Otizm ve çiğ
diyet
Bugünlerde otizm olan çocuklarla ilgili haberlerin arttığını
görüyoruz.
Otizmin ne olduğunu kısaca açıklamak gerekirsek, sosyal ve
iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizm
genellikle yaşamın ilk 2 yılında ortaya çıkar. Otistik çocuklar genelde öğrenme
zorluğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir kısmında farklı seviyelerde zeka
geriliği görülse de, zeka seviyeleri normal otistik çocuklar da vardır. Ancak
genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, Otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı
algılamakta ortak bir zorluk çekerler. Genelde kalıtsaldır.
Otizmi
araştırırken, çiğ diyetle ilgili kaynaklar buldum. ABD’de ebeveynler çocuklarına
çiğ diyet uyguluyorlarmış. En başta çiğ süt. ABD’de bazı ebeveynler çiğ yemek
diyeti (raw dıet) kullanarak kendi çocuklarında otizmi yok ettiklerini ya da
önlediklerini iddia ediyorlar. Bu diyet pişmemiş, prosesten geçmemiş, organik
yiyecekler içeriyor. Aslında hepimizin en az prosesten geçmiş yiyecekleri
tüketmemiz gerekmiyormu? Çiğ yemek diyetinin otizmli çocukların mide florasını
güçlendirdiği, bağışıklık sistemine takviye yaptığı ve sistemi temizlediği
(detox ettiği) düşünülüyor. Çocuklarına pişmemiş yiyecek diyeti uygulayan
ebeveynlere göre bu diyet otizmi önlüyor hatta ilk safhalarındayken yok
edebiliyor.
Bu konuyu sadece belirli sitelerden okuyarak paylaşıyorum,
bende kesin kanıtlanmış kaynaklar bulamadım, ama ilginç görünsede, ben gıdacı
olarak hazır gıdaları mümkün olduğunda az tüketmeye
çalışıyorum.
Ebeveynler otistik çocuklarına çiğ diyetle temel olarak
sebze, meyve, fındık, fıstık, tahıllı yiyecekler, yumurta, balık (sashimi tarzı
balık – çok ince dilimlenmiş pişmemiş sosla yenen Japon usulü balık), et
(carpaccio tarzı et – çok ince dilimlenmiş İtalyan usulü kırmızı et) pastörize
edilmemiş süt, yoğurt ve peynir.
Ebeveynler otistik çocuklarına neden çiğ
diyet yediriyorlar?
Çiğ yenen yiyecekler daha fazla vitamin ve nutrient
(besin) bulundurur.
Yararlı enzimler yüksek ısıda kaybolur.
Çiğ
yiyecekler sağlıklı bakteri ve mikro-organizmalar barındırırlar ki bu da mide
florası için yararlıdır. Ayrıca bağışıklık ve sindirim sistemini takviye
eder.
Prosesten geçmiş yiyeceklerde, hazır gıdalarda, kimyasal maddeler,
katkı maddeleri, besin koruyucuları, besin boyaları bulunur; bütün bunlar
toksiktir ve sağlıksızdır.
Ayrıca tüketmeye korktuğumuz çiğ süte
gelirsek, ağlıklı ineklerden hijyen bir sağımla elde edilen çiğ sütün çiğ olarak
tüketilmesinde bir sakınca yok. Bu şekilde elde edilen çiğ süt ile kaynatmadan
peynirimizi yapabiliriz. Bir Fransız peynir türü de bu şekilde piyasa sürülüyor.
Çiğ Sütün elde edildiği ineğin sağlığından veya sağımın hijyenliğinden emin
değilsek çiğ sütü kaynatarak içmemiz gerektiğini hepimiz biliyoruz. Peyniri de
üç ay salamurada tutmak gerek. Köylerde yapılan tulum peyniri veya çömleğe
basılarak doldurulan peynir de soğuk hava depolarında veya toprağın altına
konularak üç ay bekletilir. Üstelik bu sürede peynir daha iyi
lezzetlenir.
Amerika’nın bir çok eyaletinde ve Avustralya’da çiğ süt
soğuk zincir içinde 5 litrelik cam ambalajlarda tüketicilere satışının serbest
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder