ÖZERKLİK DÖNEMİNİ SAĞLIKLI YÖNETMENİN 6
YOLU
BEBEKLERDE İKİ YAŞINDA GELİŞEN ÖZERKLİK
DÖNEMİ İÇİN AİLELERE ÖNERİLER...
Ortalama iki yaşındaki çocukların kendi
istekleri doğrultusunda dünyayı değiştirmeye çalıştığını söyleyen Uzman Dil ve
Konuşma Terapisti, Pedagog Veysel Kızılboğa, özerklik dönemini sağlıklı
yönetmenin 6 yolunu açıkladı…
Bebek yaşamının ilk iki ayında kendini
‘birdenbire ortaya çıkan bir şey’ olarak görür. Bakımını yapan anne-babasını
ise ‘ortaya çıkan diğerleri’ olarak kabul eder. Başlangıçta pasif ve
bağımlıdır. Gelişiminin sekizinci haftasında, kendi vücut bütünlüğünü ve
sürekli gelişen bir varlık olduğunu fark eder. Diğer ortaya çıkanları
(anne-baba) ise ihtiyaçlarını kendiliğinden anlayan ve giderenler olarak algılamaya
başlar.
EMEKLEMEYLE BAŞLAYAN BAĞIMSIZLIK Bebek
emekleme ve ilk adımlarla fiziksel bağımsızlığını kazanmaya, kendi otonom ve
özerk yaşamına doğru bir kopma dönemine girmiş olur. Bu insanlık için küçük
olsa da, onun için anlamlı bir adımdır. Artık eskisi kadar bağımlı olmayan
çocuk şimdi ‘yakınlık’ ve ‘uzaklığı’ artık kendisi ayarlayabilecek güçtedir.
ÖZERKLİK DÖNEMİNE ATILAN İLK ADIMLAR
Emeklemeyle beraber fiziksel bağımsızlığının da tadını çıkaran çocuk,
keşfetmeye, karıştırmaya, dolap kapaklarını açmaya, televizyon sehpasına
tırmanmaya ve/veya saksıların topraklarını eşelemeye onları boşaltmaya başlar.
Bunlar bazen canını yaksa da (katlanma ve dayanma becerisi artıyor artık), bir
kere keşfetmeye ve başarma duygusunu tatmaya başlamıştır. İstenilmeyen bir şey
yaptığında duyduğu ‘hayır’ ‘dur’ ‘ ııı’ ‘buv’ onu ürkütse de, ağlatsa da bu
‘hayır’ ın ne kadar güçlü olduğunu fark eder ve kendisi de bunu kullanmaya
başlar. Ve bunda başarılı olmaya başladığını görmesi, başarı duygusunu
tatmasıyla beraber, özerk döneme de ilk adımları atmış olur.
KENDİ İSTEKLERİYLE DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEYE
ÇALIŞIR Biraz geç ya da erken olması çocuktan çocuğa değişse de ortalama iki
yaşında çocuk, kendi istekleri doğrultusunda dünyayı değiştirmeye çalışır. Dik
başlı davranır, bağırır, çağırır, ağlar ve hep kendi isteklerinin olmasını
ister. Pencereyi açmanız için ağlar, siz biraz sonra onu açtığınızda ise,
kendini yerlere atarak kapatmanızı ister, aniden en sevdiği yemeği yememeye
başlar. Olur olmaz ağlama krizleri anneleri bezdirebilir.
HER ŞEYİ KENDİSİ YAPMAK İSTER
Hayatla nasıl başa çıkacaklarını
öğrendikleri, katlanma, dayanma becerilerinin geliştiği, kontrol becerilerinin
artmasıyla ilk defa başarma duygusunu tattıkları özel bir gelişim aşamasıdır
özerklik dönemi. Özellikle bu dönemde çocuk hep kendisi bir işi yapmak ister.
Çorabını kendisi giymeye çalışır, üzerine dökerek çorbayı ‘ben yapacağım’ diye
kendisi içmeye çalışır. Elektrik süpürgesiyle evi süpürmeye çalışır. Buna
benzer bazen sadece yetişkinlerin yapabileceği işleri bile illaki kendisi
yapmaya çalışır ve siz hayır dediğinizde ise sert tepkiler verebilir. Neden
illaki kendisi yapmak ister, çünkü başarmak duygusunun tatmıştır. Uğraşınca ve
tekrarlayınca başarabildiğini görmüştür çocuk. Bu dönemin en önemli özelliği ve
çocuğa öğrettiği en değerli şey ‘Eğer istersek ve çaba harcarsak önümüze
koyduğumuz hedeflere ulaşabileceğini’ anlamasıdır.
BU SÜREÇ HİÇ BİTMEYECEK Mİ?
Ailelerin genel korkusu bunun bitmeyeceği ve
hep süreceğidir. İnat süreci olarak da adlandırabileceğimiz bu özel gelişim
aşaması, minik ergenlik dönemi olarak da görebiliriz. Bu sürecin sağlıklı
yönetimi, çocuklarımızın geleceği için ciddi kazançlar sağlayacaktır. Peki, bu
süreci nasıl yönetebiliriz? Öncelikle çocuğunuzun davranışlarını kişisel olarak
algılamayın ve çocuğun bunu bilinçli olarak size karşı, sizi sinirlendirmek
için yapmadığını bilin.
SABIRLI OLUN VE ÇOCUĞA SERBESTLİK TANIYIN
Bırakın üzerine dökse bile çorbasını
kendisi içsin. Ama aç kalacak çocuk, zaten pilavın/çorbanın yarısını döküyor,
dediğinizi duyar gibiyim. Demiştik ya, ‘uğraşırsam, ‘çaba harcarsam, emek
verirsem hedefime ulaşırım’ ı anladığı dönemdir bu dönem. Eğer siz onun kendi
başına başarmaya çalıştığı, fermuar çekme, çorap giyme, düğme ilikleme, saçını
tarama ve benzeri uğraşlarına ket vurursanız, yapamıyor diye siz yapmaya
çalışırsanız, aç kalıyor diye müdahale ederseniz, onu daha fazla ağlatırsınız.
Unutmayın bu ve benzeri becerileri kazanması için, sürekli denemesi, yeniden ve
yeniden tekrarlaması gerekir ki profesyonelleşsin. Emek verirse
başarabileceğini anlasın. Eğer siz onun yerine, onun yapabileceği işleri
yaparsanız, çocuğa sen bunu yapamazsın / beceremezsin, üstesinden gelemezsin
mesajı verirsiniz.
ASLA ÇOCUĞUNUZUN İŞLERİNİ YAPMAYIN
Asla
çocuğunuzun kendi yaşına uygun yapabileceği işleri, siz yapmayın ve başarması
için yeteri kadar deneme/ yanılma/tekrarlama şansı ve gerektiğinde destek
verin. Çocuğunuz başardığını gördükçe, daha ciddi yaşından, boyundan büyük,
sadece yetişkinlerin yapabileceği işlere kalkışacaktır. Örneğin ütü yapmak
gibi. Daha önce bir kaç kere belirtmiştik. Bu dönemin en önemli özelliği
çocuğun eğer istersek ve çaba harcarsak önümüze koyduğumuz hedeflere
ulaşabileceğini anlamasıdır. Ama burada bir ekleme daha yapalım. Eğer istersek
ve çaba harcarsak kendi kapasitemiz doğrultusunda (dilsel, duygusal, fiziksel
ve bilişsel kapasitemiz) önümüze koyduğumuz doğru hedeflere ulaşabileceğini
anlamasıdır. Kapasitesinin üzerindeki eylemlere - kısaca kendisine ve/veya
başkalarına zarar verecek işlere kalkıştığında engellemeyle karşılaşan çocuk
inatlaşmaya başlar ve ciddi bir ağlama krizine girer. Asıl önemli olan işte bu
ağlama krizlerinin nasıl kontrol altına alınacağıdır.
ÖZERKLİK DÖNEMİNİ SAĞLIKLI YÖNETMENİN 6 YOLU
1-ONA KIZMAYIN VE BAĞIRMAYIN Sabırlı olun.
Ağlamak asla kötü bir şey değildir. Sakince ve nazikçe, bunu yapamayacağını ve
buna izin veremeyeceğinizi söyleyin.
2-KISA VE NET CÜMLELER KURUN 2-3-4 veya beş
kelimelik cümlelerle defalarca tekrarlayabilirsiniz niyetinizi. Uzun
anlatımlara girmeyin. Yaşı küçük olduğu ve o an zaten ağladığı veya üzgün
olduğu için uzun anlatımları anlayamayabilir.
3-ÇOCUK DAKİKALARCA AĞLAYABİLİR. SAKİNCE
YANINDA BEKLEYİN Mutlaka sakinleşeceği bir an gelecektir. En iyi ihtimalle
ağlamaktan çok yorulunca yattığı yerden uykuya dalacaktır. :). Bazı çocuklar
salya sümük çok ağladıkları zaman (40-45 dakika veya daha az bir süre sonra)
kusabilirler. Kustu diye paniğe kapılmayın ve yapacağınız tek şey gerekli
müdahaleyi yapmak, ağzını temizlemek ve onu kucağınıza almaktır. Kustu diye
isteğini yerine getirirseniz, kusmayı -sizde etki bıraktığı için- davranış
haline getirebilir ve isteklerini yerine getirmek için bir dahaki sefere daha
kısa sürede kendisini kusturabilir.
4-ÇOCUĞUNUZU TEHDİT ETMEYİN
Misafirliktesiniz ve sürekli sizi çağırıp çişim var derse ve siz her
gittiğinizde de ‘yokmuş!’derse, bir daha gitmemekle tehdit etmeyin. Sadece bir
daha ki sefere gitmeyin. Ağlayabilir veya altını gerçekten ıslatabilir.
Yapabilecek bir şey yok. Kızmayın ve altını değiştirin sakince. Bunu bir daha
yapmaması gerektiğini çoktan anlamıştır.
5-VE
BİR KERE HAYIR DEDİĞİNİZ DE İSE TUTARLI VE KARARLI DAVRANIN ‘Hayır’ dan geri
dönmek, bu olumsuzlama yanlış bile olsa, daha fazla sorunu beraberinde
getirecektir.
6-ASLA ŞİDDET UYGULAMAYIN Buna bir açıklama
yazmaya gerek görmüyorum. Sorunları şiddetle çözmek, sorunu çözmez daha da
büyük bir sorun veya başka bir sorun haline getirir.
Pedagog Veysel KIZILBOĞA
Uzman Dil ve Konuşma Terapisti
http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-psikolojisi/ozerklik-donemini-saglikli-yonetmenin-6-yolu_20590.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
http://www.hurriyetaile.com/bebek/bebek-psikolojisi/ozerklik-donemini-saglikli-yonetmenin-6-yolu_20590.html?utm_source=copy-paste&utm_medium=copy-paste&utm_campaign=copy-paste-with-url
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder