ÇOCUĞUNUZU
BAŞKA ÇOCUKLARLA KIYASLAMAYIN!
SÜREKLİ KIYASLANMANIN OLUMSUZ ETKİSİ İSE BİR
ÖMÜR BOYU SÜRÜYOR.
Daha doğduğu
gün başlıyor çocukların kıyaslanma çilesi... Bizimki şu kilodaydı, bilmem kimin
bebeği iki santim daha uzundu derken hikaye böyle devam ediyor. Sürekli
kıyaslanmanın olumsuz etkisi ise bir ömür boyu sürüyor. “Çocuğun; beklenen
davranışın aksiyle karşılaşıldığında, beklenen davranışı ortaya koyan kendi
yaşıtı ya da ebeveynin mevcut yaştaki tutumlarıyla karşılaştırılarak
örneklendirilmesi kıyaslama yapmaktır” diyor Uzman Psikolog Elif Kandaz ve
devam ediyor: “Her anne baba çocuğunun olumlu, beğenilen özelliklere sahip
olmasını bekler ancak bazı ebeveynlerin beklentileri çocuklarının yaşı ve
yeterlilik düzeylerinin oldukça üstündedir. Bu anne babalar çocuklarında da
‘sosyal yaşamda kusursuz, akademik olarak en başarılı’ olmaları gerektiği
yönünde beklentinin ortaya çıkmasına sebep olurlar.”
KIYASLIYORUZ
ÇÜNKÜ...
Ebeveynler
çevrelerinde başarılı olan diğer çocukları gördükçe kendi çocuklarını yetersiz
algılıyor. Buna bağlı olarak da çocuklarında zayıf gördükleri yönleri düzeltme
eğilimine giriyorlar. Hele ki geçmişte kendilerinde geliştiremediklerini
düşündükleri özellikleri varsa bunları çocuk üzerinden yaşamak istiyorlar. İşte
tam da bu noktada abartılı bir sağduyu devreye giriyor ve diğer yaşıtlarla
kıyaslama başlıyor. Kısaca ebeveynler çocuklarını başarılı olmaya motive etmek
amacıyla kıyaslamaya başvuruyor ancak bu durum birçok çocukta aksine motivasyon
kaybına neden oluyor.
ÖZ GÜVENE
VEDA
Kıyaslanmaya
maruz kalan çocuklar, belirli bir başarı düzeyinde olmalarına rağmen, bekleneni
karşılayamıyorlar ve öz güvenleri azalıyor. Kendini değersiz hisseden çocuk
yeni sorumluluklar almak için yeterli çabayı göstermez oluyor. Kıyaslanan çocuk
ayrıca sevilmediği, değerli olmadığı hissine kapılıyor, her an reddedilmeye
hazır hissetmeye başlıyor.
ÖFKELİ,
KISKANÇ, MUTSUZ
Sürekli
kıyaslanan çocuklar kendilerinin son derece değersiz ve yetersiz olduklarına
inanmaya başlıyor. Bu inanç çocukta, öfke, kıskançlık, mutsuzluk, hırçınlık,
küskünlük gibi davranışları ortaya çıkartıyor. Bu olumsuz yaşantılar, çocuğun
sorumluluk almaktan, başarılı olsa dahi bunu açığa çıkartmaktan, verilen
görevleri almaktan kaçmasına, çekingen bir tutum sergilemesine ya da aşırı
telafiye giderek başkalarının başarılarını küçümseyici, alaycı, agresif ve
uyumsuz davranışlar sergileyerek kendi başarılarını ön plana çıkartma çabasına
girmesine yol açar.
AZİMLİ OLSUN
DERKEN...
Kıyasa maruz
kalan bazı çocuklar karşılaştırıldıkları kişiden daha başarılı olmak için yoğun
çabaya başvururlar. Bu da olması gereken azim yerine, olumsuz bir algı olan
‘hırs’a sebep olur. Çocuklar, başarılı olmayı ‘başarılı olanlardan daha
başarılı olmak’ şeklinde algılarlar ve kendi kapasiteleri dahilinde ne kadar
başarılı olurlarsa olsunlar her zaman başarısız hissederler. Buna bağlı olarak
da hayat boyu kıyaslanmaya maruz kalacaklarına inanır ve hep mutsuzluk
yaşarlar. Bu mutsuzluğun kaynağı olarak ebeveynlerini gören çocuk, onları
cezalandırmak isteyebilir ve bunun yolunu da ebeveynlerin önem verdikleri
akademik başarı konusunda ortaya koyarak, derslerine hiç çalışmayabilir, okulda
uyumsuzluk çıkartabilirler.
ÖĞRETMEN DE
HATAYA DÜŞEBİLİR
Bazı
öğretmenler çocukların başarılarını kendi başarıları gibi değerlendirebiliyor
ve bunun sonucunda çocukları kapasitelerinin üzerinde zorlayarak yetersizlik
algısı oluşturabiliyor. Buna bir de öğretmenin kendi beklentisini karşılayan
öğrencileri ortaya çıkartıp, kıyaslama yapması eklenince durum iyice içinden
çıkılmaz bir hal alıyor. Bu hatayı bazen yakın aile fertleri de yapabiliyor.
Bilinçli bir ebeveyn bu durumu fark ettiğinde ilk olarak öğretmenle durumun
çocuk üzerindeki etkilerini paylaşabilir ve öğretmenden çocuğu başarıya teşvik
etmesini isteyebilir. Sonuçta hem öğretmenin hem ailenin hem de öğrencinin
ortak bir hedefi var; o da başarı! Diğer aile büyükleri söz konusu olduğunda da
yine ebeveynlerin devreye girmesi ve beklenen olumlu davranış yerine çocuktaki
olumsuz davranışların somut biçimde ortaya konulması gerekir.
KARDEŞLERE
ZARAR VERİYOR
Özellikle kardeşler arasında yapılan
kıyaslamalarda her iki kardeş de durumdan zarar görüyor; kıyaslananın
psikolojik gelişimi engelleniyor, gerçek kapasitesine ulaşma hızı yavaşlıyor;
diğer kardeş ise sürekli diğerlerinin beğenisini, takdirini kazanmak için
çabalıyor ve hiçbir zaman başarılı olduğuna kendisi karar veremiyor.
SÜREKLİ
KIYASLANAN ÇOCUK GELECEKTE...
Başarılı
olduğunu hissetmez. Olduklarından daha yetkin görünme konusunda diğerlerini
kandırdığına inanır. Gerçek başarı seviyeleri, kendi potansiyellerinin altında
olduğundan, başarılı görünse de görünmese de çoğu zaman kendini başarısız
hisseder. Bilgiyi genişletmek, kariyeri ilerletmek için gerekli adımları
atmaktan kaçınır. Deneyip de başarısız olmaktan korktuğu için fırsatların
yanından geçip gitmesine izin verir. Başarılı olmanın zor olduğu alanları seçip
ne zaman vazgeçeceğine karar veremez. İşle ilgili inisiyatif alamaz,
sorumluluklardan kaçar. Kendi beceri ve başarılarını küçümseyip hata ve zayıflıklarını
abartır.
http://www.hurriyetaile.com/cocuk/cocuk-psikolojisi/cocugunuzu-baska-cocuklarla-kiyaslamayin_20785.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder