Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun teşhisi, 20 yıl öncesiyle kıyaslandığında yaklaşık yüzde 30 oranında arttı. Bugünlerde, eğer 2 yaşındaki bir çocuk anaokulundaki çember saatinde hareket etmeden oturmuyorsa, hemen değerlendirmeye alınma gerekliliği ortaya çıkıyor. Bu da küçük çocuğu erken müdahale ve yaşam boyu ilaç tedavisi alma potansiyeli taşıma gibi bir yola sokabiliyor.
Washington Üniversitesi Pediatri Profesörü Dimitri Christakis, bu konuda tamamen yanıldığımızı düşünüyor. Christakis, ebeveynlerin, okulların ve doktorların, dikkat zorluklarını aşırı derecede tıbbi ve ilaçla tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak ele almayı yeni baştan düşünmeleri gerektiğini söylüyor.
“DEHB bir teşhis olarak çocuklara zarar veriyor” diyor Christakis.
İşte, bunun nedeni: Araştırmacılar halen DEHB’nin doğasını tartışıyor. DEHB için bazı genetik işaretler buldular, ancak son dönemde teşhisteki aşırı artış genlerimizdeki değişimlerle açıklanamayacak kadar hızlı. Sinirbilimciler ise dikkat bozukluğunun beyin bağlantı kalıplarının özelliklerini ortaya çıkarıyor.
Ancak mevcut teşhis süreci oldukça ilkel. Bugün DEHB’yi teşhis etmek ebeveynlere ve doktorlara bir soru formu vermek anlamına geliyor. Eğer bir çocukta dokuz belli davranıştan altısını görüyorsanız, o zaman çocuk resmen DEHB’li oluyor. Bu, mecburen subjektif bir süreç aynı zamanda.
“Eğer çizginin bu tarafına düşerseniz, sizi etiketleriz ve ilaçla tedavi ederiz. Ama çizginin diğer tarafındaysanız hiçbir şey yapmayız.”
Christakis bunun yerine kişiden kişiye ve durumdan duruma çeşitlilik gösteren bir “dikkat kapasitesi” spektrumu üzerine düşünmemiz gerektiğini söylüyor.
Bunun bir çan eğrisi olduğunu düşünün: En solda, tek bir problem üzerinde haftalarca ya da aylarca çalışan, emek veren Thomas Edison gibi biri yer alır. “Deha yüzde 1 ilham, yüzde 99 terdir” diyen biri. En sağda ise şiddetli DEHB’si olan biri.
Christakis’e göre dikkat kapasitesi, eğitim araştırmacılarının son dönemde heyecanla savundukları bir grup akademik olmayan beceri arasındaki – kendini yönetme, kendini regüle etme, metanet – en temel unsurlardan biri. Çünkü temel olarak bu beceriler, hazzı erteleyebilmeyi, zamanını ve dikkatini yönetebilmeyi ve bir hedefe giden bir yolda kalabilmeyi de içeriyor.
Her çocuk – her insan – dikkat konusunda bazen bocalar. Küçük çocuklara kitap okumak, onlarla şarkı söylemek ve oyun oynamak ve daha büyük çocukların etrafta hareket edebilme şanslarının olmasını sağlamak, bütün öğrencilere dikkat konusunda az ya da çok yardımcı olan önemli müdahalelerdir. “Bizim işimiz her çocuğun dikkat kapasitesini maksimuma çıkarmaktır” diye açıklıyor Christakis.
Özel gereksinimli çocuklarla çalışan pediatrik nöropsikolog Mark Mahone de Christakis’in ‘dikkat bozukluğu spektrumu’ fikrine katılıyor: “Dikkat kapasitesi ve dikkat becerileri, bir süreçte ya da spektrumda ortaya çıkıyor.” Mahone, pediatrinin de genel anlamda herkesteki dikkat işleyişini proaktif bir şekilde destekleme fikrine doğru evrildiğini söylüyor.
Ancak Mahone şunu da ekliyor: “Bu, teşhis ve ilaç tedavisinin şiddetli DEHB vakalarında faydalı olmadığı ve bu vakalar için uygun olmadığı anlamına gelmiyor. Şiddetli DEHB belirtileriyle ilişkilendirilen bazı beyin anomalilerine yönelik güçlü ve artan bilimsel kanıtlar var. Bu da bir beyin hastalığı olarak DEHB görüşüne destek verecektir.”
http://www.egitimpedia.com/dehb-konusunda-tamamen-yaniliyoruz-muyuz/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder