SUMMARY: Karayağız-Muslu G, Öztürk C. (Department of Pediatric Nursing,
Ege and Dokuz Eylül University Nursing Schools, İzmir, Turkey). Complementary
and alternative treatments and their practice in children. Çocuk Sağlığı ve
Hastalıkları Dergisi 2008; 51: 62-67.
Alternative medicine is defined as a health care system not included in
modern biomedicine and medical practices substituting for conventional
medical treatments. Complementary medicine, on the other hand, refers to
a healing and health care system complementing mainstream medicine and
contributing to the general practices of health care. Utilizing complementary
and alternative treatments in children is common. Therefore, it is important
that all health professionals involved in children’s health care practices be
well grounded with respect to the opinions of patients and their parents
concerning complementary and alternative health care practices. The health
professionals are supposed to fully inform patients and their parents about
the potential risks, benefits and limitations of such treatments, and answer
all possible questions in detail.
ÖZET:
Alternatif tıp; tıbbi tedavilerin yerine geçen, modern biyotıp ya da
tedaviler
tarafından kabul edilmeyen her türlü sağlık bakım sistemi olarak
tanımlanmaktadır.
Tamamlayıcı tıp ise tıbbi tedavi ile birlikte, tıbbi tedaviye
ek olarak
uygulanan tedavi ve bakım sistemidir. Çocuklarda tamamlayıcı ve
alternatif
tedavi kullanımı oldukça yaygındır. Bu nedenle çocuk sağlığı ile
ilgilen tüm
sağlık profesyonellerinin hasta ve anne-babaların tamamlayıcı ve
alternatif
tedavilere ilişkin görüşleri hakkında bilgi sahibi olması önemlidir.
Sağlık
profesyonelleri bu tedavilerin olası riskleri, yararları ve kısıtlamaları
gibi
konularda hasta ve yakınlarını tam olarak bilgilendirmeli ve onlardan
gelecek tüm
soruları yanıtlayabilmelidir.
Yirminci yüzyılın
ortalarından başlayarak,hastalıkların tanı ve tedavilerinde gözlenen hızlı
gelişmeler tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin kullanımında artışı da
beraberinde getirmiştir. Alternatif tıp tıbbi tedavilerin yerine geçen, modern
biyotıp ya da tedaviler tarafından kabul edilmeyen her türlü sağlık hizmeti
olarak tanımlanmaktadır. Tamamlayıcı tıp ise tıbbi tedavi ile birlikte, tıbbi
tedaviye ek olarak uygulanan tedavi ve bakım sistemidir.Tamamlayıcı ve
alternatif tıp terimleri genellikle bir başlık altında toplanmaktadır.Tamamlayıcı
ve alternatif tıp, tıbbın kavramsal çerçevesini çeşitlendirerek, ya da
geleneksel olarak karşılanamayan talepleri karşılayarak,temel tıbba bir
bütünlük katarak oluşan tanı, tedavi ve koruma sistemi olarak tanımlanmaktır.
Birleşmiş
Milletler Ulusal Sağlık Enstitüsü’nün yapmış olduğu tanım bu alanda en çok
kabul edilen tanım olmuştur. Bu tanıma göre“tamamlayıcı ve alternatif tıp;
belirli bir zaman diliminde belli bir toplum veya kültürdeki politik olarak
baskın olan sağlık sisteminin dışında kalan bütün sağlık hizmetlerini,
yöntemlerini, uygulamalarını ve bunlara eşlik eden teori ve inançları kapsayan
geniş bir sağlık alanıdır. ”
Tarihçesi
Tamamlayıcı
ve alternatif tıp uygulamalarının kökeni Eski Çin ve Ayurvedik tıbbına
dayanmaktadır.
Eski çağlarda
geleneksel iyileştiriciler ve şamanların görev yaptığı toplumlarda, bitkisel tedavilerin
kullanımı tıbbın bir parçası olarak karşımıza çıkmaktadır. Homeopati,
osteopati, şiropraktör gibi uygulamalar ise XIX. Yüzyılda gelişmiştir. Dünyada
giderek yaygınlaşan uygulamalar ve literatürdeki eksiklikler nedeniyle 1998
yılında Birleşik Devletlerde Ulusal SağlıkEnstitüsüne (NIH) bağlı Ulusal
Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi (NCCAM) kurulmuştur.Bu merkezin amacı;
tamamlayıcı ve alternatif tıp(CAM) uygulamalarının güvenilirlik ve etkinliğini incelemek,
etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış uygulamaların geleneksel tedavilere
katılımınısağlamaktır. Ulusal Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi tamamlayıcı
ve alternatif tedavileri; zihin beden uygulamaları, alternatif tıp
uygulamaları,biyolojiye dayalı tedaviler, manipülatif ve bedene dayalı
uygulamalar ve enerji terapileri (biyoalan ve biyoelektromanyetik) olarak beş
farklı grupta sınıflandırmıştır1 (Tablo
I).
Geleneksel
tıp, bilimin kurallarına ve bilimsel yöntemin uygulanmasına dayalıdır. Bu
nedenle
konvansiyonel
tıbba “bilimsel tıp” ya da “kanıta dayalı tıp” denir. Hastalık patofizyolojik
sürecine
göre
açıklanır ve tedavi bu süreci etkileyecek şekilde planlanır. Konvansiyonel
tedaviler ve uygulamalar bilimsel araştırmalardan elde edilen kanıtlardan şekil
almaktadır. Tamamlayıcı ve alternatif tedaviler ise tıbbi olmayan inançlara dayanmakta
ve genellikle de klinik araştırmalarla
desteklenmemektedir.
Bu tedaviler kanıtlanmamış biyokimyasal hipotezleri temel alır ve genelde bu
alanda yapılan çalışmaların metodolojisi de zayıftır4,5 (Şekil 1).
Kullanımı
Tamamlayıcı
ve alternatif tedaviler yetişkinler tarafından
geniş ölçüde kullanılmaktadır. Amerika
Birleşik
Devletleri’nde yetişkinlerle yapılan çalışmada, son bir yıl süresince
tamamlayıcı tedavilerden en az birini kullanmış olan bireylerin oranı 1990 yılında
%33.8 iken, bu oranın 1997 yılında %42.1’e yükseldiği saptanmıştır6. Yapılan
gözden geçirme çalışmasında; yetişkinlerde tamamlayıcı ve alternatif
tedavilerin kullanım prevelansının %9-65 arasında değiştiği ve kullanım
oranının yıllara göre giderek arttığı saptanmıştır
Yetişkinlerde
tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin kullanımına ilişkin yeterli veri olmasına
rağmen, bu tedavilerin çocuklarda kullanımına ilişkin bilgiler daha sınırlıdır
ve yapılan çalışmalar arasında farklılıklar vardır. Pek çok araştırıcı
çocukları tedavi etmek için tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin ne
sıklıkla
kullanıldığını saptamayı amaçlamıştır. Bu çalışmaların çoğu kronik hastalığı ya
da yetersizliği olan çocuklar üzerine odaklanmıştır. Astımlı çocukların %52’sinin7,
dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu olan çocukların %68’sının8, kanserli
hastaların %65’inin9, romatolojik sorunu olan çocukların %64’ünün10 serebralpalsili
çocukların %56’sının11, özel bakım gerektiren çocukların %64’ünün12 en az bir çeşit
tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullandığı saptanmıştır. Orhan ve
arkadaşları13 1-16 yaş
arası
astımlı Türk çocuklarında tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanımının %49,
bir yıl önce ise aynı oranın %38 olduğunu belirlemiştir. Bu çalışmada da çocuklarda
tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanım oranının ülkemizde de artış gösterme
eğiliminde olduğu dikkat çekmektedir. Anne-babalar her zaman çocukları için en
iyi seçimi yapmayı istemektedirler. Kronik hastalık durumunda ise anne-babalar
hastalığın kronikliği, tedavisinin olmayışı, uygulanan tedavinin karmaşıklığı
ya da belirsizliği nedeni ile kendilerini engellenmiş hissetmektedirler. Bu
durumda daha iyi kontrol edebildikleri ve karar vermeye aktif olarak
katılabildikleri yeni tedavi seçeneklerinin arayışı içine girmektedirler .Çalışmaların
bazıları tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin genel pediatride kullanımını göstermektedir.
Dany ve Claude tarafından pediatri kliniğine gelen 114 anne-baba ile yapılan
çalışmada %54’ünün son bir yıl süresince çocukları için en az bir çeşit
tamamlayıcı ve alternatif tedavileri kullandığı saptanmıştır. Lim ve
arkadaşları Royal Çocuk Hastanesi’nin farklı kliniklerine başvuran 503
anne-baba ile yaptıkları çalışmada, benzer bir sonuç (%51) bulmuşlardır. Bu
çalışmada anne-babaların %19’unun multivitamin ve minerale başvurduğu, %13’ünün
C vitamini kullandığı ve %12’sinin ise diğer bitkisel ilaçları kullandığı belirlenmiştir.
Davis ve Darden 6262 çocuğun bilgilerini analiz ederek yaptıkları çalışmada
(Medical Expenditure Panel Survey-MEPS, Household Component), Amerika Birleşik
Devletleri’nde 1996 yılında çocuklarda tamamlayıcı ve alternatif tedavi
kullanım sıklığını %1.8 olarak belirlemişlerdir. Loman, birincil basamak sağlık
merkezine başvuran anne-babaların %33’ünün son bir yıl süresince çocukları için
tamamlayıcı ve alternatif tedavileri kullandığını saptamıştır. İtalya’da
1998-2000 yılları arasında 0-14 yaş grubundaki çocukların %9.1’inin tıbbi
olmayan tedaviler ile tedavi edildiği, bu tedavilerin kullanımının 2- 10 yaş
arasında yaygın olduğu gösterilmiştir. Danimarka’da Madsen ve arkadaşlarının pediatri
kliniğinde yaptıkları çalışmada hastaların %53’ünün tamamlayıcı ve alternatif
tedavi kullandığı ve bu tedavilerin immun sistemi güçlendirmek amacı ile kullanıldığı
anlaşılmıştır. Detroit’te geniş bir örneklemde (1013) yapılan çalışmada
çocuklarda tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanım sıklığının %12 olduğu
bulunmuştur Pitetti ve arkadaşları Pittsburg’da Çocuk Acil Servis birimine
başvuran 525 anne-babanın %12’sinin çocuğu için en az bir çeşit tamamlayıcı ve
alternatif tedavi kullandığını ve anne-babaların en sık olarak solunum sistemi
sorunlarını tedavi etmek için bu tedavilere başvurduklarını saptamışlardır.
Washington’da 348 çocuğun anne-babasıyla yapılan çalışmada tamamlayıcı ve
alternatif tedavi kullanım oranının 1997 yılı için %21 olduğu saptanmıştır.
Yeni Zelenda’da akut tıbbi hastalık nedeni ile hastaneye başvuran 251 çocuğun
ebeveyni ile yapılan çalışmada ebeveynlerin %18’inin sağlık kurumuna
başvurmadan önce çocukları için tamamlayıcı ve alternatif tedavilere
başvurdukları belirlenmiştir. Bu konuda yapılan en geniş çalışma Spigelbatt ve
arkadaşlarına aittir. Çalışmada
Montreal’deki bir üniversite hastanesinin pediatri kliniğine başvuran 1911
çocuğun anne-babasından %11’inin doğumdan itibaren çocukları için en az bir
tamamlayıcı ve alternatif tedavi tipini kullandıkları belirlenmiştir.
Çalışmalardan tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanım sıklığının ülkelere,
yapılan çalışmanın metodolojisine ve çalışmanın yapıldığı yıla göre değiştiği
ve bu tür tedavilerin kullanım oranının azımsanmayacak kadar yüksek olduğu
ortaya çıkmaktadır. Neden bu kadar yaygındır? Niceliksel ve niteliksel
çalışmalar tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanan çocukların geleneksel
tedaviler ile iyileşmeyen, uzun süreli bir hastalığı olduğunu göstermektedir.
Jean ve Claude’un çalışmasında tıbbi tedavilerden memnuniyet düzeylerinin
çocukları için tamamlayıcı ve alternatif tedavileri kullanan anne-babaların
kullanmayanlara göre daha düşük olduğu belirlenmiştir. Bu farklılığın çocuğun
kronik bir hastalığa sahip olması ile ilişkili olabileceği düşünülmüştür.
Anne-babalar geleneksel tıbbi tedavilerin yan etkisinden korktukları için de bu
tür alternatif ya da tamamlayıcı tedavilere yönelme eğilimindedirler.
Tamamlayıcı ve alternatif tedavi yöntemlerinin doğal ve bu yüzden de zararsız
olduğunu düşünmektedirler. Pek çok tamamlayıcı ve alternatif tedavi formlarının
her yerde kolayca satılması ve anne-babaların bu tür ürünlere kolayca
erişebilmesi de onların bu düşüncelerini pekiştirmektedir. Ernst anne-babaları
çocukları için tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanımına yönelten pozitif ve
negatif etmenleri belirlemiştir. Buna göre anne babaları tamamlayıcı ve
alternatif tıp kullanımına yönelten pozitif etmenler şunlardır:
–
Anne-babaların tamamlayıcı ve alternatif tedavi yöntemlerinin etkin ve
güvenilir olduğunu düşünmesi,
– Tamamlayıcı ve alternatif tedavi
yöntemlerinin tinsel boyutunun olması,
– Bu tür tedavilerde hastanın aktif bir rol
alabilmesi, anne-babalarda tedavi üstünde kontrol kurma hissini oluşturması,
– Tamamlayıcı ve alternatif tedavi
şekillerinin çoğunun invaziv olmaması,
– Yeterli
hasta-terapist ilişkisi sağlaması, tedavi uygulayıcılarının hastaya çok zaman
ayırması,
– Tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin kolay
kabul görmesi.
Anne-babaları
tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanmaya yönelten negatif etmenler ise şu
şekilde belirtilmiştir:
– Tıbbi
sağlık hizmetlerinden memnuniyetsizlik: Sağlık profesyoneli-hasta ilişkisinin
yetersiz olması, sağlık hizmetlerine talebin fazla olması nedeni ile uzun süre
bekleme, hastaya yeterli zaman ayrılamaması,
– Tıbbi
tedavilerin yan etkilerinden korkma,
– Tıp ve
teknolojiyi reddetme,
– Kuruluşa güvensizlik,
– Ümitsizlik.
Çalışma
sonuçları da bu bilgileri destekleyici niteliktedir. Spigelbatt ve
arkadaşlarının çalışmasına göre
anne-babaların %32’si bu tür tedavilerin yaygınlığı ve kabul görmesi, %21’i ise
ilaçların yan etkisinden korktuğu için tamamlayıcı ve alternatif tedavilere
yönelmiştir. Menniti-Ippolito ve arkadaşları tarafından İtalya’da yapılan
çalışmada anne babaların (%13.4) tamamlayıcı ve alternatif tedavilerden daha
düşük toksisite umdukları için bu tedavilere yöneldikleri saptanmıştır.
Literatürde anne-babaların sosyodemografik özelliklerinin de tamamlayıcı ve
alternatif tedavileri kullanmada etkili olduğu belirtilmektedir. Lim ve
arkadaşlarının çalışmasında iki yaşından
büyük, sosyoekonomik düzeyi yüksek ve sağlık sigortası olan çocuklarda
tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanımının fazla olduğu belirlenmiştir.
Spigelbatt ve arkadaşlarının çalışmasında da tamamlayıcı ve alternatif
tedavi kullanımının çocuğun yaşı ve annenin eğitim düzeyi ile ilişkili olduğu
saptanmıştır. Çocuklarda tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanımını etkileyen
faktörleri incelemek amacı ile yapılan bir çalışmada annenin kendisi için
tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanma durumu, yaşı ve eğitim düzeyinin bu
tedavilerin kullanımını etkilediği belirlenmiştir. Çalışmaya göre kendisi için
de bu tip tedavileri kullanan, ileri yaşta ve yüksek eğitim seviyesine sahip
anneler çocukları için tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanma eğilimindedir.
Bu durum eğitim düzeyi yüksek olan anne-babaların tamamlayıcı ve alternatif
tedavilere ilişkin bilgi düzeylerinin fazla olmasına, bilgi kaynaklarına daha
rahat ulaşabilmelerine bağlanmıştır. Çalışmaya göre anne-babaların kendileri
için de tamamlayıcı ve alternatif tedavi yöntemlerini kullanmaları ise onların
bu tedaviler konusundaki tutum, inanç ve uygulamalarının göstergesidir. Yan
etkileri Çocukların tedavisinde tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin
kullanımının yaygınlaşması ile birlikte bu tür tedavilere bağlı yan etkilerin
görülme oranında da artış olmuştur. Tıbbi tedavide hastaya bir tedavi ya da
girişim planlandığında tedavi/girişimin yararı kadar zararları da göz önüne
alınmaktadır. Bununla birlikte tamamlayıcı ve alternatif tedavilerde
yarar-zarar değerlendirmesi bu alanda yapılan çalışmaların kısıtlı, bilginin
eksik olması nedeni ile zordur. Çocuklar ilaç ve maddelerin emilimi, yıkımı,
metabolizması ve atılımı konusunda yetişkinlerden farklıdır. Karaciğer ve
böbrek fonksiyonları fizyolojik olarak immatür olduğu için ilaç ya da
maddelerden daha fazla etkilenirler. Bu nedenle çocuklarda yan etkiler daha
şiddetli ve ölümcül olabilir. Tamamlayıcı ve alternatif tedavilere bağlı
görülen yan etkiler doğrudan ve dolaylı olmak üzere ikiye ayrılır. Doğrudan
etkileri kullanılan tedavi şekline göre değişmektedir. Örneğin en çok bitkisel
terapilere bağlı yan etkiler görülmektedir. Bitkisel ürünlerin güvenliği;
içerdiği kimyasal maddelerin karışımı, içeriğin diğer bitki ve ilaçlar ile
etkileşim düzeyi, bitkinin hazırlanması esnasındaki kontaminasyonu, içine
yabancı cisim karışımı ve toksisite düzeyi ile ilişkilidir. Bitkisel ürünlerde,
bitkinin aktif bileşenleri ve metabolitleri, farmakokinetik özellikleri,
toksikolojisi ve antidotu, yan etkilerinin görülüş sıklığı, diğer bitki veya
ilaçlar ile etkileşimi, özel hasta gruplarında kullanımı konusunda bilgi
eksiklikleri vardır. Bu nedenle de yan etkilere sık rastlanır. Bitkisel
tedavide duyarlılık (sensitivite), organ toksisitesi ve farmakolojik ilaçlar
ile etkileşim gibi yan etkiler sık görülmektedir. Yapılan bir çalışmada
epilepsi için kullanılan bitkisel bir ürünün, kan fenitoin düzeyini düşürdüğü
ve bu nedenle epileptik nöbetleri tetiklediği saptanmıştır. Diğer tamamlayıcı
ve alternatif tedavi yöntemlerine bağlı yan etkiler de gelişmektedir.
Akupunktur tedavisine bağlı doku yaralanması (kardiyak tamponat, pnömotoraks)
ve enfeksiyon (özellikle hepatit) gibi yan etkiler bildirilmiştir. Diyet
desteklerinin kullanımı ve buna bağlı yan etkilerin görülmesi de pediatride sık
rastlanılan bir sorundur. Pek çok vaka çalışması alternatif diyetler nedeni ile
yeni doğanlarda ciddi beslenme bozukluklarının, D vitamini yetersizliğinin
geliştiğini göstermektedir. Tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin tıbbi
tedaviyi geciktirme, tıbbi tedaviyi bırakma ya da reddetme, gereksiz harcamalar
ve başarısızlık ve suçluluk duygusu gibi dolaylı yan etkileri de vardır.
Tamamlayıcı ve alternatif tedavilerin çoğu anne-babalar tarafından
başlatılmaktadır. Anne babalar bu tür tedavileri kullandıklarını sağlık
profesyonellerinden saklama eğilimindedirler. Çalışmalarda ebeveynlerin en az
%50’sinin tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullandıklarını çocuklarının doktor
ve hemşiresinden sakladıkları belirlenmiştir. Tamamlayıcı ve alternatif
tedavilerin toplumda kullanımının yaygın olmasına rağmen sağlık çalışanlarının
çoğu bu konu ile ilgilenmemekte ve hastaların bu yönünü sorgulamamaktadır.
Sonuç ve öneriler
Çocuklarda kullanılan tamamlayıcı ve
alternatif tedavilerin etkinliğini saptamaya yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
Hasta-hasta yakını- sağlık profesyoneli arasında yargılayıcı olmayan bir
iletişim kurulmalıdır. Tedavi seçeneklerini araştırmada hastanın tercihlerinin
ve kararlarının dikkate alınmaması, hasta ile olan iletişimi olumsuz
etkileyebilir ve hastanın güvenli olmayan tedavi seçenekleri açısından risk altına
girmesine, uygulanması gerekli olan geleneksel tıbbi tedavilerini bırakmasına
ve böylelikle de yetersiz denetim altında olmasına yol açabilir. Halka gerekli,
yeterli ve etkin hizmet götürmenin ön koşulu, halkın eğitim durumunu, gelenek
ve göreneklerini, inançlarını, sosyal, ekonomik
ve sağlık
durumunu bilmektir. Bu nedenle sağlık çalışanlarının hizmet vereceği grubun
özelliklerini ve sağlık-hastalık uygulamalarını bilmesi, sunacağı hizmetin
etkinliğini arttırması bakımından önemlidir. Hemşireler hasta/sağlıklı çocuklar
ve onların anne-babaları ile yüz yüze iletişime girdikleri için sağlık bakım
gereksinimlerini ve sağlık bakım uygulamalarını daha kolay saptayabilme
olanağına sahiptirler. Çocukların sağlık durumlarını değerlendirmek, onların
sağlık düzeyini yükseltmek isteyen bir hemşirenin, çalıştığı alanda
anne-babaların çocukları için kullanmış oldukları tedavi seçeneklerini, bu
tedavi seçeneklerinin yarar ve zararlarını bilmesi gereklidir. Pediatri
hemşirelerinin toplumda tamamlayıcı ve alternatif tıp kullanımının yaygınlığına
ilişkin farkındalıklarının artması ve yapılan bu uygulamalar konusunda
anne-babalarla sağlık çalışanları arasında iletişimi sağlamaları önemli ve
gereklidir.
Gonca
Karayağız Muslu1, Candan Öztürk2 Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
1Pediatri Hemşireliği Araştırma Görevlisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik
Yüksekokulu 2Pediatri Hemşireliği Yardımcı Doçenti
KAYNAKLAR 1. Dokken D, Sydnor-Greenberg N. Exploring
complementary and alternative medicine in pediatrics: parents and professionals
working together for new understanding. Pediatr Nurs 2000; 26: 1-15. 2. Ernst
E. Prevalence of use of complementary/alternative medicine: a systematic
review. Bull World Health Organ 2000; 78: 252-257. 3. National Institute of
Health. Panel on definition and description. Defining and describing
complementary and alternative medicine. CAM Research Methodology Conference.
April 1995. Altern Ther and Health Med 1997; 3: 49-57. 4. Sandler AD, Brazdziunas
D, Cooley WC, et al. Counseling families who choose complementary and
alternative medicine for their child with chronic illness or disability.
Pediatrics 2001; 107: 598-601. 5. Suzuki N. Complementary and alternative
medicine: a Japan perspective. Evid. Based Complement, Altern, Med 2004; 1:
113-118. 6. Eisenberg MD, Davis RB, Ettner S, et al. Trends in alternative
medicine use in the United States 1990- 1997. JAMA 1998; 280: 1569-1575. 7.
Shenfield G, Lim E, Allen H. Survey of the use of complementary medicines and
therapies in children with asthma. J, Paediatr, Child Health 2002; 38: 252-257.
8. Sinha D, Efron D. Complementary and alternative medicine use in children
with attention deficit hyperactivity disorder. J, Paediatr, Child Health 2005;
41: 23-26. 9. Friedman T, Slayton W, Allen S, et al. Use of alternative
therapies for children with cancer. Pediatrics 2005; 100: 1-6. 10. Hagen LE,
Schneider R, Stephens D, Modrusan D, Feldman BM. Use of complementary and
alternative medicine by pediatric rheumatology patients. 2003; 49: 3-6.
11. Hurvitz EA, Leonard C, Ayyangar R, Nelson, VS.
Complementary and alternative medicine use in families of children with
cerebral palsy. Dev Med Child Neur 2003; 45: 364-370. 12. Sanders H, Davis MF,
Duncan B, Meaney FJ, Haynes J, Barton LL. Use of complementary and alternative
medical therapies among children with special health care needs in Southern
Arizona. Pediatrics 2003; 111: 584-587. 13. Orhan F, Sekerel BE, Kocabaş CN,
Saçkesen C, Adalıoğlu G, Tuncer A. Complementary and alternative medicine in
children with asthma. Ann Allergy Asthma Immunol, 2003; 90: 611-615. 14. Jean
D, Claude Cyr. Use of complementary and alternative medicine in a general
pediatric clinic. Pediatrics 2007; 120: 138-141. 15. Lim A, Cranswick N, Skull
S, South M. Survey of complementary and alternative medicine use at a tertiary
children’s hospital. J, Paediatr, Child Health 2005; 41: 424-427. 16. Davis MP,
Darden MP. Use of complementary and alternative medicine by children in the
United States. Arch Pediatr Adolesc Med 2003; 157: 393-396. 17. Loman DG. The
use of complementary and alternative health care practices among children. J
Pediatr Health Care 2003; 17: 58-63. 18. Menniti-Ippolito F, Forcella E,
Bologna E, Garginlo L, Traversa G, Raschetti R. Use of unconventional medicine
in children in Italy: a nation-wide survey. Eur J Pediatr 2003; 161: 690. 19.
Madsen H, Andresen S, Gaardskaer RN, Dolmer S, Host A, Damkier A. Use of
complementary / alternative medicine among paediatric patients. Eur J Pediatr
2003; 162: 334-341. 20. Sawni-Sikand A, Schubiner H, Thomas RL. Use of
complementary / alternative therapies among children in primary care
pediatrics. Ambul Pediatr 2001; 2: 99-103. 21. Pıtteti R, Sıngh S, Hornyak D,
Garcia ES, Herr S. Complementary and alternative medicine use in children.
Pediatr Emerg Care 2001; 17: 165-169. 22. Ottolini MC, Hamburger EK, Lopriento
JO, et al. Complementary and alternative medicine use among children in the
Washington, DC area. Ambul Pediatr 2000; 1: 122-125. 23. Armishaw J, Grant C.
Use of complementary treatment by those hospitalized with acute illness. Arch
Dis Child 1999; 81: 133-137. 24. Spigelblatt L, Ammara LG, Pless BI, Guyver A.
The use of alternative medicine by children. Pediatrics 1994; 94: 811-814. 25.
Zollman C, Vickers A. ABC of complementary medicine: users and practitioners of
complementary medicine. BMJ 1999; 319: 836-838. 26. Ernst E. The role of
complementary and alternative medicine. BMJ 2000, 321: 1133-1135. 27. Davis FM,
Meaney JF, Duncan B. Factors influencing the use of complementary and
alternative medicine in children. J Alt Comp Med 2004; 10: 740-742. 28. Barnes
J. Quality, efficacy and safety of complementary medicines: fashions, facts and
the future. Part II: Efficacy and safety. J Clin Pharmacol 2003; 55: 331-340.
29. Woolf AD. Herbal remedies and children: Do they work? Are they harmful?
Pediatrics 2003; 112: 240-246. 30. Bateman J, Chapman RD, Simpson D. Possible
toxicity of herbal remedies. Scot Med J 1998; 43: 7-15. 31. Ernst E. Serious
adverse effects of unconventional therapies for children and adolescents: a
systematic review of recent evidence. Eur J Pediatr 2003; 162: 72-80. 32.
Niggemann B, Grüber C. Side-effects of complementary and alternative medicine.
Allergy 2003; 58: 707-716. 33. Carvalho NF, Kenney RD, Carrington PH, Hall DE.
Severe nutritional deficiencies in toddlers resulting from health food milk
alternatives. Pediatrics 2001; 107: 46-52.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder