Hiperaktif
Öğrenci
Dikkat Eksikliğive Hiperaktivite Bozuklukluğu’nun bir problem
olarak en sık karşımıza çıkması çocuğun okula başladığı zamandır. Şiddetli
durumlarda ilkokul öncesi dönemde başvuru olsa da, çocuğun kurallı bir ortama
girmesiyle sorunlar belirginleşir.
Bu çocuklarda en çok ortaya çıkan
yakınmalar şunlardır;
◦ Sınıfta dolaşma
◦Garip sesler çıkarm
◦Kalem
ve silgisiyle oynama
◦Derste dalıp gitme
◦Yazı yazmak istememe
◦Ödev
yapmama / baştan savma yapma/ ödev yapma süresinin uzun olması
◦Sırasını
beklemekte güçlük çekme
◦ Çok konuşma
◦Söz kesme
◦Hareketlilik veya
kıpırtılı bir görünüm
◦Kurallara uymakta gönülsüzlük
◦Arkadaşlarıyla
geçimsizlik
◦Yönergeleri takip etmede zorlanma
Bu yakınmaların hepsi bir
arada bulunmayabilir, dikkatsizlik veya hareketlilik belirtilerinden biri daha
ön planda bulunabilir.
Çocukların bu sebeplerden dolayı öğretmenlerinden
bolca uyarı almaları, arkadaşları tarafından dışlanmaları, ders başarısında
düşüş yaşarlarsa sınıfın tembel çocuğu durumuna düşmeleri çocukta zamanla
kendine güveni azaltmakta, çocuğun da kendisini problemli, başarısız ve takdire
layık olmayan biri olarak algılamasına sebep olmaktadır. Çocuk zamanla bu
durumla baş edemeyebilir ve durumu kabullenme eğilimine girer. Bu zamanla
çocuğun daha saldırgan olmasına, motivasyonunun azalmasına ve okuldan soğumasına
neden olmaktadır.
Okula her gittiklerinde öğretmen bu sefer ne diyecek
kaygısıyla yaşayan anne babalar, olumsuzlukları en aza indirgeyebilmek amacıyla
evde çocuğu sürekli uyarmakta, özellikle ders yapma saatleri bir kabusa
dönüşebilmektedir.
Günümüzde "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite
Bozukluğu"nun nörokimyasal temelleri olan bir rahatsızlık olduğu bilinmektedir.
Yani çocuk bu davranışları şımarıklığından veya anne babanın evde disiplin
vermemesi nedeniyle yapmamaktadır. Bu nedenle öğretmenler çocuğu veya anne
babayı suçlar tarzda bir yaklaşım sergilememeye özen göstermeli, aksine tedavi
konusunda destekleyici ve motive edici bir tavır göstermelidirler.
Çocuğu
ve ailesini anlayabilmek ve onlara en doğru şekilde yardımcı olabilmek için
öncelikle bozukluğu tanımak çok önemlidir.
Temel belirtiler,
hareketlilik, dikkat eksikliği ve dürtüselliktir. Bozuklukta her 3 belirti bir
arada görülebileceği gibi, özellikle dikkatsizliği ön planda olduğu ve
hiperaktivite+dürtüselliğin ön planda olduğu alt tipler şeklinde de kendini
gösterebilir. Bir çocukta bu bozukluğun varlığından söz edebilmek için,
belirtilerin 7 yaşından önce başlamış olması, birden fazla ortamda görülüyor
olması ve kişinin günlük yaşamını etkileyecek boyutta olması
gerekir.
Öğretmenlere düşen grevler:
◦ Öğretmenler öncelikle
bozukluk hakkında doğru bilgi sahibi olmaya özen göstermelidir. Çünkü bu
çocukların erken farkedilmesi tedaviyi çok olumlu yönde etkilemektedir.
Şüphelendikeri durumlarda mutlaka aileyi bilgilendirmeli ve yardım alması için
yönlendirmelidir.
◦Çocuğun sınıf içinde ön sıralara oturtulması, çocuğun
çevresindeki dikkat dağıtıcı uyaranları azaltacak , çocuğun dersten daha fazla
verim almasına yardımcı olacaktır.
◦Çocuğun dikkatinin çabuk dağıldığı göz
önünde bulundurularak, sınıf içinde hareketli görevler vermek ona kendisini
toparlaması için zaman kazandıracaktır.
◦Derste etrafla ilgilendiği veya
dalıp gittiği farkedildiğinde çocuğun dikkatini konuya çekmek üzere sözel uyaran
verilebilir.
◦Sürekli olumsuz davranışlarına odaklanmak yerine olumlu
davranışlarını ön plana çıkarmak olumlu davranışların artmasını
sağlayacaktır.
◦Görevlerini düzgün yaptığı zamanlar gözden kaçırılmamalı,
olumlu mesajlar vererek ödüllendirilmelidir.
◦Okulun rehberlik bölümü
tarafından çocuğun kendini programlayabilmesi, zamanı doğru kullanabilmesi gibi
konularda anne, baba ve çocuğa destek verilmesi faydalı
olacaktır.
◦Şüphelenilen olgular tedavinin gecikmemesi açısından mutlaka bir
çocuk psikiyatristine yönlendirilmelidir.
◦Öğretmenler tedavi öncesi ve
tedavi sürecinde çocuğu iyi gözlemlemeli, gelişmelerin sağlıklı bir şekilde
takip edilebilmesi için aile ve doktora bilgi akışının doğru olmasına özen
göstermelidir.
Uzm. Dr. Gökçe Küçükyazıcı
Çocuk ve Ergen
Psikiyatristi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder