini kuvvetlendiren, okuma yazma becerisinin kazanılmasına yardım eden çocuk edebiyatı ürünleriyle çocuğu erken dönemde tanıştırmak, yararları düşünüldüğünde birkez daha önem kazanmaktadır.
Erken dönemde uygun yapıtlar, çocukları mutlaka olumlu yönde etkileyecektir. Okulöncesi dönemde kitapla ilgili deneyimler, çocukların daha sonraki yıllarda okumayı öğrenmeye karşı duygu ve tutumlarını oluşturmada ilk adımlardır. Bu nedenle okul öncesidönemin ve resimli kitapların önemi dikkatlerden kaçmamalıdır.
* Çocuk–kitap ilişkisini şöyle sıralayabiliriz:
* Resimli kitaplar; çocuğun belleğinden kavramların imgelerini oluşturur. Kavramların görsel imgeleriyle çocuğun belleğine yerleşmesine olanak sağlar.
* Çocukların duyu algılarını geliştirir.
* Kavramsal gelişimini destekler.
*Soyut ve somut kavramları öğrenmelerini kolaylaştırır.
* Nesneleri sınıflandırma, gruplandırma, kavram oluşturma, anımsama, dikkat etme, düşünme gibi bilişsel süreçlerini işletir.
* Resimli kitaplar; çocuğun kavram, sözcük bilgisi, gramer, anlama dinleme, sorulara cevap verebilme, öykü zincirini kurabilme, bellek, sıralı cümle üretebilme, dili kullanabilme, çözümleme yeteneğini artırır.
* Dilin zenginliğinin farkına vardırır, okuma zevki uyandırır.
* Resimli kitapların, çocuğun sanat eğitimine ve görsel algısına katkısı vardır.
* Kitaplardaki resimler kendine has biçim ve biçimleriyle çocuğu kavrayacak, heyecanlandıracak, çocuğun düşünmesine ve yeni sorular üretmesine yardımcı olacaktır.
Kitaplar, günlük yaşamda karşılıklı konuşmanın ( çocuk-yetişkin ) önemli bir bölümünü oluştururlar. Toplumun değer sistemiyle birlikte günlük ilişkilerdeki problem çözme stratejilerini de yansıtırlar.
Kitaplar karşılıklı konuşmanın oluşturulmasında etken olduğundan okunan kitabın anlaşılmasındaki güçlükler, yetişkinlerin çocuklar için daha iyi eğitimsel stratejiler yaratmasına yol açar. Kitaplar çocuklara anne baba, kardeş dışında ilişki kurabileceği yeni arkadaşların komşuların yer aldığı çevreyi tanıtır. Bu ilişkiler içinde sorunların, sevinçlerin, dayanışmanın, paylaşmanın olduğu değişik durumlarla örneklendirerek, çocuk için yeni yaşam kesitleri oluşturur. Çocuklara kendileriyle çevresindeki yetişkinlerle arkadaşlarıyla kardeşleriyle yaşayabileceği sorunların çözümüne ilişkin ipuçları sunar.
İyi bir çocuk kitabı; çocuğun düşünme, sorun çözme ve yaratıcılık gücünü artırır, çocukta doğa olaylarına karşı ilgi uyandırır. İnsanları ayırmaksızın sevmesine yardımcı olabilir. Ailesine karşı bağlılık duygularını güçlendirmesini sağlar. Gelişim düzeyine uygun davranışlar kazanmasına katkıda bulunur. Dilin kurallarını erken yaşta öğrenmeyi ve dili geliştirmeyi sağlar. Aynı zamanda çocuğun resme, dramatik etkinliklere, müziğe, sanat alanlarına karşı ilgi duymasına yardım edebilir. Çocuğun kendisini daha iyi tanıması gerekiyorsa davranışlarını değiştirmesi için ona kılavuzlukta bulunurken, çocuğa yaşamın değişik yönlerini öğrenmesinde, türlü insan tiplerini tanımasında, başka ülkeler ve toplumlar üzerinde bilgi edinmesinde çok zengin imkânlar sağlar.
 Çocuklar sanatçının kurguladığı olayların kahramanlarıyla özdeşim kurarak iyiye, güzele, doğruya yönelebilir. Sanatçının yarattığı insana özgü duygu yoğunluğu ile kıskançlık, nefret, düşmanlık gibi duygulardan arınabilirler. Genel olarak çocuklar, okudukları kitaplardan arta kalanlarla bir yandan yetenek yelpazelerini geliştirirken diğer yandan da günlük yaşamlarını kolaylaştırıp renklendirirler. Ruhsal ihtiyaçların karşılanmasında ve bütün gelişim alanların desteklenmesinde katkıları aşikâr olan çocuk kitaplarının önemi gayet açıktır. Sonuç olarak, çocuk kitap ilişkisinde bir kişinin sadece çocuğa veya sadece edebiyatı bilmesinin yetmediği görülmektedir. Çocuk –kitap – yetişkin ilişkisi ve çocuk edebiyatı, içine girdikçe genişleyen, derinleşen bir âlemdir.
Bir çocuğun kafasında yaklaşık, on milyar beyin hücresi yer almaktadır. Bu ise düşünülebilecek en karmaşık bilgisayardaki parçalardan bile daha karışık bir sistemdir. Bununla birlikte insan, özelinde çocuk, sadece beyinle sınırlandırılamayacak mükemmellikte bir varlıktır.
Okul öncesi dönemde, insanın ömür boyu sürdüreceği temel kişiliğinin ve alışkanlıklarının oluştuğu bilinmektedir. Bu temel kişilik, çocuğun okul ve okul sonrası hayatında ne ölçüde başarılı olacağını, başka insanlarla ilişkilerinin nasıl gelişeceğini belirler.
Günümüzde de çocuk gelişimi-eğitimi ve ruh sağlığı uzmanları, ilk yılların ne kadar önemli olduğu konusunda hemfikirdirler. İnsan doğarken, bedensel, ruhsal ve zihinsel gelişme açısından belli bir gücü beraberinde getirir.
Zamanla zihinsel güçler ve yetenekler elverişli şartlarla daha zengin ve belirgin çizgilerle kendini bularak, gelişmiş bir kişiliğe dönüşme imkânına sahip olur. Bununla birlikte olumsuz şartlarda gelişmenin de olumsuz bir istikamet çizdiği belirtilmektedir. Bu yüzden çocuğun gelişimini etkileyecek bütün noktaların çok iyi bilinmesi gerekir.
Çocuk yetiştirmek bilgi isteyen bir iştir ve çocuklar her zaman eleştirmenden çok bir modele ihtiyaç duyarlar. Çocukların öğrenmeye açık ve meraklı olduklarını ama öğretilmekten hoşlanmadıklarını unutmamamız gerekir. İlk eğitimine ailede başlayan çocuk, çevresiyle etkileşimde bulunarak öğrenir ve eğitilir.
Çocuğun çevresiyle olumlu etkileşimi, öğrenimi ve etkilemişimi hızlandırır. Bu etkileşimin önemli öğelerinden biri de çocuk edebiyatıdır. Kitap insanların, çocukluk, gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerindeki zihinsel ve ruhsal gelişimini etkileyen önemli faktörlerden birisidir.
 Çocuk yayınlarının temel amacı, kitap sevgisi ve okuma alışkanlığı kazandırmak olmalıdır. Çocuk ve kitap ilişkisinin okuma yazma öğrenmekle başlamadığı, çocuğun kitapla tanıştığı dönemin 0-6 yaş arası olduğu bilinmektedir. Çocuk kitapları, çocukların bazı özelliklerinin gelişmesine yardımcı olmaktadır. Bu özellikleri Spink şu şekilde sıralamıştır:
Fiziksel gelişim: Çocuklar, çocuk kitapları sayesinde kendi fiziksel özelliklerini tanıma ve keşfetme fırsatını yakalarlar.
 Zihinsel gelişim: Çocuk kitabı, çocuğa çeşitli bilgiler vererek çocuğun zihinsel gelişimine katkıda bulunur.
Dil gelişimi: Çocuk kitapları, çocuğa kendisinin veya başkasının okuması yoluyla dilinin gelişmesine yardımcı olur.
Duygusal gelişim: Çocuk kitabında yer alan konu, olaylar, karakterler, duygular ve bunların özellikleri; kitabın verdiği mesaj ve bu mesajın etkileri, çocuğun duygusal, ahlaki, ruhsal, sosyal açıdan ve kişilik açısından gelişimine katkıda bulunur.
Arbuthnot da çocuk kitaplarının çocukların hangi ruhsal ihtiyaçlarını karşıladığını şu şekilde sıralamıştır:
· Başarma ihtiyacı
· Fiziksel rahatlama ihtiyacı
· Bilgi ihtiyacı
· Sevme ve sevilme ihtiyacı
· Bir yere veya bir şeye ait olma ihtiyacı
 · Değişme ihtiyacı
 · Güzellik (estetik) ihtiyacı
Yukarıdaki tespitlerden de anlaşılmaktadır ki çocukta oyun neşesi içinde tanışılan kitaplar, çocuğun gelişim alanları ve ruhsal ihtiyaçlar açısından oldukça önemlidir. Çocuk kitapları, çocuğun ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayan zihinsel, duygusal ve ruhsal gelişimini destekleyen ve en önemlisi zevkle okuduğu eserler şeklinde tanımlanmıştır. Kitabın çocuğun sosyal, duygusal ve ruhsal gelişiminde önemli uyaran olduğu, çocuklara küçük yaşlardan itibaren iyi ve nitelikli kitap okuma ve anlatmanın onların deneyimlerini genişlettiği, kelime dağarcıklarını artırdığı ve dile karşı hassasiyetlerini geliştirdiği bilinmektedir.
Coody, çocuk edebiyatının çocuğun zengin dil deneyimi için her zaman hazır ve temin edilebilir bir kaynak olduğunu belirtmiştir. Kelimeler yardımıyla çocuk, sembolik bir düzeyde nesne ve anlamlarla uğraşmaktadır. Çocuğun kitapla karşılaşması, hem duyarak öğrendiği sözcükleri görerek tanımasını hem de duymadığı sözcükleri görerek öğrenmesini sağlar. Bu şekilde çocuk duydukları, gördükleri arasında kurduğu ilişkilerle düşünmeyi öğrenir.
Söyleyiş ilkelerine uygun olarak okunan metinlerin çocuklar tarafından dinlenilmesi, onlara ses ve sözcüklerin doğru boğumlandırılmasına yönelik bir deneyim kazandırır. Çocukların dinleme, konuşma okuma ve yazma becerilerini geliştirir. Çocukların dil bilinci ve duyarlılığı kazanmasına yardımcı olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder