Pika sendromu; yenilebilir olmayan toprak, kum, saç, sabun veya benzeri bir maddenin yenilmesi ile ilişkili bir davranışsal bozukluktur. Yenilebilir maddeler ile yenilmeyen maddelerin zihinsel olarak karıştığını bir hayal edin; hayatınız nasıl da değişecektir. Biraz önce saydığım besinsel olmayan maddeler o kadar çok ki saymakla bitecek gibi görünmüyor. Bu maddeler pika hastaları için en lezzetli tatlı veya pastadan daha tatlıdır.
Duvardan tırtıklanmış bir avuç dolusu sıva parçası veya yerden alınmış bir avuç dolusu çamur veyahut bir tutam saç… Bu saydıklarım nasıl da iştahınızı açtı değil mi? Mide bulantısının eşlik ettiği hayır sesleri yükselmeye başlıyordur içinizden değil mi? Bunların adlarını duymak veya hayal etmek bile pica hastaları için bulunmaz bir zevktir… Bizim midemizi bulandıran bu gıda olmayan ürünler onların ağızlarını sulandırmaya yetiyor bile. Üstelik bu durumda olanların sayısı hem ülkemizde hem de dünyada hiç de azımsanacak kadar az değil.
Yazımı okurken bazı yerlerde midenizi kontrol etmekte zorlanabileceğinizi düşünüyorum. Pika sendromlu vakaları incelerken içlerinde çok değişik gördüğüm bir olgu var ve bunu sizlerle paylaşmak istiyorum: Tempestt Henderson… Florida eyaletinde yaşayan bir kız, haftada 5 kalıp sabun ve çamaşır deterjanı yiyen bu kişinin :’’Sabunun verdiği tadı ve zevki hiçbir tatlıda bulamıyorum’’ sözü tüm dünyada bir anda şaşkınlık rüzgarlarının esmesine neden oldu. Bu cümleler sizi şaşkına çevirebilir. Bu vakaya Türkiye’den de bir örnek verecek olursam: Canan İleri hanım 39 yaşında ve tam bir sabun tutkunu. Çatalına aldığı sabunu kıtır kıtır yerken çevresine de selam vermekten hiç çekinmiyor.
Pika sendromundaki kişilerle günlük hayatta karşılaşmak oldukça kolaydır. Mesela ben ilkokuldayken arkadaşımın birinin silgi yediğini hala aklımdan çıkaramıyorum. Bu tür vakalar çevrenizde oldukça fazla meydana geliyor; sadece dikkat ederseniz yakalayabilirsiniz.
Bazı çocuklarda; mesela 1-4 yaşlarındayken kerpiç evde oturuyorsa toprağı yalama, koklama veya yeme durumu oldukça sıktır. Bu vakaya sanırım bazımız dahil olduk o yaş itibariyle. Tabi bu yaştayken çevreyi algılamaya çalışıyoruz ve bu tür yollara başvurabiliriz. Bu ileri yaşlarda görüldüğünde sorun olmaya başlıyor, buna karşı dikkatli olmalıyız.
Pika Sendromunun Nedeni
Pika sendromu lafına pek aşina olmasak da çok sık görülen bir sendromdur. Bu hastalar gıda ürünü dışındaki ürünleri yeme dürtüsünü bastıramazlar ve o kadar iştahlı bir şekilde yerler ki bu ürünleri; hayretler içerisinde kalırsınız. Hastalık çoğu zaman demir, bakır ve çinko gibi vücudumuzdaki eser elementlerin eksikliği sonucunda ortaya çıkar. Kurşun kalemin uçlarını kemiren öğrencilere, toprak aşeren hamilelere ya da saçlarını yutan çocuklara ülkemizde sıkça rastlanabilmektedir. Sadece bunlar mı? Değil tabiî ki… Kum, kireç, kağıt, ip, silgi, sabun, sıva, toprak, boya da bu hastaların ana öğünlerinde bulunur(!)
Bu kişiler vücutlarındaki mineral eksikliğini bu yolla gidermeye çalışırlar. Bazı çocuklarda bu vaka çok ciddi seyreder ve ayakkabı altını yalamaya başlayabilirler. Hatta saydıklarımın kokusu bile onları inanılmaz bir şekilde bu maddelere yönlendiriyor. Kısacası bu maddelerin isimleri bile akıllarını başlarından alıyor. Hastalık tam bir kısır döngü; yedikçe daha fazla zevk alıyorlar ve zevk aldıkça daha çok yiyorlar.
Diğer nedenler içerisinde özellikle de çocuğun sevgiden yoksun bir ortamda yetişmesi, güven duygusunun yeterince gelişmemiş olması yer alıyor. Ailedeki huzursuzluk ortamı bebekleri ve çocukları bu tür davranışlara sevk edebiliyor.
Yetersiz beslenmenin sonucunda mineral eksikliği görülür ve pica’nın ortaya çıkmasına neden olabilir. Kansızlık, ebeveyn ilgisizliği de bu hastalığın görülme nedenleri içinde yer alıyor.
Pika Sendromunun Tehlikeleri
Pica hastalarında, yabancı cisimlerin tüketilmesi sonucunda sindirim sitemiyle ilgili rahatsızlıklar yanında çeşitli sorunlar da görülebiliyor. Yenilen maddelerin hijyenik olmaması da ayrıca bir sorundur. Hasta yediklerinden dolayı enfeksiyon kapabilir veya paraziter hastalıklara davetiye çıkarabilir. Ayrıca alınan maddelerin içerdiği çeşitli kimyasalar da hastaya zarar verebiliyor. Eğer hasta çocuk yaşında biriyse bu zarar daha da artabilir. Vücuda alınan maddelerin içinde başta cıva ve kurşun gibi ağır metaller olmak üzere çok çeşitli kimyasallar bulunur. Bu da kişinin sağlığını çok ciddi etkiler.
Pika sendromu, yeterli gelişimsel bilincin gelişmediği çocuklarda görülmesi oldukça tehlikelidir; çünkü bu yaştaki kimseler neyin zehirli neyin zehirsiz veya yenilir- yenilmez olduğunu bilemiyorlar. Saydığım maddelerin tüketilmesi sonucunda kişide zeka gelişiminin yeterli gelişmediği görülüyor. Bedensel ve zihinsel açıdan gelişmenin duraklamasına neden olabilecek bu tür maddelerin yenilmesi sonunda ölüme dahi neden olabilir.
Pika Sendromunun Tedavisi
Pika sendromunun tedavisi için öncelikle sendromun nedenleri bulunmalıdır ve buna uygun tedavi yöntemi şekillendirilmelidir. Vücutta demir, bakır gibi mineral eksikliği söz konusu ise buna uygun ilaç tedavisi başlatılmalıdır; ayrıca doğal gıdalarla da beslenme takviyesi yapılmalıdır. Demir eksikliği tespit edilmişse hasta, mutlaka karaciğer, yumurta, kuru baklagiller, kırmızı et tüketmelidir.
Bu hastalığın güçlü nedenleri arasında psikolojik konular da yer alır; bundan dolayı hasta kişi, mutlaka bir pedagog tarafında destek almalıdır. Pika tedavisinde terapiye de yer verilmelidir. Psikolojik olarak uygulanan bu terapi sonucunda başarılı bir sonuç elde etmek oldukça kolaydır. Özellikle de oyun terapisi çocuklarda hastalığı yenme konusunda oldukça başarılıdır. Bu uygulamada amaç çocuğun yediği maddelere alternatif görevler üstlendirmek. Örneğin kağıt yiyen bir çocukla resim çalışmasına ağırlık verilmesi veya çamur yemeden duramayan bir çocukla çamurdan heykel yapmak bu hastalığın yenilmesinde oldukça faydalıdır.
Pika Sendromu En Çok Kimlerde Görülür?
Pika sendromu daha çok 1-6 yaş grubu çocuklar ile hamilelerde görülüyor. Ergenlik grubundaki çocuklar için de bu hastalık risk grubu içerir. 1 yaşına kadar ki ağzına götürme olayı bu hastalık grubuyla ilgili değildir.
Mehmet GÜNATA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder