Nöroloji Uzmanı
Prof. Dr. Ahmet Yaramış, otistik çocukların geriye dönük video görüntüleri
incelendiğinde otizmde görülen davranış ve hareket şekillerinin tespit
edilebildiğini söyledi.
Dicle Üniversitesi (D.Ü) Çocuk Hastanesi Nöroloji
Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Yaramış, otistik çocukların geriye dönük video
görüntüleri incelendiğinde otizmde görülen davranış ve hareket şekillerinin
tespit edilebildiğini söyledi.
Prof. Dr. Yaramış, hastalığın genetik
kökenli olabildiği gibi çevresel faktörlerden ve etkilerden kaynaklı reaktif
bağlanma bozukluğunun da otizme yatkınlık gösteren belirtiler taşıdığını
kaydetti.
Bölgede otizm vakalarının tahminlerin üstünde olduğunu, akraba
evliliklerinin beraberinde getirdiği bazı genetik hastalıklar veya metabolik
hastalıklara bağlı kandaki kimyasal bozukluklarda da otistik bulgular
gözlediklerini ifade eden Prof. Dr. Yaramış, Türkiye'de otizm tanısının çok geç
yaşlarda koyulduğunu vurgulayarak, özellikle ilk kez anne ve baba olan
ebeveynlerin çocuklarındaki otizme yakın bulguları fark edemediğini bildirdi.
Tanısı konulan çocukların aileleriyle yaptıkları birebir görüşmelerde,
bebekliğin ilk dönemine dair otizme eğilim gösteren bulgular tespit ettiklerini
dile getiren Yaramış, sözlerine şöyle devam etti:
''Otistik çocukların
geriye dönük video görüntüleri incelendiğinde, otizmde görülen davranış ve
hareket şekilleri tespit edilebiliyor. Bebeklerin otizme ait iki tip davranış
biçimi gösterdikleri gözlenmiştir. Birinci grupta huzursuz ve sürekli ağlayan
bebekler, ikinci grupta ise tam tersi, son derece sakin ve uslu bebeklerin
olduğu gözlenmiştir. Altlarını ıslattıkları veya acıktıkları halde ağlamamaları,
çevreye ilgisizlikleri dikkatli anne ve babaları endişelendirebilmektedir.
Video görüntüler incelendiğinde çocukların kameraya çok bakmadıkları,
göz teması kurmadıkları, gülümsemedikleri, kendi başlarına kalmak istedikleri,
dış dünyadan koptukları, anne kucağında huzursuz oldukları ve bu nedenle çoğu
zaman annenin çocuğunu kucağından bırakmak zorunda kaldığı yönünde davranış
şekilleri tespit edilmiştir. Erken tanı son derece önemli olmakla birlikte
örneğin 5 aylık bir bebeğe bu bulgulara göre 'otistiktir' diyemiyoruz. Tanı için
en azından iki-üç yıl geçmesi gerekiyor. Ancak böyle bir şüphe halinde bebeği
yakın takibe alıyoruz.''
-ÇOK SAKİN VEYA ÇOK HIRÇIN BEBEKLERE DİKKAT-
Prof. Dr. Yaramış, erken bebeklik döneminde çocukların ya çok sakin yada
agresif ve huzursuz olabildiğine dikkati çekerek, bu çocukların aileleriyle göz
teması kurmadığını, dış çevreden de soyut bir yaşam sürdüğünü belirtti.
Bebeklerin her döneminde kendine özgü bir gelişim gösterdiğini kaydeden
Yaramış, 3 aylık bir bebeğin başını kaldırabildiğini, bazı sesler
çıkartabildiğini, kendi kendine gülebildiğini, altını ıslattığı zaman huzursuz
olabildiğini, acıktığı zaman ağladığını dile getirerek, 6 aylık bir bebeğin ise
sosyal iletişiminin daha da arttığını, karşısındaki kişiye tepki verebildiğini
anlattı.
Normalde bir çocuğun kucağa alındığında sustuğunu, altı
ıslandığında veya aç olduğunda ağladığını hatırlatan Prof. Dr. Yaramış, dikkatli
bir annenin bu davranış geriliğini erken sezinleyebildiğini ve ilerleyen
dönemlerde de bulguların 4 aşamada kendini gösterdiğini vurgulayarak, şöyle
dedi:
''İlk olarak gelişimleri çok geridir. Konuşamazlar. İkinci olarak
sosyal açıdan da geridirler. Sosyal iletişime geçemezler. Üçüncü olarak anormal
bazı hareketlerde bulunurlar. Kollarıyla kanat çırpma, kendi etrafında dönme,
çamaşır makinesinin karşısına oturup onu saatlerce takip etme, sürekli kapı açıp
kapatma gibi. Dördüncü olarak da tümünde olmasa da zeka açısından daha
geridirler. Otistik çocuklar bize genelde 3 yada 4 yaşından sonra başvuruyorlar.
Geç kalındığı için tedaviye de direnç gelişiyor. İkincil otistik bulgulara sahip
çocuklar eğitimle düzeliyorlar. Bu eğilimi gösteren çocuklar eğitimle zamanında
okula başlayacak hale gelebilmektedirler.''.
-''2 YAŞINDAN ÖNCE
ÇOCUKLARA TELEVİZYON İZLETTİRMEYİN''-
Bebeğin her gelişim safhasında
ailenin ciddi rol oynadığını, çocuklara 2 yaşından önce televizyon
izlettirilmemesi gerektiğini belirten Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Yaramış,
''televizyon izleyen her çocuk otistik olur'' şeklinde kesin bir yargının
bulunmadığını ancak 2 yaşın altındaki yatkın çocukların çocukların risk grubunda
olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Yaramış, reklamlar ve kliplerin bu yaş
grubu çocuklarda sakıncalı olduğuna dikkati çekerek, ''Toplumda 'bakıcı
sendromu' olarak da bilinen evdeki bakıcıların sürekli televizyon
izlettirmesinin çocukların sağlığı açısından son derece yanlıştır. İki yaşından
önce çocuklarınıza mümkünse televizyon izlettirmeyin'' dedi.
Ailelerin
çocuklarında, otizme yatkınlık veya otizm bulguları bulunduğu gerçeği ile
yüzleştiğinde şok geçirdiklerini, yaşadıkları psikolojik gerginlikle boşanmayı
düşünen çiftlere dahi rastladıklarını bildiren Yaramış, ''Ebevyn öncelikle
otizmin ne olduğunu bilmiyor. Araştırıp öğrendiklerinde şaşkınlık içinde bize
geliyorlar. Otizmin tedavisi biraz sıkıntılı. Sebat ve sabır isteyen uzun bir
süreç'' diyerek, ailelerin çocuklarına faydalı olabilmeleri için önce
birbirlerine destek olması gerektiğini ifade etti.
-BEBEKLERİN
GELENEKSEL YÖNTEMLERLE YETİŞTİRİLMESİ-
Prof. Dr. Ahmet Yaramış, kliniğe
gelen ailelere çocuklarıyla bebek de olsa sık sık konuşmalarını, göz teması
kurmalarını, renkli giysiler giyerek bebeğin dikkatini toplamalarını
önerdiklerini belirtti.
Bebeklerin daha sık kucağa alınıp sevgi
gösterilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunan Yaramış, ''Çocukların kendi başına
kaldığında bir şeyi saatlerce izlemesine izin vermeyin. Dikkatini hemen başka
yöne çevirin. Otistik çocukların kesinlikle insanlarla temas etmesi gerekiyor.
Ailelere en önemli tavsiyemiz çocuklarını kalabalık aile ortamında iletişime
açık bir şekilde geleneksel yöntemlerle yetiştirmeleridir'' dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder