25 Aralık 2012 Salı

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite'de (dehab) öğretmen klavuzu

NELER YAPABİLİRİZ?

DİKKAT EKSİKLİĞİ İÇİN...


Öğrenciyi:


Sakin bir yerde oturtun.

İyi örnek olabilecek bir arkadaşının yanına oturtun.

Samimi olduğu çalışkan bir arkadaşının yanına oturtun.

Not tutmada bu arkadaşının yardımını sağlayın.

Sınıfta bütün sıraların arasındaki uzaklığı arttırınız.

Verilen çalışmayı tamamlayabilmesi için ek süre veriniz.

Dikkat süresi ile uyumlu olacak şekilde görevleri ya da çalışma süresini kısaltınız.

Kısa süreli hedefler belirleyin.

Her seferinde bir tek görev veriniz.

Ödevlerinin miktarını azaltınız.

Açık ve kesin yönerge verin.

Etkinliği sürdürmesi için uyarı-sinyal veriniz.

HİPERAKTİVİTE İÇİN...


Çalışırken arada bir duraklamasını sağlayınız.

Sırada oturmaya ara vermesi için fırsat tanıyınız.

Görevleri arasında kısa molalar veriniz.

Aceleci ve dikkatsiz çalışmışsa, yaptığı işi kontrol etmesini öğretiniz.

Küçük, uygunsuz davranışları görmezden geliniz.

Uygunsuz davranışları ihtiyatlı kınayınız.

Olumlu davranışları övünüz.

Öğrencinin aç olmadığından emin olunuz.

Gerektikçe el kaldırmasını, seslenmesini öğretin.


Elini yalnızca amaca uygun durumda kaldırdığı zaman yanına gidin.

Soru yanıtlamak için el kaldırdığında övün.

Öğretmene Öneriler

DEHB'li çocuklar genellikle okula başladıktan sonra teşhis edilirler. Bunun başlıca nedeni anne babaların kendi çocuklarına alışmaları sonucu bir çok davranışın onlara olağan görünmesidir. Çoğunlukla öğretmenler DEHB'li çocukları fark edip ve tanı sürecini başlattıkları için DEHB konusunda çok temel bazı bilgilere sahip olmaları gerekir. Öğretmenler tanı sürecinin ilk halkalarından biridir bunun yanı sıra işlerinin DEHB'li çocuklar hakkında her şeyi bilmek ve tanı koymak olmadığını akılda tutarak bir uzmandan yardım istemekten çekinmemelidirler.


DEHB'li çocuklarla başa çıkabilmesi için öğretmenlerin olumlu ve gerçekçi akademik beklentiye, sıkı bir gözlem ve denetim becerisine, tutarlı, sabırlı ve esprili bir kişilik yapısına, işbirliğine yatkınlığa (özel eğitim öğretmeni ve uzmanlarla), sahip olması gerekir.


DEHB'li çocukların %50'si normal sınıflarda eğitilebilir. Geriye kalan %50'si ise özel eğitim ve ilgili hizmetleri gerektirir. Bu %50'nin yaklaşık %35-40' ı da normal sınıflarda bulunabilir ancak ek destek alırlar. Çok ciddi şekilde etkilenen diğer %10-15'lik kesim için özel sınıflar gereklidir. Öğretmen bu çocukların ihtiyaçlarını tanıyacak ve bu çocuklara uygun eğitim verecek şekilde eğitilmemişse kendini yetiştirme fırsatları aramalıdır. Aksi halde sınıfta bir sinir savaşı yaşanır.


Türk Milli Eğitim sisteminde yer alan müfredat içerikleri dikkat yetenekleri bakımından çan eğrisinin ortasındaki çocuklara göre düzenlenmiştir. Ortalamanın biraz üzerindeki ve biraz altındaki çocuklar okulda genel olarak problem yaşamazlar. Öğretmenlerin ders anlatırken dikkat dağınıklığı bozukluğu olan çocukların da içinde bulunduğu ortalamanın altındaki çocukları göz önünde tutmaları çok önemlidir.


Bazen dürtüsel davranışları nedeniyle DEHB'li çocuklar normal çocukların devam ettiği sınıflarda tutulmak istenmez. Alt özel sınıflara gönderilmeleri için anne babalara önerilerde bulunulur. Oysa IQ düzeyi normal olduğu halde dürtüsel ve hiperaktif davranışları nedeniyle bir çocuğun alt özel sınıfa gönderilmesi son derece sakıncalıdır. Aile ya da öğretmen bunu bir çözümmüş gibi görebilir ancak normal IQ ‘ya sahip DEHB'li bir çocuk bu tür sınıflarda zihinsel açıdan kapasitelerinin çok daha altında performans göstermeye başlar. Okul değiştirme seçeneği de saklı kalmak kaydıyla sınıf yada öğretmen değiştirmek o an için daha iyi bir çözüm olabilir. Normal sınıfta kalabilmesi için neler gerektiği ve sonuçlarının neler olabileceği aile ve çocukla tartışılmalı, uzman görüşü alınmalıdır.


Eğitim-öğretim ortamı oluşturma

DEHB'li çocuklar sürekli oturmak ve dikkatlerini derse odaklandırmakta yetersizlik yaşarlar ve bu duygudan kaynaklanan yaramazlık davranışları gösterirler. Sonuçta akranları tarafından dışlanır ve yıkıcı davranışlar sergilerler. Yıkıcı davranışlar gösterdikleri için iyice dışlanır, kolay incinir ve zarar görürler. Çocukluk döneminde tedavi edilmeyen hiperaktivite vakaları, ilaç bağımlılığı, antisosyal davranışlar gösterme ve başkalarından zarar görme riskiyle karşı karşıyadır.


Bu çocukların dikkatleri ilgisiz uyaranlarla ve diğer insanların önemsemediği ses ve olaylarla kolaylıkla dağılabildiği için sınıflarının sessiz ve sade olmasında yarar vardır. Öğretmenlerin sınıfı güzelleştirmek veya eğitim amacıyla her yere astıkları materyallerde bu çocukların dikkatini dağıtabilmektedir.


Bu öğrencilerin düşünce biçimlerinin farklı olduğuna dikkat edilmelidir. Doğrusal bir düşünceye sahip olmadıkları ve asla olamayacakları için çocukları bu yönde zorlamak, kaynakları ve zamanı boşa harcamaya yol açar.


DEHB'li çocukların bulunduğu sınıflarda konular dikkatlice yapılandırılmalı, önemli noktalar açıkça belirlenmelidir.


DEHB'li öğrenciler için her ders planında fiziksel hareketler planlanmalıdır.(Kalemi açmak için kalkmak, yandaki sınıftan tebeşir almak, öğretmen masasını düzenlemek, çiçekleri sulamak, müdür yardımcısına not göndermek gibi).


Okulunda yoğun olarak spora yönelmesi sağlanabilir. Bu konuda beden eğitimi öğretmeni ile işbirliği yapıp çocuğun yatkın olduğu bir spor alanını belirlenip, bu sporu yapması için imkan tanıması faydalı olacaktır.


Bu çocukların yerinde duramama özellikleri nedeniyle öğretmenleri tarafından sıklıkla uyarılmaları istenmeyen bu davranışın pekiştirilmesine yol açar.


Bir öğretmen olarak kendi hızınızı değerlendirerek sınıfta konuları işlerken ne kadar hızlı yada yavaş olduğunuza dikkat edin.


Övgüyü ve cesaretlendirmeyi çok seven bu çocuklar, özellikle cesaretlendirme olmadığı zaman sinirlenirler.


Anlamlı ve eğlenceli buldukları etkinliklere rahat yoğunlaşabildikleri için dersi eğlenceli hale getirmek önemlidir.


Şakacı, eğlenceli ve sürprizlere açık olarak DEHB'li çocukların ilgisini ve hevesini arttırabilirsiniz. Hayatlarının büyük bir kısmının planlar, listeler ve kurallardan oluşması çok sıkılmalarına yol açar. Oysa sürprizleri ve oynamayı seven bu çocuklar hayat doludurlar.


Çocuğun çalışmaya isteyerek katılması ve çalışmadan hoşlanması önemli olduğu için, çalışmaların eğlenceli hale getirilmesine dikkat edilmelidir.


Çocuklara bir şey öğretmek için onlarla konuştuğunuzda fiziksel olarak yakın olmak, uygun olan zamanlarda çocuğa dokunmak etkili olabilir.


Sürekli göz teması kurarak bu çocukları daha kolay denetleyebilirsiniz. Bir göz atış çocuğu günlük hayallerden sınıf ortamına geri getirebilir.


Talimat verirken aşağıdaki noktalara dikkat edin.


Canlı açık bir dil kullanın, kısa konuşun.

Her seferinde bir tek talimat verin.

Konuşurken yüzünüz çocuğa dönük olsun.

Çok duyuya hitap eden talimatlar vermeye çalışın.

Mümkünse yapılmasını istediğiniz davranışı gösterin.

Zaman zaman çocuğun talimatı anlayıp anlamadığını denetleyin ve gerekiyorsa talimatı tekrarlayın.

Sınıfa soru yöneltirken, önce soruyu sorun sonra çocuğun ismini söyleyin. Önce çocuğun ismini söylerseniz diğer çocuklar soruyu savuşturduğunu düşünüp dinlemeyecektir. Dikkati dağılan çocuğa kolay bir soru sorun, konuyla ilgili olması şart değildir.

Çocuklardan bir konuda düşünmeleri istendiğinde birkaç saniyede cevaplayabilecekleri sorular sorulmalıdır. Bir konu üzerinde uzunca bir süre düşünmesi beklenmemelidir. Aksi takdirde çocuğun canı sıkılır ve dikkati dağılır.


Acele ve özensiz yaptığı işleri tekrar kontrol etmesi istenmeli, verilen görevler arasında kısa molalar verilmelidir.


Ne istendiği çok açık bir şekilde öğrenci tarafından anlaşıldığından emin olununcaya kadar tekrarlanarak iletilmelidir.


Bu çocukların sınıf içi çalışmalarda hoşlandıkları biriyle eşleştirmek verimi arttıracaktır.


Katılma ve bağlı olma ihtiyacı hisseden bu çocuklar grup içi çalışmalarda yer aldıkları sürece kendilerini güdülenmiş hissedecekleri için katılımları sağlanmalıdır.


Sıraları öğretmen masasına yakın olabilir ancak orada amaçlı olarak tecrit edilmemelidirler. Kendisine örnek olabilecek bir arkadaşıyla oturtulabilir.


Sınıfta DEHB ile ilgili bir hikaye okumak, DEHB'li çocukları deli olarak gören sınıftaki arkadaşları için yararlı olabilir.


Sık sık gelişmeleri gözlemlenip denetlenmelidir. Sık ve çabuk geri bildirimler, onları doğru iş üzerinde tutmaya yardımcı olarak, kendilerinden ne beklenildiğini ve hedeflerini karşılayıp karşılayamadıklarını bilmelerini sağlayarak ve cesaret vererek gelişimlerine büyük yararlar sağlar.


Kendini gözlemesini öğretin, düşüncelerine nasıl takılıp kaldığının farkına varmasını sağlayın ve en önemlisi de takılma gerçekleştiğinde tekrar nasıl odaklanacağını konuşun.


Öğrenmenin duygusal boyutu ihmal edilmemelidir. Duygusal gelişimin sağlıklı olması, davranışların kalıcı kılınması açısından önemli olduğu için öğrencilerin katılım, ait olma ve eğlence ihtiyaçlarının öğretimsel etkinlikler esnasında karşılanması gerekir.


Yaramazlığın dikkat çekme(sıkılma ve sevgi ihtiyacından dolayı), güç mücadelesi(tehdit edilmiş hissettiğinden dolayı), öç alma(incinme ve haksızlığa uğradığını hissettiğinden dolayı) ve yetersizlik(güçsüz hissettiğinden dolayı) olmak üzere dört kaynağı olduğunu akılda tutarak yaramazlıklarının nedenine uygun olarak müdahale biçimi belirlenmelidir. Uygun müdahale doğru sonuçlara götürür. Bu konuda bir sınıf yönetimi kitaplarından yararlanabilirsiniz.


Pek çok DEHB'li çocuk görsel olarak daha iyi öğrendiği için bir şey söyleneceği zaman göstererek söylemek tercih edilebilir. İstenilen davranış aynı zamanda yazılırsa daha da somutlaşmış olur.


Herhangi bir olay yada konunun taslağını çıkarma, kitap okurken ve dinlerken not alma becerisini kazandırılmalıdır. Bu becerileri kazanmak DEHB'li çocuklara kolay gelmez fakat bir sefer öğrendikleri zaman okumaktan ve ders dinlemekten daha az sıkılır hale gelirler.


Aşırı yorgunluk stres ve baskı çocukların özdenetimlerini azaltıp uygunsuz davranışlara neden olabileceği için dinlenme fırsatları sağlanmalıdır. Sessizlik zamanı ve gevşeme tekniği uygulamaları buna örnek olabilir.


Bu çocuklar gün boyunca çok fazla başarısızlık duyguları yaşarlar. Bunun için mümkün olduğunca başarılı olduğu durumlar araştırılıp başarılarının altı çizilmelidir.


DEHB'li çocukların özdenetim düzeyi düşük olduğu için özdenetimli olmasına yardımcı olacak geri bildirimler verilmelidir. Nasıl davranacakları konusunda genellikle fikirleri olmayan bu çocuklara alternatifler sunulmalıdır.(Bunu farklı bir biçimde nasıl söyleyebilirdin gibi )


DEHB'in en yıkıcı yönü DEHB'in kendisi değil özsaygıya yönelik ikincil zararıdır. Bu çocuklar bol bol cesaretlendirilip övülmelidir, ancak överken dikkatli olup gerçek övgülerle sahtelerini kolayca ayırabilecekleri unutulmamalıdır.


Çocuğa DEHB'in avantajları olduğu da hatırlatılmalıdır. Çok fazla enerji verdiği için aşırı hareketlilik acil işlerin yapılmasında etkili olmaktadır. İleride hareket yada konuşkanlık gerektiren mesleklerde başarılı olabilecekleri belirtilmelidir.


Ödev ve Sorumluluklar

DEHB'li çocuklar dışsal olayları kendi başlarına yapılandıramadıkları için yönlendirilmeye ve planlamaya ihtiyaç duyarlar. Planlamayı kolaylaştırmak için etkinlik listelerinin yapılması, yaptıkları işin neresinde kaldıklarını unuttuklarında hatırlamalarını kolaylaştırır.


Hatırlama bu çocuklar için problem olduğundan dolayı, doğal olarak var olmayan çağrışımlar oluşturarak kodlamaya yardımcı olan hatırlama stratejileri ve beceriler öğretilebilir.


Ödevlerini küçük parçalara ayırmak DEHB'li çocuklar için önemlidir. Ağır ödevler çocuğu ezebilir ve çocukta yetersizlik duygusuna yol açabilir. Bu tür ödevlerin her bir bölümü yapılabilecek parçalara ayrılarak çocuğun başarısızlık korkusu azaltılabilir. Aslında bu çocuklar yapabileceklerini düşündüklerinden daha fazlasını yapabilirler.


Bu çocuklar çok ödevden sıkıldıkları için az ödev verilerek ödevlerinin niceliğinden ziyade niteliğine dikkat edilmelidir.


Yaptığı çalışmalarda verdiğiniz sürenin yeterli olup olmadığına dikkat edin. Yetersiz süreden dolayı başarısızlık çocuğun yeteneklerinden şüphe etmesine yol açar.


DEHB'li çocuklar bir ödevi yaparken kendi hızlarına göre değerlendirilmelidir. Sınıftaki diğer çocuklara bakarak onun geç yada erken bitirdiğini söylemek yanıltıcı olabilir. Çalışma hızı diğer çocuklarla kıyaslanarak belirlenirse DEHB belirtileri daha da artabilir.


Öğrenmeyi ölçmek için alternatif değerlendirmeler kullanılmalıdır. Geleneksel standart testlere güvenilmemeli, konular bazen ödev, proje, video kayıt çalışması vererek yada sözel olarak değerlendirilebilir.


Bu çocukların bütün ödevlerini, sorumluluklarını, sınav günlerini ve randevularını yazabilecekleri bir ödev defteri kullanmaları sağlanmalıdır. Bu defter günlük olarak kontrol edilmelidir. İşlerini önem derecesine göre sıraya koyması gerektiği paylaşılarak yapılacaklar listesi hazırlamaya özendirilebilir.


DEHB'li öğrencilerin bazen diğer öğrenciler kadar iş yapamayacaklarını unutulmayarak beklentiler öğrencinin kapasitesine göre ayarlanmalıdır.


DEHB'li öğrenciler bağımsız çalışmanın aksine öğretmen tarafından doğrudan işe yönlendirildiklerinde daha başarılı olmaktadırlar. Çocuk tarafından ceza olarak algılanmamak kaydıyla mümkün olduğunca çocuğa sorumluluk verilmelidir.


Kurallar

DEHB'li öğrencilerin okul başarısını arttırmak için öğretmenlerin kuralların yapılandırılmış olmasına, çalışma zamanlarının kısa tutulmasına, dersin ilginç etkinliklerle desteklenmesine ve olumlu pekiştireçlerin kullanımına dikkat etmesi gerekir.


Düzeni sağlamak için kurallar mümkün olduğunca erken oluşturulmalı, düzen ve temizliği kontrol etmek için çok sık ara kontroller yapılmamalıdır. Aksi takdirde çocukların içsel motivasyonları azalır.


Sınıftaki öğrencilerin katkılarıyla oluşturulan kuralları herkesin görebileceği bir biçimde yazıp asmak, kuralların benimsenmesini ve uygulanmasını sağlayabilir.

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Sendromu Nedir?

Son 25-30 yıldır Çocuk Psikiyatrisi kliniklerinde dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanısı popülaritesini korumaktadır. Tarihsel süreç içinde minimal beyin disfonksiyonu, hiperkinezi, hiperkinetik sendromu ve hiperaktiviteli dikkat eksikliği sendromu gibi farklı isimlerler ele alınmış, son sınıflama sisteminde ise dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olarak tanımlanmıştır. DEHB tanımı ile yukarıda sayılan tanımlar arasında belirgin farklılıkların olduğu bir gerçektir. Günümüzde DEHB alt tipleri tarif edilerek tanısal yaklaşım sınırları genişletilmiştir.


DEHB çocuklu çağının en önemli psikiyatrik sorunlarının başında gelir. Aileyi, okulu ve toplumu ilgilendiren yönleriyle ve geniş anlamıyla bir eğitim ve öğretim sorunudur. Sorunun erken teşhisinde tedaviden elde edilen sonuçların yüz güldürücü olması hiperaktivitenin sağlık ve eğitim alanında çalışanlar tarafından mutlak bilinmesi gerekli konular arasında yer alması gerçeğini göstermektedir.


Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu,

Aşırı hareketlilik,
Dikkat eksikliği ve
İmpulsivite olarak sınıflandırılabilen üç temel belirti kümesinden oluşur.





DİKKAT EKSİKLİĞİ


Çocukta dikkat kusuru özellikle eğitim hayatının başlamasıyla belirgin hale gelir. Okul öncesi dönemde de her şeyden çabuk sıkılan ve bıkan bu çocuklar, oyuncaklardan dahi sıkılıp kısa bir süre sonra onları parçalamayı tercih ederler. Okulun başlamasıyla birlikte öğrenmeye karşı ilgisizdirler. Ödev yapmayı sevmez, anne/baba ve öğretmenin zoruyla ödev yaparlar. Ödevleri yapmakta hayli zorlanırlar. Masanın başına oturamaz, otursalar dahi çeşitli bahaneler uydurarak (tuvalete gitme, su içme gibi) sık sık masa başından kalkarlar. Anne /babayı ders çalışırken sürekli yanlarında isterler. Üzerine aldıkları bir işi sürekli bitirmekte zorlanır, bir işi bitirmeden hemen diğerine geçerler. Kendileriyle konuşulduğunda sanki konuşanı dinlemiyormuş görüntüsü verirler. Bir komutu birkaç defa söyledikten sonra yerine getirirler.

Sınıfta dersi takip etmedikleri gözlenir. Dışarıdan gelen uyarılarla hemen dikkatleri dağılır. Ders dışı işlerle fazlaca ilgilenir, elindeki kalem, defter ve oyuncak gibi malzemeyle uğraşır, dersi takip edemezler. Derste sıkılmaları nedeniyle sınıfın dikkatini ve huzurunu bozacak davranışlar sergileyebilirler. (derste konuşma, arkadaşlarına laf atma ve garip asker çıkarma gibi).


Okuma ve yazma kaliteleri yaşıtlarından kötü, defter düzeni ve yazıları bozuk olabilir. Okurken sık hata yapabilir ve cümlenin sonunda kelime uydurmalarına rastlanabilir. Unutkandırlar. Sınıfta sık eşya kaybetme yanında, iyi öğrendiklerini düşündüğünüz bir bilgiyi de çabuk unutabilirler. Kendilerine uygun bir çalışma düzeni ve sistemi geliştiremezler. Okuma ve yazmayı genellikle sevmezler. Ders kitabı okumanın yanında hikaye ve roman türü kitapları okumaya karşı da isteksizdirler.


Yaşanan tüm bu öğrenme zorluklarına sınavlarda dikkatsizce yapılan hatalar eklenir. Sabırsızlıkları nedeniyle soruları hızlıca okuma, tam okumama ve yanlış okumalara sık rastlanır. Bu nedenle çok iyi bildikleri bir soruyu dahi yanlış cevaplayabilirler. Test sınavlarında çeldiricilere kolaylıkla kanarlar. Özellikle ilkokula başladığı yıllarda sınav kağıdını öncelikle vermeyi marifet sayarlar. Sonunda bilgileri ve bildiklerinden daha azı oranında not alırlar.


Dikkat eksikliği okul öncesi dönemde pek fark edilmeyebilir. Ancak bu çocukların bir kısmı ders dışı işlerde de çabuk sıkılma belirtileri gösterirler. Zeka düzeyi iyi olan ve ek olarak özel öğrenme güçlüğü olmayan çocuklar ilkokulun 3.ve 4.sınıflarına kadar derslerde sorun yaşamayabilirler. Çalışmadıkları ve dersi iyi takip etmedikleri halde notları kötü olmayabilir. Derslerin ağırlaşmasıyla birlikte başarıda ciddi düşüşler yaşanmaya başlanır.


Ev içinde günlük yapmaları gereken işler konusunda sorumluluk almak istemezler. Genellikle dağınıktırlar ve kurallardan hoşlanmazlar.



Dikkat Eksikliği Bozukluğunun Alt Tipleri


ALT TİPLERİ
Önceleri dikkat eksikliği hiperaktivite tablosunun aynı yoğunlukta bulundukları düşünülürdü. Oysa şimdi DEHB’nun farklı alt tipleri tariflenerek tanısal yaklaşımlar yeniden düzenlenmiştir.

Dikkat eksikliği hiperaktivite BİLEŞİK TİP

Klasik anlamda DEHB dendiğinde anlaşılan bileşik tiptir.
Dikkat eksikliği belirtilerinin yanında hiperaktivite belirtileri de bulunmaktadır.
Dikkat eksikliği hiperakitvite HİPERAKİTVİTE ve İMPULSİVİTENİN ÖNDE GELDİĞİ TİP

Hiperakitvite ve impulsivite belirtileri belirgin iken eksikliği belirtileri daha az gözlenir. Genellikle ders başarıları kötü değildir, ancak bulundukları ortamda hiperakitvite ve impulsiviteleri nedeniyle uyum sorunu yaşarlar.

Dikkat eksikliği hiperakitvite DİKKATSİZLİĞİN ÖNDE GELDİĞİ TİP

Dikkat eksikliği belirtileri belirgin iken hiperakitvite ve impulsivite belirtileri daha az gözlenir. Genellikle ders başarıları iyi değildir, ancak hiperakitvite ve impulsiviteleri belirgin olmadığından uyum sorunu yaşamazlar.

Dikkat Eksikliği Bozukluğunun Nedenleri


NEDENLERİ


Son 15-20 yılda yapılan araştırmalar DEHB’nun organik kökenli olduğu görüşünü hakim kılmıştır. Yeni araştırmalar beyin glikoz metabolizmasındaki bozukluklar üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu çocukların özgeçmişlerinde hamilelikte ilaca maruz kalma ve intra uterin infeksiyonlar, zor doğum, düşük doğum ağırlığı,geçirilmiş M.S.S infeksiyonları dikkat çekmiştir. Bozukluğun genetik geçişi üzerinde durulmuş ve bu çocukların 1.dereceden akrabalarında DEHB oranı daha yüksek bulunmuştur. Kaotik alie yapısında yetişen ve ağır ihmal ve tacize maruz kalan çocuklarda da DEHB belirtileri gözlenebilmektedir.


Dikkat Eksikliği Bozukluğunun Tedavisi


TEDAVİ

Tedavinin ilk şartı, aile okul ve hekim arasında sıkı işbirliğidir. Çünkü DEHB evde olduğu kadar okulda da sorun yaşanmasına neden olur. Öğrenmeyle ilgili sorunlar yanında arkadaş ilişkilerinde yaşanan sorunlar ve kurallara uyma güçlüğü aile ve okulun ortak ve sağlıklı yaklaşımlarıyla aşılabilir.


Öncelikle ailenin hiperaktivite hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Çünkü çocukta var olan sorunların nedenlerini başka yerlerde aramak, çözüm üretmeyi engellediği gibi, telafisi mümkün olmayan yanlış yaklaşımlar sergilenmesine neden olacaktır. Çocukla olan ilişkimizi düzenleyebilmek için DEHB belirtilerini yanlış yorumlamamak gerekir. Çocuğun davranışlarını ya da derslerle ilgili zorluğunu yaramazlık ya da tembellik olarak yorumlayan anne-babalar çocukla ilişkilerinin bozacak derecede sürekli ceza verme eğilimindedirler. Oysa bu çocukların cezalardan pek anlamadıkları kısa süre içinde görülecektir. Tedavide çocukla yeniden sağlıklı ilişki kurabilmenin yolları aranır. Ailenin çocuğa yönelik tutumları gözden geçirilerek yanlışlar ayıklanmaya çalışılır.

DEHB’nun tedavisinde ilaçlar önemli yer tutarlar. Dikkat arttırmaya ve davranışların kontrol edilmesine yönelik ilaç tedavisi uzun yıllardır kullanılmaktadır. Stimülanların bulunmasıyla ilaç tedavisinde ciddi gelişmeler olmuştur. Günümüzde DEHB’nun tedavisinde Metylfenidat, dextroamfetamin ve pemolin gibi stimülanların yanında bazı antidepresan ve karbamezapin’den yarar görüldüğü bilinmektedir. Medikal tedaviden elde edilen sonuçlar çocuğun yaşı, zeka düzeyi, ailenin tedaviye uyumu ve sebatı gibi faktörlerden etkilenmektedir. Stimülanların devreye girmesiyle tedaviden elde edilen başarı oranı oldukça artmıştır. Stimülanlar; tedavideki başarıları yanındı, güvenilir ilaç olmaları, çocuklarda bağımlılık yapmamaları ve yan etkilerinin az olması nedeniyle tercih edilirler.

Ülkemizde psikiyatrik ilaç kullanımı konusundaki yanlış bilgilenmeler DEHB olan çocukların gerektiğinde ilaç kullanmalarını da engellemektedir. Ailenin yan etkilerden korkarak ilaç reddetmesi, tedaviyi geciktirmekte ve sonradan geri dönüşümü olmayan sonuçlar doğurabilmektedir.

Öğrenme güçlüğü çeken çocuklarda özel eğitim programlarının uygulanması gerekebilir. Kalabalık sınıflarda dikkatlerinin dağılması nedeniyle öğrenemeyen çocuklara bireysel eğitim öğrenemeyen çocuklara bireysel eğitim desteği verilmelidir. Olumsuz davranışların düzeltilmesi ve yerine olumlu davranışların konulması için çeşitli destekleyici ve davranışçı tedavi teknikleri uygulanabilir.





Dikkat Eksikliği Bozukluğunun Belirtileri
BELİRTİLERİ

Davranışları ortama ve sonuçlarına göre düzenlemek ve yönlendirmekle ilgili bir sorundur.
Bir şey yapmadan önce sonucunu düşünmezler ("Bunu yaparsam ceza alırım").
Bir şey yapmadan önce o davranışın o ortam için uygun olup olmadığını düşünmezler ("Burada bu davranış yapılmaz").
Söyleyecekleri şeyin karşısındaki kişide nasıl bir etki yapacağını düşünmezler ( "Bunu söylersem bana kırılır")
Aslında ne yapmaları ya da yapmamaları gerektiğini bilirler ama o bildikleri şeyi uygulayamazlar.
Bir kuralı biliyorlardır, sorarsanız uygun bir biçimde açıklayabilirler ama düşünmeden hareket ettikleri için o kuralı yine bozabilirler.
Bu durum gerek anne baba gerekse öğretmeni daha çok öfkelendirir. Bu davranışlar bilerek yapılan, ya da kurallar önemsenmediği için yapılan davranışlar olarak nitelendirilirler. Bu nedenle de daha acımasız yöntemlerle ele alınırlar.


ANNE-BABA VE ÖĞRETMENLERİN BU ÇOCUKLARI TANIMLAMALARI
" 10 yaşına geldi hala söz kesmemeyi öğrenemedi "
" Düşünmeden hareket eder " " Sabırsızdır, istekleri hemen olsun ister "
" Asla sırasını bekleyemez "
" Daha soruyu tamamlamadan cevabını vermeye kalkıyor "
" Aklına geleni hemen yapıyor "




Dikat Eksikliğinin Görülme Yaşı, Cinsler Arası Fark Ve Görülme Sıklığı


GÖRÜLME YAŞI, CİNSLER ARASI FARK VE GÖRÜLME SIKLIĞI

Belirtilerin 7 yaşından önce başlaması gerekir. Genellikle 4-5 yaşlarında belirtiler belirgin hale gelir. Ancak bir kısmı bebekliklerinden itibaren huysuzlukları az uyumaları ve az yemeleri ile dikkat çekerler. Okul döneminin başlamasıyla dikkat eksikliğine bağlı öğrenme sorunlarının gündeme gelmesi ve arkadaşlarla olan sorunları aileyi tedirgin etmeye başlar. Ergenlik döneminde ise okul başarısızlığı yanında davranış sorunları ve aileye karşı gelişen tutumlar gözlenir. Ergenlikte aşırı hareketsizlik azalır ve yerine çabuk sıkılma ve dikkat kusuru belirgin olur.

Erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık rastlanır. Erkek çocuklarda genellikle hiperaktivite ve impulsivite belirtileri ön planda iken, kız çocuklarında daha çok dikkat eksikliği belirgindir. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu her kültür ve toplumda görülen bir bozukluktur. Toplumda görülme sıklığı farklı araştırmalarda farklı sonuçlar elde edilmesine karşın yaklaşık %5-6 gibidir.




Dikkat Eksikliğine Eşlik Eden Diğer Psikiyatrik Sorunlar



Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda karşı gelme bozukluğu ve davranım bozukluğu ile birlikte görülebilir. Ayrıca, özel öğrenme güçlüğü sıklığı bu çocuklarda daha fazladır. Özel öğrenme güçlüğü ile birlikte görüldüğünde ders başarısızlığı çok daha belirgin hale gelir.

Bununla birlikte dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğuna;
Dağınıklık, düzensizlik
Dalgınlık, hayal kurma
Tutarsızlık
Bellek sorunları
Sakarlık, koordinasyon güçlükleri
Sosyal ilişkilerde sorunlar
Düşük benlik saygısı eşlik eder





Dikkat Eksikliğine Eşlik Eden Diğer Psikiyatrik Sorunlar



Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda karşı gelme bozukluğu ve davranım bozukluğu ile birlikte görülebilir. Ayrıca, özel öğrenme güçlüğü sıklığı bu çocuklarda daha fazladır. Özel öğrenme güçlüğü ile birlikte görüldüğünde ders başarısızlığı çok daha belirgin hale gelir.

Dikkat Eksikliğine Eşlik Eden Diğer Psikiyatrik Sorunlar



Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda karşı gelme bozukluğu ve davranım bozukluğu ile birlikte görülebilir. Ayrıca, özel öğrenme güçlüğü sıklığı bu çocuklarda daha fazladır. Özel öğrenme güçlüğü ile birlikte görüldüğünde ders başarısızlığı çok daha belirgin hale gelir.

Bununla birlikte dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğuna;
Dağınıklık, düzensizlik
Dalgınlık, hayal kurma
Tutarsızlık
Bellek sorunları
Sakarlık, koordinasyon güçlükleri
Sosyal ilişkilerde sorunlar
Düşük benlik saygısı eşlik eder



Çocuğu Dikkat Eksikliği Bozukluğu Olan Ebeveynlere Disiplin Kuralları Rehberi

ANNE - BABALAR İÇİN DİSİPLİN KURALLARI REHBERİ

Disiplin denince pek çok kişinin aklına ceza gelir.

Ancak disiplin ceza vermek değil, eğitmek, bilgilendirmektir. Pozitif yöntemlerle yapılan bu eğitimle çocuk özgüvenini ve kendi hareketlerini kontrol edebilme yetisini kazanır.

- Çocuklar için disiplin neden gereklidir?

Sizler çocuklarınızın ilk öğretmenlerisiniz.Disiplin kurallarını koyarken zorlanabilirsiiniz. Bu nedenle disiplin neden gereklidir sorusunu cevaplayarak sizlere yardımcı olmak istiyoruz.

- Onları korumak için.

Genellikle büyükler çocuklarını kazalardan - kötülüklerden korumak için (disiplin kurallarına) başvururlar.

Örneğin, bir anne çocuğunu yanan sobadan uzak tutmak için onu uyarır; "Sobaya yanaşma, yanarsın,canın çok acır."

- Sosyal beceriler

Disiplin kuralları çocukların başkaları ile ilişki kurmasını kolaylaştırır. Kendi hareketlerini kontrol edebilme becerisini onlara kazandırarak güven duygularını güçlendirir. Örneğin 12 yaşında bir çocuk okul kurallarını arkadaşına hatırlatarak onu uyarır ve doğacak bir problem veya çatışmayı ikisi için de engelleyebilir.

SINIRLARINI BİLMEK

Disiplin, çocukların kabul edilen davranışları anlamalarına ve hareketlerinin nerede başlayıp nerede bitmesi gerektiğini algılamalarına yardımcı olur. Örneğin, altı yaşında bir çocuk yuvada sırasını beklemeyi, söz alarak konuşması gerektiğini öğrenir.

DİSİPLİNİN FAYDALARI

- Düşünerek kurallara uygun davranma becerisini geliştirme,

- Hareketlerinin doğuracağı sonuçları mantık çerçevesinde algılamala,

- Okul veya okul dışında başarılı bir yaşam sürdürmelerini sağlayacak bilgi ve kuralları öğrenme,

- Diğerlerinin de uyduğu ortak kurallara göre davranma,

- Aile ve toplumun değer yargılarını anlamalarına yardımcı olur.

"Disiplinin amacı, çocukların problemler karşısinda kurallara uygun ve mantıklı çözümler üretmelerini sağlamaktır."

DİSİPLİN CEZA DEĞİLDİR

Disiplin ve ceza aynı şey değildir. Araştırmalar vurmak, tokat atmak veya sözel saldırılarla disiplinin sağlanamadığını gösteriyor. Bu tip cezalar kısa dönemde hızlı sonuç veriyor gibi gözükse de uzun dönemde kalıcı zararlar doğurmaktadır. Fiziksel cezalar utanç ve umutsuzluk duyguları yükleyerek çocuğun kendisine saygısını yitirmesine neden olabilir. Ayrıca çocuğa şiddetin geçerli ve uygun bir davranış olduğu, güç kullanarak istediklerini elde edebileceği kavramı öğretilmiş olacaktır.

Çocuklara doğru davranışı öğretirken ceza yerine, nasıl davranıp nasıl davranmayacaklarını ve bunların nedenlerini açıklamak gerekir. Büyükler yasaklar yerine geçerli olan davranışların altını çizmelidirler.

Örneğin, "Giyeceklerini yere atma" yerine "Lütfen giyeceklerini yerden kaldır çünkü yeri süpürmem gerekiyor." demelisiniz.

Anne- baba ve okul disiplini

Evde uygulanacak disiplin okuldaki davranışların temelini oluşturur. Okul disiplini de ev disiplin kurallarının bir uzantısı olmalıdır. Okuldaki bir disiplin problemi aile-çocuk ve öğretmenle birlikte çözülmelidir. Birlikte bulunan bu çözümler çocuğun kendini istenilen şekilde disipline ederek kurallara uymaya teşvik edecek ve düzgün okul-çalışma alışkanlıkları oluşturmasını sağlayacaktır. Aileler okul kurallarını bilmeli ve desteklemelidirler.

Araştırmalar, aile-öğrenci-öğretmen ve idarecilerin beraberce kuralları oluşturmasının en iyi sonuçları verdiğini göstermiştir. Bu şekilde çocuklar disiplin kurallarını kendi kendine uygulamaya teşvik edilmektedir.

Çocukların bu kuraları açık bir şekilde anlamalaını sağlamak için "anlaşılır" yazılı bir form oluşturmakta önerilebilir.

"Çocukların davranışlarını olumlu yönlendirmek için açık kurallara ve istikrarlı bir tutuma ihtiyaç vardır. Okulda ve evde en etkin kurallar, öğrenci-aile-öğretmen ve okul tarafından alınmış ve tatbik edilenler olacaktır."

ANNE BABALAR İÇİN DİSİPLİN İPUÇLARI


İyi örnek olun. Eğer çocuğunuzun problem çözmek için şiddete başvurmasını istemiyorsanız fiziksel ceza vermeyiniz

Sınırları çiziniz ama çok sayıda kural koymayınız.

Bir kural koymadan önce kendinize şunları sorunuz:

Bu gerekli mi?/ Bu kural çocuğun sağlık ve güvenliğini sağlıyor mu?/ Başkalarının haklarını ve mallarını gözetiyor mu?

Kurallar basit ve anlaşılır olsun.

Aile Kuralları oluşturulurken çocuk ta katılırsa onları daha dikkatle uygulayacak, daha az çiğneyecektir.

Çocuklar bir kuralı ihlal ettiğinde sonucunun ne olacağını iyi anlamalıdırlar. Örneğin, 4 yaşındaki çocuğunuzun tek başına karşıdan karşıya geçmesi yasaksa ve o bu kuralı ihlal ederse cezasını uygulamaya kararlı olmalısınız.

Esnek olun. Bu kurallar çocuklar küçükken geçerlidir. Ancak onlar büyüdükçe daha fazla özgürlük isterler.

Unutmayın, her çocuk farklıdır. Onların kendilerini kontrol etme becerilerini geliştirmelerine izin verin. Küçük çocuklar her zaman kurallara tamamen uyacak beceriyi gösteremeyebilirler.

Örneğin, yemekten önce kurabiye yemesine izin verilmeyen 5 yaşındaki çocuğunuz direnirse kurabiye kavanozunu göz önünden kaldırara, ona sizce uygun başka bir yiyecek teklif edin.

Çocuğunuza, sizi ve başkalarını rahatsız eden davranışları olursa hemen söyleyin. Problemleri biriktirmeyin. Kararlı olun.

Ailenin diğer bireyleriyle de disiplin kuralları konusunda hemfikir olun. Bu şekilde çocuk kurallara uymadığı zaman neler olacağını bilecektir.

Çocuklarınızın iyi davranışlarını, başarılarını övün. Onun çabalarını takdir ettiğinizi bilsin.

Çocuğunuzla güç savaşına girmekten kaçının.

Disiplin, kazanan ve kaybedenin olduğu bir oyun değildir. Siz çocuğunuzun kurallara uymasını beklersiniz, o sizden dürüstlük bekler.

Onun sizinle aynı fikirde olmayacağı zamanlar olacaktır. Buna saygı gösterin, pozitif öneriler getirin. Eleştirmeyin. Eleştirmek ve dırdır etmekle çocuğunuzun gücenmesine, kızgın olmasına veya kendini aşağılamasına neden olabilirsiniz.

Bağımsızlık duygusunu ve sorumluluk almasını destekleyin.

Espiri anlayışınızı kaybetmeyin.

Onları ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin. Uygun davranmadıklarında çocuğunuzu değil, o davranışı sevmediğinizi açıkca belirtin ki sevginizden şüphe duymasın.

Öğrencinizde Dikkat Eksikliği Sendromu Olduğunu Nasıl Anlarsınız?
Öğrencinizde Dikkat Eksikliği Sendromu Olduğunu Nasıl Anlarsınız?


Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocukların çoğunda, okula başlamadan önce sendromun belirtileri fark edilmez. Bir çocuğun, dürtüsel davranışları, dikkatini toplayamaması ya da hiperaktif davranışları sınıfta huzuru bozduğu ve öğrenmeyi engellediği için dikkat çeker.. Doğal olarak öğretmenlerden teşhis koymaları beklenemez ancak öğretmen çocuğun bir uzman tarafından test edilmesini önerebilir. Özel öğretme yöntemleri ise teşhisin konulmasından önce bile yararlı olacaktır.

Bir uzmana gösterilmesi tavsiye edilen çocukların, sınıfta ders dinlemekte zorlanıyor ya da sinıfta neler olup bittiğinin farkında değilmişçesine davranışlar sergiliyor olması gerekir. Bu çocuklar neyin önemli olduğuna karar veremez ve dikkatlerini yönlendiremezler. Diğer çocuklar bazı konulardan bir müddet sonra sıkılıp dikkatlerini toplayamazken, Dikkat Eksikliği olan çocuklar sürekli olarak dikkatlerini toplayamazlar. Bir işi bitirmeden bir başka işe başlar, harketlerinin doğuracağı sonuçları önceden düşünemezler. Özetle Dikkat Eksikliği olan bir çocuk, yaşına göre değil daha küçük yaşta bir çocuğun davranacağı gibi davranır.

Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocukların çoğu hiperaktif davranışlar sergiler; yerinde oturamaz ve sürekli hareket halindedir. Sıralarını bekleyemez ve söz almadan konuşmaya başlarlar. Bu hareketler değişik ortamlarda ve değişik konularda aynı sürekliliği gösterir ve çocuğun öğrenmesini ciddi boyutlarda engeller.

Eğer öğrencinizde Dikkat Eksikliği Sendromu ya da başka bir öğrenme sorunu gözlemlerseniz, öğrencinizin davranışlarını -tamamlayamadığı ödevleri, yerinden ne sıklıkla kalktığı gibi...- kağıda dökmenizde büyük yarar vardır.

Öğrencinizin sorunları tartışmak üzere anne babası ile görüşmeli ve fikir alışverişinde bulunmalısınız. Çocuğun davranışlarını etkileyen başka etmenler varsa bunları en iyi öğrenebileceğiniz kaynak anne babadır.

Dikkat Eksikliği Büyüdükçe Geçer mi?
Büyüdükçe Geçer mi ?
Erken çocukluk döneminde başlayıp yaşam boyu devam edebilen bir bozukluk olan dikkat eksikliği hiperaktivitede, büyüdükçe iyileşmek söz konusu değildir. Bu tanıyı almış olan bireylerin yüzde sekseninde, ergenlik döneminde de belirtiler devam eder. %3.65'i erişkinlikte de bu tanıyı alır. Temel belirtiler aynı olmakla birlikte her yaş döneminde farklı bir görünüm vardır.

Özellikle aşırı hareketlilik ve dürtüsellik belirtileri zaman içinde azalır.
Dikkat eksikliği yasam boyu devam eder.
Yaş ilerledikçe başka sorunlar eşlik etmeye başlar.



Hayatın Üç Döneminde Dikkat Eksikliği Sendromu





ÇOCUKLAR


Hiperaktivite ya da rahat duramamak

Dürtüsel davranışlarda bulunmak; fazla düşünmeden akla ilk geleni yapmak

Heyecanlı olmayan (okul çalışması gibi) işlerde dikkati yoğunlaştıramamak

Sabahları, zor uyanmak, yavaş yürümek ve normalden daha fazla disorganize olmak

Geceleri hemen uykuya dalamamak

Sağ - sol ayrımında; yazı yazarken harflerin, kelimelerin ve sayıların seçiminde zorlanmak

Öfke nöbetlerine yatkınlık

Yatak ıslatma

Nedeni açıklanamayan olumsuzluk hissi

YENİYETMELER


Rahat duramamak ya da bir miktar hiperaktivite

Dürtüsel davranışlarda bulunmak; fazla düşünmeden akla ilk geleni yapmak

Heyecanlı olmayan (okul çalışması gibi) işlerde dikkati yoğunlaştıramamak

Sabahları, eğer gün içinde planlanmış heyecanlı bir aktivite yoksa zor uyanmak

Geceleri zor uyumak, çok geç vakitlere kadar uyanık kalmak

Sağ - sol ayrımında; yazı yazarken harflerin, kelimelerin ve sayıların seçiminde zorlanmak; konuşurken kelimelerin yerini değiştirmek

Öfke nöbetlerine yatkın olmak; saman alevi gibi parlayıp başkalarına vurmak, eşyaları kırmak ve bağırmak

Yatak ıslatmak hala geçerli olabilir.

Nedeni açıklanamayan olumsuz duygular, bazen depresyon ve intihar girişimi

En basit sorunlar karşısında bile kolayca umutsuzluğa kapılmak

YETİŞKİNLER


Rahat duramamak; nadir olarak dışa dönük hiperaktivite; çoklukla ritmik bacak sallama, el tıkırdatma ve yerinde oturamama

Düşüncelerin sürekli akışı sonucu organize olamamak

Sıkıcı faaliyetler sırasında dikkat toplayamamak (ekonomi raporu okumak, yarısı bitmiş tamir işlerini tamamlamak gibi)

Sabahları zor uyanmak

Geceleri uykuya dalmakta zorlanmak ve geç vakitlere kadar baygın düşene kadar uyanık kalmak

Sağ - sol ayrımında; yazı yazarken harflerin sayıların ve kelimelerin seçiminde zorlanmak; konuşurken kelimelerin yerini değiştirmek

Öfke nöbetleri sırasında kontrolü kaybederek eşe, çocuklara ya da kendine zarar vermek; başkalarına vurmak ve bağırmak

Nedeni açıklanamayan olumsuz duygular ya da depresyon

En basit sorunlar karşısında bile kolayca umutsuzluğa kapılmak






Dikkat Eksikliği Olan Çocukların En Çok Sordukları Sorular?

BENİM NEYİM VAR?

Bu bölümdeki soruların tümü 4 ile 10 yaş arasındaki çocukların merak ettikleri konulara yöneliktir. Cevaplar, çocuklara bir yetişkin tarafından okunabileceği gibi; yalnz başlarına da okuyabilecekleri gibi düzenlenmiştir.

Soru: Dikkat Eksikliği Sendromu nedir?

Cevap: Dikkat Eksikliği Sendromu, bazılarımızın hayatı yeterince net göremediği için gözlük takmaya gereksinim duyması gibidir. Dikkat Eksikliği Sendromu, olan bir çocuk dikkatini tek bir konuya toplamakta zorlanır, tıpkı senin gibi. Sürekli hareket etmek istediğin için anlatılanı dinlemekte zorlanırsın. Gözlük takanların gözlüğe kimi zaman sinir olmaları gibi Dikkat Eksikliği Senromu olmak da seni sinir edebilir. Oysa bu sendromun hiçbir korkunç yanı yoktur; yani Dikkat Eksikliği Sendromun olması senin aptal olduğunu falan göstermez. Hiçte bile. Nasıl bir sürü akıllı çocuk gözlük takıyorsa, bir sürü akıllı çocuğun da Dikkat Eksikliği Sendromu vardır.

Soru: Dikkat Eksikliği Sendromu olmak demek aptal olmak demek midir?

Cevap: Kesinlikle hayır. Dikkat Eksikliği Sendromu olan pek çok akıllı insan vardır. Elektrik ampulünün mucidi Thomas Edison bunlardan yalnızca birisidir.

Soru: Arkadaşım, "Eğer Dikkat Eksikliği Sendromun varsa, demek ki sen geri zekalısın." dedi. Doğru mu biliyor?

Cevap:Hayır, doğru bilmiyor. Dikkat Eksikliği Sendromunun akıllı ya da geri zekalı olmakla hiçbir alakası yoktur. Anne Babalarımızın da Dikkat Eksikliği Sendromu olabilir. Öğretmenimizin de; okul müdürümüzün de; doktorumuzun da. Bir itfaiyecinin, polisin, postacının, pilotun ya da astronotun da Dikkat Eksikliği Sendromu olması mümkündür. Herkesin Dikkat Eksikliği Sendromu olabilir.

Soru: Ritalin alan bir arkadaşım var, ondan hiç hoşlanmıyorum. Ritalin alırsam ona mı benzeyeceğim?

Cevap: Hayır. Ritalin senin kişiliğini değiştirmeyecektir. Nasıl ki aspirin yuttuğunda her aspirin yutana benzemiyorsan. Hatta bir keresinde hoşlanmadığın arkadaşınla aynı anda aspirin yutmuş olabileceğine bahse bile girerim. Nasıl aspirin yuttuğunda ona benzemediysen şimdi Ritalin yuttuğunda da ona benzemezsin.

Soru: İlacın bana ne faydası var?

Cevap: İlaç, etkisini gösterdiğinde sana dikkatini daha iyi toplayabilmen için yardımcı olacaktır. Okulda ya da evde böylece daha dikkatli olabilecek ve daha kolaylıkla okuyabileceksin. Ödevlerini daha kolay yapabileceksin. Kardeşlerinle daha iyi anlaşabileceksin. Hatırlamak istediğin şeyleri daha kolaylıkla hatırlayabileceksin.

Soru: İlaç kötü şeyler yapar mı?

Cevap: Bazen, ama kötü şeyler o kadar da kötü değildir; ilacı almayı kestiğinde hemen geçerler.

Bazen ilaç iştahını kapatır, onun için iyi yemek yemeye dikkat etmelisin. Kimi zaman uyumanı da engeller onun için ilacını yatma vaktine yakın almamaya dikkat etmelisin.

Çoğunlukla ilaç kötülük yerine sana çokca iyilik yapacaktır.

Soru: İlaç almak benim deli olduğum anlamına mı gelir?

Cevap: Kesinlikle hayır. Başı ağrıdığında aspirin yutan insanlar ne kadar deliyse, dikkatini toplamaya yardımcı olacak ilacı aldığın için sen de o kadar delisin! yani değilsin.

Soru: Arkadaşım ilaç alarak zayıflık gösterdiğimi, "erkek adamın", ilaca gerek duymayacağını söylüyor, söyledikleri doğru mu?

Cevap: Hayır, doğru değil. Eminim arkadaşın hasta olmamak için aşı oluyordur, bu onun zayıflık gösterdiği anlamına mı gelir? Tabii ki hayır. Örneğin; arkadaşın, daha iyi görmek için gözlük taktığında bu zayıflık mı olur yoksa akıllılık mı? İşte Dikkat Eksikliği Sendromu için ilaç almak daha iyi görmek için gözlük takmaktan ya da daha kuvvetli olmak için vitamin almaktan farklı değildir.

Soru: İlaç almaya daha ne kadar devam edeceğim?

Cevap: Bunu bilemiyoruz. Büyük bir olasılıkla doktorun, yılda bir ya da iki kez ilacı almanı durdurarak hala ihtiyacın olup olmadığını kontrol edecektir. Çocukların bazen yıllarca, bazen de aylarca ilaç almaları gerekebilir.

Soru: Dün, bende Dikkat Eksikliği Sendromu olduğunu öğrendim, bunu erkek kardeşimden nasıl saklayabilirim?

Cevap: Sır saklamak çok zor bir iştir. Eğer bunu gerçekten bir sır olarak saklamak istiyorsan, anne babanın yardımı ile başarabilirsin ama bunun çok zor olacağını da aklından çıkarmamalısın.Neden anne ve babanla konuşup onların bu durumu kardeşine uygun bir dille anlatmalarını istemiyorsun? Eminim anne baban, kardeşinin seninle alay etmesini ya da sana aptal demesini önleyecek bir şekilde ona durumu açıklayabilirler.Kardeşin konuyu bilirse senin hayatın kolaylaşacaktır, ister inan ister inanma belki sana yardımı bile dokunacaktır.

Soru: Dikkat Eksikliği Sendromu olan insanların garip insanlar olduğunu duydum.

Cevap: Duydukların doğru değil.

Bence "garip" sözcüğünü kullanırken çok dikkatli olmak lazım. Tanıdığım bir sürü iyi insan sadece başkalarından farklı davrandıkları için "garip" diye adlandırılıyorlar. Böyle adlandırılmak ise onların kalbini kırıyor. Hiç kimse böyle çağırılmaktan hoşlanmaz, başkalarının kalbini kırmak iyi bir haslet değildir.

Soru: Dikkat Eksikliği Sendromunuz varsa başkalarından daha süratli düşündüğünüz doğru mudur?

Cevap: Bazen, ama bazen de tam tersi olur. Uzun vadede yavaş düşünmekle hızlı düşünmek kendi kendini dengeleyecektir. Kimi zaman, Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuklar o kadar hızlı düşünürler ki; kendi düşünce hızlarına kendileri yetişemezler. Çok hızlı geçen bir trenin kompartımanlarını tek tek göremediğimiz gibi.

Soru: İlacımı bazen almak istemiyorum. Bu mümkün mü?

Cevap: İlacı arada sırada almak yerine hergün aynı zamanda almak daha yararlıdır. İlacını her zaman almak istemiyorsan bu konuyu anne babanla ya da doktorunla konuşmalısın. Belki de ilaç hakkında cevaplandırılmasını istediğin sorular vardır ve bu konuda sana yardımcı olabilecek kişiler onlardır. Doktorun dozajı yada ilaç zamanını ayarlayabilir.

Soru: Aldığım ilaç beni daha akıllı mı yapacak?

Cevap:Hayır. Ama dersini daha dikkatli dinlemene ve ödevlerini daha düzgün yapmana yardımcı olacağı için notların daha iyi olacaktır. İlaç seni daha akıllı yapmayacaktır sadece olan aklını daha iyi kullanmana yardımcı olacaktır.
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder