ZİHİNSEL ENGELE SAHİP
BİREYLERDE AĞIZ
SAĞLIĞI
Atatürk
Üniv. Diş
Hek. Fak. Derg. J Dent
Fac Atatürk Uni
Cilt:22,
Sayı:
1, Yıl: 2012,
Sayfa: 96-104
Derleme/ Review
KÖMERİK, KIRZIOĞLU, EFEOĞLU
ZİHİNSEL ENGELE SAHİP
BİREYLERDE AĞIZ
SAĞLIĞI
ORAL HEALTH OF MENTALLY RETARDED INDIVIDUALS
Doç. Dr. Nurgül KÖMERİK*
Prof. Dr.Zuhal KIRZIOĞLU** Dr. Cansu Gül EFEOĞLU*
Makale Kodu/Article code: 719
Makale Gönderilme
tarihi: 04.11.2011
Kabul Tarihi:
01.02.2012
ÖZET
Engelliler şemsiyesi altındaki bireyler içinde ağız ve diş sağlığı hizmetlerinden yararlanma açısından en dezavantajlı grubu zihinsel engelliler oluşturur. Normal popülasyonla kıyaslandığında, engelli bireyler daha fazla oral-dental problemlere sahip olmalarına rağmen daha
düşük seviyelerde ağız diş sağlığı
hizmeti almaktadırlar. Özellikle genetik etyolojiye bağlı gelişen mental retardasyon olgularında, koordinasyon güçlüğü nedeniyle ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin sunulmasında engellerle karşılaşılabilmektedir. Mental
retarde bireylerin ağız sağlığının geliştirilmesi ve idame ettirilmesi için ağız-diş
yapısı, fiziksel engeller, özel diyetler ve kullandıkları ilaçlar gibi özel ihtiyaçları bilinmeli, iyi bir iletişim kurularak ihtiyaçları karşılanmalıdır. Bu çalışmada
zihinsel engelli hastaların ağız sağlığı hakkında
genel bilgilerin yanı sıra, bu hastaların ağız sağlığının sağlanması ve idame
ettirilmesi için gereken yöntemlerden
bahsedilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Ağız sağlığı, zihinsel engelli bireyler.
GİRİŞ
Tüm engelli bireylerde olduğu gibi zihinsel engelliler de topluma
sunulan bütün sağlık hizmetle- rinden yararlanma hakkına sahiptir.
Ancak ne yazık ki zihinsel engelli vatandaşlarımız ağız ve diş sağlığı
hizmetlerinden tam olarak yararlanamamaktadır. Engelli hastaların ağız sağlığının ihmal edilmesi sadece ülkemize
ait bir sorun değildir. Bir çok ülkede
de
ABSTRACT
Individuals with intellectual disability compose the most disadvantaged group among disabled
individuals for utilization
of oral health care services. Compared to normal population, although they have more oral- dental problems, intellectually disabled
individuals receive lower quality health services.
Lack of coordination, particularly in genetic
mental retardation cases, may prevent disabled people to get oral health care services.
To enhance and maintain
oral health of intellectually disabled individuals, special needs such as oral-dental manifestations, physical handicaps, special diets and medicines
used should be identified and, along with a satisfactory communication, their needs should be met.
Besides general information about oral health of intellectually disabled individuals, approaches to enhance and maintain oral health care are presented in this study.
Key Words: Oral health,
mentally disabled
people
normal popülasyonla kıyaslandığında engelli bireylerin daha fazla oral-dental problemlere sahip olmasına rağmen daha düşük seviyelerde ağız diş sağlığı
hizmeti aldıkları bildirilmiştir1.
TANIM
Zihinsel engellilik terimi genel olarak zeka geriliğini (mental retardasyon) tanımlamak için kullanılır. Zeka geriliği,
18 yaşından önce ortaya çıkan
* Süleyman
Demirel Üniversitesi, Diş
Hekimliği Fakültesi, Ağız Diş Çene
Cerrahisi ABD,
** Süleyman
Demirel Üniversitesi, Diş
Hekimliği Fakültesi, Pedodonti
ABD, Isparta.
96
Atatürk
Üniv. Diş
Hek. Fak. Derg.
KÖMERİK,
KIRZIOĞLU, EFEOĞLU
J Dent Fac Atatürk Uni
Cilt:22,
Sayı:
1, Yıl: 2012,
Sayfa: 96-104
gelişimsel bir bozukluktur. Zeka geriliğinde, zihinsel işlevlerde normallerden önemli derecede gerilik olmasının yanı sıra, günlük yaşamı idame ettirmede
gerekli olan uyumsal becerilerde yetersizlik söz konusudur. Uyumsal beceriler; beslenme, giyinme, yıkanma,
tuvalet ihtiyacını giderme gibi öz bakım becerileri, ev temizliği
gibi ev yaşamı
becerileri, dili konuşma
ve anlama ile beraber iletişim
kurma becerisi, sosyal beceriler, toplumsal yararlılık ve mesleki beceriler gibi
beceri alanlarını kapsar.
Zihinsel işlev düzeyi, standardize edilmiş testler vasıtasıyla zeka katsayısı (Intelligence Quotient, IQ) bulunarak
ölçülür. Ortalama puanı 100 olan IQ seviyesinin 70’in altında olması zeka geriliği olarak kabul edilir. Zeka geriliği geniş bir yelpazede karşımıza çıkar ve genel olarak
aşağıdaki gibi sınıflandırılır2:
H afif derec e de ze ka g erili ği : IQ 50-70 arasında
olan bireylerdir. 7-12 yaş zeka özelliklerini kazanabilirler. Bu gruptaki
bireyler, normale çok yakın oldukları
için yaşamsal aktivitelerini sürdürmek için gerekli uyumsal becerileri
geliştirebilirler.
Orta der ec ed e ze ka g erili ği : IQ 35-55 arasında
olan kişilerdir. 6-8 yaş zeka özelliklerine ulaşabilirler. Genellikle okul öncesi dönemlerde gerilikleri fark edilir.
Bu gruptaki bireyler temel akademik becerilerde eğitilemez,
ancak günlük hayatın gerektirdiği sosyal uyum,
iletişim ve özbakım
becerilerini öğrenebilir. Erişkinlikte, kontrollü bir çevrede karmaşık olmayan, fazla beceri gerektirmeyen işleri yapabilirler.
Ağır z eka g erili ği : IQ 20-40 arasında olan kişilerdir. Gerilikleri doğumda veya hemen sonrasında fark edilir.
Zeka geriliğine sıklıkla motor
ve konuşma problemleri eşlik eder. Zekâ yaşları
3,5-6 yaş arasındadır. Bazı basit özbakım becerilerini ve günlük yaşamlarını sürdürebilecek iletişim becerilerini kazanabilmektedirler.
Derin zeka g erili ği: IQ 20-25’ in altında
olan bireylerdir. Yetişkinlikteki tahmini
zekâ yaşları 3,5 yaşın altındadır. İleri derecede
ağır zihinsel geriliğe
sistemik sağlık problemlerinin eşlik etme olasılığı çok yüksektir. İşitme, görme gibi ek engelleri olabilir. Yaşamları boyunca sürekli ve özel bakıma
ihtiyaç duyarlar.
Zihinsel engellilerin %85’i hafif derecede
zeka geriliği olan bireylerdir. Orta derecede
zeka geriliği olanlar
zihinsel engellilerin %10’unu
oluştururken ağır zeka geriliği olanlar %3-4’ünü; derin zeka geriliği olanlar
ise %1-2’sini
oluşturur. Bu makalede genel
zeka geriliğinden bahsedildiğinde, zihinsel engelli
terimi orta, ağır ve derin zeka geriliği
olan bireyler için kullanılacaktır.
EPİDEMİYOLOJİ
Batılı ülkelerde IQ’nun 70 den daha az olduğu tüm olgular
ele alındığında mental retardasyon prevalansı %1.5-2 olarak; IQ 50 den düşük olan olguların
prevalansı ise %0.3-0.5 olarak kaydedil- miştir3. Gelişmekte olan ülkelerde
ise malnutrisyon, sosyal/kültürel yoksunluk, sağlık bakımının kötü olması, akraba evliliği gibi çevresel nedenlerin etkisiyle bu oranın daha yüksek olduğu
tahmin edilmektedir4. Ülkemizde
ise Başbakanlık Türkiye İstatistik Kurumu
Başkanlığı ve Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nın işbirliği ile gerçekleştirilen '2002 Türkiye
Özürlüler Araştırması' sonucuna göre zihinsel engelli vatandaşların toplam nüfusa oranı %0.48 olarak saptanmıştır5. Ülkemizde yapılan bu araştırmada prevalansın düşük olmasının nedeninin hafif derecede zihinsel engellilerin araştırmaya dahil edilmediğini; IQ 50 altının temel
alındığını düşünmekteyiz. Sonuç olarak ülkemizde en az 350.000 zihinsel
engelli vatandaşımız bulunmaktadır.
ETYOLOJİ:
Mental retardasyon doğum
öncesi, doğum sırası veya doğum sonrasında merkezi sinir sistemi gelişim sürecinde beyinde kalıcı hasara yol açan nedenlerle ortaya
çıkabilir. Birçok risk faktörü tanımlanmış olmakla beraber olguların %60’ında mental retardasyon nedeni tam olarak ortaya konulamamaktadır6. Özellikle hafif derecede zeka geriliği olan birçok olguda kesin etyoloji tanımlanamamaktadır. Bununla
beraber orta-ağır derecede zeka geriliğinden genellikle genetik bozukluklar sorumludur. Kromozom
anomalilerinden Down sendromu en sık görülen mental retardasyon nedenidir. Bu sendromda, 21. kromozom
çiftinde fazladan bir kromozom bulunması söz konusudur. Down sendromu her 800-1000 doğumda
bir görülmekle beraber annenin yaşı arttıkça görülme
olasılığı da artar.
X kromozomunun frajil bölge diye bilinen
bölgesindeki mutasyon sonucu oluşan Frajil X sendromu,
zeka geriliğinin ikinci en sık rastlanılan nedenidir. Diğer kromozom bozuklukları arasında Prader-Willi sendromu (15. kromozomda kayıp), kedi ağlaması
sendromu (5. kromozomda
kayıp), Lesch-
Atatürk
Üniv. Diş
Hek. Fak. Derg.
KÖMERİK,
KIRZIOĞLU, EFEOĞLU
J Dent Fac Atatürk Uni
Cilt:22,
Sayı:
1, Yıl: 2012,
Sayfa: 96-104
Nyhan sendromu (X kromozomunda mutasyon) sayılabilir. Fenilalanin hidroksilaz enziminin yokluğunun söz konusu olduğu kalıtsal bir aminoasit
metabolizması bozukluğu olan fenil ketonüri, ülkemizde dünya oranlarıyla kıyaslandığında oldukça
sık görülür (3500-
4000 doğumda bir). Fenilketonüri hastalığı yenidoğan döneminde teşhis edildiği takdirde yaşam boyunca
uygulanan fenilalanin içermeyen özel diyetlerle normal zeka seviyesi sağlanabilir. Ancak teşhis edilmeyen
ve hastaların beyin gelişiminin etkilendiği olgularda ağır mental retardasyon izlenir. Son yıllarda
yapılan araştırmalar sonucu, daha önceden sitogenetik olarak teşhis edilemeyen birçok orta-ağır
mental retardasyon olgularında submikroskopik kromozom
defektleri tespit edilmiştir7.
Gebelik boyunca geçirilen kızamıkçık, sitomegalovirus, toksoplazmozis, herpes simpleks
ve Epstein-Barr virusü enfeksiyonu gibi enfeksiyonlar, radyasyon maruziyeti, iyot eksikliğine bağlı hipotiroidi, vitamin eksiklikleri, kontrol edilemeyen diyabet, nikotin, alkol ve bebeğin
beyin gelişimini etkileyen bazı ilaçların kullanılması anne ile bağlantılı etyolojik faktörler arasındadır.
Bebekte doğum sırasında asfiksi, hipoksi, travma oluşması,
doğumsal metabolik bozukluklar (hipoglisemi, hiperbilirubinemi, hipotiroidi), prematür doğum/düşük ağırlıklı doğum perinatal nedenler arasında sayılabilir. Bebeklikte geçirilen ateşli hastalıklar, menenjit, ensefalit, kafa travmaları, intoksikasyonlar, beyin tümörleri, merkezi sinir sistemi tutulumu ile giden nöromüsküler hastalıklar, malnutrisyon
ise postnatal nedenler
arasındadır.
ZİHİNSEL
ENGELLİ HASTALARIN AĞIZ SAĞLIĞI
Özellikle sendromlarla ilişkili zihinsel engelli hastalarda tipik yüz görünümü mevcut olabilir (Resim 1). Aynı zamanda
bazı ağız bulguları da tipik olarak
kendini gösterebilir. Örneğin, bu bireylerde mikrognati ile beraber
makroglossi nedeniyle dil dışarı sarkmış
pozisyonda durur (Resim 2). Maloklüzyon, diş minesinde oluşan defektler, kısa konik kökler, dişlerde sürme gecikmesi ve konjenital
diş eksikliği ve dişlerdeki şekil bozukluğu diğer yaygın
gözlenen ağız içi bulgularındandır8. Bazı genetik durumlardan dolayı veya geçirilmiş yüksek ateş, engelli çocukların diş minelerinin
etkilenmesine ve bundan
dolayı da
diş
çürümelerine daha yatkın
hale
gelmelerine sebep olabilir.
Resim
1. Engelli
bireylerde tipik yüz görünümü.
Resim
2. Makroglossi
İleri derecede zihinsel engeli olan bireylerde görülebilen bozulmuş oral motor fonksiyon
ve zayıflamış kaslar çiğneme problemlerine neden olur ve yutkunmayı etkiler. Bu hastalar
sıklıkla püre tarzı yarı katı gıdalarla
beslenirler. Ayrıca
bir şeyler içebilmesi için bir başkasının yardımına ihtiyaç duyan kişiler, normal bireylerden daha az sıvı tükettikleri için sıvıların
yıkayıcı ve temizleyici etkisinden yeterince faydalanamazlar. Kas koordinasyon bozukluğu sonucu bruksizm ve konuşma bozukluğu
da gelişir. Salya akışı tükürüğün aşırı ifrazatından ziyade yutkunma bozukluğundan
kaynaklanmaktadır. Diğer nedenler
yetersiz dudak kapanışı, maloklüzyon, dilde hareket bozukluğu ve yanak kaslarının stabilizasyon bozukluğudur. Solunum
problemleri, uyku apnesi ve horlama da görülebilir. Faringeal refleksin zayıf olması nedeniyle gıdaların hava yoluna aspire edilmesi sonucu, hayati acil
durumlar ortaya çıkabilir.
Zihinsel engelli bireyler sıklıkla karyojenik ve yumuşak diyet ile beslenir.
Sürekli şurup formunda ilaç almak zorunda kalan bireylerde şurupların içerisinde bulunan şekerden dolayı çürük riski yüksektir. Aşıcı ve ark (2003), 4-18 yaş zihinsel engelli bireylerde diş erozyonunun ve ortalama DMFT değerlerinin sağlıklı bireylere göre belirgin olarak yüksek bulunduğunu göstermiştir9.
Kas koordinasyonunun düzenlenmesi, alerjik durumlar veya sakinleştirici amaçlı verilen ilaçlar tükürük akışını azaltırlar. Mental retarde
bireylerde kognitif yetersizliklerin yanı sıra değişik derecelerde görülen motor fonksiyon
bozukluğu nedeniyle, el becerisi gerektiren diş fırçalama gibi oral hijyen prosedürleri yeterli bir şekilde yapılamayabilir. Dolayısıyla hastalarda kötü ağız hijyeni sonucu gıdaların dişler arasında retansiyonu, yoğun dental plak, ağız kokusu sık rastlanır. Genel olarak zihinsel engelli hastalarda diş eti hastalıkları normal popülasyona
göre daha sıklıkla görülmektedir10.
Özel okullara
devam eden zeka geriliği,
serebral palsi, otistik bozukluk, Down sendromu
olan çocukların ağız sağlığı karşılaştırılmıştır. DMFT seviyeleri tüm engelli
bireylerde benzer seviyelerde olmakla beraber otizmli çocuklarda oral hijyen en iyi seviyedeyken zeka geriliği olanlarda en düşük seviyede
bulunmuştur11,12.
Hindistan’da özel bir okula devam eden 12-30 yaş aralığındaki 225 zihinsel
engellinin ağız sağlığının genel olarak bozuk olduğu, yaş ilerledikçe çürük, periodontal hastalık durumunun
arttığı bildirilmiştir. Down sendromlu olmak, eğitim seviyesi düşük ebeveynlere sahip olmak, düşük IQ kötü ağız hijyeninde en önemli değişkenler olarak kaydedilmiştir13.
Bununla beraber ilginç olarak, Down sendromlularda gingivitis daha yüksek oranlarda
görülürken çürük insidansı
popülasyona benzer hatta düşük oranda saptanmıştır14. Down sendromlu çocukların tükürüklerinde normal çocuklara
göre daha yüksek oranda bulunan IgA’nın,
bu gruptaki bireylerin çürüğe direncini artırdığı öne sürülmüştür15.
Anders ve Davis (2010), yetişkin zihinsel engellilerin ağız sağlığı üzerine yapılan 27 çalışmayı
inceledikleri literatür taramasında normal popülasyonla kıyaslandığında, zihinsel engelli bireylerde oral hijyenin daha kötü; periodontal hastalık prevalansı ve derecesinin daha yüksek olduğu sonucuna varmıştır1. Çürük oranları ise popülasyondan daha düşük veya benzer seviyelerde bulunmuştur. Ancak, tedavi edilmemiş
çürük oranları daha yüksek seviyelerdedir.
Ayrıca, bu hastalarda ayrıca ilaçlara
(epilepsi tedavisi için kullanılan fenitoin gibi) bağlı olarak gingival hiperplazi gelişebilir. Forsberg ve ark (1985) ağır zeka geriliğine sahip kişilerin
%21’inde gingival hiperplazi saptamıştır14. Van Grunsven ve Koelen (1990) engelli çocuklarda ağız kokusu, salyanın dışarı akışı, ve orofasial malfonksiyonların en
ciddi problemler olduğunu belirtmiş ve diş hekimi ve hijyenistlerin yetersiz bilgi ve eğitimden dolayı engelli çocukları tedaviden kaçındıklarını
ortaya
koymuşlardır16.
Popülasyonla kıyaslandığında zihinsel engelli hastalarda daha yüksek
oranlarda diş eksikliği rapor edilmiştir. Bunun bir nedeni de, özellikle
ağır zeka geriliği olanlarda, diş hekimlerinin daha az kompleks tedavileri tercih etmesi ve genel olarak konservatif tedavi yerine diş çekimine başvurmasıdır. Örneğin
bu grup hastada periapikal patoloji
olan bir dişte endodontik tedavi yerine sıklıkla diş çekimi uygulanır. Sonuç
olarak engelli hastalar erken yaşlarda parsiyel veya total olarak dişsiz kalmaya ve protez kullanımına mahkum bırakılmış olurlar. Üstelik hastaların bir çoğunda oklüzyon bozukluğu ve bruksizm nedeniyle protez
kullanımı da sorunludur.
Lesch-Nyhan sendromunda olduğu gibi kimi zihinsel
engelli hastalar
kompulsif olarak kendi kendine zarar verme
eğilimindedir. Hastalar mütemadiyen dudak, dil ve ağız mukozasını ısırır. Hastaların kendine zarar vermesini
önlemek için ağız koruyucuları yapılabilir ancak bu tür davranış paterni olanlarda çoğunlukla dişlerin çekimi gerekir.
ZİHİNSEL ENGELLİ BİREYLERİN AĞIZ SAĞLIĞININ GELİŞTİRİLMESİNDE DİKKAT EDİLMESİ
GEREKENLER
Engelli bireylerde ağız ve diş sağlığı
sorunlarının daha sık görülmesinin başlıca nedenleri; ağız-diş
yapısı, fiziksel engeller,
özel diyetler ve ilaçlardır.
Hastanın değerlendirilmesi
Öncelikle çok iyi bir anamnez
alınmalıdır. Anamnez şikayet, şikayetin hikayesi, tıbbi hikaye, sistemlerin gözden geçirilmesi, aile ve sosyal hikaye, dental hikayeyi kapsamalıdır. Gerekli durumlarda laboratuar testleri
yapılmalıdır.
Sendromlarla bağlantılı zihinsel engeli olan hastalarda herhangi bir müdahale yapmadan önce gerekli tedbirlerin alınması gerekebilir. Örneğin, Down sendromu
olguların yaklaşık olarak yarısında konjenital kalp hastalıkları, özellikle atrioventriküler septal defekt mevcuttur.
Frajil X sendromunda, yine kardiak
anomali insidansı
yüksektir. Bu hasta grubunda
bakteriyel endokardit gelişme olasılığına karşı kanama olması beklenen işlemlerden önce antibiyotik profilaksisi gerekliliği
göz önüne alınmalıdır17.
Yine gerekli durumlarda hastanın doktoruyla hastanın genel sağlık durumu,
sedasyon ve genel anesteziye uygunluğu yönüyle konsültasyon yapılır. Yapılması planlanan müdahalenin faydaları ile operasyon
sırasında ve sonrasında ortaya çıkabilecek potansiyel komplikasyonlar göz önüne alınır.
İyi
bir değerlendirme yapılarak hasta için en uygun tedavi metoduna karar verilir.
Serebral palsisi olan olguların yaklaşık olarak 1/3’ünde öğrenme bozukluğu veya zihinsel engel mevcuttur. Ancak %60-70’i
oromusküler yapının da etkilenmesi sonucu konuşma ve bağlantılı olarak iletişim problemleri yaşarlar. Bu tür hastalar zihinsel engel ile karıştırılmamalıdır.
Onam
formu
Dental tedavi öncesinde tüm hastalardan (veya hasta hamisinden) bilgilendirilmiş onam formu alınmalıdır. Çocuklarda hastanın
ebeveyninden onam formu alınırken, 18 yaşını
doldurmuş zihinsel engelli hastalarda hastanın zeka geriliğinin derecesine bağlı olarak onam formunun
hastadan mı yoksa yakınlarından mı alınması gerektiğine karar verilir.
Hastanın konumlandırılması
ve havayolu korunması
Serebral palsisi olan hastalarda baş, el ve bacaklarda istemsiz
spastik hareketler gibi nörolojik belirtiler mevcuttur.
Kontrol dışı hareketler sıvıların, küçük
alet veya malzemelerin aspirasyonuna veya yutulmasına neden olabilir. Bu hastaların dik veya en fazla
45
derecelik açıyla geriye eğimli pozisyonda
oturtulması gerekir. Spastik tip serebral
palsili çocuklar,
stimüle edildiğinde aşırı kontraksiyonla sonuçlanan kasların hiperirritabilitesi, boyun kaslarının kısıtlı kontrolü, çalışmayı zorlaştırır. Bu hastaların başı aniden bir tarafa döndürülürse, o taraftaki kol ve bacak yüzün döndüğü yöne uzanır ve katılaşır.
Kimi hastalarda direnç gösterme, itaatsizlik ve saldırgan
davranışlar görülebilir. Bu davranışlar güvenli bir dental tedaviye engel olabilir. Kafası, kolları ve bacakları
aşırı hareketli olan, ani hareketlerde bulunan veya saldırgan davranış sergileyen
hastalarda tedavinin daha rahat
bir
şekilde uygulanması için hasta sabitlenerek hareketleri kontrol altına alınabilir. Hastanın fiziksel olarak sabitlenmesi bir yardımcı tarafından kollarının, ayaklarının ve kafasının tutulması
şeklinde olabileceği gibi ayrıca onam alınmak suretiyle
bantlar, kayışlar yardımıyla da yapılabilir. Ayrıca ağzın açık tutulmasını sağlayan apareyler, ağız açacakları ve ısırma blokları kullanılabilir.
Hastalarla iletişim ve
davranış kontrolü
Öncelikle hastanın zihinsel
fonksiyonunun derecesi
değerlendirilmelidir. IQ derecesine bağlı olarak hastaların kooperasyon durumu değişebilir. Hafif-orta derecede zeka geriliği olanlarda işlemler lokal anestezi altında gerçekleştirilebilir. Örneğin hafif- orta düzeyde zeka geriliği
bulunan Down sendromlu
bireyler çoğunlukla sakin, neşeli ve iletişime
isteklidir; diş tedavilerinde hasta uyumunda
pek sorun yaşanmaz. İleri derecede
zihinsel engeli bulunan bireylerde görme duyma ve konuşma bozuklukları gibi ilave duyusal engeller iletişimi olumsuz etkiler. Hastalarla iletişimde sevecen
ve
sabırlı bir yaklaşım sergilenmelidir. İlk randevularda herhangi bir tedavi uygulanmadan
hastaların klinik ortamına
alıştırılması yararlı olabilir. Hastaya güven telkin edilmelidir. Hastalara anlat-göster-uygula metodu uygulanabilir. Hastaya
neler yapılacağı anlatılıp, endişe uyandıran dental enstrümanlar tanıtılır ve daha sonra uygulamaya geçilir. Trakya Üniversitesi, Zihinsel ve Fiziksel Engelli Çocuklar Araştırma Uygulama Merkezinde yapılan bir çalışmada 20 zihinsel
engelli çocuğun dental işlemler hakkında bilgilendirilmesinin çocukların dental muayene ve işlemlere tepkisinde pozitif
etkisi olduğu ortaya konulmuştur18.
Seansların kısa tutularak çalışılması ayrıca önemlidir. Hastanın ani tepki vereceği
işlemlerden kaçınılmalı,
işlem sırasında
kesinlikle ağrı uyaranı
100
oluşturulmamalıdır. Pozitif yönlendirme, televizyon veya müzik ile dikkat dağıtma uygulanabilir. Zihinsel engelli hastalarda algılama güçlüğü gözlenir. Bu hastalarda kısa ve basit bir dilde açıklamalar yapılmalı, verilen talimatlar tekrarlanmalıdır. Hastanın olumlu
yönde motive edilmesi
gerekir. Ağızlarında yapılacak bir
işlemde işlemin yapılmasına izin verirlerse alacakları bir ödül onları
motive edebilir. Hasta ile direkt iletişimin güç olduğu durumlarda hasta yakını
ve bakımını sağlayan
kişi bilgi vermek açısından hasta yanında
bulunmalıdır.
Uyumu olmayan ve işbirliği
sağlanamayan hastalarda öncelikle sedasyon uygulaması göz önüne alınmalıdır. Sedasyon genel
anestezi ile kıyaslandığında hastada daha az fiziksel ve psikolojik strese neden olur. Ağır zihinsel engeli bulunanlarda ağız muayenesi
ve basit dental işlemler; hafif-orta zihinsel engeli bulunanlarda birçok diş tedavisinde sedasyon başarı ile uygulanabilir.
Bilinçli sedasyonda hasta havayolu açıklığını kendisi sağlayabilir, laringeal ve yutma refleksleri yerindedir ve sözlü talimatlara uyabilir. Bilinçli sedasyon oral, iv, rektal ve inhalasyon yoluyla sağlanabilir. Oral veya iv yolla genellikle benzodiazepin grubu ilaçlar
(örneğin diazepam veya midazolam) tercih edilir. Ülkemizde bazı fakülteler dışında, pek kullanılmamakla beraber gelişmiş ülkelerde muayenehanelerde de yaygın olarak kullanılan azot oksit/oksijen ile
inhalasyon yoluyla sedasyon da oldukça
yararlıdır. Sedasyon uygulamasında diş hekimi
ASA sınıf I (sağlıklı) ve Sınıf II (hafif sistemik rahatsızlığı bulunan hasta) için sorumluluk alırken Sınıf III (aktivite kısıtlayıcı ağır sistemik hastalığı bulunan hasta) ve Sınıf IV (hayati
risk taşıyan sistemik
rahatsızlığı olan hasta) grubundakilerde hastanın doktoruyla konsültasyon yapıldıktan sonra karar verilir. (Gunila Klingber,
Engelliler ve Ağız Bakımı)
Diş tedavisiyle hiçbir şekilde baş edemeyecek durumda olan ağır zihinsel engelli hastalarda (fenilketonüri veya cri-du-chat sendromu olan bireyler gibi) genel anestezi altında müdahale gerekliliği söz konusu olur.
Genel anestezi değişik tedavilerin (koruyucu rezin restorasyonlar, diş çekimi, endodontik tedavi, paslanmaz çelik kronların yapımı gibi) tek seansta
yapılmasını da mümkün kılar.
İşlemin genel anestezi altında yapılması gerekli olan durumlarda, hastalar preoperatif olarak genel anesteziye uygunlukları açısından
anestezi uzmanı
tarafından sistemik sağlık yönüyle muayene
edilirler, gerekli tetkik ve tahlilleri yapılır. Engelli hastanın değerlendirilmesinde işlemin hangi şartlar altında yapılacağı da göz önüne alınır. Bu aşamada
hastanın tüm konsültasyonlarını almak ve tüm ilişkili
sistemlerini muayene etmek işlemin hangi şartlar altında yapılabileceğine karar vermek genel anestezi uzmanı sorumluluğundadır. Kompleks medikal problemleri olan hastalarda genel
anestezinin güvenle yapılabilmesi
tam
teşekküllü bir hastane ve bu konuda tecrübeli
bir anestezi uzmanı gerektirir. Bununla beraber birçok zihinsel engelli hastaya diş hastanesi bünyesinde kurulan günübirlik hasta tedavisine hizmet eden genel anestezi ünitelerinde müdahale edilebilir. Böylece hem hasta ve yakını/bakıcısı daha az mağdur olur hem de işlemler basit prosedürlerle ilerler. Bu grup hastada mutlaka iyi bir muayene ve değerlendirme yapılarak günübirlik şartlar altında genel anestezi altında işlem yapılmasına uygunluklarına karar verilmelidir. Genel anestezi sırasında anestezi ekibi hastanın vital bulgularını idame ettirirken dental ekip diş tedavilerine yoğunlaşır.
Genel anestezi altında dental tedavi gören zihinsel engellilerde, postoperatif 24 saat içerisinde en sık karşılaşılan sorunun ajitasyon ve ağrı olduğu bildirilmiştir19.
Ağız hijyeni sağlanması ve ağız
sağlığının idamesi
Engelli hastalarda ağız hijyeni genel popülasyonla kıyaslandığında kötüdür. Oral hijyen sağlanmasında ilk aşama hastanın eğitilmesidir. Bu hastalar
soyut kavramları güç kavrarlar. Bu nedenle
diş temizlemenin neden gerekli olduğu somut olarak ve resimlerle gösterilerek hastalar diş fırçalamaya teşvik edilmelidirler. Zihinsel engelli hastaların büyük bir oranı nasıl göründüklerine önem verirler. Bundan dolayı güzel dişlere sahip olma bir slogan olarak
kullanılabilir.
Zihinsel engelli hastaların birçoğunda kas koordinasyonu zayıflığı ve dilin duyusal-motor aktivitesinin azalması sonucu tükürüğün ağız dışına
akışı gözlenir. Bu tür olgularda
Castillo Morales veya Dr. Heinz apareyi gibi apareylerin kullanımıyla yutkunma refleksi artırılarak tükürüğün ağız dışına
akışı azaltılabilir. Bu hastaların ayrıca koordinasyona dayanan
kompleks hareketlerde başarılı olmaları için sık alıştırma
yapmaları gerekir.
Bu anlamda hastaya
sabırla diş fırçalama tekniği öğretilmelidir. Kas fonksiyonu zayıflamış ve ellerini
etkin kullanamayan hastalarda diş fırçasının sapını kavramaya yardımcı olacak ek apareyler
gerekli olabilir.
El becerisi bulunmayan kişiler için pille çalışan otomatik diş fırçaları oldukça yararlıdır. Hafif zihinsel
engeli bulunan çocuklarda dental plağın uzaklaştırılmasında titreşen- dönen başlıklı elektrikli diş fırçasının manuel olarak kullanılan
fırçalardan daha etkili olduğu görülmüştür20.
Genel olarak hastanın bağımsız bir şekilde ağız sağlığını idame ettirmesi amaçlanır. Ancak engelli bireyler belli ölçüde ya da tamamen
bir başkasına bağımlıdırlar. İleri derecede zihinsel engeli olanlar ağız bakımı konusunda
sıklıkla yardıma ihtiyaç
duyarlar.
Ağır engelli hastalar ağız gargarası
yapma gibi koruyucu işlemlerde dahi problem
yaşayabilirler. Hastanın ağız hijyenini sağlayamadığı durumlarda hasta bakımından sorumlu kişi veya aile üyeleri
ağız temizliği uygulamalarını
yapabilmelidir.
Bir başkasının yardımıyla her gün dişlerini fırçalayan engellilerin periodontal sağlığının kendi kendine fırçalamaya çalışanlara göre daha iyi olduğu saptanmıştır10. Bakımevinde yaşayan ağır zihinsel engellilerde bakımevinde yaşamayanlara göre daha yüksek oral hijyen indeks skoruna
sahip olduğu21, ayrıca daha düşük çürük insidansı olduğu14 bildirilmiştir. Bu da ağır zihinsel
engeli olan ve özbakımı için bir başkasına
bağımlı olan hastalarda yardımcı personel yardımının gerekliliğini göstermektedir.
İskandinav ülkelerinde zihinsel engeli
bulunan bireylerin toplumla bütünleştirilmesi politikası kapsamında birçok bakımevi kapatılmış ve artmış
oranda mental retarde birey topluma entegre olmuştur. Gabre
(2000), 8.5 yıllık dönem içinde düzenli koruyucu ağız-diş bakımı alan zihinsel engelli yetişkin bireylerde bağımsızlık derecesinin artmasının
ağız sağlığı
üzerine etkisi araştırmıştır22. Bakımevleri ile karşılaştırıldığında daha az kısıtlı yaşam ortamı ve hafif derecede
geriliğin, yüksek çürük oranları
ile bağlantılı olduğunu
bulmuştur. Tüm retarde
bireyler içinde
düzenli dental bakım
alanlar normal İsveç popülasyonu ile kıyaslandığında, tatminkar derecelerde
ağız sağlığına kavuştuğu ortaya konulmuştur.
Bu açıdan aile üyelerinin ve hasta bakımından sorumlu kişilerin eğitilmesi ağız sağlığının kontrolünde önemlidir. Bu hastaların bakımını üstlenen
kişiler ağız
hijyeni ve sağlığı, diş fırçalama ve diyet konusunda eğitilmelidirler.
Bir anket çalışmasında zihinsel engellilerin ikamet ettiği bakımevinde çalışan bakıcılar, oral hijyenin önemli olduğuna inanmakla beraber zaman kısıtlılığı ve personel sayısının yetersizliği nedeniyle bakımevinde kalan engellilerin ağız bakımına yeteri kadar yardımcı olamadıklarını ifade etmişlerdir. Ayrıca ağız bakımında zihinsel engelli bireylerin diş fırçasını ısırması, bakım işlemini reddetmesi ve ağızlarını açmaması gibi zorluklarla karşılaştıklarını belirtmişlerdir23. Bakımevinde çalışan personelin ağız hijyeni konusunda eğitim programlarına ihtiyaçları olduğu görülmektedir. Lange ve ark (2000) yaptığı bir çalışmada hasta bakımından sorumlu olan personele ağız hijyeni ve diş fırçalama teknikleri konusunda eğitim verilmiş ve ayrıca bir dental hijyenist düzenli ziyaretlerde bulunarak bakıcılara gözetimlerinde bulunan engellilerin dental plak skorları
hakkında geri bildirimde bulunmuştur.24 Dental plak indeksinin eğitim verilen ve geri bildirimde bulunulan grupta hem kontrol grubundan hem de geri bildirimde bulunulmayan bakıcıların olduğu gruptan çok daha iyi olduğu
gözlenmiştir.
Sosyoekonomik durumun ve eğitim seviyesinin düşük olduğu ailelerde oral hijyenin de kötü olduğu
rapor edilmiştir13. Bu ailelerin
eğitimine ve ağız sağlığı açısından bilinçlendirilmelerine özellikle dikkat edilmelidir.
Zihinsel engelli hastalarda ağız sağlığı
kontrolleri düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Gerekli hijyen prosedürleri takip edilmeli
ve koruyucu yaklaşımlar üzerine yoğunlaşılmalıdır. Fissür koruyucu,
flor uygulamaları gibi koruyucu
tedavi seçenekleri en erken dönemde uygulanmalıdır.
Gingival hiperplazi olan hastalarda gingivektomi işlemi ile diş etleri yeniden şekillendirilir. Bu işlem konvansiyonel olarak bistüri ile yapılabileceği gibi lazer ve elektrocerrahi kullanılarak da yapılabilir. Gingivektomi sonrası gingival hiperplazinin tekrarlaması veya ileri derecede hiperplazi varlığında hastanın doktoru ile iletişime
geçip dişeti üzerine etkisi
daha az olan ilaçların tercih
edilmesi sağlanabilir.
Bu grup hastada dentisyonun devamlılığı için konservatif ve endodontik tedavi, diş çekimine tercih
edilmelidir. Hasta ile işbirliği sağlanabiliyorsa endodontik tedavi gerçekleştirilebilir ve mümkünse
tek seansta sonlandırılmalıdır. Aşırı decerede hasar görmüş dişlerde hasta kooperasyonu iyi değilse paslanmaz çelikten kronlar diğer restorasyonlara tercih edilebilir.
Parsiyel veya tam dişsiz hastaların protetik rehabilitasyonunda, dental implant ile sabit veya over- denture protezlerin yapımı göz önüne alınabilir. Hafif-
orta derecede zeka geriliği bulunan hastalarda implant uygulamalarının başarılı sonuçlarını bildiren çalışmalar bulunmaktadır25,26.
Kliniğe ulaşım
Fiziksel engeli olan ve tekerlekli sandalyeye bağımlı olan hastalarda kliniğe ulaşım için gerekli mimari düzenlemeler yapılmalıdır. Basamak bulunan bölgelerde ayrıca tekerlekli sandalye için iniş-çıkış rampaları, çok katlı binalarda
asansör bulunmalıdır. Elektrik düğmesi, musluk gibi el ile ulaşım sağlanması gereken yerler tekerlekli sandalyede oturan bireylerin ulaşabileceği yükseklikte olmalı, tuvalet duvarlarında tutunmak için metal barlar bulunmalıdır. Koridorlarda, kapılarda ve asansörlerde tekerlekli sandalyenin rahatça manevra
yapabileceği alanlar sağlanmalıdır27.
KAYNAKLAR
1. Anders PL, Davis EL. Oral health of patients with intellectual disabilities: a systematic review. Spec Care Dentist 2010; 30(3): 110-7.
2. American Psychiatric Association. "Mental Retardation." In Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders. Fourth Edition (DSM-IV) text revision. Washington, DC: American Psychiatric Press, Inc., 2000.
3. Leonard H, Wen X. The epidemiology of mental retardation: challenges and opportunities in the new millennium. Ment Retard Dev Disabil Res Rev 2002; 8: 117-34.
4. Durkin M. The epidemiology of developmental disabilities in low-income countries. Ment Retard Dev Disabil
Res Rev 2002; 8: 206-11.
6. Rauch A, Hoyer J, Guth S, Zweier C, Kraus C, Becker C, Zenker M, Huffmeier
U, Thiel C, Ruschendorf F et al. Diagnostic yield of various
genetic approaches in patients
with unexplained developmental delay or mental retardation. Am J Med Genet A 2006; 140: 2063-74.
7. Salvador-Carulla L, Bertelli M. ‘Mental retardation’ or ‘intellectual disability’: time for a conceptual change. Psychopathology 2008; 41: 10-16.
8. Cumella S, Ransford N, Lyons J, Burnham H. Needs for oral care among people with intellectual disability not in contact with Community Dental Services.
J Intellect Disabil
Res 2000; 44: 45-52.
9. Aşıcı N, Doğan C, Odabaş
M, Alaçam A. Zihinsel
engelli çocuklarda diş erozyonu ve dmft değerlendirilmesi.Pilot çalışma G.Ü Diş Hek. Fak. Derg 2003; 20: 15-20
10. Vigild M. Periodontal conditions in mentally retarded children. Community
Dent Oral Epidemiol 1985; 13: 180-2.
11. Çokpekin
F, Köymen G, Başak F, Akbulut E, Altun
C. Engelliler okuluna devam eden çocukların ağız diş sağlığı yönünden değerlendirilmesi. Gülhane Tıp Dergisi 2003;
45: 228-32.
12. Altun C, Gucen G, Akgun OM, Akkurt MD, Basak F, Akbulut E. Oral health
status of disabled
individuals attending
special schools. Eur J Dent 2010; 4(4): 361-6.
13. Jain M, Mathur A, Sawla L, Choudhary
G, Kabra K, Duraiswamy P, Kulkarni S. Oral health
status of mentally
disabled subjects in India. J Oral Sci 2009; 51(3): 333-40.
14. Forsberg
H, Quick-Nilsson I, Gustavson
KH, Jagell
S. Dental health and dental
care in severely mentally retarded children. Swed Dent J 1985; 9(1): 15-28.
15. Cogulu D, Sabah E, Kutukculer N, Ozkinay F. Evaluation of the relationship between caries indices and salivary secretory IgA, salivary pH, buffering
capacity and flow rate in children
with Down's syndrome.
Arch Oral Biol 2006 Jan; 51(1): 23-8.
16. Van Grunsven MF, Koelen MA. Psycho-social aspects
of dental care for the handicapped. An investigation into dental care for handicapped children living at home. Ned Tijdschr Tandheelkd 1990; 97(11): 448-51.
17. Prater CD, Zylstra RG. Medical care of adults with mental
retardation. Am Fam Physician
2006; 73(12): 2175-83.
18. Yilmaz S, Ozlü Y, Ekuklu G. The effect of dental training
on the reactions
of mentally handicapped children's behavior in the dental office.
ASDC J Dent Child 1999;
66(3): 188-91, 154-5.
103
Atatürk
Üniv. Diş
Hek. Fak. Derg. KÖMERİK, KIRZIOĞLU, EFEOĞLU J Dent
Fac Atatürk Uni
Cilt:22,
Sayı:
1, Yıl: 2012,
Sayfa: 96-104
19. Ersin NK, Oncag O, Cogulu D; Cicek S, Balcioglu ST, Cökmez B. Postoperative morbidities following dental care under day-stay
general anesthesia in intellectually disabled children. J Oral Maxillofac Surg 2005; 63(12):
1731-6.
20. Doğan MC, Alaçam A, Aşici N, Odabaş M, Seydaoğlu
G. Clinical evaluation of the plaque-
removing ability of three different
toothbrushes in a mentally
disabled group. Acta Odontol Scand 2004; 62(6):
350-4.
21. Tesini DA. Age, degree of mental retardation, institutionalization, and socioeconomic status as determinants
in the oral hygiene status of
mentally retarded individuals. Community Dent Oral Epidemol 1980; 8(7): 355-9.
22. Gabre P. Studies on oral health in mentally retarded
adults. Swed dent J Suppl 2000; (142): 1- 48.
23. Thole K, Chalmers
J, Ettinger RL, Warren J. Iowa intermediate care facilities: an evaluation of care providers'attitudes toward oral hygiene
care. Spec Care Dentist 2010; 30(3): 99-105.
24. Lange
B, Cook C, Dunning
D, Froeschle ML, Kent
D. Improving the oral hygiene of institutionalized mentally retarded clients. J Dent Hyg 2000; 74(3): 205-9.
25. Durham TM, King T, Salinas
T, Franco T, Ross J. Dental implants in edentulous adults with cognitive disabilities: report of a pilot project. Spec Care Dentist 2006; 26(1): 40-6
26. Soares MR, de Paula FO, Chaves MG, Assis NM, Chaves Filho HD. Patients with Down syndrome
and implant therapy: a case report.
Braz Dent J 2010; 21(6): 550-4.
27.
DSÖ
2010
Belgrad, Sırbistan Toplantısı http://www.shcek.gov.tr/dunya-saglik-orgutu- zihinsel-engelli-cocuklar-gencler-ve-aileleri-avrupa- bildirgesi-taslagi-hazirlik-toplantisi-raporu-irem- cosansu.aspx
Yazışma Adresi:
Doç Dr
Nurgül Kömerik Süleyman
Demirel Üniversitesi, Diş Hekimliği
Fakültesi,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder