İnsanı insan yapan özelliklerden biri de bilişsel
gücüdür. Bu gücüyle diğer canlılardan üstün hale gelerek,
onları egemenliği altına alır. Doğa ile başa çıkmaya çalışarak, kültürel değerler üretir, teknolojiyi geliştirerek, yaşamı kolaylaştırır ve anlamlı kılar. Eğitimde insanın biliş
gücünü geliştirmeye rehberlik eder.
Biliş, ileri zihinsel süreçleri içerir. Zihinsel süreçler dikkat, algı, bellek, dil gelişimi,
okuma ve yazma, problem çözme, anımsama,
düşünme, akıl, yaratıcılık vb. kapsayan geniş bir terimdir.
Bilişsel gelişim, doğumundan başlayarak, çevremizdeki dünya ile etkileşimimizi sağlayan ve dünyamızı anlamamızı yarayan bilginin edinilip kullanılmasına, saklanmasına, yorumlanarak yeniden düzenlenmesine, değerlendirilmesine yardım eden, bütün zihinsel süreçleri içine alan bir gelişim alanıdır. Bilişsel gelişimin
amacı soyut şekilde akıl yürütme,
varsayımsal durumlar hakkında
mantıksal düşünme, kuralları
karmaşık ve
daha yüksek yapıda örgütleme
olarak görülür.
Piaget’e göre bilişsel gelişim, organizmanın doğumdan ölümüne kadar farklı basamaklardan geçerek düzenli olarak niteliksel bir değişim içine girmesi olarak tanımlanır.
Bilişsel gelişim ve zekâ birbirinin destekleyicidir. Bilişsel etkinlikler zekâ gelişimine katkı sağlar. Zekâ düzeyi ise bilişsel etkinliklerin
ürünü ile ilişkili olarak ortaya çıkar. Çocukların hepsinin gelişimsel becerileri, temel düzey olarak
aynı yaşta aynı oranda
gelişmeyebilir. Bazı çocuklar herhangi bir yaşta diğer çocuklara oranla daha avantajlı
ya da dezavantajlı olabilir. Bu çocuklar, yaşıtlarından daha erken konuşabilir matematiksel ve mantıksal işlemleri daha çabuk yapabilirken daha geç anlayanlarda olabilir. Daha kolay hatırlarlar. Çocukluktaki bu ilerlemeler ve bilişsel
düzeydeki temel değişiklikleri zekâ olarak
ifade edilen bir kavram olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Zekânın çeşitli tanımları: Zekâ, insan beynini
karmaşık yeteneğini ortaya koyar. Zihnin birçok
yeteneğinin uyumlu çalışması
sonucu ortaya çıkan yetenekler bileşenidir. Yeteneklerin uyumlu ve birbiriyle ilişkili çalışması sonucu zihinsel fonksiyonlar yürütülür. Zekâ kendini bireyin davranışlarında gösterir. Bilinçli olan her davranışın ürünü zekâdır. Zekâyı tanımlamak için şu kelimelerin “Sonuçları olumlu olma yeteneğine sahip olma”, “hemen ve çabuk öğrenme”,
“sebat”, “yaratıcı hayal gücü”, “iyi bir şekilde
duygusal ve estetik ayrıştırma
yeteneği” kullanılması önerilmektedir.
Binet’e göre zekâ, iyi akıl yürütme, iyi hüküm verme ve kendi kendini
aşma kapasitesi olarak
açıklanmıştır.
Weshler’e göre zekâ, “Bireyin amaçlı davranma, mantıklı düşünme ve çevresiyle ilişkilerinde
etkili olma kapasitesinin tümüdür.” olarak tanımlanır.
Thorndike’a göre zekâ, birçok düşüncesel yeteneklerin karışımından meydana gelir.
Thorndike zekâyı üçe
ayırarak inceler. Bunlar:
Mekanik Zekâ: Alet, cihaz kullanma
ve makine işletebilmede
bu zekâ etkindir.
Sosyal Zekâ: İnsanları anlama,
kişiler arası ilişkileri görüp bunlara göre
davranabilme gücüdür.
Soyut Zekâ: Sözcükler, sayılar, formüller gibi sembollerle düşünmede, bilimsel ilkeleri kavramada bu zekâ etkindir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder