TORUNUNUZDA DİKKAT EKSİKLİĞİ SENDROMU VARSA
Büyükanne ve büyükbabaların
torunlarının yaşamlarında önemli bir yeri vardır. Kimi zaman anne-baba
çalıştığında torunlarına bakarlar ve hatta bazen anne-babanın rolünü
üstlenirler. Torunlarından uzakta yaşayan büyükanne ve büyükbabalar ise onları
ancak yılda birkaç kez görebilirler; bu yüzden de torunları için çok önemli
insanlardır ve onların özgüvenlerini kazanmalarında çok etkili
olabilirler.
Büyükanne ve büyükbabalar, torunlarına "Dikkat Eksikliği
Sendromu" teşhisi konulduğunda ne söyleyeceklerini ya da ne yapacaklarını pek
bilemezler. Yapılması gereken ilk şey kendilerini eğitmeye başlamalarıdır.
Dikkat Eksikliği Sendromu ya da Dikkat Eksikliği ile Hiperaktivite Sendromunun
üç belirgin özelliği vardır:
1. Dikkat dağınıklığı (dikkati odaklayamama,
dalıp gitme)
2. Fİziksel hiperaktivate (yerinde duramama, sürekli
kıpırdanma, işten işe atlama)
3. Dürtülere göre davranma (düşünmeden
hareket etme ...... sonra da pişman olma)
Dikkat Eksikliği ile
Hiperaktivite Sendromu "yaramazlık" değildir. Genetik bir fiziksel bozukluktur.
Bazı çocuklar büyüdükçe sendromun belirtileri azalır, bazı çocuklarsa tamamen
sendromun üstesinden gelmeyi başarırlar. Ancak büyük çoğunluk yetişkin
hayatlarında da aynı belirtileri gösterir.
Teşhis konulurken ve
konulduktan sonra aile dayanışması çok önemlidir. Çocuğun anne-babası
kendilerini savunmak zorunda olduklarını sanarak yersiz davranışlarda
bulunabilirler. Çekirdek ailede çocukların durumunu kabullenemeyen anne ya da
baba yüzünden sarsıntılar yaşanabilir.
Ailenin, çekirdek aile dışındaki
fertleri destek sağladıkları kadar huzursuzluk da yaratabilirler. Günlük
yayınlarda çıkan asılsız haberler ya da kulaktan dolma bilgilerle fikir yürütme
hatasına düşebilirler. Eski nesiller davranış bozukluklarını ruhi
hastalalıklardan sayma eğilimindedirler. Dikkat Eksikliği Sendromunu utanç
verici olarak tanımlayanlar ise ailenin herhangi bir ferdinde belirtilerin
görülebileceğini yadsırlar. Ve bütün bu tartışmaların ve olumsuz duyguların odak
noktasındaki kişi, Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuktur.
Büyükanne ve
büyükbabalar, torunlarına fiziki ceza vermekten kesinlikle kaçınmalıdırlar.
Diğer yöntemler daha uzun sürede sonuç verseler bile çocuğa sorunlarının nasıl
üstesinden gelebileceğinin temelini öğretmek yönünden çok yararlıdır.
Kimi zaman büyükanne ve büyükbabalar, torunlarındaki DE belirtilerini
anne-babadan önce fark ederler. Bu, hassas bir özenle yaklaşılması gereken bir
durumdur. Büyükanne yada büyükbabalar kendi kendilerine bir teşhis koymaktan
kaçınmalıdır.
Hiperaktif torunları olan büyükanne ve büyükbabalar
evlerini çocukların rahatlıkla oynayabilecekleri hale getirmelidirler. Çocuklar
büyüyüp evden ayrıldıklarında, çocuksuz kalan evler, çocukların rahatlıkla
hareket edebilecekleri, oynayabilecekleri evler olmaktan çıkarlar. Raflarda
maddi ve manevi değeri büyük kırılacak eşyalar vardır; küçülen aile, çocukların
koşup oynayamayacağı kadar küçük bir eve taşınmıştır. Bu da anne babalar ve
büyükanne büyükbabalar için büyük bir huzursuzluk kaynağı yaratır. Ziyaretler
sırasında çocuklarının kazara birşey kıracağından korkan anne babalar diken
üstünde otururlar; büyükanne ya da büyükbaba birşey söylemese bile çocuklarını
savunmak ihtiyacı hissederler. Büyüklerse çocuğun aşırı hareketliliğinden ve
anne babasının endişeli hareketlerindenn huzursuz olurlar. Çocuk ise kendini
"züccaciye dükkanındaki deve" gibi hissetmekten alıkoyamaz.
Eğer ortada
kırılacak bir şey yoksa anne babalar kendilerini daha rahat hissedecektir. Bu
sorunun ise çözümü gayet basittir; kırılacakların geçici olarak kaldırılması
veya onların ulaşamayacakları bir yere konulması gibi. Eğer büyüklerin imkanı
varsa, çocukların oynayabilmesi için bir oda ayrılabilir ya da varsa bahçe
çocukların oynayabileceği bir şekle sokulabilir. Televizyon ve video, hiperaktif
bir çocuğun bile ilgisini çeker ancak bu kaynaklara son çare olarak
başvurulmalı, büyükanne, büyükbaba ve torun arasındaki iletişim bu yolla
engellenmemelidir. Çocuk bilgisayar ile ilgilenecekse büyükanne yada büyükbabaya
kendisinin hoşlandığı birşey gösterebilir.
Bir çocukta eğer davranış
bozuklukları varsa yanlış anlamalara neden olmak ve yersiz savunmalar yapmak çok
olağandır. Samimi ve önyargısız sohbetler bile kimi zaman yanlış anlaşmalara
neden olur. "Benim çocuklarımdan hiçbiri bunu yapmadı" tarzındaki konuşmalardan
kaçınmalısınız. Eskiden çocuklarda, Dikkat Eksikliği Sendromunun farkına
varılmazken, kimi belirtiler daha sert ve acımasız disiplin yöntemleri ile
ortadan kaldırılırdı; bazı anne babalar içgüdüsel olarak günümüzün araştırma
sonuçlarına göre önerilen yöntemleri bulup çıkarırlardı. Artık zaman değişti; bu
görüş daha başka bir şekilde örneğin; " Biliyor musun eşin de küçük bir çocukken
böyleydi? Harika bir çocuktu ama bazen de bize çok zorluk çıkarırdı. Günümüzde
herşey daha farklı ve sen kendin için en kolay olan yolu bulmalısın. Eğer o
zaman neler yaptığımızı bilmek istersen sakın bana sormaktan çekinme." diye
ifade edilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder