Engellilere iletişim becerilerinin kazandırılmasında jest ve mimik
kullanımı
JEST VE MİMİKLER
Jestler ve mimikler, çevremizdeki
insanlara görsel sinyaller gönderen hareketlerdir. Bir jestten söz edebilmemiz
için yapılan hareketin bir başkası tarafından görülmesi ve yaşadığımız duygu ve
düşünceyle ilgili bir bilginin karşımızdakine iletilmesi gereklidir. Aslında her
bir jest, düşünce ve duygu ürünü olduğu için doğal olarak bu özellikleri
barındırır (Baltaş, 2000:37).
Jestler, yani el ve kol hareketleri,
duyguların en güzel çıktılarıdır. Karşımızda konuşan birisinin elindeki kağıdı
sürekli büküp katladığını, parmaklarıyla masaya sürekli vurduğunu ve gözlerini
bakışlarımızdan hep kaçırdığını görürsek, bu kişinin bizimle beraber olmaktan
rahatsız olduğunu düşünürüz. Bu tipteki hareket ve davranışlar, karşımızdaki ne
söylerse söylesin, onun gerçek heyecanlarını açığa vurmaktadır (Cüceloğlu,
1995:45).
Yüz kaslarının anlatım amaçlı kullanımı mimikleri; baş, el,
kol, ayak, bacak ve bedenin kullanımı da jestleri oluşturur. Jest ve mimikler
“esas” ve “ikincil” olarak iki kısma ayrılır.
Esas jest ve mimikler, düşünce
ve duygularımızı destekleyen, onları somutlaştıran hareketlerimizdir. Örneğin
bir konuşma esnasında göz kırpma, başı sallama, kolları açma gibi işaret ve
hareketler iletmek istediğimiz ve planladığımız bir mesajı içeren jestlerdir.
Öte yandan kendiliğinden gelen ve hiç beklemediğimiz bir anda bizi yakalayan
esneme veya öksürme gibi durumlarda bile jest söz konusudur. Esas olarak
anlatıma katkıda bulunmayan ve kendiliğinden refleks olarak ortaya çıkan bu
hareketlere ikincil jest ve mimik denir (Baltaş, 2000:37).
Baş ile selam
vermek veya el sallamak gibi hareketlere esas jestler denir. Esas jestler
başlangıçlarından bitişlerine kadar iletişimin bir parçasıdır (Baltaş,
2000:38).
Esas jestlerle ikincil jestleri ayırmak için kendimize şunu
sorabiliriz. “ Eğer ben yalnız olsaydım bu hareketi yapacak mıydım?” cevabımız
“hayır” ise bu hareketimiz esas jesttir. Cevabımız “evet” ise hareketimiz
kendiliğinden olan bir harekettir ve ikincil jestler grubuna girer (Baltaş,
2000:38).
İkincil jestlerin büyük bir çoğunluğu sosyal değildir. Çünkü
bunlar rahatı, temizliği ve kaşınma gibi kendiliğinden olan ihtiyaçları ile
ilgili hareketlerdir.
Dikkat edilmesi gereken nokta, dışa vurduğumuz
duygularımızla ilgili işaretlerin gerçekten karşı tarafa iletmek istediklerimiz
olup olmadığıdır. İkincil jestlerinizi bilinçli olarak anlamlandırıyor olsak da
olmasak da, bu jestler bizimle ilgili duyguların bir aktarımıdır (Baltaş,
2000:39).
Esas jestler jestler; yüz, baş, el, kol, ayak, bacak ve
bedenin, bir konuya açıklık kazandırmak için yaptığı tüm hareketlerdir. Esas
jestler; anlatım jestleri, sosyal jestler ve mimik jestlerdir (Baltaş,
2000:39).
1. Anlatım Jestleri
Bu jestler insanın diğer hayvanlarla
ortak olan biyolojik kökenli jestlerdir. Biyolojik kökenli jestlerimiz temel
duyguların ifade edilmesine yarar ve esas olarak altı tanedir. (Baltaş,
2000:39).
Bu jestler, günlük iletişimimizin temel işaretleri olan
mutluluk, korku, öfke, şaşkınlık, üzüntü ve tiksinti duyguları ile ilgili olan
hareketlerdir. Bu hareketler tüm insanlarda ortaktır (Ergin-Birol,
2000:126).
Anlatım jestleri özellikle yüz ifadelerinde ortaya çıkar ve
insanın varlığını korumaya dönük eylemlerinden kaynaklanır (Baltaş,
2000:39).
Örneğin yüzdeki sıkama hareketi, düşman tarafından boynun
sıkılma eylemi içinde oluşmuştur. Boynu sıkılan bir insanın yüzündeki bütün
kaslar sıkıştırılarak direnç oluşturur. Bu gün canımızı sıkan bir durum ile
karşılaştığınızda mağara devrine ait bu arkaik kalıp ortaya çıkar ve kaşlarımız
çatılır. Ani ve atak hareketler karşısında gözlerimizin kapanması aynı şekilde
insanın mağarada yaşadığı dönemlerde belirsizlik ve tehditle dolu bir dünyadan
gelebilecek bir saldırıda gözlerini koruma amacına yöneliktir. Diğer bir yandan
gülümseme insanın hoşnut olduğunu, iç dengesinin yaşamı sürdürmeye uygun bir
uyum içerisinde bulunduğunu ortaya koyan ve karşısında bulunanları bu mutluluğa
ortak olmaya davet eden bir jest ve mimiktir (Baltaş, 2000:39).
2. Sosyal
Jestler Ve Mimikler
Toplumsal gereklere ve ihtiyaçlara bağlı olarak
gösterilenlerdir. Kişinin toplumsal konumu ve rolü gereği yaptığı ve yapmak
zorunda olduğu hareketlerdir. “Okulda ya da okul dışında öğretmenle öğrencinin
selamlaşması, öğrenci velisi okula geldiğinde öğretmenin onu konuk kabul ederek
güler yüz göstermesi v.b. gibi hareketler bu gruba girmektedir..” (Ergin-Birol,
2000:126).
Kişinin bir topluluk önünde yaptığı bir konuşmada ses tonunu,
el ve kollarını, anlatımını daha etkin kılmak için kullanması sosyal jest ve
mimikler olarak değerlendirilir (Baltaş, 2000:41).
3. Mimik
Jestler
Bu hareketler taklit ve tanımlama jestleridir. Bir objeyi veya
bir davranışı mümkün olduğunca hatasız olarak taklit etmek niyetiyle yapılan
jestlerdir (Baltaş, 2000:41).
Bunlar olmakta olan bir olayın taklit
edilerek aktarılması kadar, söz konusu yaşantıyı görmemiş bir kişinin
anlayabilmesine de yardım eden jestlerdir. Mimik jestler, tiyatroya özgü
jestler, taklit jestler, şematik jestler ve teknik ve kod jestlerdir (Baltaş,
2000:41).
4. Tiyatroya Özgü Jest ve Mimikler
İzleyicileri hoşnut
etmek için oyuncuların kullandıkları jestlerdir. Günümüzde bu mimikler hem
sahnede hem de sosyal hayatta kullanılmaktadır (Baltaş, 2000:41).
5.
Taklit Jestler
Taklit jestler, rüzgârın veya köpeğin sesinin taklidi
gibi, bir insanın olmadığı veya olamayacağı bir şeyi taklit etmesidir. Bu
jestlerde genellikle eller etkin rol üstlenir (Baltaş, 2000:42).
6.
Şematik Jestler
Kısaltma ve özetleme ile ilgili taklitlerdir. Bu jestle
kişi bir durumun en göze çarpan özelliğini alıp sadece bununla o bütünü
tanımlar. Bu jestler nesne veya bir durumu ifade etmek için kullanılır. Ateş
etme hareketi, sigara olmadan sigara içme hareketi, olmayan bir bardakla su içen
kişinin yaptığı hareket bu tür mimik jestlere örnektir. (Baltaş, 2000:43).
7. Teknik ve Kod Jestler
Belli bir meslek grubunun kendi
aralarında kullandıkları jestlerdir. Polisler, askerler, borsa memurları,
kurpiyerler gibi. Bu kişilerin anlatım için kullandıkları jestler birbirleri ve
onlarla ilişkili olanların anladıkları teknik jestlerdir. Kod jestler, dilsiz
alfabesinin ellerle kodlanması ve ellerle yazılması gibi, bilgiyi sistemli bir
şekilde kodlayan jestlerdir (Baltaş, 2000:44).
Sonuç.
Jest ve
mimik hareketlerinin, ses tonu ve sözcüklerle birlikte yordanması halinde etkili
bir iletişimin kurulabileceğini söyleyebiliriz.
SÖZ ÖNCESİ DÖNEMDE
JESTLER VE MİMİKLER
Çocukların,çıkardıkları seslerin ve yaptıkları
jestlerin çevrelerindeki kişilerin davranışlarını etkilediğini ve çevrelerini
kontrol etme alıştırması yapmalarına yardım ettiğini öğrenmeye gereksinimleri
vardır.Sesler ve mimikler “merhaba,hoşça kal” demek için;
uzanamadıkları
nesneleri istemek için;yardım istemek için;istenmeyen yiyeceği;oyuncakları veya
olayları reddetmek için kullanılabilir.
Çocuklar basit talimatları takip
etmek üzere dikkatini yöneltme becerilerini kullanmayı öğrenirler.İlk önce
jestlere ve sözcüklere,birlikte kullanıldıklarında tepki vermeyi öğrenirler.Daha
sonra sadece sözcüklere tepki vermeye başlarlar.Jestlere ve basit talimatlara
tepkide bulunma becerisi normal gelişim gösteren bir çocuğun yaşamın ilk 18
ayında tamamen kazanılır.
JESTLERE VE BASİT TALİMATLARA TEPKİDE BULUNMA
BECERİLERİNİN YAŞA GÖRE SIRALANIMI;
6-9 AY
*Yetişkinin yüz ifadesine
tepki olarak yüz ifadesini değiştirir.
*Jestlerle birlikte verilen basit
talimatlara tepki verir.
9-12 AY
*Kendi adı söylendiğinde dönerek tepki
verir.
*Sert bir ifade ile dönerek yapmaması söylendiğinde,bir anlığına bile
olsa,yapmakta olduğu istenmeyen davranışı durdurur.
*Sözel talimat
verildiğinde el çırpar ya da el sallar.
*Adı söylenen tanıdık nesnelere
dönerek bakışlarıyla nesneleri bulur.
*Adı söylenen aile bireylerine
dönerek,bakışlarıyla onları bulur.
12-15 AY
*İstendiğinde isteyen kişiye
bir nesne verir.
*Adı söylendiğinde,bir nesneyi gösterir.
15-18 AY
*Bir
tane basit iki ya da üç sözcüklü talimatı yerine getirir.
*Üç tane basit iki
ya da üç sözcüklü talimatı yerine getirir.
*İstendiğinde,tanıdık bir nesneyi
öbür odadan getirir.
*YETİŞKİNİN YÜZ İFADESİNE TEPKİ OLARAK YÜZ
İFADESİNİ DEĞİŞTİRİR: Yüzler bebeğin çevresindeki en önemli nesneler olduğu
için,yüz ifadesi genellikle bebeğin tepkide bulunacağı ilk durumdur.İlk
tepkisini yüz ifadesini değiştirerek verir.Daha sonrada gördüğü yüz ifadelerini
taklit eder.
*JESTLERELE BİRLİKTE VERİLEN BASİT TALİMATLARA TEPKİ VERİR:
Bir çocuğa yüz hareketlerimizi kullanarak pek çok sözcüğün anlamını
öğretebiliriz. Çocuk elini kaldırdığında “onu bana ver” diyebiliriz. Daha sonra
çocuğu sadece sözcüklere tepki vermeye hazırlayabiliriz. Elinizi sallayarak
“güle güle” diyebilir ya da “ayıyı bana ver” diyerek kollarımızı
uzatabiliriz.
İLETİŞİM BECERİLERİ-SÖZ ÖNCESİ DÖNEM-TAKLİT
Taklit
veya kopya etmek çocuğun dil gelişimi için çok önemlidir. Taklit yoluyla çocuk
bizim kullandığımız sesleri çıkarmayı ve giderek tüm sözcükleri ve cümlecikleri
kurmayı öğrenir.
Birçok çocuk yüz ifadelerini ve eylemleri taklit etmeyi
sesleri taklit etmekten daha kolay bulur. Yüz ifadelerinin ve eylemlerin
taklidi, çocuğu önce sesleri sonra da sözcükleri taklit etmeye hazırlar.
Taklit kendi içinde 3 gruba ayrılabilir.
Bunlar;
eylemleri taklit
etmek:
masaya elle ya da kaşıkla vurmak
el çırpmak
el sallamak ( hoşça
kal demek için)
yüz hareketlerini taklit etmek
dudaklarını birbirine
sürtmek
öpme hareketini yapmak
parmakla dudaklarında ‘susss’
yapmak
dili dudağın üzerinde hareket ettirme
sesleri taklit etmek
a, o,
dadada, mumumum, bububub, bu, ne, dadidadi, pitapita.....
Taklit
Becerileri Nasıl Öğretilir?
Taklit becerilerinin süreklilik kazanması
için çocuğun yaptıklarının taklit edilmesi yararlı olabilir. Bu bir oyun haline
getirilebilir. Böylece çocuğa taklit edemediği sesler ya da hareketler daha
doğal ve kolay bir yolla öğretilebilir.
Çocuk, kendiliğinden çıkarabildiği
sesleri taklit etmeyi öğreninceye kadar, yeni sesleri bir kenara bırakılmalı.
Yeni sesleri taklit etmesi öğretilmeden önce çocuğun önceki sesleri ve
hareketleri kendiliğinden yapmayı öğrenmesi gerekir.
Taklit etmeyi
öğretirken öncelikle çocuğa model olarak bu öğretilmeye çalışılmalıdır. Fakat
zaman zaman bu yeterli olmayabilir. Bu durumda fiziksel yardım gerekebilir.
Örneğin: 1. ‘aaa’: başparmak çocuğun çenesine konur ve ‘aaa’ derken hafifçe
aşağı doğru ittirilir.
2. ‘ooo’: çocuğun yanakları ‘ooo’ denecek şekilde
ileriye doğru itilir.
3. ‘babab’ : başparmakla çocuğun çenesinin altından
tutulur ve öğreten kişi, bababab diyerek öğretmen veya anne çocuğun dudaklarını
hızlı hızlı birbirinden ayırıp birleştirir.
Fiziksel yardımın fazla işe
yaramadığı durumlarda öğretmen veya anne-baba çocuğun taklit etmesini istediği
sesleri abartılı ses ve yüz hareketleri ile çocuğa sunabilirler.
sesleri
eylemlerle birleştirmek de etkili bir yöntem olabilir. Mesela, ‘mmmm’ sesi yemek
zamanı ile eşleştirilebilir. Ya da eli ağza hızlı hızlı vurup çekerek ‘oo oo oo’
şeklindeki Kızılderili haykırışı yapmak eğlenceli olabilir.
sesleri
oyuncaklarla birleştirme: bu yöntem yaşı büyük olan çocuklar için yararlı
olabilir. Mesela oyuncak hayvanlar çocuğun hayvan seslerini taklit etmesini
cesaretlendirmek için kullanılabilir. Araba kullanılırken ‘ığğnn ığğnn’ sesi ya
da ‘bip bip’ sesleri denenebilir.
Taklit Etme Becerisi Çocuklarda Nasıl
Gelişiyor?
0-1 Yaş:
Eline aldığı parçaları bilinçsizce sallayarak ve
sıkarak sesler çıkarır.
Ce-ee oyununu taklit eder.
Yetişkini taklit
ederek el çırpar.
Yetişkini taklit ederek baş baş yapar
Yetişkinin sesine
tepki olarak sesi tekrarlar
Taklitle 2-3 defa aynı heceleri söyler
Başka
birinin konuşmasına tepki olarak sesler çıkarır.
1-2 Yaş:
Sık sık
kullanılan nesnelerin kullanışlarını taklit eder. ( fincan, bardak,
kaşık...)
Oyun sırasında başka bir çocuğun hareketini taklit eder.
Basit
işlerde yetişkinleri taklit eder. ( çatal, bıçak tutma, giysileri
silkelemek...)
Güldüren ve dikkat çeken hareketlerini tekrarlar.
2-3
Yaş:
Hatırlatıldığında ‘lütfen’ ve ‘teşekkür ederim’ der.
Basit ev
işlerinde (toz bezini tutmak gibi) aile fertlerine yardım etmeye
çalışır.
Bildiği bir şarkının son dizesinin son kelimesini tekrarlar ve
hareketle gösterir.
% 90 oranında sesinin tonunu kontrol eder.
3-4
Yaş:
Model olunduğunda 3’e kadar sayar
Söz ve hareket içeren çeşitli
parmak oyunlarını tekrarlar.
Model olunduğunda 10 nesneyi sayar.
KAYNAKÇA
Cüceloğlu Doğan.” İnsan İnsana”. İstanbul: Remzi
Kitapevi,1995
BALTAŞ Acar ve diğerleri. “Bedenin Dili”. İstanbul: Remzi
Kitapevi,2000
ERGİN Akif ve diğerleri. “Eğitimde İletişim”. Ankara: Anı
Yayıncılık,2000
KIRCAALİ-İFTAR G. ,UZUNER Y. “Küçük Adımlar Gelişimsel
Geriliği Olan Çocuklara Yönelik Erken Eğitim
Programı”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder