25 Aralık 2012 Salı

TORUNUNUZDA DİKKAT EKSİKLİĞİ SENDROMU VARSA

TORUNUNUZDA DİKKAT EKSİKLİĞİ SENDROMU VARSA

Büyükanne ve büyükbabaların torunlarının yaşamlarında önemli bir yeri vardır. Kimi zaman anne-baba çalıştığında torunlarına bakarlar ve hatta bazen anne-babanın rolünü üstlenirler. Torunlarından uzakta yaşayan büyükanne ve büyükbabalar ise onları ancak yılda birkaç kez görebilirler; bu yüzden de torunları için çok önemli insanlardır ve onların özgüvenlerini kazanmalarında çok etkili olabilirler.


Büyükanne ve büyükbabalar, torunlarına "Dikkat Eksikliği Sendromu" teşhisi konulduğunda ne söyleyeceklerini ya da ne yapacaklarını pek bilemezler. Yapılması gereken ilk şey kendilerini eğitmeye başlamalarıdır. Dikkat Eksikliği Sendromu ya da Dikkat Eksikliği ile Hiperaktivite Sendromunun üç belirgin özelliği vardır:

1. Dikkat dağınıklığı (dikkati odaklayamama, dalıp gitme)

2. Fİziksel hiperaktivate (yerinde duramama, sürekli kıpırdanma, işten işe atlama)

3. Dürtülere göre davranma (düşünmeden hareket etme ...... sonra da pişman olma)

Dikkat Eksikliği ile Hiperaktivite Sendromu "yaramazlık" değildir. Genetik bir fiziksel bozukluktur. Bazı çocuklar büyüdükçe sendromun belirtileri azalır, bazı çocuklarsa tamamen sendromun üstesinden gelmeyi başarırlar. Ancak büyük çoğunluk yetişkin hayatlarında da aynı belirtileri gösterir.

Teşhis konulurken ve konulduktan sonra aile dayanışması çok önemlidir. Çocuğun anne-babası kendilerini savunmak zorunda olduklarını sanarak yersiz davranışlarda bulunabilirler. Çekirdek ailede çocukların durumunu kabullenemeyen anne ya da baba yüzünden sarsıntılar yaşanabilir.

Ailenin, çekirdek aile dışındaki fertleri destek sağladıkları kadar huzursuzluk da yaratabilirler. Günlük yayınlarda çıkan asılsız haberler ya da kulaktan dolma bilgilerle fikir yürütme hatasına düşebilirler. Eski nesiller davranış bozukluklarını ruhi hastalalıklardan sayma eğilimindedirler. Dikkat Eksikliği Sendromunu utanç verici olarak tanımlayanlar ise ailenin herhangi bir ferdinde belirtilerin görülebileceğini yadsırlar. Ve bütün bu tartışmaların ve olumsuz duyguların odak noktasındaki kişi, Dikkat Eksikliği Sendromu olan çocuktur.

Büyükanne ve büyükbabalar, torunlarına fiziki ceza vermekten kesinlikle kaçınmalıdırlar. Diğer yöntemler daha uzun sürede sonuç verseler bile çocuğa sorunlarının nasıl üstesinden gelebileceğinin temelini öğretmek yönünden çok yararlıdır.

Kimi zaman büyükanne ve büyükbabalar, torunlarındaki DE belirtilerini anne-babadan önce fark ederler. Bu, hassas bir özenle yaklaşılması gereken bir durumdur. Büyükanne yada büyükbabalar kendi kendilerine bir teşhis koymaktan kaçınmalıdır.

Hiperaktif torunları olan büyükanne ve büyükbabalar evlerini çocukların rahatlıkla oynayabilecekleri hale getirmelidirler. Çocuklar büyüyüp evden ayrıldıklarında, çocuksuz kalan evler, çocukların rahatlıkla hareket edebilecekleri, oynayabilecekleri evler olmaktan çıkarlar. Raflarda maddi ve manevi değeri büyük kırılacak eşyalar vardır; küçülen aile, çocukların koşup oynayamayacağı kadar küçük bir eve taşınmıştır. Bu da anne babalar ve büyükanne büyükbabalar için büyük bir huzursuzluk kaynağı yaratır. Ziyaretler sırasında çocuklarının kazara birşey kıracağından korkan anne babalar diken üstünde otururlar; büyükanne ya da büyükbaba birşey söylemese bile çocuklarını savunmak ihtiyacı hissederler. Büyüklerse çocuğun aşırı hareketliliğinden ve anne babasının endişeli hareketlerindenn huzursuz olurlar. Çocuk ise kendini "züccaciye dükkanındaki deve" gibi hissetmekten alıkoyamaz.

Eğer ortada kırılacak bir şey yoksa anne babalar kendilerini daha rahat hissedecektir. Bu sorunun ise çözümü gayet basittir; kırılacakların geçici olarak kaldırılması veya onların ulaşamayacakları bir yere konulması gibi. Eğer büyüklerin imkanı varsa, çocukların oynayabilmesi için bir oda ayrılabilir ya da varsa bahçe çocukların oynayabileceği bir şekle sokulabilir. Televizyon ve video, hiperaktif bir çocuğun bile ilgisini çeker ancak bu kaynaklara son çare olarak başvurulmalı, büyükanne, büyükbaba ve torun arasındaki iletişim bu yolla engellenmemelidir. Çocuk bilgisayar ile ilgilenecekse büyükanne yada büyükbabaya kendisinin hoşlandığı birşey gösterebilir.

Bir çocukta eğer davranış bozuklukları varsa yanlış anlamalara neden olmak ve yersiz savunmalar yapmak çok olağandır. Samimi ve önyargısız sohbetler bile kimi zaman yanlış anlaşmalara neden olur. "Benim çocuklarımdan hiçbiri bunu yapmadı" tarzındaki konuşmalardan kaçınmalısınız. Eskiden çocuklarda, Dikkat Eksikliği Sendromunun farkına varılmazken, kimi belirtiler daha sert ve acımasız disiplin yöntemleri ile ortadan kaldırılırdı; bazı anne babalar içgüdüsel olarak günümüzün araştırma sonuçlarına göre önerilen yöntemleri bulup çıkarırlardı. Artık zaman değişti; bu görüş daha başka bir şekilde örneğin; " Biliyor musun eşin de küçük bir çocukken böyleydi? Harika bir çocuktu ama bazen de bize çok zorluk çıkarırdı. Günümüzde herşey daha farklı ve sen kendin için en kolay olan yolu bulmalısın. Eğer o zaman neler yaptığımızı bilmek istersen sakın bana sormaktan çekinme." diye ifade edilebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder